Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1781 E. 2021/1528 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :06/03/2019

NUMARASI ….

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı banka vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın…. arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden adı geçen firmaya kredi kullandırıldığını, diğer davalıların ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayarak borcun sorumluluğunu üstlendiklerini, borçluların yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle bankanın kredi hesabını kat ederek 28/01/2013 tarihinde noter aracılığı ile keşide edilen hesap kat ihtarnamesinin davalılara tebliğ edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında icra takibine geçildiğini ancak davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazının haksız, mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalıların itirazlarının kötü niyetli ve alacağı sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu iddia ederek davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadıkları ve yazılı beyanda bulunmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile davalı … … Ltd.Şti. arasında tanzim edilen genel kredi sözleşmelerinin diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, asıl borçluya verilen kredinin geri ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesap kat edilerek borçlulara ödemesi için noter vasıtasıyla tebliğ edildiği, ödenmeyince icra takibi yapıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durduğu davacı tarafından derdest itirazın iptali davasının açıldığı, taraflar arasında tanzim edilen sözleşmeler, kredi kat tebliği, banka kayıtları, merkez … tebliğleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından son bilirkişi Murat İçinsel’in raporu taraflar arasında tanzim edilen sözleşme, banka kayıtları ve dosya münceratına uygun denetime açık yeterli görüldüğü gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davacı tarafından davalılar aleyhine Ankara 2.İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalıların vaki itirazının; daval…. … yönünden 1.881.978,64 TL asıl alacak, 12.581,65 TL işlemiş faiz, 629,32 TL BSMV ve 246,56 TL masraf olmak üzere toplam 1.895.436,17 TL yönünden iptali ile asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacağa ise 27/05/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar…. tarafından belirlenen oranlarda temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 379.087,23 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; davalı kefil…….. yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 1.069.131,28 TL asıl alacak, 6.944,34 TL işlemiş faiz, 347,46 BSMV ve 246,56 TL masraf olmak üzere toplam 1.076.669,64 TL yönünden iptali ile asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacağa ise 27/05/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar … belirlenen oranlarda temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 215.333,92 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; davalı kefil … yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 1.053.998,18 TL asıl alacak, 17.317,61 TL işlemiş faiz, 865,86 BSMV ve 246,56 TL masraf olmak üzere toplam 1.072.428,21 TL yönünden iptali ile asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacağa ise 27/05/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar … … tarafından belirlenen oranlarda temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 214.485,64 icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince taraflarınca bilirkişi raporuna yapılan itirazların mahkemece değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda davacı banka alacağının eksik hesaplandığını, söz konusu raporlarda asıl borçlu ve kefiller yönünden ana para alacağının da birbirinden farklı olarak belirtildiğini, ayrıca akdi faiz oranının çok düşük hesaplandığının görüldüğünü, davacı banka ile … … … arasında imzalanan 21.05.2010 tarihli Kredi Genel Sözleşmesinde; ana borçlu firma ile birlikte….ın 1.000.000 TL bedelle müşterek ve müteselsilen kefil olarak borcun sorumluluğunu yüklendiğinin açık olduğunu, yine … … firması ile müvekkil banka arasında 12.07.2011 tarihinde 2.500.000-TL bedel üzerinden Kredi Genel sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmenin 64.sayfasında müştereken ve müteselsilen kefil sıfatı ile …., … ve… imzası bulunduğunu, ayrıca yine 65. sayfada limit artırılarak kredi limitinin 3.500.000-TL ye çıkarıldığının ve söz konusu kefillerin imzalarının bulunduğunun açıkça görüldüğünü, bilirkişi raporunun faiz alacağı yönünden de eksik hesaplandığını, dilekçeleri ekinde yer alan davacı bankanın 14.05.2012 tarihli 2012/38 sayılı genelgesinde akdi faiz oranın %26 olduğunu, temerrütünü ancak bilirkişi raporunda alacağa ilişkin hesaplamalar yapılırken belirtilen faiz oranlarına dikkat edilmediğini, ayrıca sigorta primlerinden kaynaklı borç asıl alacağa dahil edilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının reddedilen kısım yönünden kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 2.