Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1784 E. 2023/419 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2019/1784 Esas 2023/419 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1784
KARAR NO : 2023/419

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI : 2018/480 Esas 2019/657 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/06/2018
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2023
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin hissedarı olduğu taşınmazın izaleyi şüyu davası sonucu satıldığını, satış sonucu elde edilen paranın mahkemece davalı bankaya müzekkerede yer alan paylaştırma tablosuna göre ödenmesi ve 3 gün içinde alınmaması halinde meblağların birer aylık vadeli hesaba aktarılarak mahkeme tarafından açılan hesabın kapatılmasının istendiğine ilişkin müzekkere yazılmak suretiyle yatırıldığını, davalının yatan miktarı mahkeme talimatına aykırı olarak vadeli hesaba aktarmadığını, satıştan daha sonra haberleri olan müvekkillerinin paylarına düşen miktarı 01/06/2018 tarihinde faizsiz bir şekilde almak zorunda kaldıklarını, müvekkillerinin faiz kaybı bulunduğunu belirterek şimdilik 13.000,00 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; satış bedellerinin yatırılmasına ilişkin mahkemece yazılan müzekkerede davacılar murisine ödenmesi gereken miktarın belirtildiğini, ancak hisse üzerinde haciz şerhi olduğundan ödeme yapılmaması talimatı verildiğini, yazıda ayrıca murisin TC numarası belirtilmediğinden kişiye ulaşılamadığı için tebligatın ilanen yapıldığının belirtildiğini, bankaya yatan paranın 01/06/2018 tarihinde mirasçılar vekiline ödendiğini, adına hesap açılacak kendisine ödeme yapılacak kişinin kimlik bilgilerinin eksiksiz olarak banka kayıtlarda yer almasının zorunlu olduğunu, ortaklığın giderilmesi kararı veren mahkemenin müzekkeresinin kimlik bilgileri eksiksiz olarak bildirilen ve hissesinde ödeme yapmaya engel olacak herhangi bir kısıt bulunmayan hissedarlara yönelik olduğunu, izalei şüyu hesaplarında ödenemeyen ya da hesap açılamayan hisse bedellerinin ne şekilde değerlendirileceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu, mahkemeden ayrıca bir talimat gelmediği için üzerinde haciz şerhi olan murise ait hisse bedelinin, diğer hacizli hisse bedelleri gibi mahkeme ana hesabında bırakıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıların murisinin hissedarı olduğu taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, taşınmazın satışı sonucunda elde edilen paranın muris payına isabet eden kısmının davalı bankada açılan vadesiz hesaba yatırıldığı, davalı bankanın mahkeme talimatına uygun davranmadığı, mahkeme talimatına aykırı şekilde yatan paranın vadesiz hesapta değerlendirildiği, mahkeme talimatına uygun olarak değerlendirilmesi durumunda 77.369,21 TL ana para üzerinden 28/05/2016 – 01/01/2018 tarihleri arasındaki dönem bakımından faizin ana paraya eklenerek yeni tutar üzerinden yeniden vadeye bağlanması seçeneğine göre yapılan hesaplama sonucunda davacı taraf lehine toplam 8.275,77 TL faiz alacağının doğduğu, davalının bu miktar faiz alacağından sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 8.275,77 TL faiz alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak Karamürsel SHM’nin 28/07/2016 tarih ve 2016/450 E. 2016/542 K. Sayılı mirasçılık belgesi kararında belirtilen miras hisseleri oranında davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortaklığın giderilmesi kararı veren mahkemece yazılan müzekkerede izale-i şüyu satış hasılatı olarak müvekkili bankada hesaba yatırılan paradan müzekkerede isimleri yazılı kişilere karşılarında yazılı miktarların ödenmesi, 3 gün içerisinde alınmayan meblağların birer aylık vadeli hesaba aktarılarak hesabın bu şekilde kapatılması, mahkeme hesabının kapatıldığına dair dekontların mahkemeye gönderilmesinin istendiğini, taşınmazın izale-i şüyu dosyasından satışı sebebiyle hissedarlardan olan davacılar murisine ödenmesi gereken 77.369,21 TL olduğunu, ancak hisse üzerinde haciz şerhi olduğundan ödeme yapılmaması talimatı