Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1705 E. 2023/613 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2019/1705 Esas 2023/613 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1705
KARAR NO : 2023/613

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019
NUMARASI : 2017/700 Esas 2019/628 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/10/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacının vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkil şirketin ortağı ve müdürü olduğu 2010 yılı dönemine ilişkin olarak Seğmenler V.D. tarafından hatalı, usulsüz beyan nedeniyle müvekkili şirkete vergi borcu ve cezası tahakkuk ettirildiğini, vergi dairesine söz konusu vergi borcu ve cezasının ödendiğini, vergi borcu ve cezasının davalının ödemesi gereken kısmı için Ankara 26. İcra Müdürlüğü’ nün 2014/3675 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak borca itirazı sonucu takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Ankara 38. Noterliğinin 07.09.2005 tarih ve … yevmiye numaralı “şirket hissesini devir sözleşmesi” ile davacı şirket ortaklarından …’a ait 20 payı ve Ankara 38. Noterliğinin 07.09.2005 tarih ve … yevmiye numaralı “şirket hissesini devir sözleşmesi” ile davacı şirket ortaklarından …’a ait 28 payı da devraldığını, müvekkilinin şirkette yapılan bir takım usulsüzlükleri tespit etmesi üzerine sahip olduğu bütün payları 25.01.2008 tarihinde diğer ortaklara devrettiğini, bu tarihten itibaren davacı şirket ile fiili ve hukuki hiçbir bağı kalmadığını, davacı tarafından başlatılan icra takiplerinin sebebi olan Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı 5.nolu Daimi Takdir Komisyonu’nun 25.04.2013 tarihli ve 3229 numaralı kararında komisyonca davacı şirketin defter ve beyannamelerinin gerçeği yansıtmadığı ve sahte belge kullanılarak vergi indiriminden yararlanıldığı tespit edildiğinden davacı şirketin 11.495.42.-TL KDV ve 17.243.13.-TL Vergi Ziyaı Cezası ödemesi gerektiğinin belirtildiğini, bunun üzerine davacı şirketin, Seğmenler Vergi Dairesi Müdürlüğüne uzlaşma başvurusunda bulunduğunu, yapılan görüşmeler sonucu vergi ziyaı cezasının 1.700,00-TL’ye indirildiği ve şirketten, vergi aslı, vergi ziyaı cezası toplamı 13.195,00.-TLnin ödemesinin istendiği, mükellefi olduğu vergi borcunu ödeyen davacı şirketin söz konusu vergi borcunun,davalı müvekkilinin şirket ortağı bulunduğu döneme ait olduğunu ve müvekkilinin geçmiş dönemde sahip olduğu pay oranında sorumlu olacağından bahisle icra takibi başlattığını, asıl borçlu davacı şirketin amme borçlusu olduğu bir borcu ifa ettiğini bu nedenle gerek Türk Ticaret Kanunu ilgili hükümleri ve gerekse Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince davacı şirketin müvekkiline başvurma hakkı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalının davacı şirkete ilk defa 09/09/2005 tarihinde % 48 ortak olduğu ve şirketin % 52 ortağı olan … ile birlikte şirketi 20 yıllığına münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındıkları, 2008 yılında davalının tüm şirket hisselerini devrettiği, müdürlük yetkiler sonlandırılarak şirket ile hiçbir hukuki bağının kalmadığı, vergi ziyaına konu 18/12/2007 tarihli 151525 Nolu “Tretuvar ve Bordür Yapılması” içerikli KDV dahil 86.966,00 TL tutarında ki faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde 20/12/2007 tarihli 112 Sayılı yevmiye numarası ile kayıtlı olduğu, faturanın kayıtlara alındığı tarihte davacı şirket müdürlerinin davacı … Ve … olmak üzere münferiden yetkili oldukları ve incelemesi yapılan ticari defterlere göre mevcut dava konusu fatura işleminin hangi müdür tarafından yapıldığının ticari defterlerden tespit edilemediği,Vergi İnceleme Raporunda tespiti yapılan sahte faturanın bilmeden alındığı vurgulanarak şirket müdürünün kusuru olmadığının bizzat rapor ile tespit edilmesi ve şirketin yeni müdürünün beyanın da söz konusu faturanın gerçek bir mal alışı olduğunu vurgulaması bir bütün halinde değerlendirildiğinde davalı yanın dava konusu faturadan kaynaklı şirket müdürü sıfatı ile kusurlu bir eyleminin bulunmadığı, davacı şirket tarafından vergi dairesine ödenen tutarın davalı taraftan rücuen tahsili talep edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece bilirkişi raporuna karşı itirazın gerekçesiz olarak reddedildiğini, dava dosyası içinde yer alan Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/627 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davalının müvekkili şirketi zarara uğrattığının tespit edildiğini, davalının müvekkili şirketin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı şirket aleyhine tahakkuk eden vergi borcu ve cezalarının davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava konusu vergi ve cezasına ilişkin belgeler, Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/627 esas sayılı dosyası, vergi inceleme raporları, uzlaşma komisyonu kararı, ticaret sicil kayıtları, limited şirket hisse devir sözleşmeleri, Yenimahalle Belediye Başkanlığından temin edilen belgeler vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 28. İcra Müdürlüğü 2017/8668 E. sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı aleyhine vergi ziyaı ve gecikme cezası ödemesine dayalı olarak 11.328,55.