Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/398 E. 2021/919 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

.

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/10/2018
NUMARASI : …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2017
KARAR TARİHİ :01/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :06/07/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı…. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, şirket ortağı …’nın bahse konu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşmeye istinaden ticari kredi ve çek kredisi kullandırıldığını, KMH açıldığını, borçların vadesinde ödenmemesi üzerine hesaplar kat edilerek borçlulara güncel borç dökümünü gösteren mektuplar ve ihtarname keşide edildiğini, ihtarname ve mektupların borçluların sözleşmede bildirdikleri adreslerine gönderildiğini, mektupların bizzat, ihtarnamenin ise GKS 58. Madde gereği davalı borçlu …’ya hükmen tebliğ edildiğini, ihtarnamede verilen 1 gün sürede borcun ödenmemesi üzerine Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün….. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının yetki itirazı üzerine takibe Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasından devam edildiğini, davalının bahse konu icra takibinde, tüm borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, beyan ederek, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalının davacı bankaya takipte belirtilen miktarda muaccel hale gelmiş borcu bulunmadığını, davalının temerrüde düşürülmediğini, muaccel hale gelmeyen taksitler için takip başlatıldığını, kredi veren borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması ve birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşülmesi, kredi borçlusuna en az otuz (30) gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunmasının gerektiğini, davalıya gönderilen ihtarnamede usulüne aykırı olarak ödeme için bir (1) gün süre verildiği, davalı tarafından hesap kat ihtarnamesine, Ankara 16. Noterliğinin 26.02.2016 tarihli ve …. yevmiye numaralı dilekçe ile itiraz edildiğini, muaccel kılınan taksitlerin hesaplanmasında faiz, komisyon ve benzeri masrafların dikkate alınmayacağının hüküm altına alındığı, cari hesap şeklinde işletilen ve tek taraflı borç yükleyen kredi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davaya konu genel kredi sözleşmesinin çek hesabı olarak kullandırılmış olduğunu, çeklerin ödendiğini, davalının kefaletinin sona erdiğini, Kefil olduğu kredi dışında kullanılan kredilerden sorumlu olmadığını, borçlar Kanunu 21/1 Maddesinden bahisle Genel İşlem Koşullarının yazılmamış sayılacağını, sözleşme öncesi bilgi formu imzalanmadığı gibi kredi talimatında, ödeme planında davalının imzasının bulunmadığını, davalının evli olduğu bilinmesine rağmen, alacaklı banka tarafından eşin rızası ya da imzası olmadan kredi işlemlerinin tamamlandığını, Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan hükümlere göre anılan kefaletin geçersiz olduğunu, davacının icra inkâr tazminatı isteminin de likit bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden, reddi gerektiğini bildirerek davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalının, dava dışı şirket lehine genel kredi sözleşmesine kefaletinin geçerli olduğu, davacının alacak talebinin yerinde olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün….esas sayılı icra dosyasına vaki itirazının 30.843,33 TL toplam alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine, hükmedilen alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı banka tarafından kullandırıldığı söylenen kredinin niteliği açık olmadığını, Banka tarafından imzalatılan sözleşme kredi sözleşmesi değil ön sözleşmesi olduğunu, dosyada iki ayrı krediden bahsedilmesine rağmen krediler arasında bir ilişki tespit edilmediğini, ödeme tabloları altıda müvekkilin imzası olmadığını, ayrıca ödeme tablolarında kredinin niteliği konusunda çelişki olduğunu, imzasız olan bu belgelerin delil olma niteliği söz konusu olmadığı halde yerel mahkemece imzalı deliller toplanmadığını, davacı tarafından, müvekkil aleyhine, imzaladığı – kabul anlamına gelmemekle birlikte- genel kredi sözleşmesinde yazılı kredi miktarını aşan taleple takip başlatılmış olup yerel mahkemece bu husus dikkate alınmadığını, Yargıtay kararları de sabit olduğu üzere kefil, sadace imzaladığı genel kredi sözleşmesine istinaden geri ödemesi yapılmamış kredilerden sorumlu olduğunu, kefil, kefil olduğu genel kredi sözleşmesi dışında başkaca herhangi bir borçtan sorumlu tutulamayacağını, kefil olduğu genel kredi sözleşmesinde bu yönde bir madde(doğmuş veya doğacak tüm borçlarının teminatı olarak) bulunması bu sonuca etkili olmayacağını, açıklandığı üzere müvekkil yalnızca imzaladığı genel kredi sözleşmesinde yazan miktar ile sorumlu olmasına rağmen müvekkilin aleyhine başlatılan takip miktarı kefil olmadığı sözleşmeleri de kapsadığını, müvekkilinin icra takibine dayanak diğer sözleşmelerde imzası bulunmadığı gibi, bu yönde kefalet iradesi de olmadığını, kefil olduğu miktarın üzerinde aleyhine takip başlatıldığını, davacı yararına hükmedilen icra inkar tazminatı alacağın likit olamaması ve yapılan yargılama neticesinde davanın asıl alacak yönünden de kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle hatalı olduğunu, her ne kadar, davacının yaptığı takip genel kredi sözleşmesine dayalı olup bu alacağın likit olduğu iddia edilmiş ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirmesi sebebiyle ve yapılan yargılama neticesinde asıl alacak yönünden kısmen kabul kararı verildiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte alacağın likit olması halinde kısmen reddedilen asıl alacak yönünden talebimiz olduğu üzere davalı müvekkil lehine de %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı verilmesi gerektiğini, ancak her iki durumunda varlığı halinde yerel mahkeme kararı hatalı olduğunu, dava dosyasında mevcut bilirkişi raporları denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek raporlar olmadığını, nitekim işleyecek faiz miktarı ve oaranlarına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, alınan bilirkişi raporlarında işlemiş faiz hesapları yapılmış ve davacı banka tarafından fazla talep edilen faiz oranı ve miktarı belirlendiğini, ancak işleyecek faiz miktarı ve oranına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığından takibin bu şekilde devamı ileride telafisi olmayacak zararlar doğuracağını, bu yönüyle denetime elverişli ve tüm itirazlarımızı karşılar nitelikte rapor aldırılması gerekirken mevcut raporlara göre verilen karar usul ve yasaya aykırı belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kredi kefalet sözleşmesi nedeniyle doğduğu iddia edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
05/02/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi, 02/02/2016 tarihli hesap kat ihtarnamesi, 07/09/2018 tarihli bilirkişi raporu, hesap ekstreleri, ödeme planları vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün…. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı ile dava dışı…. karşı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan toplam 32.932,40 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, takip tarihinin 13/10/2017 olup, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dosya kapsamından, davacı banka ile dava dışı … …. Ltd. Şti arasında 05/02/2014 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalının müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı, kefaletin geçerli olduğu, hesabın kat edilmesine rağmen borcun süresinde ödenmediği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere takip tarihi itibariyle davacı bankanın toplam 30.843,33 TL alacaklı olduğu ve bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın davacı bankanın ….. bildirdiği fiili faiz oranları gözetildiğinde usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Her ne kadar davacı bankanın 04/11/2020 tarihli yazısında dava konusu icra dosyasının tahsilatla kapatıldığı bildirilmiş ise de, Dairemizce celbedilen belgelerden davalının takip konusu borcu itirazı kayıtla ödediği, bu nedenle davanın konusunun bulunduğu gözetilerek inceleme yapılmış, yukarıda açıklandığı üzere takip ve dava tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan alacaklı olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak, davacı vekilince 01/07/2021 tarihli dilekçe ile icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti talepleri de bulunmadığı bildiriliğinden ilk derece mahkemesi kararının icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, davacı vekilinin 01/07/2021 tarihli dilekçeleri gözetilerek vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı yönünden kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun davacı vekilinin 01/07/2021 tarihli dilekçesi gözetilerek HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti yönünden KABULÜNE
2- Ankara Batı Asliye Mahkemesi’nin 16/10/2018 tarih…. Karar sayılı kararının icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti yönünden KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE,
4-Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına vaki itirazının taksitli ticari kredi nedeniyle taleple bağlı kalınarak 27.538,98 TL ana para, 143,20 TL işlemiş akdi faiz, 839,31 TL işlemiş temerrüt faizi, 49,12 TL BSMV ; kredili mevduat hesabı nedeniyle 1.995,26 TL ana para, 53,73 TL işlemiş akdi faiz, 13,41 TL temerrüt faizi, 3,36 TL BSMV, 190,56 TL noter masrafı ile 16,40 TL posta masrafı olmak üzere toplam 30.843,33 TL alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
5-Davacı vekilinin 01/07/2021 tarihli dilekçesi gözetilerek davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Alınması gerekli olan 2.106,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 584,44 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 171,11 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.351,35 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7- Davacı tarafça yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 584,44 TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 171,11 TL peşin harcın toplamı olan 786,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yapılan 116,80 TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.116,80 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 1.006,53 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9- Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
10- Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgili taraflarına iadesine.
11-Davacı vekilinin 01/07/2021 tarihli dilekçesi gözetilerek davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Davalı yan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.379,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B)1-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalı tarafından yatırılan 527,00 TL istinaf karar harcının davalıya iadesine,
2-Sonuçta davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden davalının yapmış olduğu istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Delil avansından artan kısmın karar kesinleştiğinden talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 01/07/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.