Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/579 E. 2021/488 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2019
NUMARASI : ….
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/10/2015
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021

Taraflar arasındaki tazminat davasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairimizce duruşma açılmak suretiyle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete olan ve davalı şirket nezdinde kasko sigortası bulunan…. plakalı aracının 12/07/2015 tarihinde tek taraflı kaza sonucunda hasarlandığını, davalı tarafından verilen cevapta hasarın sebebinin yükün verdiği hasar olduğu gerekçesi ile müvekkilinin tazminat talebinin 17/08/2015 tarihli yazısı ile reddedildiğini, kazanın sebebinin yük olmadığını, aracın yasal sınırlar içinde yüklendiğini, evraklar içinde bulunan sürücü … …’un ifadesi ile sabit olduğu üzere yolun virajlı olması sebebi ile dorsenin yoldan çıkmasının sözkonusu olduğunu, dorsenin yoldan çıkmasının sebebinin yük olmadığını, yolun virajlı olması sebebi ile dorsenin yoldan çıkmasının söz konusu olduğunu, davalı tarafından tazminat ödemesi yapılmadığından müvekkilinin aracı kendisinin onarmak zorunda kaldığını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 28.955,45 TL’nin 17/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu araç hasarının….. 1. maddesinde yazılı bulunan hallere uygun olarak meydana gelmediğini, dengesiz olarak istiflenen yüke bağlı ağırlık merkezinin kayması sonucu, yükün araca zarar vermesiyle hasarın oluştuğunu, bu nedenle davaya konu tazminat taleplerinin kasko sigortası teminatı dışında kalan zararlardan olduğunu, olaya ilişkin hazırlanan 12/07/2015 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağında belirtilen dorsenin arka kısmında bulanan travertenin kayması sonuncu dorsenin arızalanması sebebiyle ….ı gereği tazminat talebi müvekkili şirketçe haklı olarak reddedildiğini, davacının dava konusu hasarın poliçe teminatı kapsamında olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu, davcını ancak gerçek zararı talep edebileceğini, dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu, müvekkili şirkete davadan önce yapılan bir başvuru bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;…..plakalı aracın davalı sigorta şirketine genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile 16/10/2014-16/10/2015 tarihleri arasında sigortalı olduğu 12/07/2015 tarihinde sürücü …. idaresinde iken sürücünün araç ile seyrederken dönemeçte hızını azaltmadan dikkatsiz seyri neticesi aracın yol dışına çıkıp yarı römorkun yana yatmasına neden olduğu, kazanın yükün kaymasından değil araç römorkunun yol dışına kayması ve soluna yatması sonucunda meydana geldiği, davaya konu araçta hasarın bu nedenle oluştuğu, bu itibarla oluşan zararın sigorta teminat kapsamında kaldığı, kazada araç sürücüsünün %100 kusurlu olup araçta meydana gelen hasar bedelinin 15.000,00 TL olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL’nin 17/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; araç değeri mahkeme tarafından davadan önce talep etmemize rağmen davalı tarafından gizlenen eksper raporunda olduğu gibi 19.000,00 TL olarak kabul edildiğini, fakat aracın değerinin davalı şirket kayıtlarında 50.000,00 TL olarak göründüğünü, zira müvekkilin aracına piyasada olan muadillerinden farklı olarak …..” modifiyesi yapıldığını, araç piyasada olan muadilleri gibi sıradan yük taşımak için değil blok mermer taşıma işine göre dizayn edildiğini, bu hali ile muadillerinden farklı özellikleri olan bir araç olduğunu, örneğin araçta muadillerinde olduğu gibi 6 lastik değil 12 lastik mevcut olduğunu, ortalama lastik fiyatı 2.000,00 TL olup sadece fazladan olan 6 lastik sebebi ile araç 12.000,00 TL daha yüksek değere sahip olduğunu, bu cümleden olarak aracın sigorta bedeli taraflarca piyasa değerinden daha yüksek olacak şekilde 50.000,00 TL olarak bilinçli olarak belirlendiğini, davalıda bu bedel üzerinden prim aldığını, hal böyle olunca müvekkilin aracını 28.955,45 TL’ye onartması davalıyı zarara uğratma kastı ile değil yasal bir hakkın kullanılmasından ibaret olduğunu, sonuç olarak davanın faturalı araç onarım bedeli olan 28.955,45 TL üzerinden kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, hasar talebinin ret edilmesinin maddi olguları her ne ise bunların tek tek taraflarına tebliğ edilmesinin talep edildiğini, bu ihtarnamenin davalıya 08/09/2015’da tebliğ olmasına rağmen davalının 7 gün içinde cevap vermediğini, davalı yarattığı fiili durum ile hükme esas alınan eksper raporunu müvekkilden kasten gizlediğini, bu sebep ile davayı talep ettikleri bedel faturalar ile çekişmesiz olarak belirli olduğu için tam değer üzerinden 28.955,45 TL olarak açmak zorunda kaldıklarını, talep etmelerine rağmen eksper raporunu paylaşmayan davalı olup HMK 327 maddesi uyarınca gereksiz yere davayı yüksek bedelden açmamıza sebep olan davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, aracın modifiye edilmiş olması sebebi ile piyasa değerinin davalı kayıtlarında olduğu gibi 50.000,00 TL olarak kabul edilerek 28.955,45 TL onarım bedelinin makul olduğunun kabulü ile yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın tam değer üzerinden kabulünü, bu talepleri uygun bulunmaz ise hükme esas alınan eksper raporunu yazılı talebe rağmen davacı sigortalısı ile paylaşmayan davalı lehine kısmi retten dolayı vekalet ücretine hükmedilmesinin HMK 327 maddesine aykırı olduğunu belirterek hüküm kısmından “2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ifadesinin çıkarılarak kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından müvekkili şirketin savunma ve itirazları irdelenmeden verilen davanın kabulüne ilişkin kararın hukuka aykırı ve hatalı olarak oluşturulduğunu, davaya konu araç hasarının, Kasko Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesinde yazılı bulunan hallere uygun olarak meydana gelmediğini, dengesiz olarak istiflenen yüke bağlı ağırlık merkezinin kayması sonucu, yükün araca zarar vermesiyle hasar oluştuğunu, bu nedenle davaya konu tazminat talepleri kasko sigortası teminat dışında kalan zararlardan olduğunu, mevcut dosya kapsamına göre…. plakalı dorsenin, içerisinde bulunan aşırı yükün dengesizce istiflenmesi ve taşınmasına bağlı olarak ağırlık merkezinin kayması sonucu hasara uğradığını, hiçbir şekilde davayı kabul manasına gelmemek kaydıyla, sigortacı olan müvekkil şirketten olay tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmasının hatalı olduğunu, sigortacı olan müvekkil şirketten ancak, gerekli tüm belgelerle birlikte yapılan müracaattan itibaren böyle bir müracaat bulunmadığı takdirde ise, ancak dava veya ihbar tarihinden itibaren faiz talep talebinde bulunabileceğini, müvekkil şirketin sigortacı olarak faiz yükümlülüğü ancak KTK 98. ve 99. maddeleri uyarınca, yeterli ve gerekli tüm belgelerle birlikte yapılan müracaattan 8 işgünü sonrasından itibaren, böyle bir müracaat bulunmadığı takdirde ise, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, başka deyişle kendisine gerekli tüm belgelerle birlikte yapılan müracaattan 8 iş günü sonrasından itibaren, usulüne uygun müracaat bulunmadığı takdirde ise ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olabileceğini, müvekkil şirket tarafına yapılan başvuruyu haklı olarak reddettiğinden temerrüde düşmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko sigorta poliçesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraflar arasında düzenlenen genişletilmiş kasko sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, faturalar, fotoğraflar, karakol ifadeleri ile ilk derece mahkemesince aldırılan 20/06/2017 tarihli bilirkişi raporu, 08/03/2018 tarihli ek rapor, vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Dairemizce alınan 21/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücünün kusurlu olduğu, aracın pert total yapılmasının uygun olacağı, aracın kazadan önceki piyasa rayiç değerinin 19.000,00 TL, sovtaj değerinin 3.900,00 TL gerçek hasar bedelinin 15.100,00 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı tarafça davalı sigorta şirketine genişletilmiş kasko sigortası ile sigortalı araçta meydana gelen zararın tazmini talep edilmiş, davalı tarafça zararın yük kaymasına bağlı olarak meydana geldiği, rizikonun sigorta teminatı dışında olduğu savunulmuştur.
Dosya kapsamından,.. plakalı aracın davalı sigorta şirketine genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile 16/10/2014-16/10/2015 tarihleri arasında sigortalı olduğu, 12/07/2015 tarihinde sürücü …. idaresinde iken sürücünün araç ile seyrederken dönemeçte hızını azaltmadan dikkatsiz seyri neticesi aracın yol dışına çıkıp yarı römorkun yana yatmasına neden olduğu, dolayısıyla kazanın yükün kaymasından değil araç römorkunun yol dışına kayması ve soluna yatması sonucunda meydana geldiği ve davaya konu araçta hasarın oluştuğu, bu itibarla oluşan zararın sigorta teminat kapsamında kaldığı, kazada araç sürücüsünün %100 kusurlu olup araçta meydana gelen hasar bedelinin Dairemizce alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 15.100,00 TL olduğu, poliçede sigortalı aracın modifiye araç olduğu ve bu nedenle kasko değerinden daha fazla bir miktar üzerinden sigortalandığına ilişkin bir açıklama olmadığı gibi aracın donanım türünün standart olarak belirtildiği, davacının davalı şirkete başvurusunun reddedildiği 17/08/2015 tarihinde temerrüdün oluştuğu, sigortalı araç ticari araç niteliğinde olduğundan davacı yanca avans faizi talep edilebileceği ve dava değerine göre reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.031,48 TL harçtan peşin alınan 256,17-TL harcın mahsubu ile bakiye 775,31 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 06/02/2019 tarih ve…. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE,
15.100,00 TL alacağın 17/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Alınması gereken 1.031,48 TL harçtan peşin alınan 494,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 536,99 TL nisbi harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına ,
5-Davacı tarafça sarf edilen 27,70 TL başvurma harcı, 494,49 TL peşin harç ve 4,10 TL vekalet harcı toplamı 553,99 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacının 156,10 TL posta-davetiye gideri, 800,00 TL bilirkişi gideri olarak sarf ettiği toplam 956,10 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 498,60 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak yatırana iadesine,
8- İstinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- İstinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
C)1-Davacı vekilinden peşin alınan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 39,63 TL tebligat ve posta masrafı, 500,00 TL bilirkişi ücreti ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı toplamı olan 660,93 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin İkinci kısım İkinci bölüm 17/c maddesi gereği davacı yararına takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2021

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.