Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1740 E. 2021/1542 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2019
NUMARASI : …..
DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 08/12/2009
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16 /12/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı müflis davacılar tarafından açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, asli müdahil davacılar tarafından açılan davada davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükme karşı asli müdahiller vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkili şirketlere 1.500.000,00 TL kredi limiti tanıyarak muhtelif tarihlerde proje bazlı krediler kullandırdığını, kredileri kullandırmadan önce kredi tutarının % 30 fazla marjlı müşteri çekini depo ettiğini ve bundan sonra kredi kullandırdığını, müvekkili şirketlerin 936.000,00 TL tutarındaki müşteri çeklerini kullandıkları proje bazlı krediler için davalı bankaya depo ettiğini, 28/11/2008 tarihi itibariyle müvekkili şirketlerin kullandığı kredilerin bazı taksitleri ödenmediği için davalı bankanın kredi hesabını kât ederek vadesi gelmiş ve gelecek tüm kredilerin faizlerde dahil olmak üzere ödenmesinin talep edildiğini ve şirketin genel sözleşme oluştururken verdikleri senetleri tedavüle çıkartarak icra işlemleri başlatıldığını, ancak talep edilen alacağın anaparanın üzerine faizin eklenmesiyle doğan alacak olduğunu, davalı bankanın icra takip dosyasında faize faiz işlettiğini, bu arada kredilerin teminatı olarak verilen çeklerin 15/11/2008 tarihinden itibaren tahsil edilmeye başlandığını ve dava tarihine kadar 630.000,00 TL tutarındaki müşteri çeklerinden tahsilat yapıldığını, ancak tahsilatların icra dosyasına bildirilmediğini ve hiçbir ödeme olmamış gibi her iki takip dosyasından müvekkili şirketleri 1.030.000,00 TL borçlu gösterdiğini, davalı bankanın mükerrer tahsilat yapmak amacında olduğunu, tahsil edilen 630.000,00 TL’nin havada kaldığını, bu durumun icra dosyasında borcun kat ve kat artmasına neden olduğunu ve açıkladığı nedenlerle vadesinde tahsil edilen müşteri çeklerinin icra takip dosyalarına bildirilmesiyle icra takip dosyalarından yapılan tahsilatlar kadar fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL alacak yönüyle borçlu olunmadığının tespiti ile borcun artmasına bilerek ve isteyerek sebep oldukları cihetiyle inkar tazminatının davalı bankadan alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketlerin 1.000.000 USD ve 2.000.000,00 TL limitli 2 adet kredi sözleşmesi imzaladıklarını ve bu proje kredilerinin davacı şirketlere kullandırıldığını, davacı şirketlerin müvekkili finans kurumunun yanında pek çok bankadan da kredi kullandığını ve borçlarını ödeyemez hale geldiğini ve müvekkilinden önce birçok alacaklı firmanın icra takibine başladığını, aleyhine icra takibine geçilen davacı şirketlerin müvekkili kuruma olan borçları ödenmeyince genel kredi sözleşmesi hükümleri gereğince taraflarına ihtarname gönderildiğini, borçlular tarafından itirazda bulunulmadığını, itiraz edilmeyen ihtarnamelerde yer alan miktar üzerinden Konya 5. İcra Dairesinin …… esas sayılı dosyasından 519.196,77 TL’lik, 2008/7567 esas sayılı dosyasından 262.960,00 TL’lik icra takibi yapıldığını, ancak davacı şirket ortaklarının kötüniyetli davranarak vekilleri üzerinden muvazaalı satışlarla gayrimenkulleri kaçırma girişiminde bulunduklarını, davacı şirketlerden açtıkları iflasın ertelenmesi davası sonucu verilen karar nedeniyle borç tahsilatının yapılamadığını, ancak kredi sözleşmeleri karşılığında bankanın alacağını karşılamak için verilen müşteri evraklarının zaman içerisinde peyder pey tahsil edildiğini, tahsil edilen miktarların davacı şirketlerin hesabına tahsilat olarak işlendiğini, fakat yapılan tahsilatların ihtarname ve icra takibinden sonraki tahsilatlar olduğunu, bu müşterik evraklarından karşılıksız çıkanlar hakkında tahsilatta tekerrür olmaması kaydıyla icra takibine girişildiğini, davacıların borçlu olup olmadığının takip tarihine göre belirleneceğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil davacılar ……. vekili asli müdahale dilekçesiyle özetle; davacı ……. tarafından davalı bankanın takip dosyasına yaptığı tahsilatları bildirmemesi üzerine alacağın fazla artması nedenleri ve bu miktarda borçlarının olmadıklarının tespiti ile ödedikleri nispette borçtan kurtulma taleplerinde bulunulduğunu, şirketlerin iflas etmeleri nedeniyle davaya iflas masası yönüyle devam edildiğini, davalı bankanın takip dosyasına bildirmediği ancak gerek kendisi gerekse vekilleri aracılığıyla yaptığı tahsilatları takip dosyasına bildirmeyerek borcun artmasına neden olduğunu, müvekkilleri hakkında tasarrufun iptali davası ikame edildiğini, bu nedenlerle HMK’nın 65. maddesi gereğince asli müdahale talebinde bulunulmasının hasıl olduğunu, davada bilirkişi incelemesine rağmen hali hazırda yapılan tüm tahsilatların açığa kavuşamadığını, dava değeri belirlenemediği için şu an için davayı kısmi dava olarak açtıklarını, dava konusu takip dosyası dayanağı senet ile ilgili olarak müvekkillerinin avalist durumda olduğunu, bu nedenle davanın tarafları olmaları gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle asli müdahale talebinin kabulü ile dava dosyasında yapılan ödemelerin tespiti ile borcun müvekkilleri yönünden kesin aciz vesikası söz konusu olduğundan yapılan ödemelerin mahsubu ile kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle faizsiz biçimde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL yönüyle borçlu olmadıklarının tespiti ve ödenen miktar kadar borçtan kurtarılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil davacılar vekili 04/08/2016 tarihli dilekçe ile dava değerini 783.743,00 TL’ye artırılmasını talep etmekle birlikte 6100 sayılı HMK 114/(g) ve Harçlar Kanunu 28 ile 32.maddeleri uyarınca dava değerinin artırımına ilişkin eksik peşin harcın ödenmemesi sebebiyle dava değerinin artırımı talebine değer verilmemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda alacaklı varlık şirketinin halen tüm müşterek borçlu ve müteselsil kefiller yönünden en son işlem tarihi (gayrimenkul satış tarihi 04/08/2015 ) itibariyle Konya 5. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasından 210.800,00 TL alacağının bulunduğu, Konya 5. İcra Müdürlüğü’nün…… esas sayılı dosyasından 24.494,99 TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla; asıl davaya ilişkin davacı şirketlerinin menfi tespit davası ile asli müdahil davacıların davalarının reddine dair verilen karar asli müdahiller vekili tarafından istinaf edilmiş olmakla istinaf incelemesi sonunda Dairemizce 5235 sayılı Yasa’nın 5. Maddesi gereği yargılamada sunulan ıslah dilekçesi ile dava değerinin 783.743,00 TL’ye yükseltilmek istenilmesine ilişkin talepleri gözetilerek mahkemece asli müdahiller vekiline Harçlar Kanunu’nun 28, 30 ve 32 maddeleri gereğince dava değerinin artırımına yönelik süre verilmesi gerekirken bu yönde süre verilmemesi ve icra takip dosyasındaki alacak miktarı ile bu alacak miktarından ötürü borçlu bulunmadığının tespitine yönelik açılan davadaki dava değeri de dikkate alındığında 300.000,00 TL değeri aşan davada 5235 sayılı yasanın 5. maddesine göre dosyanın bir bütün halinde heyetçe değerlendirilip karara bağlanması gerekirken tek hakim tarafından karara bağlanması kanunun mahkemenin teşekkülüne ilişkin kuralına aykırı olduğundan asli müdahil davacılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kamu düzeni çerçevesinde kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ile dosyanın Heyetçe değerlendirilip karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, asli müdahil davacılar … ve … vekilinin esasa yönelik diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince Dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda 5235 sayılı Yasa’nın 5. Maddesi hükmü gereği heyetçe yapılan yargılama sonunda; mahkemece 27/02/2019 tarihli duruşmada verilen 6 nolu ara kararı gereğince, asli müdahiller tarafından talep artırım dilekçelerinde belirtilen 773.748 TL.’lik değer üzerinden eksik 13.213,60 TL. tamamlama harcı (peşin harç) tanınan kesin süre içerisinde yatırılmadığından aynı ara kararında verilen kesin ihtar gereğince, kesin sürenin dolduğu tarih (14/03/2019) itibariyle dosyanın işlemden kaldırılmış sayılmasına karar verildiği ve dosyanın işlemden kaldırılmış sayıldığı (14/03/2019) tarihten itibaren de 3 aylık süre içerisinde eksik harç yatırılarak, 2. kez işlemden kaldırılmış davanın yenilenmediği görüldüğünden asli müdahillerin davalarının 14/06/2019 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına,….. yönünden ise; Mahkememizin 25/09/2017 gün ve