verildiğini, müzekkerede diğer hissedarlara ait TC. numaraları belirtilmesine rağmen murisin TC. kimlik numarasının belirtilmediğini, kişiye ulaşılamadığı için tebligatın ilanen yapıldığının bildirildiğini, murise ait tutarın mirasçılar vekiline ödendiğini, adına hesap açılacak veya kendisine ödeme yapılacak kişinin kimlik bilgilerinin eksiksiz olarak müvekkili banka şube kayıtlarında yer almasında zorunluluk bulunduğunu, kimlik bilgisi eksikliği sebebiyle gerçek hak sahibi dışında başkaca kişiye ödeme yapılmasının engellenmesini teminen ödeme yapılacak ya da adına hesap açılacak kişinin kimlik bilgilerinin tevzi tablolarında eksiksiz olarak yer alması gerektiği hususunda tüm mahkemelere benzer olaylara istinaden yazılı olarak bildirim yapıldığını, mahkemece bankaya hitaben düzenlenen tevzi tablosunda kimlik bilgileri eksiksiz olarak bildirilen ve hissesinde ödeme yapmaya engel olacak herhangi bir kısıtlama bulunmayan hissedarlara yönelik olarak olduğunu, hisse bedellerinin ödenmemesine yönelik bir şerh düşüldüğü ya da hissedarların kimlik bilgilerinin eksik olduğu durumlarda söz konusu bedellere hesap açılamadığını, mahkemenin satış dosyası ana hesabında bırakıldığını, mahkemeden ayrıca bir talimat gelmediği için üzerinde haciz şerhi bulunan murise ait hisse bedelinin diğer şerhli hisse bedelleri gibi mahkemenin ana hesabında bırakıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin hatalı bilirkişi raporuna dayanarak karar verdiğini, bilirkişi raporundaki hesaplamada %5,5 faiz oranının esas alınarak hesaplama yapıldığını, bu oranın yasal faiz oranının %9 olduğu bir dönemde, gerçeklikten uzak, meri olarak uygulanan faiz oranı olmadığını, bilirkişinin şubelerden temin ve teyit ettiğini beyan ettiği faiz oranının bankanın ilan ettiği faiz oranı olduğunu, reel olarak uygulanan faiz oranı olmadığını, avantajlı faiz oranı adı altında davalı bankanın 30-31 günlük mevduata %9.50 faiz oranını uyguladığını, bilirkişinin faiz oranını tespit ederken yanılgıya düştüğünü, bankaca uygulanan reel faiz oranını araştırmadan, hatalı bir şekilde internet üzerinden yayınlanan cari faiz oranına göre hesaplama yaptığını, davalı bankaca aylık mevduata fiilen uygulanan reel faiz oranının tespit edilerek, bu faiz oranından hesaplama yapIlarak hüküm kurulması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; ortaklığın giderilmesi davası sonucu satış bedelinin vadesiz hesapta tutulması nedeniyle oluşan faiz zararının tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1471 Esas 2015/202 Karar sayılı ilamı, anılan dosyada davalı bankaya yazılan 25/03/2016 ve 15/05/2018 tarihli yazı suretleri, ana paranın davacı mirasçılar vekiline ödendiğine ilişkin banka dekontu, taşınmaz hissedarı murisin veraset ilamı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 14/06/2019 tarihli bilirkişi raporu, davalı banka mevduat faiz oranları listesi, istinaf aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 09/05/2022 tarihli ek rapor, yeni bir bankacı bilirkişiden alınan 20/02/2023 tarihli rapor dosya içeresinde yer almaktadır.
İşbu davaya dayanak Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1471 Esas 2015/202 Karar sayılı kararıyla, dosya içerisinde yer alan veraset ilamından davacılar murisi olduğu anlaşılan …’in hissedarı olduğu taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Anılan dosyada davalı bankaya yazılan 25/03/2016 tarihli müzekkerede, izale-i şüyu satış hasılatı olarak bankaya yatırılan paranın isimleri yazılı olanlara ödenmesi, 3 gün içinde alınmayan meblağların birer aylık vadeli hesaba aktarılarak hesabın bu şekilde kapatılması, mahkeme hesabının kapatıldığına dair dekontların mahkemeye gönderilmesi, davacılar murisinin 77.369,21 TL payının ise yargılama aşamasında TC kimlik numarası bulunmadığından hakkında ilanen tebligat yapıldığı, hissesi üzerinde haciz şerhi olduğundan ödeme yapılmaması bildirilmiştir.
Davalı bankaya anılan mahkemece yazılan 15/05/2018 tarihli müzekkerede ise hesapta … adına yatırılan paranın … mirasçılarına ödenmesinde sakınca bulunmadığı belirtilmiştir.
