Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1730 E. 2021/1337 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2019
NUMARASI :….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/04/2017
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …… asıl borçlu diğer davalının müteselsil kefil sıfatıyla genel kredi sözleşmesine istinaden davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine kredi hesabının Ankara 38. Noterliği’nin 15.03.2017 tarihli kat ihtarı ile kesilerek kredi alacağının ödenmesinin talep edildiğini, ancak kredi alacağının ödenmemesi üzerine tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalılar tarafından haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın dava dilekçesinde vergi numarası yer almadığından dava dilekçesinin HMK’nın 119. Maddesine aykırı olduğunu ve reddi gerektiğini, kat ihtarına itiraz edildiğini, hesap kat tarihi itibarıyla muaccel hale gelmiş bir alacak bulunmadığını, kaldı ki muaccel hale gelmiş olsa dahi davacı bankanın alacağının icra takibi ile talep edilen miktarda olmadığını, işlemiş faiz oranlarının TBK’nın 88. Ve 120. Maddelerine aykırı olduğunu, müvekkili …’in sorumlu olduğu miktar, “müteselsil kefil” ve kefalet tarihi müvekkilinin kendi el yazısı ile yazılmadığından dava konusu kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçerli olmadığını, savunarak davanın reddine, asıl alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. .
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili isteğiyle girişilen icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkin açılan davada davalı …’in genel kredi sözleşmesinde kefalet bölümündeki yazının davalı eli ürünü olmadığı iddiasında bulunulmakla bu hususta itirazın değerlendirilmesi için davalının tatbike medar yazı ve imza örnekleri mahkeme huzurunda alındığı, kurumlarda yazısını içerir belge bulunmadığı bildirilmekle alınan yazı ve imzalar da değerlendirilerek kredi sözleşmesindeki yazıların davalı eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere …. Kriminal Daire Başkanlığı’nca düzenlenen 17/05/2018 tarihli raporda mevcut el yazıları ile bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığı, bol miktarda yazıları ve huzurda yine bol miktarda yazı yazdırılarak gönderilmesi halinde değerlendirme yapılabileceği bildirilmiş, daha bol miktarda yazılarının alınması, not vs belge ile ilgili olarak, davalıya isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş ise de gelmediğinden ayrıca yazılarının alınamadığı, mevcut belgeler itibariyle de bu itirazın kanıtlanamadığı kanaatine varılarak borcun varlığı ve miktarı hususunda esastan incelemeye geçildiği, dosya kapsamından; davacı bankanın …… / Ankara şubesi ile davalı … … A.Ş. arasında 30.000.000,00 TL limitli 22/06/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davalı şahsın sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek Ankara 38. Noterliğinden 15/03/2017 tarih …… yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek …… (ticari) ve işletme ihtiyaç kredisi kapsamında ayrı ayrı miktarları belirtilerek toplam 4.771.786,58 TL’nin 1 gün içerisinde ödenmesi isteğinde bulunulduğu, ihtarnamenin her iki borçluya 16/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede belirtilen 1 günlük sürenin eklenmesiyle temerrüdün 18/03/2017 tarihinde oluştuğu, benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile; davalıların icra takip dosyasında itirazının, a)….. nolu BCH kredisi yönünden 4.108.383,23 TL asıl alacak, 292.313,42 TL akdi faiz, 18.898,56 TL temerrüt faizi, 15.560,60 TL BSMV olmak üzere toplam 4.435.155,81 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %33,12 oranında faiz işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine, b)6009439070 nolu …. kredisi (taksitli ticari kredi) yönünden 179.038,93 TL asıl alacak, 9.643,67 TL akdi faiz, 823,58 TL temerrüt faizi, 523,36 TL BSMV olmak üzere toplam 190.029,54 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %33,12 oranında faiz işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan meblağın %20’si oranında hesaplanan 925.037,07 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalıların tazminat talebinin kötü niyet ispatlanamadığından reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını, müvekkili ile borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinde “her durumda alacağın muacceliyet tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar (ödemenin yapıldığı gün de dahil olmak üzere) temerrüt faizi uygulanacağına dair hüküm olduğunu, bu hususun rapora itiraz dilekçesinde belirtildiğini, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan 2013-162 sayılı Faiz Genelgesi doğrultusunda müvekkili bankaca uygulanan akdi faiz oranının %26, temerrüt faizi oranının %39 olduğunu, oysa bilirkişi raporunda akdi faiz oranının %22,08 olarak alındığını, bu sebeple müvekkilinin faiz alacağının eksik hesaplandığını, oysa müvekkili banka uygulamasında ….. nolu firma riskinin 01.01.2017’de tahakkuk eden faiz tutarının 159.786,11 TL gününde ödenmediği, 31.12.2016-10.03.2017 dönemine ait cari faiz oranının %26 olarak uygulandığını ve 69 günlük dönem için 4.100.000.000,00 Tl anaparaya 204.316,67 TL faiz tahakkuk etmiş olduğu itiraz dilekçesi ekindeki hesap ekstresinde belirtildiği halde itirazları gözetilmeksizin eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek faiz alacağının eksik hüküm altına alındığını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesini asıl borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalılara karşı işbu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredi alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar vekili tarafından karar istinaf edilmiş ise de davalılar vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilen muhtıra ile verilen 7 günlük kesin sürede istinaf nispi harcı ile başvuru harcı yatırılmadığından ilk derece mahkemesince 20.09.2019 tarihli kararla davalıların istinaf kanun yoluna başvuru talebinin reddine dair ek karar verilmiş olup davalılar tarafından yasal sürede bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır.
Dava konusu Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün…. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı – alacaklı tarafından, davalı – borçlular hakkında …… nolu kredi için 4.108.382,23 TL asıl alacak, 416.617,95 TL akdi faiz, 63.727,09 TL %39 temerrüt faizi, 24.017,25 TL BSMV olmak üzere 4.612.744,52 TL, …. nolu kredi için 179.038,93 TL asıl alacak, 19.098,80 TL akdi faiz, 2.790,43 %39 temerrüt faizi, 1.094,45 TL BSMV olmak üzere 202.022,61 TL olmak üzere toplam; 4.287.421,16 TL asıl alacak, 502.234,27 %39 temerrüt faizi, 25.111,70 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 4.814.767,13 TL alacağın kredi üyelik sözleşmeleri, ihtarname ve hesap kat özetine dayalı olarak tahsili isteğiyle 24/03/2017 tarihinde ilamsız takibe geçildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde sunulan dilekçe ile borca, faiz oranına, işlemiş faize ve yetkiye itiraz edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu ilamsız icra takip dosyasına sunulan kredi genel sözleşmesi örneğine göre davacı bankanın …. Şubesi ile davalı asıl borçlu …. arasında 25.06.2015 tarihinde 30.000.000,00 TL kredi limitli genel kredi sözleşmesi imzalanmış olup davalı … işbu sözleşmeyi 25.06.2015 tarihinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olup kefaletnamede “kefalet tarihi 25.06.2015”, “kefalet olunan azami miktar olan 30.000.000,00 TL ve “müteselsil kefil” ibarelerinin elle atılı olduğu ve TBK’nın 583. Maddesindeki nitelikli şekil şartına uygun düzenlendiği, Ankara 38. Noterliği’nin 15.03.2017 tarihli hesap kat ihtarında …. ticari kredi alacağı olarak 4.108.382,23 TL, 179.038,93 TL işletme ihtiyaç olmak üzere toplam 4.287.421,16 TL asıl ve her bir tür kredi alacağı için %39 temerrüt faizi ile birlikte toplam 4.771.786,58 TL’nin 1 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, kat ihtarının davalı asıl borçlu şirkete ve davalı kefile 16.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla davalıların 18.03.2017 tarihinde temerrüde düştükleri anlaşılmıştır.
Davalı taraf icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmuş ise de; yetki itirazında yetkili icra dairesinin belirtilmediği, usulüne uygun yetki itirazında bulunulmadığı gibi davalıların adresleri ve sözleşmenin yapıldığı yer de nazara alınarak Ankara icra müdürlüğü yetkili olmakla yetki itirazı kabule şayan görülmemiştir.
