Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1891 E. 2022/60 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2019
NUMARASI …
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/07/2016
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/02/2022

Taraflar arasındaki anonim şirket genel kurul kararının iptali ve pay devrinin hükümsüzlüğünün tespiti ve iptali istemlerine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Çorum’da faaliyet gösteren ancak şirket merkezi Ankara’ya taşınan aile şirketi niteliğindeki …’de son yapılan genel kurul haziran cetveline göre % 6,375 oranında pay sahibi görüldüğünü, şirket kurucusu …’in 27.07.2010 tarihinde vefat ettiğini, veraset ilamına göre şirket hisselerinin mirasçılarına kaldığını, davacı hisselerinin şirketin kurucusu muris …’in 27.07.2010 tarihinde vefat etmeden önce … hissesinin sahte imzalarla 70400’ünün …’e 24000’nin …’e 13.04.2009 tarihli ve 115 no’lu kararla devredilmiş gibi gösterildiğini, oysa o tarihte muris yönetim kurulu üyesi olmadığı gibi 85 yaşında olup çok hasta olduğundan şirketin merkezi olan Ankara’ya seyahat edebilecek durumda olmadığını, 05.06.2010 tarihli genel kurulun yapılması amacıyla alınan 129 nolu yönetim kurulu kararında da …’in imzasının sahte olarak atıldığını, keza gündem kararında da muris imzalarının taklit edildiğini, taraflar arasında pay defterine ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, yönetim kurulu üyesi olmayan …’in üye olarak yazılmak suretiyle alınan 115 sayılı kararın gerçeğe uygun olmadığını, 17.05.2016 tarihinde yapılan genel kurulda şirketin fiilen ikiye bölündüğünü, “toprak ve un” olarak ayrılan bölümlerden toprağa ait olan taşınmazların davalı … tarafından kurulan … San. A.Ş.’ye göstermelik satış işlemleriyle devrinin sağlandığını, davacı paylarının zayi edildiğini, aynı genel kurul toplantısında yönetim kurulu faaliyet raporu ve mali tabloların kanuna aykırı ve gerçeği yansıtmayacak şekilde düzenlendiğini, yönetim kurulu üyeleri ibrada oy vermezken kendi ibralarında oy kullandıklarını, şirket gelirlerinin ve satış miktarlarının az gösterildiğini, davacı kar dağıtım talep etmişken talebin reddedildiğini, 17.05.2016 tarihli genel kurulda alınan seçim haricindeki tüm kararların iptaline karar verilmesini, … ve … lehine yapılan pay devir işleminin hükümsüzlüğünün tespiti ile iptaline, davacının şirketteki payının tespitine ve pay defterine tespit edildiği şekilde işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/892 esas sayılı dosyasında 2016 yılı olağan genel kurulunda alınan kararların iptaline yönelik dava açıldığını bu nedenle derdestlik itirazları bulunduğunu, pay defterine ilişkin talebi ile genel kurul kararının iptali talebinin birlikte görülmesinde hukuki menfaat olmadığını, davaların ayrılması gerektiğini, iddiaların tamamının gerçeğe aykırı olduğunu, tüm işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiğini, şirketin denetime açık ve elverişli muhasebe kayıtlarıyla iddialarının gerçeği yansıtmadığının tespit edileceğini, davacının hissesinin her zaman korunduğunu, muris …’in bu şirket dışında pek çok taşınmazı ile ilgili davalarının da bulunduğunu bildirerek davanın reddini karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının, davalı … ….A.