Dosya içerisinde yer alan banka dekontu ile davalı banka tarafından anılan mahkeme kararına istinaden bankaya yatırılan 77.369,21 TL’nin 01/06/2018 tarihinde davacılar vekiline ödendiği sabittir. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, davalının mahkeme talimatı üzerine …’ni TC no veya hesap açılması için gerekli kimlik bilgilerini ilgili mahkemeden istediğine dair bir belge sunulmadığı, 01/06/2018 tarihinde davalı tarafından ödeme yapılırken kimlik doğrulaması yapıldığı, mirasçıların tespitiyle paranın ödendiği, bankanın 23/03/2016 tarihinde de mahkemeden kimlik bilgilerini kolayca alabileceği, bloke işleminin vadeli hesap açmaya engel teşkil etmediği, bloke kaldırılıncaya kadar hesabın vadede tutulabileceği, mahkeme hesabının kapatılmadığı, hareketsiz kaldığına ilişkin hesap özeti ya da belgenin ilgili mahkemesine sunulduğu iddiasını da destekler belge sunulmadığı, davalının müzekkere gereğini yerine getirmediği, 23/03/2016 tarihine, ek üç gün sonu olan 28/03/2016 tarihinden ödeme tarihi olan 01/06/2018 tarihine kadar vadeli aylık mevduata uygulanan faiz oranının %5,5 olduğu, bu oranın davalı banka şubelerinden temin edildiği, faizin ana paraya ilavesiyle yeni vadeye konulması halinde davacıların 8.275,77 TL faiz alacağı bulunduğu, bu durumun davacıların lehine olduğu, faizin vadesiz hesaba aktarılıp aynı ana paraya faiz işletilmesi halinde davacıların 7.877,94 TL alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
İstinaf aşamasında alınan ek raporda, kök rapordaki görüş tekrar edilmiştir.
Anılan ek rapora taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine, istinaf aşamasında alınan bankacı bilirkişi raporunda Merkez Bankası kayıtlarına göre davalı bankanın 28/03/2016-01/06/2018 tarihleri arasında bir aylık mevduat için fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının ay ve yıllara göre %11,25 ile %17,85 arasında değiştiği, tabloda belirtilen tarih ve aylar gözetilerek davalının 1 aylık mevduata fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranları esas alındığında bileşik faiz (bir aylık vade sonunda işleyen faiz anaparaya eklenmek suretiyle tespit edilen ana paraya yeniden faiz işletilmesi) yöntemi uygulandığında davacının 22.111,53 TL talep edebileceği, basit faiz (vadelerde işleyen faizin ana paraya eklenmeksizin aynı ana para miktarına her vade döneminde faiz işletilmesi) yöntemi uygulandığında ise, davacının 19.542,90 TL talep edebileceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan ortaklığın giderilmesi davası sonucu taşınmazın satışı ile bankaya yatırılan paranın vadesiz hesapta tutulduğunu, davalı bankanın mahkeme talimatına aykırı davrandığını, ana paranın tahsil edildiğini, faiz alacağı zararı bulunduğunu iddia etmiş, davalı yan ise mahkeme talimatında murisin TC kimlik numarası bildirilmeyip, murisin hissesi üzerinde haciz şerhi olması nedeniyle ödeme yapılmaması talimatı verildiğinden ayrı bir hesap açılamayan murise ilişkin paranın mahkeme hesabında tutulduğunu, yapılan işlemin usulüne uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bankacı bilirkişiden alınan rapordaki bileşik faiz yöntemine göre yapılan hesaplama hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen kararda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacıların murisinin hissedar olduğu taşınmazın açılan izale-i şüyu davası sonucu satışı ile ortaklığın giderilmesine karar verildiği, davacılar murisinin hissesine isabet eden 77.369,21 TL satış parasının davalı bankaya 25/03/2016 tarihinde yatırıldığı, davacı mirasçılar vekiline davalı banka tarafından anılan bedelin 01/06/2018 tarihinde ödendiği, yatırılan paranın davalı banka tarafından mahkeme hesabında tutulduğu, vadeli hesaba aktarılmadığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacılar murisinin taşınmaz hissesine düşen satış bedelinin vadeli hesaba aktarılmamasının mahkeme talimatına uygun olup olmadığı, uygun değil ise davacıların alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, vadeli hesaba aktarılmasının kabulü halinde hangi oranda faiz işletilmesi gerektiği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, yukarıda açıklandığı üzere davacılar murisinin hissedarı olduğu taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin mahkeme kararı üzerine taşınmazın satışı ile satış bedelinin yatırıldığı davalı bankaya mahkeme tarafından gönderilen 25/03/2016 tarihli yazı ile izale-i şüyu satış hasılatı olarak bankaya yatırılan paranın isimleri yazılı olanlara ödenmesi, 3 gün içinde alınmayan meblağların birer aylık vadeli hesaba aktarılarak hesabın bu şekilde kapatılması, mahkeme hesabının kapatıldığına dair dekontların mahkemeye gönderilmesi, davacılar murisinin 77.369,21 TL payının ise yargılama aşamasında TC kimlik numarası bulunmadığından hakkında ilanen tebligat yapıldığı, hissesi üzerinde haciz şerhi olduğundan ödeme yapılmaması hususu bildirilmiştir.
