Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/568 E. 2021/963 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
.

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2019
NUMARASI : …
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 22/05/2018
KARAR TARİHİ :08/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1600 pay karşılığı şirketin %20 hissesine sahip olup davalı şirketin ortağı ve hissedarı olduğunu, davalı şirketin 09/05/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantı tutanağının gündeme ilişkin 3/d maddesinde alınan kararla şirkette 2017 yılı için kar dağıtımı yapılmaması genel kurul kararıyla onaylandığını, aynı madde kapsamında alınan karara…. adına muhalefet şerhi konulduğunu, pay sahibinin kar payı hakkının vazgeçilemez ve bertaraf edilemez bir hak olarak ortaya çıktığını, 09/05/2018 tarihli genel kurulda şirket dönem net karının 3.024.867,09 TL olduğunu, TTKm. 610 atfıyla 519 ve devamı maddelerinde yer alan düzenlemelere göre kanuni yedek akçelerin ve isteğe bağlı yedek akçelerin ayrılmasından sonra net dönem karının paylaştırılması gerekirken bilanço incelendiğinde ne kanuni ne isteğe bağlı akçelerin ayrılmadığının görüldüğünü, kar paylarının dağıtılması halinde öz kaynakların şirketin faaliyetini sürdürmek için yetersiz kalacağı gerekçe gösterilerek kar payı dağıtılmamasına karar verilmesinin yasaya açıkça aykırı olup genel kurulu kararının iptalini gerektirdiğini iddia ederek davalı şirketin 09/05/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurulunun kar payı dağıtımına ilişkin 3/d maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kar payının müktesep hak olduğu ve mutlaka kar payının dağıtılması gerektiğini savunduğunu, ancak TTK’da kar dağıtımının sınırlandırılmasına ilişkin hükümlere yer verildiğini, pay sahiplerinin kar payı elde etme haklarının tamamen ortadan kaldırılmaması koşuluyla ve iyi niyet çerçevesinde kar payı hakkının sınırlandırılabileceğini, müvekkilinin 31/12/2017 tarihi itibarıyla hazırlanan bilançosunda görüldüğü üzere özvarlığının 3.118.840,68 TL olduğunu, hali hazırdaki özvarlığın şirketin ekonomik faaliyetini sürdürebilecek kadar olduğunu, bu durumda yapılacak bir kar dağıtımının işletme sermayesini eksilteceğini, yabancı kaynak aramak zorunda kalacağını ve şirket karlılığının düşeceğini, TTK’da kar payının düzenli olarak dağıtılmasının limited şirketler bakımından zorunluluk olarak kabul edilemeyeceğini, kar payı dağıtımını TTK ana sözleşme ve genel kurul kararları ile belirlendiğini, genel kurulların karların tamamını dağıtma kararı alabilecekleri gibi hiçbir kar dağıtmama kararı da alabileceğini, kar dağıtımıyla ilgili temel ilkeler değerlendirildiğinde şirketin özvarlığını tehlikeye atacak şekilde kar payı dağıtımı yapılmasının mümkün olmadığını, ülkenin içinde bulunduğu durum, seçimler, kurdaki dalgalanmalar ve faiz oranlarındaki artışlar dikkate alındığında şirketin özvarlığını koruması gerektiğinin bir gerçek olduğunu, olağan genel kurul toplantısının 3/d maddesinde alınan kararın dürüstlük kuralına aykırı olmadığını, alınan kararın salt azınlığa zarar verme amacı ile değil müvekkili şirketin ekonomik faaliyet ve amaçları, geleceğe yönelik yatırım ve projeleri gerçekleştirme amacıyla alındığını, kaldı ki şirketin mümkün olduğu kadar kar payı dağıttığını, 2012-2016 yıllarına ait şirkete ait kar paylarının tamamının ortaklara dağıtıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı şirketin 2017 yılına ait olağan genel kurul toplantısının ertelemeye müteakip 09/05/2018 tarihinde yapıldığı, söz konusu genel kurulun 3/d maddesinde davalı şirketin 2017 yılı kar payı dağıtımının görüşüldüğü, yapılan oylamada oyçokluğuyla kar payı dağıtılmamasına karar verildiği, davacının karara karşı oy kullandığı ve muhalefet ettiğini, bilirkişi raporunda ayrıntılı açıklandığı üzere kar payının dağıtılması halinde şirketin özkaynak yapısının zayıflayacağı ve gelecekteki faaliyetlerinin risklerini arttırabileceği, likidite ve mali yapısının zayıflayacağı, kredibilitesinin düşeceği, söz konusu kararın alınmasında yasa ve ana sözleşmeye aykırılığın söz konusu olmadığı gibi şirketin yapısının güçlendirilmesine yönelik söz konusu kararın alındığı, azınlıkta kalan ortakların zararına yönelik alınmış bir karar olmadığı, bu kapsamda söz konusu kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın yasa, ana sözleşme, objektif iyi niyet kurallarına aykırılığının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu genel kurulda taraflarına sunulan 2017 mali yılın faaliyet raporu içinde yer alan 2017 yılı ayrıntılı bilançoya göre şirket dönem net karının 3.024.867,09 TL olup, yedek akçelerin ayrılmasından sonra ortaya çıkacak miktarın ortaklara kar payı olarak dağıtılması gerekirken kar paylarının dağıtılması halinde öz kaynakların şirketin faaliyetini sürdürmek için yetersiz kalacağı gerekçe gösterilerek kar payı dağıtılmamasına karar verilmesinin yasaya açıkça aykırı olduğunu, mahkemece alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olup, hatalı hesaplamalar içerdiğini, mahkemece bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı şirketin 09/05/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının kar payı dağıtımına ilişkin 3/d maddesi ile alınan kararının iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurularak dosyanın Dairemize gelmesinden sonra davacı vekili Av. … 21/06/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, davalı vekili Av. …’da 23/06/2021 tarihli dilekçesinde duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden davacının feragati doğrultusunda karar verilesini talep etmiş, aynı vekil 02/07/2021 tarihli dilekçesi ile de yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davacı vekilinin dosya içerisinde yer alan Eskişehir 4. Noterliğinin 21/02/2011 tarih …. yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davadan feragat yetkilerinin bulunduğu görülmüştür.
Hal böyle olunca, davacı vekilinin istinaf aşamasında davadan feragat ettiği gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, feragat nedeniyle davanın reddine, davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf isteminin davacı tarafın davadan feragati nedeniyle KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/03/2019 tarih ve …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının 2/3’ü olan 39,53 TL’nin, başlangıçta peşin alınan 35,90 TL’den mahsubu ile bakiye 3,93 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafın vekalet ücreti verilmesine ilişkin talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan varsa gider avansının istek halinde taraflara iadesine,
B)1-İstinafa başvuran davacı taraftan alınan istinaf maktu karar harcı 44,40 TL’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde istinafa başvuran tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Taraflarca varsa yatırılan ancak kullanılmayan istinaf gider avansının taraflara iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair tarafların yokluğunda HMK 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar açıkça okunup anlatıldı.08/07/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.