Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1719 E. 2021/577 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ


TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2019
NUMARASI : ….
DAVA : Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2018
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2021

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kasko sigortacısı olduğu müvekkilinin aracının trafikte seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıktığını, ardından önce çam ağacına çarptığını ve sonra taklalar atarak dere yatağında durduğunu, söz konusu kaza sonrası aracın ağır hasar alıp hurdaya döndüğünü, aracın rayiç bedelinin kendisine ödenmesi gerektiğini, davalının ise eksik rayiç bedel üzerinden araç sovtaj bedelini düşmek suretiyle 78.900,00 TL ödediğini, müvekkilinin zararının giderilmediğini, araç sovtajının 15.000,00 TL’ye satıldığını, delil tespit masraflarının davalı tarafından karşılanması gerektiğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini toplam 76.100,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 05/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili, kısmi ödenen 78.900,00 TL’ye temerrüt tarihi olan 05/10/2016 tarihinden ödeme tarihi olan 05/03/2018 tarihine kadar işletilecek avans faizinin davalı sigorta şirketinden tahsili olarak ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kasko sigortalı aracının karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu ağır hasar gördüğünü, araç üzerinde takyidat bulunması nedeniyle sovtaj sigortalıya terk edilerek ekspertiz raporu ile belirlenen bedelin davacıya ödendiğini, zararın giderildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacının kazaya karışan kasko sigortalı aracının tamir edilmesinin ekonomik olmadığı, aracın hasarsız eş değerinin piyasada 170.000,00 TL, hurda değerinin 15.000,00 TL, gerçekleşen zararın 155.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından dava tarihinden önce davacıya 78.900,00 TL ödendiği, ödenen bedel mahsup edildiğinde davacının bakiye zararının 76.100,00 TL olduğu, TTK’nun 1427. maddesi gereğince hasar ihbarından itibaren 45 gün sonraki tarih itibariyle borcun muaccel olacağı, temerrüt tarihinin 05/10/2016 olduğu, kısa kararda sehven temerrüt tarihini 05/12/2016 olarak yazıldığı, maddi hata niteliğinde olduğu, kısmi olarak ödenen bedele temerrüt tarihi ile kısmi ödeme tarihi arasında avans faizi işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 78.900,00 TL’ye temerrüt tarihi olan 05/10/2016 tarihinden, kısmi ödeme tarihi olan 05/03/2018 tarihine kadar işletilecek avans faizinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, 76.100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 05/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun yanlış tespitler içerdiğini, rapor ile ekspertiz raporunun çeliştiğini, cevap dilekçesindeki savunmalarının bilirkişi raporunda irdelenmediğini, sigortalı araç üzerinde haciz bulunması nedeniyle davacının müvekkiline aracı devredemediğini, sovtaj sigortalıya terk edildiğini, davalının müvekkiline ekspertiz raporunda belirtilen miktarı ödediğini, davacının karşılanmayan zararının kalmadığını, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; delil tespit masraflarının yargılama giderlerine eklenmesi gerektiğini, mahkemece ise bu hususun gözetilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının delil tespiti masrafları yönünden düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kasko sigorta poliçesi, sigortalı araç hasar fotoğrafları, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, kasko sigortalı aracın trafik tescil belgeleri, emsal nitelikteki araçlara ilişkin internet satış ilanları, kasko değer listesi, araç ruhsatı, araç satış sözleşmesi, Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı tespit dosya sureti, makine mühendisi tarafından düzenlenen 21/05/2018 tarihli delil tespit raporu, eksper listesi, davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarname sureti, … …. ilişik kesme belgesi, ibraname sureti, davalı tarafından davacıya yapılan ödemeye ilişkin banka dekontu, yargılama aşamasında makine mühendisi bilirkişiden alınan 28/02/2019 tarihli rapor, istinaf aşamasında iki kişilik makine mühendisi bilirkişi heyetinden alınan 04/01/2021 tarama tarihli bilirkişi raporu, makine mühendisi bilirkişiden alınan 19/03/2021 tarama tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