Anılan yazıdan açıkça anlaşılacağı üzere davalı banka tarafından 3 gün içinde alınmayan meblağların birer aylık vadeli hesaba aktarılması gerekir. Yazıda davacılar murisinin hissesi üzerinde haciz şerhi olması nedeniyle ödeme yapılmaması gerektiğinin bildirilmesi, paranın vadeli hesaba aktarılmasına engel olmadığı gibi, ana paranın murisin mirasçıları olan davacılara ödenmesi aşamasında murisin kimlik bilgilerini tespit edebilen davalı banka tarafından murisin kimlik bilgilerinin davanın görüldüğü mahkemeye yazılacak yazı ile tespit edilmesi mümkündür.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince, davalının davacılar murisi adına bankaya yatırılan parayı vadeli hesaba aktarması gerekirken, parayı mahkeme hesabında tutmasının mahkeme talimatına aykırı olduğu, davacıların faiz alacağının bulunduğu yönündeki kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Davacılar vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde; yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda davalı bankadan temin edilen belgeler ile vadeli aylık mevduata uygulanan faiz oranı %5,5 olarak tespit edilmiştir.
İstinaf aşamasında alınan bilirkişi ek raporunda da, aynı oran tespit edilmiş ise de, alınan ikinci raporda davalı bankanın Merkez Bankasına fiilen uyguladığını bildirdiği faiz oranları esas alınarak hesaplama yapılmıştır.
Burada tartışılması gereken vadeli hesaba aktarılması gereken satış bedeline hangi oranda mevduat faizi uygulanacağıdır.
Alınan birinci kök ve ek raporda tespit edilen %5,5 oranı davalı bankadan temin edilen oran ise de, aynı banka TCMB’ye fiilen uyguladığını bildirdiği mevduat faiz oranları anılan orandan daha yüksek oranlar içermektedir. İstinaf aşamasında alınan ikinci raporda yıllara ve aylara göre bu oranlar tablo şeklinde ayrı ayrı tespit edilmiştir.
Davacıların bankaya yatan parasına, mahkemenin 25/03/2016 tarihli yazısında bildirdiği 3 günlük ödeme süresi gözetildiğinde 28/03/2016 tarihinden, 77.369,21 TL’nin davacılar vekiline ödendiği 01/06/2018 tarihine kadar birer aylık dönemlerde mevduat faizi işletilmesi gerekir.
Bankacılık uygulamasında vadeli hesaba mevduat faizi uygulandığında her vade sonunda işleyen faiz miktarı ana paraya ilave edilmek suretiyle devam eden vadede ana para olarak hesaba işlemektedir. Bu yöntem bilirkişi raporlarında bileşik faiz yöntemi olarak açıklanmıştır. Buna göre hesaplama yapıldığında tespit edilen miktardan paranın çekildiği tarihte kalan bakiye davacının faiz zararı olacaktır.
İstinaf aşamasında alınan ikinci rapor davalı bankanın TCMB’ye fiilen uyguladığını bildirdiği mevduat faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplamayı içerdiğinden ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Anılan raporda bileşik faiz yöntemine göre hesaplanan davacılar alacağı 22.111,53 TL’dir. Davacının işbu davadaki talebi ise 13.000,00 TL’ye yöneliktir. Dairemizce de davacının 22.111,53 TL faiz isteyebileceği kabul edilmiş ise de, HMK’nun 26. maddesi gözetilerek 13.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece davalı bankanın TCMB’ye fiilen uyguladığını bildirdiği mevduat faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplamayı içermeyen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Öte yandan yukarıda açıklandığı üzere, her vade sonunda işleyen faiz ana paraya ilave edilerek tespit edilen miktar bir sonraki dönem için ana para olacağından davacının tespit edilen faiz zararı ana paranın niteliğinde olup, talep gözetilerek dava tarihinden itibaren hüküm altına alınan alacağa yasal faiz işletilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında isabet görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce de davacının 22.111,53 TL faiz isteyebileceği kabul edilmiş ise de, HMK’nun 26. maddesi gözetilerek 13.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 565,32 TL harçtan peşin alınan 283,33‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 281,99‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından mükerrer yatırıldığı anlaşılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talebi halinde davalıya iadesine,
B)1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2019 tarih 2018/480 Esas 2019/657 Karar sayılı kararın kaldırılmasına,
3-Davanın KABULÜNE, 13.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 28/07/2016 tarih ve 2016/450 Esas 2016/542 Karar sayılı mirasçılık belgesi kararında belirtilen miras hisseleri oranında davacılara verilmesine,
4-Alınması gereken 888,03 TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 222,01TL harcın mahsubu ile bakiye 666,02 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yatırılan 222,01 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti, 102,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 602,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde iadesine,

C)1-Davacılar tarafından yatırılan 142,00 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
2-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan 27,00 TL tebligat gideri ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 627,00 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma yapılmış olmakla kendisini vekil ile temsil ettiren davacılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davadaki haklılık durumu gözetilerek davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/03/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.