İcra Müdürülüğünün… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … … …. tarafından borçlular … …, … …, … aleyhine GKS’ne istinaden 1.881.978,64 TL asıl alacak, 148.590,09 TL işlemiş faiz, 6.754,10 TL noter masrafı, 7.429,53 TL BSMV olmak üzere toplam 2.044.753,26 TL yönünden icra takibi yapıldığı itiraz üzerine takibin durduğu, bir yıllık yasal süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
12/07/2011 tarihli genel kredi sözleşmesi, 19/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi ve 25/01/2010 tarihli hesap kat ihtarnamesi, ödeme dekontları, faiz genelgeleri, 08/10/2012 tarihli bilirkişi raporu, 28/11/2016 tarihli ek rapor, 28/04/2017 tarihli ek rapor, 01/02/2018 tarihli bilirkişi raporu, 03/09/2018 tarihli bilirkişi raporu vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Mahkemece alınan iki bilirkişi raporu arasında çelişki bulunması nedeniyle alınan 03/09/2018 tarihli 3. Bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile davalı … …..arasında 21/05/2010 tarihli 1.000.000,00 TL limitli kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı … ve …’ın müteselsil kefil oldukları; yine 12/07/2011 tarihli 2.500.000,00 TL limitli kredi sözleşmesini … … Ltd.Şti, … ve …’ın müteselsil kefil olarak imzaladığını; 19/12/2012 tarihli 850.000,00 TL’lik sözleşmeyi ise sadece …’ın müteselsil kefil olarak imzaladığını, 12/07/2011 tarihli 2.500.000,00 TL limitli kredinin 25/06/2012 tarihinde 1.000.000,00 TL arttırılarak 3.500.000,00 TL yükseltildiğini, 19/12/2012 tarihinde ise 850.000,00 TL limitli GKS’nin 2.125.000,00 TL limite çıkartıldığını, sözleşmenin eski borçlar kanunu döneminde imzalanması nedeniyle kefaletlerin geçerli olduğunu, yeni yasa döneminde 19/12/2012 tarihinde düzenlenen sözleşmede imzası bulunun …’ın eş rızasının alındığını, hesap kat ihtarnamelerinin 29/01/2013 tarihinde asıl borçlu ….. …’a tebliğ edildiğini, davalı kefil …’a ise tebligat yapılamadığını, bu durumda asıl borçlu ile tebligat yapılan kefillerin temerrüt tarihinin 31/01/2013 tarihi olduğunu, tebligat yapılamayan kefil …’ın temerrüt tarihinin ise takip tarihi olan 06/02/2013 tarihinin olduğunu, sözleşmeye göre temerrüt tarihinde bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranının %50’sinin ilavesi ile temerrüt faizi uygulanacağının belirtildiğini, davacı banka tarafından sunulan tablolarda 14/05/2012 tarihinden 06/02/2013 tarihleri arasındaki dönemde en yüksek ticari kredi genel faiz oranının %26 olduğunu, bu oranının %50 fazlasının %39’a tekabül ettiğini, buna göre ….referans nolu kredili mevduat hesabının banka tebliği uyarınca aylık %4.75 oranında (yıllık %57), ödeme emrinde talep ettiği %39 oranında ise 27/05/2013 tarihinden itibaren bu oranının uygulanmasının gerektiğini, 40….69 referans nolu rotatif kredi hesabı banka tebliğine göre aylık %1,35 (yıllık %16,20) oranında 14/05/2012 tarihinden 06/02/2013 tarihi arasında ise akdi faizin %26, temerrüt faizinin %39 olarak uygulanması gerektiğini, …. referans nolu ticari kredi hesabı banka tebliğine göre aylık %0,84 (yıllık %10,08) oranında temerrüt tarihinden itibaren ise yıllık %39 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, 60….83 referans nolu ticari kredi hesabı banka tebliğine göre aylık %0,09 (yıllık %13,08) oranında temerrüt tarihinden itibaren ise yıllık %39 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, yapılan hesaplamaya göre takip tarihi itibariyle davacı alacaklının davalı asıl borçlu … … … Şirketi ile davalı …’tan 1.881.978,64 TL asıl alacak, 12.581,65 TL işlemiş faiz, 629,32 TL BSMV ve 246,56 TL noter masrafı olmak üzere toplam 1.895.436,17 TL alacaklı olduğunu, davalı kefil … … Ltd.Şti’nden (19/12/2012 tarihli kredi sözleşmesinde imzası yoktur.) 1.069.131,28 TL asıl alacak, 6.944,34 TL işlemiş faiz, 347,46 TL BSMV ve 246,56 TL noter masrafı olmak üzere toplam 1.076.669,64 TL alacaklı olduğunu, davalı …’dan ise (19/12/2012 tarihli kredi sözleşmesinde imzası yoktur.) ise kendisine tebligat yapılamadığı için temerrüt tarihi olarak takip tarihi esas alındığını, buna göre 1.053.998,18 TL asıl alacak, 17.317,61 TL işlemiş faiz, 865,86 TL BSMV ve 246,56 TL noter masrafı olmak üzere toplam 1.072.428,21 TL alacaklı olduğunu, asıl alacak tutarı üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %39 oranında temerrüt faizi uygulanabileceğini, kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacağı ise 27/05/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar TCMB tarafından belirlenen kredi kartlarına uygulanan faiz oranlarında temerrüt faizi uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
