Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1962 E. 2022/1057 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2019/1962 Esas 2022/1057 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1962
KARAR NO : 2022/1057

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI : 2018/379 Esas 2019/513 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı hakkındaki davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde adli yardım talepli istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile ile dava dışı asıl borçlu … İnşaat Proje Turizm Paz. Gayr.San. Ve Tic. Ltd.Şti. Firması arasında 24/02/2017 tarih 5.000.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesi imzalanarak bankaca dava dışı borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, kredi sözleşmelerini dava dışı asıl borçlu ile birlikte davalı … müteselsil kefil olarak imzaladığını, banka tarafından asıl borçlu firma … İnşaat Proje Turizm Paz. Gayr.San. Ve Tic. Ltd.Şti.’den olan alacakların kat edildiğine dair davalılara Beşiktaş 17. Noterliğinin 01/02/2018 tarih … yevmiyeli kat ihtarı borçlu ve müteselsil kefile keşide ve tebliğ edildiğini, kat ihtarına rağmen ödenmeyen kredi alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takip dosyasına davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahibi olduğu … İnş.Gay.Paz.San. Tic. Ltd.Şti.tarafından davacı bankadan kredi kullanılmış ve müvekkilinin de 5.000.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere sınırlı kefil olduğunu, davacı banka tarafından 08/05/2018 tarihinde Ankara 4. İcra Dairesinin 2018/5779 sayılı dosyası ile müvekkilinin sahibi olduğu şirkete karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, dava konusu itiraz edilen Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2018/5780 sayılı dosyasından ise yine 3.977.095,37 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla müvekkilini şahsına karşı ihtiyati haciz kararı alarak ilamsız takip yoluna başvurduğunu, davacının bankanın 2018/5780 sayılı dosyası ile müvekkilinden 2018/5779 sayılı dosya ile de müvekkilinin sahibi olduğu şirketten sadece ana para üzerinden toplam 7.954.190,74 TL talep etmiş bulunduğunu, borca itiraz edilmemesi halinde davacı bankanın da tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeme yönünde herhangi bir dikkat ve özen göstermemiş olduğunu, ipotekli gayrimenkuller için kıymet takdiri talep ederken eş zamanlı olarak itiraza konu icra takibi üzerinden onlarca bankaya bloke müzekkeresi, bütün tapu kayıtlarını haciz ve birçok merciye haciz ihbarnamesini aynı anda gönderdiğini, davacı bankanın aynı alacağı iki kez tahsil etmesi durumunda ise müvekkilinin haksız tahsil edilen parayı iade alabilmek için istirdat davası açarak yüksek miktarlı dava harç ve giderlerine sadece bankanın keyfiyeti yüzenden katlanacağının ortada olduğunu, davaya konu icra takibi ile diğer ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte tahsilde tekerrür olmamak kaydı işlenmişse de hangi icra dosyasındaki tahsilatların tahsilde tekerrüre esas alınacağına dair somut dosya numarası belirtmek suretiyle kayıt düşülmediğini, kat ihtarı tarihinden takip tarihine kadar işletilen 387.766,80 TL temerrüt faizinin hukuka aykırı olarak talep edildiğini savunarak haksız açılan davanın reddi ile icra takibinin iptaline, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; davacı banka ile dava dışı şirket arasında tanzim edilen genel kredi sözleşmesinin davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, banka tarafından verilen kredinin geri ödenmemesi üzerine davalı asıl borçlunun borcuna karşılık verilen ipoteklerin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığı, ayrıca davalı kefil yönünden ise dava konusu olan ilamsız takibin yapıldığı, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğu, davacının bir yıllık yasal sürede derdest itirazın iptali davasını açtığı, GKS, hesap kat ihtarnameleri, kefalet sözleşmesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı asıl borçlu şirketin ortağı olup kefalet için eş rızasının gerekmediği, kefalet sözleşmesinde tarih, limit, müteselsil kefil olduğuna dair ibarelerin davalı tarafından el yazısıyla yazılıp imzalandığı ve bu haliyle kefaletin geçerli olduğu, her ne kadar davalı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipten dolayı tahsilat yapıldıktan sonra karşılanmayan alacak yönünden adi takip yapılması gerektiği iddia edilmiş ise de ipotekler asıl borçlu şirketin borcuna karşılık verilmiş olup davalı müteselsil kefilin kefaletinin teminatı olarak verilmediğinden İİK 45.maddesinde belirtilen koşulların bulunmadığını, yani davalı