-TL asıl alacak,501,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.830,22TL’nin rücuen tahsili için davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itirazı sonucu takibin durduğu eldeki davanın İİK.nun 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
17/05/2009 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ticaret sicili kayıtlarına göre davalı …’nun davacı şirkete ilk defa 09/09/2005 tarihinde % 48 ortak olduğu ve şirketin % 52 ortağı olan … ile birlikte şirketi 20 yıllığına münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındıkları, 20/02/2008 tarihinde davalının tüm şirket hisseleri ve müdürlük yetkiler sonlandınlarak şirket ile hiçbir hukuki bağının kalmadığı, dava konusu vergi inceleme raporunda açıklanan tutarın belirlenen sürede ödenmemesi sonucu toplamda 2.065,04 TL tutarında Gecikme Zammı ödendiği, mevcut dosya durumuna göre, davalı yanın dava konusu borçtan dolayı usul yönünden sorumlu bulunmadığı, davacı şirkete ait 2007 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, dava konusu 18/12/2007 tarihli 151525 Nolu “Tretuvar ve Bordür Yapılması” içerikli KDV dahil 86.966,00 TL tutarında ki faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde 20/12/2007 tarihli 112 Sayılı yevmiye numarası ile kayıtlı olduğu, iş bu faturanın kayıtlara alındığı tarihte davacı şirket müdürlerinin davacı … ve … olmak üzere münferiden yetkili oldukları ve incelemesi yapılan ticari defterlere göre mevcut dava konusu fatura işleminin hangi müdür tarafından yapıldığının ticari defterlerden tespit edilemediği, Vergi İnceleme Raporunda tespiti yapılan sahte faturanın bilmeden alındığı vurgulanarak şirket müdürünün kusuru olmadığının bizzat rapor ile tespit edilmesi ve şirketin yeni müdürünün beyanın da söz konusu faturanın gerçek bir mal alışı olduğunu vurgulaması bir bütün halinde değerlendirildiğinde davalı yanın dava konusu faturadan kaynaklı şirket müdürü sıfatı ile kusurlu bir eyleminin bulunmadığı, ayrıca Vergi İnceleme Raporunun bağlayıcı olmadığı ve tespit edilen hususlar açısından dava açılabilecek iken davacı şirketin yeni müdürü …’m karan doğrultusunda Vergi İnceleme Raporunun kabul edilerek kesinleştirildiği şirketin cezaya maruz kalmaması için tüm yolların denenmediği, vergi inceleme raporu kesinleşmeden bu olay davalıya ihbar edilmediğinden dolayı davalı yanın savunma hakkının da elinden alındığı, dava konusu cezalardan dolayı gerek usul gerek esas anlamında davacı yanın kusuru bulunmadığı bildirilmiştir.
Dosya kapsamından, davalının davacı şirkete ilk defa 09/09/2005 tarihinde % 48 ortak olduğu ve şirketin % 52 ortağı olan … ile birlikte şirketi 20 yıllığına münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındıkları, 2008 yılında davalının tüm şirket hisselerini devrettiği, müdürlük yetkiler sonlandınlarak şirket ile hiçbir hukuki bağının kalmadığı, vergi ziyaına konu 18/12/2007 tarihli 151525 Nolu “Tretuvar ve Bordür Yapılması” içerikli KDV dahil 86.966,00 TL tutarındaki faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde 20/12/2007 tarihli 112 Sayılı yevmiye numarası ile kayıtlı olduğu, faturanın kayıtlara alındığı tarihte davacı şirket müdürlerinin davacı … ve … olmak üzere münferiden yetkili oldukları ve incelemesi yapılan ticari defterlere göre mevcut dava konusu fatura işleminin hangi müdür tarafından yapıldığının ticari defterlerden tespit edilemediği,Vergi İnceleme Raporunda tespiti yapılan sahte faturanın bilmeden alındığı vurgulanarak şirket müdürünün kusuru olmadığının bizzat rapor ile tespit edildiği, dava konusu işlemin hangi müdür tarafından kayıtlara alındığının tespit edilemediği, dava konusu vergi borcu ve cezasının tahakukkuk ettirilmesine neden olan faturaya ilişkin olarak Dairemizce Yenimahalle Belediye Başkanlığından celbedilen belgelerde de işlemin hangi müdür tarafından yapıldığına ilişkin bir kayıt ve açıklama bulunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 58,60 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 26/04/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.