İtiraz üzerine son bilirkişiden alınan 15/02/2019 tarihli ek raporda özetle; davacı tarafın faiz oranlarına itiraz ettiğini ancak rotatif kredide sözleşmede belirtilen akdi faizin %16,20 olduğunu bu oran esas alınarak hesaplama yapıldığını, bir yanlışlığın bulunmadığını, davalıların temerrüt tarihine itirazları yönünden ise borçlu şirket ve …’a 29/01/2013 tarihinde tebligatın yapıldığı, 31.01.2013 tarihinde temerrüdün oluştuğunu, raporda bunun esas alındığını, ayrıca kefil …’ın kefaletinin eski borçlar kanunu döneminde sözleşmenin akdedilmesi nedeniyle eş rızasının gerekli olmadığını ve kefaletinin geçerli olduğunu, diğer bilirkişi raporlarında farklılık yönünden ise bilirkişi Mustafa Koyunpınar raporunda temerrüdün TCMB tebliğinden önceki döneme sözleşme ile kararlaştırılan faiz uygulamadığını, oysa ki TCMB tebliği ile ticari kredi mevduat hesaplarına 26/05/2013 tarihinden itibaren sınır getirildiğini, bilirkişi … raporunda ise TCMB tebliğinin getirdiği sınırlama gereğince hesaplama yapılmamış olduğunu, rotatif kredi hesabında; her üç rapordaki akdi ve temerrüt faizlerinin aynı olduğunu farklılığın 31/12/2012 tarihli devre faizli bakiyenin kök raporunda 1.021.449,87 TL olarak farklı tespit edilmesinden kaynaklandığını, farklılığın buradan doğduğunu, diğer ticari kredi hesaplamalarında da diğer bilirkişi raporlarında yanlış faiz oranlarının kısas alınmasından kaynaklandığını bildirmiştir.
Dosya kapsamından, davacı banka ile davalı … … Ltd.Şti. arasında 21/05/2010 tarihli, 12/07/2011 ve 19/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, 21/05/2010 tarihli sözleşmede davalılar … ve …’ın müteselsil kefil sıfatıyla, 12/07/2011 tarihli sözleşmede tüm davalıların müteselsil kefil sıfatıyla, 19/12/2012 tarihli sözleşmede yalnızca …’ın müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları, kefaletlerinin geçerli olduğu, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi üzerine davacı yanca hesap kat edilerek ….. 3571 no’lu kredili mevduat hesabından, ….. …. no’lu rotatif kredi hesabından, …….. …. no’lu ticari kredi hesabından ve ……. 8183 no’lu ticari kredi hesabından kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla dava konusu icra takibinin başlatıldığı, davalılarca ödeme emrine süresinde itiraz edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı, mahkemece 03/09/2018 tarihli üçüncü bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede; hükme esas alınan 03/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda icra takibinin tahsili istenilen toplam alacak içerisinde gösterilen hesap kat ihtarnamesinde yer alan tablonun 3.sırasında belirtilen 6006818994 referans no’lu 850.000,00 TL tutarındaki kredinin 19/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı tespit edilmiş olup, söz konusu sözleşmede davalılar … ile …kefaletleri bulunmadığından ve davacı yanca da söz konusu kredinin 19/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığına yönelik tespite itiraz ileri sürülmediğinden ve aksini kanıtlar banka kaydı sunulmadığından ilk derece mahkemesince davalılar ……. söz konusu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
Yine bilirkişi raporunda kredili mevduat hesabından kaynaklanan … referans no’lu kredi yönünden 26/058/2013 tarihine kadar davacı bankanın … sayılı tebliğ uyarınca aylık % 4,75 (yıllık % 57) oranında akdi faiz ve bankanın ödeme emrinde talep ettiği % 39 oranında temerrüt faizi uygulanarak hesaplama yapılmasında, 26/05/2013 tarihinden sonra ise TCMB’nin…. sayılı tebliğ uyarınca belirlenen oranlarda faiz uygulanarak hesaplama yapılması da hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
İcra takibinde talep edilen diğer ticari krediler yönünden ise, bilirkişi raporunda bankaca çıkarılan tebliğler ve ödeme planlarında söz konusu kredilere uyguladığı akdi faiz oranları ile bankaca ödeme emrinde talep edilen % 39 temerrüt faiz oranı uygulanmış olup, davacı bankaca ticari kredilere fiilen uygulanan faiz oranlarının daha yüksek olduğuna dair dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından ve fiilen uygulanan faiz oranlarının daha yüksek olduğu da iddia ve ispat edilmediğinden davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi .15/12/2021

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.