. sayılı davanın reddine ilişkin ilamının, müflis davacı şirketler ve davalı şirket tarafından istinaf yoluna götürülmemesi nedeniyle, ilamın davacı şirketlerin davası yönünden, 12/07/2018 tarihinde kesinleştiği sonucuna varılarak davacı müflis şirketlerin davası yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asli müdahil davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin 07.02.2019 tarihli ara kararında kendilerine peşin harcın tamamlatılmadığı takdirde ikinci defa işlemden kaldırılacağının ihtar edildiğini, bu durumda mahkemece yatırılacak harç miktarının duruşma tutanağında açıkça belirtilerek taraflarına süre verilmesi gerekirken bu husus belirtilmeksizin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığını, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, asli müdahiller vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacı müflis şirketlerin davalı banka ile kredi ilişkisinden ötürü kredinin teminatlandırılması için verilen asli müdahillerin avalisti oldukları müşteri çek ve senetlerinin tahsil edilen bedellerinin davaya konu takip dosyalarına aktarılmamasından kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Asli müdahillerin asli müdahale istemi ise; davaya konu icra takiplerine esas bononun avalist olan borçluları yönünden kesin aciz vesikası söz konusu olması nedeniyle İİK 143/4.madde ve bendi uyarınca aciz vesikasında yazılı alacak miktarı için faiz istenemeyeceğinden borçlularca yapılan ödemelerin mahsubu ile asli müdahil davacılar yönünden borcun faizsiz biçimde tespiti ile ödenen miktar kadar borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; asli müdahil davacılar vekili dosyaya sundukları 04.08.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 783.748,00 TL üzerinden dava değerini artırdıklarını bildirmiş ise de artırılan bu miktar üzerinden ıslah harcının yatırılmadığı, mahkemece asli müdahiller vekiline süre verilerek harcın tamamlatılmadığı, anlaşılmıştır.
Mahkemece 27.02.2019 tarihli celsede asli müdahiller vekili Av. …’a ne miktarda alacaktan dolayı borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiğine, tavzih ve talep artırım beyanlarına göre eksik peşin harcı tamamlamaları ve 600 TL gider avansını yatırmaları için iki hafta kesin süre verilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece tamamlanması gereken harç miktarı belirtilmeksizin asli müdahiller vekiline dava değerini açıklaması ve harcı tamamlaması için kesin süre verilmiştir. Mahkemece 03.07.2019 tarihli celsede; “Asli müdahil davacılar … ve …’ın, 04/08/2016 havale tarihli talep artırım dilekçesine göre, eksik 13.213,60 TL. peşin harcın 27/02/2019 tarihli celsede verilen 6 nolu ara kararında yazılı kesin süre içerisinde tamamlanmaması ve aynı ara kararında yazılı ihtara göre, dosyanın işlemden kaldırılmış sayıldığı 14/03/2019 tarihinden itibaren de 3 ay içerisinde davanın yenilenip eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle, asli müdahil davacılar … ve …’ın davalarının, 492 s. Harçlar Kanunu’nun 30 ve 6100 s. HMK’nin 150/5. maddesi gereğince, 3 aylık sürenin dolduğu 14/06/2019 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Konya 5. İcra Müdürlüğü’nün 2008/7567 Esas sayılı kambiyo senetlerine özgü takip dosyasında toplam 264.552,66 TL’nin talep edildiği, 07.09.2009 tarihli alacaklı banka vekiline, asli müdahil borçlular yönünden 360.812,00 TL için borç ödemeden aciz belgesi verildiği görülmüştür.