Ş. ‘ne ait muris … hisselerinden 114000 payın davalılara devri işleminin usulsüz olup olmadığı, bu işlemin iptali gerekip gerekmediği, davacının şirketteki payının tespiti ve pay defterine işlenmesine ilişkin talebinin yerinde olup olmadığı, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, 17.05.2016 tarihli genel kurul kararlarından seçim maddesi dışındaki kararlarının iptali şartları oluşup oluşmadığı, davacının süresinde başvurusu olup olmadığı, davacı tarafından aynı konuda açılmış Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası olup olmadığı, derdestlik itirazının yerinde bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı, davalıların derdestlik itirazı yönünden yapılan incelemede, Çorum 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/892 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından 17.05.2016 tarihli genel kurul toplantısında kurul gündemine alınmasına karar verilen şirket taşınmazların satışı hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine dair 5 nolu bendin uygulamasının durdurulması konusunda tedbir kararı verilmesi ve yönetim kurulunun toplantıya çağrı kararının 5 nolu maddesinin batıl olduğunun tespitine karar verilmesini dava ettiği, davanın derdest olduğu, davalıların derdestlik itirazının dava konularının farklı olması nedeni ile yerinde olmadığının anlaşıldığı, 27.07.2010 tarihinde vefat eden muris … 114000 hissesinin 70400’ünün …’e 24000’nin …’e devretmiş olup, dosyada fotokopisi sunulu 13.04.2009 tarih ve 115 sayılı Yönetin Kurulu kararı ile devir işleminin … pay defterine karar verildiği, bu karara istinaden devir işlemlerinin … pay deflerine kaydedildiğinin belirlendiği, … Pay Defteri aslı ile yönetim kurulu karar defteri asıllarının Çorum 4 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/892 E sayılı dosyasında bulunduğu, bilirkişilerin talebi ile şirket mali müşaviri tarafından, mahkeme dosyasından temin edilerek ibraz edilen, mühürlü, Yazı İşleri Müdürü … tarafından imzalı fotokopileri üzerinden yapılan inceleme sonucunda, Muris … … 27.09.2007 tarihi itibariyle sahibi bulunduğu 114.400 payın, 70.400 adedini …’c, 24.000 adedini …’e 13.04.2009 tarihinde devrettiği, dosyada devir senedi ve devir sözleşmesi bulunmadığı, ortaklık pay defterine göre, hisse devirlerinin 13.04.2009 tarih ve 115 nolu Yönetim Kurulu Kararı ile … pay defterine kaydedilmiş olduğu, yönetim kurulu karar defteri örneğinde yapılan incelemede; Yenimahalle 3. Noterliğinden 15.06.2030 tarih ve …. yevmiye numarası ile tasdikli … …. Tic. A.Ş. adına tasdik edilmiş karar defteri ile Yenimahalle 3. Noterliğinden 15.06.2010 tarih ve 20487 yevmiye numarası ile tasdikli … …. Tic. A.Ş. adına tasdik edilmiş karar defteri olduğu, bu defter üzerinde yapılan incelemede, 13.04.2009 tarih ve 115 sayılı kararın, 1.5.05.2010 larih ye 129 sayıh kararın, 02.06.2010 tarih ve 130 sayılı kararın karar defterinde kayıt altına alındığı, dava dosyasında ve dava dosyası ekinde bulunan Ankara …. ….. Memurluğu’nun şirkete ait sicil dosyasında, muris …’in …’e devrettiği 70.400 adet hissenin, …’e devrettiği 24.000 adet hissenin devrine ilişkin hisse devir senedi, sözleşmesi bulunmadığı, ancak bu hisse devirlerinin 13.04.2009 tarihinde … pay defterine kaydedildiği, bu devir işleminden sonra gerçeklesen ilk olağan genel kurulun 05.06.2010 tarihinde yapıldığı, genel kurulda muris …’in mevcut olduğu ve tutanaklardan muris …’in 13.04.2009 tarihinde devrettiği hisselerden sonra kalan 20.000 adet şirket ortaklık payının, bu olağan genel kurul hazirun cetvelinde aynen yer almış olduğu murisin tutanak altında imzasının mevcut olduğu, dolayısıyla devir işleminden haberdar bulunduğu, hissesinin 20000 adet olduğunun kabulünde olduğunun anlaşıldığı, nitekim muris tarafından toplantıda bu konuda bir muaraza çıkarılmadığı, davacı hisse devrine dayanak belgelerde muris imzasına itiraz etmekle birlikte sonrasında yapılan olağan