Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1788 E. 2021/1438 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :20/06/2019
NUMARASI :…
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2021

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından Bakırköy 16. İcra Müdürlüğünde …Esas numaralı icra dosyası ile borçlu şirket … aleyhine toplamda 288.787,82 TL ile 1.158,85 USD asıl alacak bedelli icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin menkul ve gayri menkul mal varlığının sorgulandığını, haciz işlemleri ve menkul haczi tatbik edildiğini, söz konusu süreç boyunca borçlu şirketin borca batık olduğu anlaşılmasına rağmen şirket müdürleri tarafından kanunen yapılması zorunlu olan eylemlerin yerine getirilmediğini şirketin iflasının istenmemiş olduğunu ve ticaretin usulsüz olarak terk edildiğini, bu şekilde alacaklı davacı şirketin tahsil kabiliyetinin tamamen yok olduğunu, TTK da yönetim kurulunun görev ve yetkileri arasında yer alan çağrı ve bildirim hükmü başlıklı 376. maddesinde yöneticiler için inceleme tedbir önerme, genel kurula çağırma ara bilanço çıkarma, alacaklılar ile görüşme, iflas isteme gibi yükümlülük ve sorumluluklar getirildiğini, aynı şekilde TTK 375. maddede borca batıklığın mahkemeye bildirilmesi gibi yükümlülükler bildirildiğini, bu yükümlülüklere riayet edilmemesi durumunda TTK 553. maddesindeki hukuki yaptırımların uygulanmasının söz konusu olacağını söz konusu bu hükümlerin limited şirketlere de uygulanacağını somut olayda müdürlerin kusurunun ağır ihmal veya kast derecesinde olduğunu, zira şirket borca batık durumda olmasına rağmen hem iflas talep edilmediğini hem de ticaretin usulsüz olarak terk edildiğini bunun sonucunda davacı şirketin tahsil kabiliyeti tamamen ortadan kaldırılarak zarara uğratıldığını, borçlu şirket müdürleri iflas veya konkordato talep etseler idi iflas ve konkordato prosedürlerine göre davacının da diğer alacaklılar gibi tatmin edilebilecek olduğunu iddia ederek borçlu şirketin finansal durumunun ve diğer kayıtların üçer aylık dönemler şeklinde bilirkişi marifeti ile incelenip borca batıklığının tespitine karar verilmesini ve meydana gelen zararların şirket müdürlerinin hukuki sorumluluğu çerçevesinde tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar Mehmet Arif Kuyumcu ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, bu nevi bir davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının davasına dayanak alacağın kaynağı icra takibi olup davalıların müdürü oldukları şirketin bu icra dosyasının kesinleşme tarihindeki durumundan daha kötü bir durumda olmadığını, davacı şirketin herhangi bir zararının bulunmadığını, davalıların herhangi bir kusurlarının da bulunmadığını davacı şirketin alınan spor malzemeleri nedeniyle toplamda 475.000,00 USD gibi yüksek bir miktarda ödeme yapıldığını, davacı şirketin borcunun kaynağının kur farkı faturası olduğunu, ülkenin içine girdiği olağanüstü ekonomik durumlardan kaynaklı oluşan kur farkını davalıların görememiş olmasının kusur olarak nitelendirilemeyeceğini, davalıların müdürü oldukları şirketi ayakta tutmaya ve borçlarını ödemeye çalıştıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; …. işinden 08/09/2017 tarihinde ayrıldığını, şirketin 08/09/2017 tarih ve…sayılı kararı ile müdürlük yetkileri ve süresinin iptal edildiğini, 28/010/2017 tarihinden bu yana … çalışmakta olduğunu, dava ile hiç bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı alacaklının zararı dolayısı ile zarar niteliğinde olup TTK 555 maddesi uyarınca alacaklı yönünden yansıma zarar niteliğindeki şirketin uğradığı zararın tazminini ancak şirket ve her bir pay sahibi isteyebilecek olup söz konusu tazminatın da şirkete ödenmesinin talep edilmesi gerektiği, TTK 556. maddesinde ise zarara uğrayan şirketin iflası halinde tazminatın şirkete ödenmesinin şirket alacaklıları tarafından da talep edilebileceğinin düzenlendiği, bu oluşa göre şirketin iflas halinde olmaması durumunda dolayısı ile zarara istinaden dava açma hakkının yalnızca şirket ortaklarına tanındığını, bir başka ifadeyle iflas hali dışında alacaklının dolayısı ile zarar nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası açamayacakları ön görülmüş olmakla davacı alacaklı tarafından iflas halinde olmayan … … İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti yöneticileri hakkında dolaylı zararları nedeniyle dava açma hakları bulunmadığından ve keza dolaylı zarar niteliğindeki talep edilen