Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1823 E. 2022/121 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2019
NUMARASI …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/05/2001

KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/02/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında yolsuzluk iddialarının ortaya atılması üzerine meclis araştırma komisyonunca araştırma yapıldığını, yapılan araştırma sonucunda düzenlenen raporda … A.Ş. Genel Müdürlüğü ve işletmelerinde 1994 ve 1995 yıllarında çeşitli mal ve hizmet alımları, fiilen yapılmadığı halde bu mal ve hizmet alımı yapılmış gibi gösterilerek mevcut veya hayali firmalarda naylon veya mahiyeti itibariyle yanıltıcı faturalar kullanılmak suretiyle, bir kısım görevlilerin ödenmiş gibi gösterilen bu paraları zimmetlerine geçirdikleri saptanarak suç duyurularında bulunulduğunu, hazırlanan rapora istinaden… vergi incelemesi yapıldığını, inceleme sonunda şirkete kesilen faturalar nedeniyle vergi aslı, kaçakçılık cezası ve gecikme faizinin müvekkili tarafından ödendiğini, ayrıca … ….. … İşletmesinde 1994 yılında kullanılan sahte ve mahiyeti itibarıyla yanıltıcı …. faturalarıyla vergi dairesine verilen kdv nedeniyle toplam 5.570,86 TL ödeme yaptığını, davalının diğer yetkili pozisyondaki çalışanlarla birlikte görevini suistimal ettiğini belirterek şirketin 5.570,86 TL zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel müdür olarak görev ve yetkilerinin yönetmelikte sayıldığını, faturaların sahte olup olmadığının incelenmesine ilişkin müvekkilinin yetkisi ve sorumluluğu bulunmadığını, sahteliğin müvekkili tarafından tespit edilmesinin mümkün olmadığını, genel müdürlükte yapılan somut herhangi bir usulsüzlükten bahsedilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava dışı yüklenici firmaların davalıya düzenlediği faturalarda yapılan işlerin çok abartılı gösterilerek şirketin zarara uğratıldığı yada gerçekte hiç iş yapılmadığı halde yapılmış gibi fatura düzenlendiğinin Meclis Araştırma Komisyonu raporuna dayanak yapılan teknik bilirkişi raporu, ….raporları, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporları ile sabit olduğu, bu faturlar için ödenen vergi, gecikme faizi ile kaçakçılık cezasının bir kısmının davalıdan talep edildiği, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda Bolu Ağır Ceza mahkemesinde mahkumiyet kararı verilen sanıkların ……. olduğu, davalı …’in genel müdür olarak denetim ve gözetim görevini yerine getirmediği, bu nedenle kusurlu bulunduğunun tespit edildiği, davalı kusur yada ihmali olmadığını ispat edemediğinden davacının sebepsiz yere ödediği vergi, kaçakçılık cezası ve gecikme faizi ödemelerinden davalının yöneticisi sıfatıyla sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 5.570,86 TL’nin 28/01/2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişilerin varsayımına dayalı, hukuki dayanağı bulunmayan rapora dayanılarak hüküm kurulduğunu, görevsizlik kararı verilmeden önce alınan bilirkişi raporu ile görevli mahkemece alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmediğini, raporlara itirazlarının karşılanmadığını, Ankara 6. İş Mahkemesinde diğer davalılar yönünden davanın devam ettiğini, bu dosya akıbetinin sorulmadığını, dava konusu faturalarla ilgili ödenen fatura bedellerinin tahsiline yönelik alacak davası açıldığını, her iki davanın irtibatlı bulunduğunu, ceza yargılamasında zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verildiğini, bilirkişi heyetinin gerekçe yaptığı ağır ceza mahkemesi dosyasında kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmadığını, Meclis Araştırma Komisyonuna sunulan raporun usule aykırı düzenlendiğini, çoğunluk görüşünü yansıtmayan rapora dayanılarak birçok üst düzey yöneticiler ve müvekkili hakkında dava açılma yoluna gidildiğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınmayacağını, müvekkilinin yaptırılan iş karşılığında alınan faturaların sahte olup olmadığını bilmesine olanak bulunmadığını, görev ve yetkisine girmeyen bir husustan sorumlu tutulamayacağını, fiilen eylemi gerçekleştirenlerin sorumluluğuna gidilebileceğini, işletme ve bölge müdürlüğü bünyesinde yapılan eylemlerle genel müdürlük arasında illiyet bağı bulunmadığını, işletme müdürlüklerinin ayrı muhasebelerinin bulunduğunu, Bolu … otelinin bağlı olduğu … ve … A.Ş.’nin ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğunu, herhangi bir işin yapılmasına işletmelerce karar verilmesi halinde sadece olur yazısının genel müdürlükten istendiğini, müvekkiline atılı suçlamalarla herhangi bir bağlantısının bulunmadığını, cezanın tahakkuk ettiği tarihte yönetim uzlaşma yoluna gitmeyip vergi mahkemesine itiraz etmiş olsaydı zararın doğmayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; faiz yönünden verilen kararın hukuka aykırı bulunduğunu, avans faizine hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına faiz yönünden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; anonim şirket genel müdürü ve yönetim kurulu başkanının sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince karar temyiz kanun yolu açık olmak üzere verildiği, taraf vekillerinin temyiz dilekçeleri üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/3779 Esas 2019/5815 Karar sayılı kararıyla, kararın Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten sonra verildiği gerekçesiyle kanun yolu değerlendirilmesi yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iade edildiği, ilk derece mahkemesince bu kez verilen 22/10/2019 tarihli ek karar ile dosyanın istinaf incelemesi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
Dava Ankara 6. İş Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemece 2001/412 Esas 2010/915 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilinin temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 02/12/2013 tarih 2011/32342 Esas 2013/31628 Karar sayılı kararıyla davalı … hakkındaki davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerekirken görev hususu düşünülmeden işin esasının incelenmesinin hatalı olduğu, anılan davalı hakkında davanın tefrik edilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Anılan karardan sonra davalı … hakkındaki dava Ankara 6. İş Mahkemesinin 2014/403 Esas sırasına kaydedilerek 07/07/2014 tarihinde verilen 2017/775 Karar ile davalı … hakkındaki davaya bakma görevinin ticaret mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmiş, davacı vekilinin süresinde gönderme talep etmesi üzerine de dosya Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilerek 2015/349 Esas sırasına kaydı yapılmış, yapılan yargılama sonunda da 10/04/2019 tarihinde yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
HMK’nun geçici 3. maddesi karşısında her ne kadar karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten sonra verilmiş ise de, Ankara 6. İş Mahkemesinin 2001/412 Esas 2010/915 Karar sayılı davanın reddine dair kararı Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 02/12/2013 tarih 2011/32342 Esas 2013/31628 Karar sayılı kararıyla davalı … hakkındaki davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği, bu nedenle Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/3779 Esas 2019/5815 Karar sayılı kararının önceki emsal kararları ile uyuşmadığı ve kararda da dosya safahatının açıklanmadığı gözetildiğinde maddi hata niteliğinde olup olmadığının Yargıtay 11. Hukuk Dairesince değerlendirilmesi gerektiği, davalının kararın temyiz kanun yoluna tabi olduğu yönündeki savunması ve dava tutarına göre istinaf kanun yolunda kesinleşme sınırında bulunduğu ve bu suretle davalının varsa temyiz haklarının ihlaline neden olabileceği gözetildiğinde temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay’a gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE
2-HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 10/02/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.