Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1879 E. 2021/503 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2019

NUMARASI : … Esas … Karar

DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak
DAVA TARİHİ : 17/08/2012
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2021

Taraflar arasındaki şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının davalı …’a yönelik alacak davasının kısmen kabulüne, davalı şirket yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yatırılan paraların istenildiği her an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa .. (43.209,28 Euro) yatırdığını, ancak talep etmesine rağmen yatırdığı parayı geri alamadığını ileri sürerek, taraflar arasında kurulan ilişkinin hükümsüzlüğüne, haksız fiil hükümleri gereğince 84.510 DM (43.209,28 Euro) karşılığı 95.540,04 TL’nin yatırıldığı tarihden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davacının iddialarının yerinde olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, SPK listelerinden davacının davalı şirkete toplam 41.610,00 Euro verdiğinin anlaşıldığı, ortaklık durum belgesinin nakit hanesi, tediye makbuzu veya kasa tediye makbuzu, …. belgesi davacının davalıdan 4.000,00 DM ödeme aldığına ilişkin beyanı karşısında toplam 29.728,00 Euro’luk ödemenin davacının alacağından düşülmesi sonucu, davacının bakiye 11.882,00 Euro alacağının kaldığı, davacı talebinin TL cinsinden tahsil talebine yönelik olduğu, davalının temerrüt tarihi itibarıyla lehine olan Euro kuru üzerinden yapılan hesaplama sonucu davacının davalıdan bakiye 26.271,10 TL alacağı kaldığı, şirket yöneticisi olan davalı …’ın paranın iadesinden sorumlu olduğu, davalı şirket yönünden bakiye 11.882,00 Euro’dan daha fazlası olan 26.814,70 Euro yönünden kesin hüküm bulunduğu, kesin hükme ilişkin dava şartının davalı şirket yönünden gerçekleşmediği gerekçesiyle davalı …’a yönelik alacak davasının kısmen kabulüne, 26.271,10 TL’nin dava tarihi olan 17/08/2012 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faiz ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine, davalı şirket yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şekli anlamda kesinleşmiş olan bir hükmün başka bir davada maddi anlamda kesin hüküm teşkil edebilmesi için HMK’nun 303. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi gerektiğini, somut uyuşmazlıkta kesin hüküm koşullarının oluşmadığını, mahkemece davalı şirket tarafından dosyaya sunulan belgelere dayanarak müvekkilinin alacağından düşüm yapılmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, davalı tarafından sunulan ortaklık durum belgesinin müvekkilinin dayandığı belgeden farklı olduğunu, belge içerisinde müvekkilinin herhangi bir ödeme kabul beyanının bulunmadığını, ortaklık durum belgesindeki ödeme miktarı düşüldükten sonra bakiye miktar üzerinden dava açıldığını, taleplerinin Euro üzerinden alacağın tahsiline yönelik olduğunu, TL cinsinden hüküm kurulmasında isabet bulunmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince açılan davada yapılan yargılama sonunda 20/09/2017 tarih … Esas … Karar sayılı karar ile davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 03/04/2019 tarih …Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Halka Açık Ortaklık Statüsünün Kazanılması” başlıklı 16/1.maddesinde (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-… md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılacağı, bu ortaklıkların halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olacağı,
2.fıkrasında ise; payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıkların, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorunda olacağı, aksi durumda, Kurulun, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alacağı düzenlemesi yer almaktadır.
07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde, 25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna geçici madde eklenmiş olup, geçici 4. maddesinde ise; 31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü aracın, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunacağı, bu ortaklıklara yapılan ödemelerin pay karşılığı yapılmış kabul edileceği ve ortaklık ilişkisinin kurulmuş sayılacağı, bu payların kaydileştirilmemiş olmasının ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığının da iddia edilemeyeceği, birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılacağı hükmü düzenlenmiştir.
07/12/2019 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yasa kapsamında Dairemizce Sermaye Piyasası Kurulu’na yazılan yazıya verilen cevaba göre; davalı şirketin Sermaye Piyasası Kurulu’nun 21/11/1996 tarih ve … sayılı kararı ile şirket payları sahibi sayısı nedeniyle halka arz edilmiş sayıldığı, 23/11/2012 tarihinde ise şirketin paylarının borsada işlem görmeye başladığı şirketin 31/12/2014 tarihine kadar pay sahibi sayısı nedeniyle halka arz edilmiş sayılan ancak borsada işlem gören şirketler kapsamına girdiği belirtilmiştir. Bu hale göre davalı şirketin Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında kaldığı ve davacının da artık davalı şirketin ortağı olarak kabul edildiği, yabancı mahkeme ilamının açılan davada, davacıya yapılan ödemelerin mahsubundan sonra kalan kısım yönünden kesin hüküm olarak kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu, yasa karşısında davacı, davalı şirket ortağı olduğundan zaman aşımının değerlendirilimeyeceği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun Yasa nedeniyle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve açılan davada 3332 Sayılı Yasaya eklenen Geçici 4. maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı yukarıda anılan yasa kapsamında davalı şirketin ortağı olarak kabul edildiğinden davalı şirket yöneticisi olan davalı …’ın yönetici sıfatıyla sorumluluğundan da söz edilemeyecektir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf bavşurusunun HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

B)1-Davanın konusu kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından fazla yatırılan 1.359,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan 21,15 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 1.150,00 TL bilirkişi ücreti, 170,80 TL keşif, 356,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.757,75 TL yargılama giderlerinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde yatırana iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcı ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında posta ve tebligat gideri olarak yapılan 93,50 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı şirket tarafından istinaf aşamasında yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.