tazminatın … … İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti’ne verilmesinin istenmesi gerekirken davacıya ödenmesinin talep edilmiş olması nedeniyle açılan davanın reddine, dava dilekçesinin sonuç bölümünde tazminat talebi dışında borçlu şirketin borca batıklığının tespitine karar verilmesininde talep edildiği gerekçesiyle borçlu şirket hakkında iflas talebinin şirketin hasım gösterilerek açılacak bir davada değerlendirilmesi gerektiğinden şirket yöneticilerine karşı açılmış olan işbu davada husumet yönetilmeyen şirketin borca batıklığının tespitine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının hukuka ve TTK’nın amir hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, TTK’nın 553.maddesi uyarınca “kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar” şeklinde olduğunu, bu nedenle kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen yönetim kurulu üyelerinin alacaklılara karşı verdikleri zarardan açıkça sorumlu olduklarını, ilk derece mahkemesinin bilirkişi görüşüne başvurmadan eksik inceleme ile davanın reddine karar verdiğini, yönetim kurulu üyelerinin şirketin borca batıklığını tespit etmeleri halinde durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirmesi ve iflasını istemesi gerektiğini ancak yönetim kurulunun kanundan doğan sorumluluklarını yerine getirmeyerek bu doğrultuda şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak şirketin borca batıklığının tespiti ile şirket müdürlerinin hukuki sorumluluğu çerçevesinde şirketin zararlarının tazminine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat talebine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Bakırköy 16. İcra Müdürlüğünü … esas sayılı takip dosyası örneği, Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısı, …. kayıtları vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Bakırköy 16. İcra Müdürlüğünü … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ….tarafından borçlu …. hakkında fatura alacağına dayalı olarak 310.387,57 TL ve 1.219,52 USD alacak talebi ile ilamsız takip yapıldığı, takibin derdest olduğu anlaşılmıştır.
TTK 644/1-a maddesi atfı nedeniyle limited şirketler yönünden de uygulanması gereken anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin TTK 553. maddesinde kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacakları düzenlenmiştir.
Davacı yan, davalıların yöneticisi oldukları dava dışı … … İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti.’inden alacaklı olduklarını, şirket hakkında takip yaptıklarını ancak alacaklarını tahsil edemediklerini, borçlu şirketin borca batık olmasına rağmen davalı şirket müdürlerinin bildirim yükümlülüklerini yerine getirerek şirketin iflasını talep etmediklerini ve bu suretle şirket müdürlerinin kötü yönetimleri nedeniyle alacaklarının tahsil kabiliyeti kalmayarak zarara uğradıklarını iddia ederek uğranılan zararın tahsilini istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve talebe göre davacı yan yönetim kurulu üyelerinin ortaklık mal varlığını kötüleştiren davranışlardan şirketin zarara uğraması neticesinde şirket ortağı ve alacaklılar yönünden uğranılan yansıma zararları talep etmekte olup, bu haliyle talebinin dolayısıyla zararlara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 555. maddesi uyarınca alacaklı yönünden yansıma zarar niteliğindeki şirketin uğradığı zararın tazminini ancak şirket ve her bir pay sahibi isteyebilecek olup söz konusu tazminatın da şirkete ödenmesinin talep edilmesi gerekmektedir. TTK’nın 556. maddesinde ise zarara uğrayan şirketin iflası halinde tazminatın şirkete ödenmesinin şirket alacaklıları tarafından da talep edilebileceği düzenlenmiştir. Bu oluşa göre şirketin iflas halinde olmaması durumunda dolayısı ile zarara istinaden dava açma hakkı yalnızca şirket ortaklarına tanınmış, bir başka ifadeyle iflas hali dışında alacaklının dolayısı ile zarar nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası açamayacakları düzenlenmiş olduğundan davacı alacaklı tarafından iflas halinde olmayan … … İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti yöneticileri hakkında dolaylı zararları nedeniyle dava açma hakları bulunmadığı gibi dolaylı zarar niteliğindeki talep edilen tazminatın … … İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti’ne verilmesinin istenmesi gerekir iken davacıya ödenmesinin talep edilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/12/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.