Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1895 E. 2021/1505 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2019
NUMARASI …
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2022
Taraflar arasındaki şirket hisse devrinin tespit, tescil ve ilanı istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı erken açılan davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette bulunan 1 payını dava dışı …’dan devir alarak şirket ortağı olup, diğer payların ise davalı …’a ait olduğunu, davacının daha sonra payını noterde yapılan hisse devir sözleşmesi ile davalı …’a devrettiğini, şirketin müdürü de olan davalı …’ın hisse devrine ilişkin işlemleri yapmadığını, taleplerinin sonuçsuz kaldığını, şirket ortağı görünmesi sebebi ile şirket borçlarından sorumluluğunun devam ettiğini belirterek müvekkilinin davalı şirketteki paylarını, pay devir tarihi itibariyle davalı …’a devrettiğinin ve bu tarih itibariyle pay sahibi olmadığının tespiti ile pay devrinin ticaret siciline tescil ve ilanınna karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edildiği halde davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceği, hisse devir işleminin şirkete tebliğ edilmediği, şirket müdürü ve ortağı olan, aynı zamanda da davacının hissesini devralan davalı …’a 11/10/2018 tarihinde ihtarnamenin tebliğ edildiği, davanın açıldığı 08/11/2018 tarihinde 6102 sayılı TTK’nun 595/son maddesinde öngörülen üç aylık sürenin dolmadığı gerekçesiyle zamansız açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davalıya başvurunun 11/10/2018 tarihinde yapıldığına ilişkin kabulün doğru olmadığını, başvurunun şekline ilişkin yasada şekil şartının bulunmadığını, müvekkilinin davalı şirkette 1/300 oranında hisse sahibi olduğunu, kalan payların ise diğer davalılara ait bulunduğunu, hisse devir sözleşmesi sonucu şirketin tamamına davalı …’ın sahip olup, şirketin temsil ve ilzama yetkilisinin de aynı kişi olduğunu, hisse devir sözleşmesinde devir ile ilgili tüm işlemlerin yapılmasını davalı …’ın yüklendiğini, şirkete başvuru yapılmadığına ilişkin kabulün hukuki olmadığını, hisse devir sözleşmesi anında şirketin %100 hissesine sahip olan davalı …’a hisselerin verilmiş olmasının bir şekilde şirkete başvuru niteliğinde olduğunu, başvurunun zaten 07/08/2017 tarihinde yapıldığını, davalı yana gönderilen ihtarnamenin dava açılmasına sebebiyet verilmeksizin hisse devir işlemlerinin bir an önce yapılmasını sağlamaya yönelik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket hisse devrinin tespiti, ticaret siciline tescil ve ilanı istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı tarafından davalı …’a gönderilen 07/09/2018 tarihli ihtarname sureti, davacı tarafından ticaret sicil müdürlüğüne yapılan 06/08/2018 tarihli başvuru, davacı ile davalı … arasında akdedilen 07/08/2017 tarihli hisse devir sözleşmesi, davalı şirket yönetim kurulu karar defter sureti, davalı şirket müdürü olan dava dışı …’nun müdürlük yetkisinin iptaline ilişkin şirket yönetim kurulu kararı dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacının hisse devri 07/08/2017 tarihinde yapılmış olup, bu tarihte 6102 sayılı TTK yürürlüktedir. 6102 sayılı TTK’nun 595. maddesinde “(1)Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri, rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. (2)Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş ise esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. (3)Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. (4)Şirket sözleşmesi ile sermaye payının devri yasaklanabilir. (5)Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. (6)Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. (7)Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” hükmünü içermektedir.
Anılan hüküm uyarınca, pay devrinin geçerli olarak yapıldığının kabulü için noterde devire ilişkin işlem yapılması, devir işleminin şirkete bildirilmesi, ortaklar genel kurulu tarafından devire onay verilmesi ile devir şirket yönünden tamamlanmış olmakta, devir işlemi ticaret sicile tescil edilmekle de 3. kişiler yönünden geçerli hale gelmektedir.
Davacı tarafından davalı …’a 07/09/2018 tarihli ihtarname gönderilerek devir sözleşmesinin ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilan işlemlerinin sağlanmasının ihtar edildiği, anılan ihtarın davalı …’a 11/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
… Müdürlüğüne 06/08/2018 tarihinde başvuran davacı yan davalı şirketteki hisselerini 07/08/2017 tarihinde devrettiğini, devre rağmen gerekli tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığını belirterek davalı şirkette bulunan %1 şirket ortaklığının sonlandığını Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmasını talep etmiştir.
Somut olayda davacı davalı şirkette bulunan 1 payını 07/08/2017 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesi ile davalı …’a devretmiştir. Devir sözleşmesinde devralan davalı …’ın devir sözleşmesini şirkete ibraz ederek ticaret sicili müdürlüğünde ve ilgili diğer kurumlarda kayıt ve tescil ettirmeyi sağlayacağını kabul ve beyan etmiştir.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarından 1/300 oranında davacının 299/300 oranında davalı …’ın ortak olduğu görülmüştür. Bu durumda taraflar arasında noterde yapılan hisse devir sözleşmesi sonucu davalı şirketin tek ortağı ve müdürü davalı … olmuştur.
07/08/2017 tarihli hisse devir sözleşmesinde davacıdan davalı şirketteki hissesini devralan davalı … hisse devir sözleşmesinde açıkça devir sözleşmesini davalı şirkete ibraz ederek ticaret sicili müdürlüğünde ve ilgili diğer kurumlarda kayıt ve tescil ettirmeyi sağlayacağını kabul ve beyan etmiştir. Anılan sözleşmede davalının yüklendiği edim karşısında hisse devir sözleşmesini davalı şirkete ibrazı ile ticaret sicil müdürlüğünde gerekli tescillerin yaptırılmaması TMK’nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmektedir. Öte yandan devralan davalı … tek ortak olduğundan şirket yönünden hüküm ifade etmesi için ortaklar genel kurul kararına da gerek bulunmamaktadır. Davalı … devirden sonra tek ortak olduğundan devre onay vermemesi de TMK’nun 2. maddesine aykırı olacaktır.
Hal böyle olunca, mahkemece hisse devir sözleşmesi ile davalı …’ın davalı şirketin tek ortağı ve müdürü olduğu, hisse devir sözleşmesinde anılan davalının açıkça hisse devir sözleşmesini davalı şirkete ibrazı ile ticaret sicil müdürlüğünde gerekli tescilleri yaptırmaya yönelik edim yükü altında bulunduğunun düzenlendiği, davalı …’ın hisse devir sözleşmesindeki edimini ifa etmemesinin TMK’nun 2. maddesine aykırı bulunduğu gözetilerek davanın kabulü ile pay devir tarihinden itibaren davacının davalı şirket ortağı olmadığının tespitine, pay devrinin … …. Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davacının pay devir tarihinden itibaren davalı şirket ortağı olmadığının tespitine, pay devrinin … Müdürlüğünde tescil ve ilanına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE;
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2019 tarih ve 2018/797 Esas 2019/842 Karar sayılı hükmünün KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KABULÜNE;
2-Davacının pay devir tarihi olan 07/08/2017 tarihinden itibaren davalı şirket ortağı olmadığının tespitine,
3-Devir işleminin 07/08/2017 tarihi itibariyle geçerli olacak şekilde … Müdürlüğü’nce ticaret siciline tescil ve ilanına,
4-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 92,00 TL tebligat giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-İstinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştikten sonra HMK’nun 333 maddesine uygun şekilde davacıya iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 105,90 TL olmak üzere toplam 227,20 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/12/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.