Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1920 E. 2021/1599 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

……

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2019
NUMARASI ……
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalıların icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı şirketler ile davacı bankanın şubesi arasında imzalanan iki adet genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığı, bu sözleşmelerin her ikisine davalılar… ile …’ın kefil olarak imzaladıkları, ayrıca … … şirketinin kullandığı krediye borçlu şirketin de kefil olduğu, kefaletlerin geçerli bulunduğu, bilirkişiden alınan rapor ve ek rapora göre de davalıların dava tarihi itibariyle itirazlarının kısmen haksız olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne,…….. kullandığı kredilerle ilgili davalılar…. ……….. …… 193.019,54 TL asıl alacak, 5.356,10 TL işlemiş faiz, 267,80 TL BSMV olmak üzere 198.643,76 TL’ye itirazlarının iptaline, asıl alacağa dava tarihinden itibaren yıllık %40 temerrüt faizi uygulanmasına, %20 inkar tazminatı olarak hesaplanan 38.603,91 TL’nin davalılardan alınmasına, bu kredi ile ilgili fazla talebin reddine, … …….. kullandığı krediler yönünden davalılar …….1.566.717,44 TL asıl alacak, 47.001,52 TL işlemiş faiz, 2.350,08 TL BSMV olmak üzere 1.616.069,04 TL’ye itirazlarının iptaline, asıl alacağa dava tarihinden itibaren yıllık %40 temerrüt faizi uygulanmasına, %20 inkar tazminatı olarak hesaplanan 313.343,49 TL’nin davalılardan alınmasına, bu kredi ile ilgili fazla talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip tarihinden sonra ödeme yapıldığını, dava tarihi itibarıyla yapılan hesaplamanın dikkate alınarak takip tutarından fazla tutarın talep edildiğinin tespitinin anlaşılamadığını, dava tarihi itibarıyla hesaplama yapılması doğru ise de takip tarihi itibarıyla hesaplamanın dikkate alınması, bu miktar üzerinden hesaplamanın kabul edilmiş olmasının izahının mümkün olmadığını, takip tarihi itibarıyla borçlular adına keşide edilen hesap kat ihtarnameleri esas alınarak takip başlatıldığını, mahkemece dava tarihi itibarıyla hesaplama yapılarak takip tarihinden sonraki ödemelerin mahsubu sonrası hüküm kurulmuş olması takip tutarının fazla başlatılmış olduğunu gösterdiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kısmen iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2314 sayılı takip dosyası, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 02/04/2019 tarihli kök, 02/09/2019 tarihli bilirkişi ek raporu, hesap ekstreleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2314 sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 1.897.466,68 TL nakit alacağın tahsili, 36.800,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu şirketlere 26/02/2018, davalı…’a 27/02/2018, davalı …’a 28/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçluların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 27/02/2018 tarihinde icra takibinde yer alan borca ve ferilerine, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline 05/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 09/03/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenmiştir. Anılan rapor ile takip tarihinden sonra davadan önce ödemeler yapıldığı, dava tarihi itibarıyla davacının davalı … şirketinden 1.566.717,44 TL asıl alacak olmak üzere toplam 1.616.069,04 TL nakit alacağı bulunduğu, diğer davalılardan ise 1.759.736,98 TL asıl alacak olmak üzere toplam 1.814.712,76 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı banka ile davalı … şirketi arasında 13/02/2017 tarihli 2.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede diğer davalıların aynı limit ile müteselsil kefil olarak imzalarının yer aldığı, davacı banka ile davalı Ankara Yatak ve Kapitone şirketi arasında 04/05/2016 tarihli 2.175.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede davalılar… ve …’ın aynı limit ile müteselsil kefil olarak imzalarının yer aldığı, sözleşmelerde yer alan kefaletlerin sözleşme tarihlerinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında davacı banka ile davalı şirketler arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından kredi hesabının kat edildiği, davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalıların icra takibindeki borcun tamamına ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmeleri üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı, dava konusu icra takibi nedeniyle davalının takipten sonra, davadan önce yaptığı ödemeler sonucu davacının dava tarihi itibarıyla bakiye bir alacağının kalıp kalmadığı, dava tarihi itibarıyla davacının varsa davalılardan alacaklı olduğu miktar hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı yan icra takibinde borca itirazının yanı sıra Ankara Batı İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması HMK’nun 114/2. maddesi hükmü uyarınca dava şartı niteliğinde olup, mahkemece İİK’nun 50/2. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri davacı bankanın Ankara …. şubesi tarafından imzalanmıştır. Bu durumda HMK’nun 14.maddesi uyarınca şubenin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Bir kısım davalıların yerleşim yeri ise …… Yetkili icra müdürlüğüne ilişkin seçim hakkı davacıda olup, genel kredi sözleşmesini imzalayan şube gözetilerek Ankara icra müdürlüklerinde takip başlatılabileceği gibi genel yetkili icra müdürlüklerinde de takip başlatabilecektir. Davacı yan seçim hakkını Ankara icra müdürlüğü olarak kullanmıştır.
Bu durumda, takibe konu ödemelerin dayanağı olan genel kredi sözleşmelerini imzalayan şube gözetilerek Ankara İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu, itirazın iptali davasında yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmasına ilişkin dava şartının gerçekleştiği gözetilerek mahkemece işin esasına girilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde, takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce ödenen kısma yönelik alacaklı bankanın itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar ise dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunu banka

kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenmiştir. Raporda takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce yapılan ödemeler gözetilmek suretiyle dava tarihi itibarıyla davacının davalılardan alacaklı olduğu miktar tespit edilmiştir. Alınan rapor ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.
Hal böyle olunca, mahkemece takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce ödenen bedeller yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, bu nedenle dava tarihi itibarıyla davacının var ise davalılardan alacaklı olduğu miktarın tespit edilmesinin gerektiği, ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce yapılan ödemeler gözetilerek davacının davalılardan dava tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği gözetilerek yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davadan önce ödenen tutarlar kadar davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davacının ödemeleri gözetilerek dava açması gerekirken ödeme yokmuş gibi dava açılması nedeniyle ödenen tutarlar yönünden hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesince kısmen ret kararı verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021

…..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.