genel kurul toplantısındaki muris tavrı, dosyada bulunan deliller itibariyle davacının devrin gerçek olmadığına ilişkin itirazlarına itibar edilmediği, hisse devirlerinin, şirket ana sözleşmesinin 9’ncu maddesinde, 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununun pay devirleriyle ilgili 416 ve 417’nci maddelerinde yazılı şartlara uygun olarak gerçekleştirildiği, … pay defterine hisse devir işlemleri kaydedildiğinden, hisse devirlerinin bu yönüyle yasal şartlara uygun olduğu, hisse devirlerinin, şirket tarafından kabulüne ilişkin 13.04.2009 tarih ve 115 sayılı Yönelim Kurulu kararında o tarihte yönetim kurulu üyesi olmayan …’in, yönetim kurulu üyesi olarak adının bulunmuş olmasının mezkûr kararı sakatlayacak bir unsur olmadığı,ilgili yönetim kurulu kararında yönetim kurulu üyesi … ve …’in imzalarının bulunmasının, yasada toplantı ve karar nisabına ilişkin şartları karşılamış olduğunun benimsendiği, 17.05.2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına ilişkin ilanın Türkiye …. …. Gazetesinin 02.05.2016 tarih ve 9066 sayılı nüshasında yayınlandığı, yine gündemin … dışındaki ortaklara 26 Nisan 2016 tarihinde … marifetiyle İadeli Taahhütlü Mektup yoluyla, şirket ortaklanndan …’a ise DHL marifetiyle 28.04.2016 tarihinde ekspres kargo ile gönderilmiş olduğu, bu şekliyle Olağan Genel Kurul Toplantısına çağrının TTK 414’ncü madde hükümlerine uygun olarak yapıldığı, 17.05.2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına bakanlık temsilcileri … ile …’in nezaret etmiş oldukları, dava dilekçesinde ileri sürülen. 17.05.2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında şirketin fiilen ikiye bölündüğü iddiasını doğrulayacak şekilde gündem maddesi olmadığı, toplantıda alınan kararların içerisinde şirketin bölünmesine ilişkin bir karar olmadığı, Şirket Ana sözleşmesinin 26. maddesine göre pay sahiplerine kâr dağılımının genel kurul kararı ile yapılabileceği. genel kurul kararlarında ortaklara kâr payı dağıtımına yönelik verilmiş bir karar olmadığı, kâr dağıtımına ilişkin genel kurul kararı bulunmadığından kâr payı alacağının da bulunmayacağı, bu bağlamda iptali gereken bir genel kurul kararı bulunmadığı,17.05.2016 tarihînde yapılan olağan genel kurul toplantısında,15.05.2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağının (4) bendinde; “2013-2014 ve 2015 Bilanço ve Gelir Tabloları ayrı ayrı okunduğu ve ibra yönünde karar alındığı, davacının bu karara muhalif kaldığı, genel kurul toplantısında görüşülen ayrıntılı bilanço ve ayrıntılı gelir tablolarının, 26.12.1992 tarih ve 21447 sayılı … Gazete mükerrer sayısında yayınlanan, 1 sayılı “Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğine” uygun olmakla yasal şartlan taşıdığının anlaşıldığı, şirketin 4.000.000,00 TL sermayesine karşılık 3.457.000,00 TL. sermayeye tekabül eden 345.700 payın asaleten, 493.000,00 TL sermayeye tekabül eden 49.300 payın da vekaleten temsil edildiği, toplamının, 3.950.000,00 TL sermaye payına tekabül eden toplam 395.000 pay ile açıldığı, bunun da yeterli nisap olduğu, bu toplantıda alınan kararların tamamının, toplantıya katılmak suretiyle temsil edilen 395.000 adet toplam oyun, 369.500 adedinin müspet oyu, 25.500 adedinin ret oyu vermesi sebebiyle, oy çokluğu ile alındığı, müspet oy kullanan 369.500 pay adedinin, toplantıda alınan kararlar için yeterli bir nisap olduğu, TTK’nun 445. maddesi uyarınca, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararlarının iptalini isteyebilecekleri, ancak dava konusu olayda kanun veya sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırılığın varlığı