Delil tespit raporunda, araç rayiç bedelinin internet adresleri üzerinden yapılan araştırma ve kasko değerleri karşılaştırılarak 170.000,00 TL olarak tespit edildiği, sovtaj bedelinin 15.000,00 TL, davacı zararının 155.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda; ekspertiz raporundaki belirlemelerin piyasa gerçekleriyle uyumlu olmadığı, tespit raporundaki belirlemelerin ise kaza tespit, hasarlı araç fotoğrafları ile uyumlu olduğu, internet sitelerinden yapılan araştırmalarda aracın güncel fiyatının 170.000,00 TL olarak belirlendiği, aracın pert olduğu, sovtaj bedeli 15.000,00 TL olup, davacının zararının 155.000,00 TL olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
İstinaf aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporda; aracın satılması nedeniyle araç üzerinde inceleme yapılamadığı, araç hasarlı fotoğrafları üzerinde yapılan inceleme sonucu aracın pert olduğu, rayiç değerinin 158.500,00 TL, sovtajın 35.000,00 TL, hasar bedelinin ise 123.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
İstinaf aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporuna taraf vekillerinin itiraz etmesi üzerine alınan bilirkişi raporunda ise, araç rayiç bedelinin 155.500,00 TL, sovtaj bedelinin 15.000,00 TL, bakiye zarar miktarının ise 140.500,00 TL olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan kasko sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu pert olduğunu, hasar bedelinden davalının sorumlu bulunduğunu, davalının düşük bedelli rayiç miktarı üzerinden ödeme yaptığını, zararının tamamıyla giderilmediğini iddia etmiş, davalı yan ise ödenen miktar ile davacı zararının giderildiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının aracının davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alındığı, kasko sigortalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu hasara uğradığı, aracın pert total olduğu, araç sovtajının davacıda bırakıldığı, davalının davacının başvurusu üzerine davacıya 78.900,00 TL ödeme yaptığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalının yaptığı ödeme ile davacının zararının tamamıyla giderilip giderilmediği, kasko sigortalı aracın rayiç bedeli, sovtaj değeri, davacının davalıdan talep edebileceği bakiye bir zarar miktarının bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, davalı tarafından yapılan ödemeye ilişkin olarak temerrüt tarihi ile ödeme tarihi arasında işleyecek faizin talep edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve zaman aşımına yönelik istinaf itirazları incelendiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde aracının rayiç değerinin 170.000,00 TL’den fazla olduğunu belirterek taleplerini artırmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bu miktarı da harçlandırmıştır. Kasko sigorta sözleşmesine dayalı tazminat davalarında sigortacı azami poliçe limitine kadar gerçek zararın tazmininden sorumlu olup, davanın taraflarının ya da hakimin davanın başında gerçek zararı hesap etmesi mümkün değildir. Yani alacak belirlenebilir değildir. Gerçek alacak, tazminat bilirkişi raporu ile belirlenebilir. O halde eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü gerekmekte olup, davalı vekilinin davacıya belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararının bulunmadığına yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.
Öte yandan davalı vekili cevap dilekçesinde usulüne uygun olarak açıkça zamanaşımı def’inde bulunmamıştır. Eldeki dava belirsiz alacak davası olarak kabul edildiğinden, davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı ileri sürdüğü zaman aşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazları incelendiğinde, davalı yan aşamalarda kaza tarihinden sonra yapılan ekspertiz incelemesi sonucu araç rayiç ve sovtaj değerinin piyasa koşullarına uygun olarak tespit edildiğini, sovtaj bedelinin düşülmesi sonucu tespit edilen bedelin davacıya ödendiğini, davacının zararının tamamıyla giderildiğini savunmuştur.
Dosyaya ibraz edilen 06/06/2018 tarihli araç satış sözleşmesinden kasko sigortalı araç sovtajının davacı tarafından 15.000,00 TL bedel ile 3.kişiye satıldığı anlaşılmıştır.