Davalı …’in genel kredi sözleşmesinde kefalet bölümündeki yazının davalı eli ürünü olmadığı iddiasında bulunulmakla bu hususta itirazın değerlendirilmesi için davalının tatbike medar yazı ve imza örnekleri mahkememiz huzurunda alınmış, kurumlarda yazısını içerir belge bulunmadığı bildirilmekle alınan yazı ve imzalar da değerlendirilerek kredi sözleşmesindeki yazıların davalı eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere ….. Kriminal Daire Başkanlığı’na yazı yazılmış olup, 17/05/2018 tarihli raporda mevcut el yazıları ile bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığı, bol miktarda yazıları ve huzurda yine bol miktarda yazı yazdırılarak gönderilmesi halinde değerlendirme yapılabileceği bildirilmiş, daha bol miktarda yazılarının alınması, not vs belge ile ilgili olarak, davalıya isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş olup, gelmediğinden ayrıca yazıları alınamamış, mevcut belgeler itibariyle de bu itirazın kanıtlanamadığı kanaatine varılarak borcun varlığı ve miktarı hususunda esastan incelemeye geçilmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu 13.11.2013 tarihli faiz genelgesine göre ticari kredilerde ve kısa vadeli ticari kredilerde %26 akdi faiz oranının uygulandığını iddia etmiştir.
Bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi … tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 12.03.2019 tarihli raporda; davacı banka akdi faiz oranının %26, temerrüt faiz oranının ise %39 olduğunu ifade etmiş ise de bu oranların doğru olmadığı, %26 faiz oranının fiilen uygulanmadığı ve sadece temerrüt faizi oranının tespitinde kullanıldığı, davacı bankanın fiilen uyguladığı en yüksek akdi faiz oranını dosyaya sunmadığı, sadece TCMB’ye bildirdiği azami oranları sunduğu, bu durumda kredi kartı ve KMH hesaplarına …. tarafından tespit edilen ve davacı bankanın da da uygulamak zorunda olduğu akdi faiz oranlarının (taksitli kredilerin akdi faiz oranlarından daha yüksek olması sebebiyle) dikkate alınabileceği, buna göre 01.01.2017-31.03.2017 arasında uygulanabilecek azami KMH oranlarının aylık %1,84 (yıllık 1,84 X12=%22,08) azami gecikme faiz oranının ise aylık %2,14 yıllık %25,68 olması gerektiği, ….. ref sayılı BCH kredisine talep edildiği halde dava konusu BCH’ye fiilen uyguladığı akdi faiz oranını sunmadığı, davacının sunduğu %26 akdi faiz oranının fiilen uygulanmadığı, bilirkişi raporunda yapılan hesaplama formülüne göre raporun 8. Sayfasında (bankaca kredilere uygulana en yüksek faiz oranına %50 ilavesi ile bulunan oranın temerrüt faizi uygulanacağı) uygulanan akdi faiz oranı %15,28 bulunmuş, sözleşmenin12.maddesinde temerrüt faizi oranının cari kredi kartı faiz oranının %50 fazlası olarak bulunan %22,08 üzerinden belirlenen %33,12 esas alınmış, …. ref. Sayılı SKA kredisi ile ilgili olarak taksit tablosunda aylık faiz oranının %1,26 yazılı olduğu, bu durumda yıllık akdi faiz oranının %15,12 olduğu, temerrüt faizi oranının %33,12 olduğu belirtilmiştir.
Davacı bankaca kredilerin kullandırıldığı tarihte fiilen uygulanan akdi faiz oranı ibraz edilmemiş, davacı banka tarafından sunulan 13.11.2013 tarihli faiz genelgesi ile %26 akdi faiz oranının uygulanması talep edilmiştir. Bilirkişi tarafından KMH için TCMB tarafından o tarihte belirlenen akdi faiz oranı %22,08 baz alınarak temerrüt faizi hesaplanmıştır. Şu halde davacı bankaca, temerrüt tarihinde kullandırılan kredilere fiilen &26 faiz oranının uygulandığı ispatlanamadığına göre, ilk derece mahkemesince usul ve yöntemine uygun olarak alınan Dairemizce dosya kapsamına ve oluşa uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu dikkate alınarak belirlenen faiz oranları üzerinden hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunda yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı banka 6219 Sayılı Kanunun geçici 5. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan istinaf başvuru ve karar harcı alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi .18/11/2021
…..

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.