Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1771 E. 2021/1485 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI …..
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2021

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi maksadıyla …… sayılı Kanun uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nev’inin değiştirilmesi suretiyle kurulduğunu, davalı ile 24.07.2006 tarihinde akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile elektrik dağıtım ve perakende satış işinin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, faaliyetlerin davalı ….. tarafından yürütüldüğü dönemde, Adana 3. İş Mahkemesinin …… sayılı dosyası ile açılan dava sonucunda verilen kararın Ankara 16. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılması üzerine, müvekkili tarafından (11.100,00 TL vekalet ücreti, 1.240,43 TL yasal faiz olmak üzere 12.340,43 TL düşülmek suretiyle) 146.381,84 TL ödeme yapıldığını, taraflar arası sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddesi uyarınca davalı …… sorumluluğunda olan tutardan şimdilik 158.722,27 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 26.03.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle; dava dilekçesinde talep ettikleri 158.722,27 TL bedeli 5.347,93 TL arttırarak toplam 164.070,20 TL alacağın 158.722,27 TL’sinin ödeme tarihi olan 02.02.2010 tarihinden itibaren , 5.347,93 TL’sinin ise ödeme tarihi olan 03.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, ücu davalarında zamanaşımı süresinin 2 yıl olması nedeniyle, ödemenin yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğunda dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında 31.03.2006 tarihinde bilanço düzenlemeleri yapıldığını ve 31.12.2007 tarihinde ve Şirketin devrine ilişkin bilanço düzenlemelerinde de borç ve alacak devir işlemlerinin tekrarlandığını, …. İdaresi Başkanlığının özelleştirme ile ilgili mali konulardaki talimatları doğrultusunda devre esas bilanço düzenlemelerinin yapılarak geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, dağıtım şirketinin muhasebe kayıtlannda yer alan son ay faturası dışında ….. ve bağlı şirketleri, …. ve ….’a olan borçlarının …..’a aktarıldığını, ticari borçların ……’a aktarılması sırasında hazır değerler tutan ticari borçlardan mahsup edilerek aktif-pasif farkı sermaye artışı yapılması/zarar hesabına kayıt yoluyla dengelenmesi çerçevesinde devir sürecinin mali yönüyle İlgili işlemlerin ikmal edilerek … …’ın özel sektöre devrinin gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğinden, geçmiş yıllara ilişkin olarak ….. herhangi bir talepte bulunulamayacağı, kabul anlamına gelmemekle birlikte, üçüncü kişilerle mülkiyet hakkına dayalı ihtilafların sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca …’a bildirilmesinin gerektiğini, davacı tarafından davanın hiçbir aşamasının bildirilmediğini, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının davaya ilişkin faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkının olmadığnı beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı … ve arkadaşları tarafından Adana 3. İş Mahkemesinin….. Sayılı dosyasıyla “18.06.2006 tarihinde uğramış olduğu iş kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat” istemli dava açıldığı, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, Yargıtay 21. H.D.’nin düzelterek onama kararına dayalı olarak Ankara 16. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı ,dava dışı üçüncü kişi …’ün mirasçılarının kazaya uğradığı tarih 18.06.2006 olup, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalandığı 24.07.2006 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu ve bu durumda sözleşmenin 7.4 maddesi uyarınca sorumluluğun …’a ait olduğu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 maddesinde ihbar sorumluluğuna yönelik bir düzenleme bulunmadığından davacının ihbar yükümlülüğünden söz edilemeyeceği, icra dosyasına ödenen tutarın 29.01.2010 tarihli yazıyla mahsup edileceği belirtilen vekalet ücreti tutarıyla örtüşmemesi ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden dolayı, davacının dosya alacaklılarını ibra ettiğine dair bir kaydın olmaması nedeniyle, davacının ancak icra dosyasına ödemiş olduğu tutarı talep edebileceği buna göre davacının Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün ….. sayılı dosyasına yapmış olduğu 02.02.2010 tarihinde 146.381,84-TL, 03.02.2010 tarihinde ise 5.347,93-TL olmak üzere toplam 151.729,77-TL ödemeyi, ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan talep edebileceği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, toplam 151.729,77 TL alacağın 146.381,84 TL’sinin ödeme tarihi olan 02.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile 5.347,93 TL’sinin 03.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, elektrik dağıtım şirketinin tüzel kişiliği, hakları ve borçlarında herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisselerin el değiştirildiğini, İHDS tarihindeki önceki dönemde dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, özelleştirme modeli gereği şirketin devre esas bilanço düzenlemeleri çerçevesinde davacının birikmiş tüm borçlarının müvekkili tarafından üstlenildiği ve şirketin bilançosuna sermaye artırımı yolu ile müvekkili tarafından kaydı olarak kaynak sağlandığını, davacının hisse satışı ve özelleştirme öncesi döneme ait ödemeye ilişkin müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını, ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinin yerinde olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığını, dayanak ilamda lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin mahsup edilerek 158.722,27 TL yerine 146.381,84 TL ödeme yapıldığını, ayrıca 5.347,93 TL daha ödendiğini, bu nedenle mahsup ettikleri vekalet ücretinin de davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın tam kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklı rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Adana 3. İş Mahkemesi’nin 11.11.2008 tarih ve…..karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacıların …, …, …, …, … … ve …, davalısının … … olduğu, 100’er TL maddi tazminatın 18.06.