Konya 5. İcra Müdürlüğü’nün 2008/7566 Esas sayılı icra takip dosyasında; toplam 522.168,90 Tl alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığı, alacaklı banka vekilinin talebi üzerine borçlular … … yönünden 07.09.2009 tarihli toplam 704.095,00 TL miktar üzerinden borç ödemeden aciz belgesi verilmiştir.
Asli müdahale istemine konu dava, asli müdahillerin avalisti oldukları icra takiplerine konu iki ayrı bono sebebiyle işbu takip dosyalarına yapılan harici ödeme meblağları kadar borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup asli müdahiller vekili tarafından yargılamada 04.08.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin 783.748,00 TL üzerinden ıslah edildiği ancak ıslah harcının yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği ve 6100 sayılı HMK. nun 65. maddesinde düzenlendiği üzere “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır”. Diğer bir deyişle iki kişi arasında belli bir şey veya hak konu edilerek açılmış ve derdest bir dava mevcut iken, üçüncü bir kişinin, dava konusu üzerinde hak sahibi olduğunu iddia edip aynı mahkemede harç yatırmak suretiyle dava açması halinde ortada asli bir müdahale talebinin (davasının) bulunduğundan söz edilmek gerekir. Böyle bir durumda, asli müdahale davasının ilk davadan bağımsız ve ayrı bir dava olduğu, davalıların ise ilk açılan davanın tarafları, bir başka deyimle davacı ve davalıları olduğu ve asli müdahale davası hakkında ayrıca bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Somut olayda asli müdahale istemine konu davada, müdahale talebinde bulunulmak istenilen dava konusu icra takiplerine esas bonoların avalisti olan borçlular tarafından yapılan ödemelerin mahsubu ile asli müdahil davacılar yönünden borcun faizsiz biçimde tespiti ile ödenen miktar kadar borçlu olmadıklarının tespiti istenildiği gözetildiğinde,
davacı müflis şirketlerce davalı bankaya verilen ve asli müdahillerin avalisti oldukları çek ve senetlerden tahsil olunan bedellerin icra takip dosyalarına aktarılmamasından kaynaklanan menfi tespit istemiyle açılan davada hak iddia edilip edilmediği, dolayısıyla HMK’nın 65. Maddesinde düzenlenen asli müdahale koşullarının mı yoksa müdahale edilmek istenen davadan bağımsız bir talebe dayalı ayrı bir dava koşulunun bulunup bulunmadığının, menfi tespit davalarında kısmi dava açılamayacağı da dikkate alınarak, ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kaldı ki kabule göre de asli müdahale isteminde bulunanların söz konusu ıslah dilekçesi dikkate alındığında 773.748,00 TL üzerinden ilk derece mahkemesince belirlenecek eksik harcın Harçlar Kanunu’nun 28., 30. Ve 32. Maddeleri gereği tamamlattırılması için davacıya kesin süre verilip sonuca göre yargılamaya devam edilmesi gerekir iken, mahkemece usule aykırı olarak bildirilen dava değeri üzerinde yatırılması gereken nispi harç miktarı hesaplanıp ara kararda belirtilmeksizin 27.02.2019 tarihli celsede iki haftalık kesin süre verilerek bu sürenin sonunda ve 3 ay içinde ıslah dilekçesinde bildirilen değer üzerinden dava haracının tamamlatılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle asli müdahiller vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin kısmen kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-5. Maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre asli müdahiller vekilinin öteki istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde yeniden karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Asli müdahiller vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 tarih ve 2018/1048 Esas 2019/668 Karar sayılı kararının Asli Müdahil davacılar … ve … yönünden 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.5 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- Asıl davaya ilişkin İlk derece mahkemesince verilen hüküm istinaf edilmediğinden karar verilmesine yer olmadığına,
4-Asli müdahale hakkındaki davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
5-Asli müdahiller vekilinin istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından asli müdahiller yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Asli müdahiller tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde kendilerine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.5 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/12/2021

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.