kefil hakkında sözleşmeye dayanılarak takip yapma imkanı bulunduğunu, bilirkişi raporunda belirtilen miktarda davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalıdan talepte bulunma hakkı bulunduğundan bu miktarlar yönünden itirazın iptali ile takibin devamına ihtarname masrafı belgelenmediğinden bu miktara yönelik talebin reddine, davadan sonra dava dışı kredi garanti fonu tarafından yapılan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına, davalı haksız olarak takibe itiraz edip davacının zamanında alacağına ulaşmasına engel olduğundan İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalı tarafın koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davacı tarafından davalı aleyhine Ankara 4.İcra Müdürlüğünün 2018/5780 esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 3.977.095,37 TL asıl alacak 387.766,80 TL işlemiş faiz 19.388,34 TL BSMV olmak üzere toplam 4.384.250,51 TL yönünden iptali ile bu miktar yönünden takip tarihindeki koşullarda takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 876.850,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalı tarafın koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine, davadan sonra kredi garanti fonu tarafından yapılan ödemenin infazda dikkate alınmasına, karar verilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı asıl borçluya kullandırılan ve ödenmediği iddia olunan kredi alacağının davalı kefilden tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. l
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesinde, istinaf dilekçesi verilirken istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderlerin ödeneceği, bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususunun başvurana yazılı olarak bildirileceği, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemece başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlemesi yer almaktadır.
Davalılar vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde adli yardım isteminde bulunularak istinaf başvurma harcı ile istinaf 1/4 nispi karar harcı yatırılmamıştır. Adli yardım talebi Dairemizin 23/12/2021 tarih ve 2019/1962 Esas sayılı ara kararı ile HMK’nın 334. maddesi gereği reddedilmiş, ret kararının 20.02.2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davalı vekilince süresinde itiraz yoluna başvurulmadığından adli yardım talebinin reddi kararı kesinleşmiştir.
Bunun üzerine Dairemizce 6100 sayılı HMK’nun 344. maddesi gereğince istinaf kanun yoluna başvuru esnasında alınması gerekli olan 74.872,08 TL nispi karar harcı ile 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ikmali için gereği yapılmak üzere ilk derece mahkemesine müzekkere yazılmış, anılan müzekkere üzerine işlem muhtırasının davalı vekiline 25.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak verilen bir haftalık kesin sürede muhtıra ile bildirilen istinaf nispi karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırılmadığı bildirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle adli yardım talebi reddedilen davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesince bildirilen istinaf nispi karar harcı ile başvuru harcının yatırılması için HMK’nın 344. Maddesi gereği çıkarılan muhtıra ile verilen 1 haftalık kesin süre içinde işbu muhtıra ile bildirilen 74.872,08 TL nispi karar harcı ile 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının tamamlanmamış olması nedeniyle her ne kadar Dairemiz HMK 352 maddesi gereğince karar verebileceği görüşünde ise de ; 6100 sayılı HMK’nun 346/1.maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi (Emsal mahiyette Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26/01/2021 tarih ve 2021/85 Esas 2021/463 Karar sayılı ilamı) için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine, ilk derece mahkemesince HMK’nın 346/1. Maddesi gereği karar verildikten sonra ilk derece mahkemesince verilen hüküm davacı tarafından da istinaf edilmiş olmakla her halükarda istinaf incelemesinin yapılabilmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin adli yardım talebinin reddedilmiş olması ve süresi içerisinde harç yatırılmadığından 6100 Sayılı HMK’nın 346/1.maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
3-Kararın niteliği göz önünde bulundurularak taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Dairemiz 1 no’lu kararı doğrultusunda karar verilmesinden sonra ilk derece mahkemesince verilen hüküm davacı vekili tarafından da istinaf edilmiş olmakla, istinaf incelemesinin yapılabilmesi için dosyanın her halükarda Dairemize gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 15/09/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.