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 35.000.00-TL manevi tazminatın …, 35.000,00 TL manevi tazminatın … 2.726,20 TL harç, 6.700,00 TL vekalet ücreti, birleşen …..sayılı dosyada, 5.000. 00 TL manevi tazminatın …, 5.000,00TL manevi tazminatın … …, 5.000,00 TL manevi tazminatın …, 5.000,00 TL manevi tazminatın …’a verilmesine, 18.06.2006 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 824,00 TL harç, 2.300,00 TL vekalet ücreti, 537,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verildiği,
Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 21/12/2009 tarih ve….. Karar sayılı ilamı ile; 100’er TL maddi tazminatın 18.06.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 40.000,00 TL manevi tazminatın …, 35.000,00 TL manevi tazminatın … 5.000,00’er TL manevi tazminatın ayrı ayrı …, … …, …, …’a verilmesine, 18.06.2006 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, maddi tazminat miktarları üzerinden ayrı ayrı 500,00 er TL, manevi tazminat miktarları üzerinden eş için 4.300,00 TL çocuk için 3.800,00 TL, kardeşler için ayrı ayrı 600,00’er TL vekalet ücreti 5.140,80 TL harç, 196,47 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verildiği, Reddedilen manevi tazminat miktarları üzerinden eş için 4.300,00 TL çocuk için 3.800,00 TL, kardeşler için ayrı ayn 750,00’şer TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … vs. tarafından 26/01/2010 tarihinde borçlu … … olup, Adana 3. İş Mahkemesi’nin 11.11.2008 tarih ve…. karar sayılı ilamına dayalı olarak 200,00 TL maddi tazminat, 95.000,00 TL manevi tazminat, 30.892,40 TL vekalet ücreti, 11.500,00 TL vekalet ücreti, 196,47 TL yargılama gideri, 3.562,40 TL peşin harç, 1.659,40 TL işlemiş faizi, 5.542,90 TL ilam harcı, 148.553,57 TL olmak üzere toplam alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından icra dosyasına 02.02.2010 tarihinde 146.381,84TL, 03.02.2010 tarihinde ise 5.347,93 TL olmak üzere toplam 151.729,77 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Hesap bilirkişisinden alınan raporda özetle, davanın, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklı rücuen alacak istemine ilişkin oIduğunu, dava değerinin 158.722,27 TL olduğunu, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 7.4 maddesi gereğince, İhtilaf, sözleşmenin imzalanmasından önceki dönemde ortaya çıktığından davalı …’ın sorumlu olacağını, İHDS’nin 7.4 maddesinde ihbar sorumluluğuna yönelik bir düzenleme bulunmadığından davacının ihbar yükümlülüğünden söz edilemeyeceğini, icra dosyasına ödenen tutarın 29.01.2010 tarihli yazıyla mahsup edileceği belirtilen vekalet ücreti tutarıyla örtüşmemesi ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden dolayı davacının dosya alacaklılarını ibra ettiğine dair bir kaydın olmaması nedeniyle davacının ancak icra dosyasına ödemiş olduğu tutarı talep edebileceğini, davacının Ankara 16. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapmış olduğu 02.02.2010 tarihinde 146.381,84 TL, 03.02.2010 tarihinde ise 5.347,93 TL olmak üzere toplam 151.729,77 TL ödemeyi, ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan talep edebileceğini belirtmiştir.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı …, …, …, …, … … ve … tarafından 18/06/2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu muris olan işçinin vefat etmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini için açılan davada yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dava dışı …, …, …, …, … … ve …’ın mahkeme ilamını … … A.Ş. aleyhine icra takibine koyması sonucu davacının 02.02.2010 tarihinde 146.381,84TL, 03.02.2010 tarihinde ise 5.347,93 TL olmak üzere toplam 151.729,77 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Adana 3. İş Mahkemesi’ndeki davanın davacıları da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra dosyasına ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafın zaman aşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine ( Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine gelince; davacı tarafça vekalet ücreti ve işlemiş faizinin mahsup edilerek hak sahibi dava dışı kişiye ödeme yapıldığı, yapılan ödemeden ötürü davacı şirketin mal varlığında önemli bir azalmanın söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29/05/2015 tarih… sayılı kararı uyarınca da vekalet ücreti davacının rücuya esas davadaki borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemeyecektir. Hal böyle olunca rücuya esas davada davacı lehine hüküm altına alınan vekalet ücretinin davacı tarafından icra dosyalarına ödenen bedel olarak nitelendirilemeyeceğinden, davacı tarafın dayanak ilamdaki hak sahibi üçüncü şahsın alacağından mahsup ettiği lehine takdir edilen vekalet ücretini davalı …’dan istenmesi mümkün olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun ve davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davalıdan alınması gerekli olan 10.364,66 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.591,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.773,49‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2021

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.