Davacının ibraz ettiği delil tespit raporu ve yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda aracın rayiç değeri 170.000,00 TL, sovtaj bedeli 15.000,00 TL, davacının bakiye zararının 155.000,00 TL olduğu, istinaf aşamasında alınan birinci bilirkişi heyeti raporunda aracın rayiç değeri 158.500,00 TL, sovtaj bedeli 35.000,00 TL, davacının bakiye zararının 123.500,00 TL olduğu, istinaf aşamasında alınan ikinci bilirkişi raporunda ise aracın rayiç değeri 155.500,00 TL, sovtaj bedeli 15.000,00 TL, davacının bakiye zararının 140.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içermemekte olup, delil tespit raporuna yapılan atıflar ile düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla anılan rapor, hüküm kurmaya elverişli nitelikte değildir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmadığının görülmesi üzerine açılan duruşma sonucu istinaf aşamasında iki ayrı bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan ikinci bilirkişi raporu ayrıntılı, dosya içeriğine uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gibi taraf vekillerinin öncesinde alınan bilirkişi raporlarına itirazlarını da karşılayacak niteliktedir. Bu durumda davacının kasko sigortalı aracının pert total olması nedeniyle 15.000,00 TL sovtaj bedelinin mahsubu sonucu 140.500,00 TL zararının bulunduğu, dava tarihinden önce davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 78.900,00 TL ödeme ile davacının zararının tümüyle karşılanmadığı, yapılan ödeme mahsup edildiğinde davacının bakiye 61.600,00 TL zararının kaldığı, anılan miktarın TTK’nun 1427.maddesi uyarınca temerrüt tarihi olarak tespit edilen 05/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin gerektiği anlaşılmıştır.
Öte yandan davacı yan ıslah dilekçesi ile birlikte davalı tarafından ödenen 78.900,00 TL’ye temerrüt tarihi ile ödeme tarihi arasında avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından davacıya 05/03/2018 tarihinde 78.900,00 TL ödendiği, davacı tarafından ödenen bedelin tahsili sırasında faize yönelik herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmediği dosya içeriğiyle sabittir. TBK’nun 131.maddesi uyarınca asıl borcun sona ermesi ve işlemiş faizin asıl borcun sona ermesi sırasında saklı tutulmaması karşısında davacının davalıdan artık ödenen miktara ilişkin işleyecek faiz talebinde bulunamayacağı anlaşılmış olup, Dairemizce yeniden kurulan hüküm sırasında bu husus gözetilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davacı vekilinin istinaf itirazı hüküm altına alınmayan delil tespit masraflarına yöneliktir.
Yargılama aşamasında Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 11/12/2018 tarih ve … D. İş sayılı yazısı ile davacının delil tespit dosyası nedeniyle 334,60 TL harç, 1,50 TL dosya masrafı, 200,00 TL …, 28,00 TL posta masrafı, 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 963,60 TL yargılama gideri yaptığı bildirilerek anılan miktarlara ilişkin tahsilat makbuzları gönderilmiştir.
Bu durumda davacı vekilinin dava dilekçesinde açıkça delil tespit masraflarının yargılama giderleri arasında hüküm altına alınmasını talep ettiği gözetilerek 963,60 TL delil tespiti masrafının yargılama giderleri arasında davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında isabet bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2019 tarih ve ….Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE, 61.600,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 05/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.207,89 TL harçtan peşin alınan 59,10 TL peşin harç, 1.128,83 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.187,93 TL harcın mahsubu ile bulunan 3.019,96 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 16,50 TL başvurma harcı, 59,10 TL peşin harç, 1.128,83 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.204,43 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 236,10 TL tebligat ve posta gideri, 963,60 TL delil tespit masrafı olmak üzere toplam 1.799,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 1.456,79 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.808,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
10-Yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
B)1-Davalı tarafından yatırılan 1.299,59 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 45,00 TL posta masrafı ve 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.766,30 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 33,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 154,30 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma yapılmış olmakla kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma yapılmış olmakla kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/04/2021

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.