hususunda dosyada delil bulunmadığı, iddiaların yersiz olduğu ve talebin reddi gerektiği, davacının kararların butlanına ilişkin talebinin de butlan şartları oluşmadığından reddi gerektiği, dolayısıyla 17.05.2016 tarihinde yapılan genel kurul iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, ayrıca, pay devrine ait bir sözleşme bulunmadığı gibi devrin kabul edildiğine dair karar defterindeki 115 nolu kararın da gerçeğe aykırı olduğunu, o tarihte yönetim kurulu üyesi olmayan …’in Yönetim kurulu üyesi olarak kararın altına adının yazılmasının da kararı geçersiz hale getirdiğini, murisin herhangi bir temlik muamelesi bulunmadığından, pay defterine düşülen hileli kayıtların hukuken geçerli olmadığını, Ticaret Bakanlığı’nın 19.12.1998 tarihli TSM 001-251 sayılı … Genelgesi ile AŞ pay devirlerine getirilen düzenlemeye göre nama veya hamiline yazılı hisse senedi ihraç edilmediği durumlarda imzalarının noter tarafından tasdik edilmiş devir sözleşmesi ile devre muvafakat edildiğini gösteren yönetim kurulu kararının noter tasdikli örneğinin ticaret sicili memurluklarına verilmesi gerektiği halde mahkemece bu hususların dikkate alınmadığını, devrin geçerli olması için aranan şekil şartları eksik olduğu takdirde, TTK’nın 416. Ve 417. Maddeleri gereği pay defterine kaydedilse bile devir işleminin mirasçılar ve 3. Şahıslar yönünden geçersiz olduğunu, muris ile davalılar arasında geçerli bir temlik ve usulüne uygun bir devir işlemi bulunmadığından sadece pay defterine kaydın hüküm ifade etmediğini, davalıların dayandıkları karar defteri ile pay defteri ve nama yazılı senetler celb edildiğinde devrin geçersizliğinin ve hükümsüzlüğünün anlaşılacağını, dava konusu kararın bulunması gereken karar defterinin davalılarca dosyaya sunulmadığını, şirketin yönetim kurulunun, 15.04.2016 tarihinde yapılacak genel kurul için hazırladığı gündemde 5. madde ile bölünmeye karar alınması şeklinde bir gündem maddesini belirlediğini, şirketin toprak ve un diye iki kısma ayrılması konusunda bölünme sözleşmesi ve bölünme planının müvekkilinin karşı çıkması üzerine hazırlanamadığını, bundan sonra yönetim kurulunun yeni hazırladığı 17.05.2016 tarihli genel kurul gündemine eklediği 5. Madde ile şirkete ait toprak üretim tesislerinin bulunduğu, parsellerin satışı konusunda karar alarak bu kararın onaylanmasını genel kurul gündemine getirdiğini, davalı …’in tek başına tek kişilik Ankara .. …. kayıtlı … San. AŞ yi kurarak mevcut şirketin toprak üretim tesislerinin kendi şirketine devri için yönetim kurulu kararı, sonra da bu kararın genel kurulda kabulü için oy kullandığını, yine kendi ibrası için de oy kullandığını, genel kuruldan sonra 31.05.2016 tarihinde 15701 yevmiye no’lu işlemle yönetim yetkisi suistimal edilerek toprak üretim tesislerinin bulunduğu taşınmazların göstermelik bir satış işlemiyle kendi kurduğu şirkete devrini sağladığını, böylelikle, müvekkilinin toprak üretim tesislerindeki payının zayi olduğunu, müvekkilinin şirket ortağı sıfatı ile bu taşınmazlar üzerindeki hak ve hisselerinin de …’in kurduğu şirkete geçtiğini, şirketin bölünme işlemi kanunda öngörülen şekil ve şartlara uygun yapılmayarak kanunsuz bir işlemle haklarının ihlal edildiğini, bu konudaki genel kurul kararının kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, mahkemenin gerekçesinde dürüstlük kuralına aykırılığın varlığı konusunda dosyada delil bulunmadığına yönelik tespitinin yerinde olmadığını, kanunsuz bölünme hususunun keşfen tespiti talep edilmiş ise de bu konudaki delilleri toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişi raporuna yönelik itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, şirketin ana sözleşmede toprak ve un gıda diye iki faaliyet alanı bulunduğu halde ana sözleşmeye aykırı biçimde bölünme kararı alındığını, genel kurula sunulan bilanço ve yönetim kurulu faaliyet raporları ve mali tabloların kanuna aykırı olması ve gerçeği yansıtmaması nedeniyle kabul edilmediğini, yönetim kurulu üyelerinin vergiden kaçmak için kendilerini ücret ve huzur hakkı almıyor gibi gösterdiklerini, şirketin bütün paralarını istedikleri gibi tasarruf edip harcadıklarını, gerçeğe aykırı belgeler düzenleyerek kar göstermediğini, denetimden kaçmak için şirket gelirlerini ve satışlarını kanundaki limitlerden düşük gösterdiklerini, yönetim kurulu üyelerinin kendilerini ibra edemeyeceklerini, kendi ibralarında oy kullandıkları için kararın geçersiz olduğunu, şirket mallarının yönetim kurulu üyelerine, onların kurdukları şirkete satışı (parasız devri) işlemlerine onay veren karara da imza attıklarını, karın dağıtımı talebinin de hukuka aykırı olarak reddedildiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davalı anonim şirketin 17.05.2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali ile davacının murisine ait davalı şirketteki hisselerin davalılara usulsüz olarak devredildiğinin ve hükümsüzlüğünün tespiti ile davacının davalı şirketteki hisselerinin tespiti istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde 17.05.2016 tarihli olağan genel kurulda alınan seçim dışında kalan 3.,4., 5. Ve 7 no’lu kararların iptalinin yanı sıra öncelikle müvekkili ortağın murisi …’in 27.07.2010 tarihinde vefat etmeden önce gerek 114000 hissesinin 70400’ünün …’e 24000’nin …’e devrine ilişkin 13.04.2009 tarihli ve 115 no’lu yönetim kurulu kararı altındaki imzanın gerekse 05.06.2010 tarihli genel kurulun yapılması amacıyla alınan 129 no’lu yönetim kurulu kararı altındaki imzanın, ayrıca 05.06.2010 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına ait hazirun cetvelinin “Yönetim Kurulu” ifadesi altında atılı bulunan imzaların muris …’e ait olmayıp sahte olduğunu iddia etmiştir. Ne var ki ilk derece mahkemesince davacı vekilinin bu iddiası, söz konusu kararlar altındaki imzanın davacının murisinin eli ürünü olup olmadığı hususunda HMK’nın 211. maddesi uyarınca usulüne uygun imza incelemesi yaptırılmak suretiyle alınan bir grafoloji raporu ile değerlendirilmemiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesince yapılacak iş; sahteliği ileri sürülen 13.04.2009 tarihli ve 115 no’lu ile 05.06.2010 tarihli ve 129 no’lu yönetim kurulu kararlarının ve 05.06.2010 tarihli olağan genel kurul toplantısına ait hazirun cetvelinin asılları ile davacının murisi …’e işbu sahteliği iddia olunan yönetim kurulu kararları tarihlerinden öncesine ait imza asıllarının bulunduğu mukayese belgeler getirtilip HMK’nın 211. maddesi gereği usulüne uygun olarak grafoloji konusunda uzman bir bilirkişiye imza incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar vermektir.
Yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulüne, kaldırma sebep ve şekline göre davalı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre yeniden esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2019 tarih ve 2016/628 Esas 2019/948 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraftan peşin alınan 44,40TL istinaf maktu karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
6-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarınca tarafların yokluğunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/02/2022


Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.