Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1702 E. 2021/1477 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019

NUMARASI :…
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/07/2015
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı…… ile müvekkili banka arasında davalı …’in kefaleti ile genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerinin imzalandığını, borçlu şirkete sözleşme kapsamında kullandırılan kredinin ödeme şartlarının ihlal edilmesi nedeni ile dava dışı borçlu şirket ve kefillere 09/01/2015 tarihinde ihtarname gönderilerek, borcun katedildiğini, ihtara rağmen borç ödenmediğinden alacağın tahsili amacıyla Ankara 13. İcra Müdürlüğünün ….. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin davalı borçlu açısından haksız itiraz nedeni ile durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap verilmediği,
yargılama aşamasında itiraz dilekçesi sunduğu, müvekkilinin imzasını içerin kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun bütünü ile ödendiğini, icra takibine dayanak kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın daha sonraki çekilen kredilerden kaynaklı olup müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin süreli sözleşme olmayıp, 6098 sayılı TBK’nun 598.maddesi uyarınca 10 yıl süre ile davalının imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı olarak sorumluluğu bulunduğu anlaşılmakla, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi kurulu rapor ve ek raporundaki hesaplama hükme esas alınarak, nakdi alacağın likit olma özelliği gözetilerek, nakdi alacakla sınırlı olmak kaydıyla icra inkar tazminatına da hüküm olunmak sureti ile davanın kısmen kabulüne, Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün……Esas sayılı dosyasında, 128.992,31 TL asılı alacak, 11.784,17 TL işlemiş faiz, 589,20 TL BSMV, 1.258,26 TL noter masrafı toplamı, 142.623,94 TL (nakdi) alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin asıl alacak 128.992,31 TL’nin, 75.975,89 TL’lik kısmına takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %100 temerrüt faizi, 53.016,42 TL’lik kısmına, takip tarihinden 01/01/2017 tarihine kadar %30,24, bu tarihten tahsil tarihine kadar %28,8 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmak sureti ile devamına, asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı, 140.776,48 TL’nin %20 tutarı 28.155,29 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dava tarihinden sonra 07/06/2016 tarihinde yapılan 36.667,36 TL nakdi ödemenin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına, gayri nakdi alacağın 23.620,00 TL’lik bölümü ile ilgili itirazın iptali ile takibin bu kalem alacağa ilişkin olarak takip talebindeki koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı temlik eden banka tarafından müvekkiline karşı Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, müvekkilinin imzasını içeren kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun tamamının ödenmiş olması sebebiyle yapılan haksız icra takibine müvekkili tarafından itiraz edildiğini,
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nü…. Esas sayılı dosyasında 142.623,94 TL alacağa yönelik itirazın iptaline karar verildiğini,
Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı icra takibine konu edilen alacağın dayanağının dava dışı ….. ile davacı banka arasında akdedilmiş bulunan bir kredi sözleşmesi olduğunu, dava dışı şirket dava dışı bankanın sürekli müşterisi olup, davacı bankadan defalarca kredi kullandığını, müvekkili …’in dava dışı borçlu şirketin daha önce çektiği ve ödediği bir kredisine kefil olduğunu, müvekkilinin bundan sonra çekilen hiçbir kredide kefaleti bulunmadığını, dava dışı şirket müvekkilinin kefil olduğu krediyi ödediğini, bu sebeple icra takibine konu edilen kredi bakımından müvekkilinin davacı bankaya herhangi bir borcu kalmadığını, buna rağmen sanki müvekkili …’in ömür boyu kefalet altına girmiş gibi davalı şirket tarafından çekilen sonraki kredilerde de müvekkili kefil kabul edildiğini, davacının bu iddiası ve ilk derece mahkemesinin hükmü hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkilinin kefil olduğu krediyi ödediğini,
İlk derece mahkemesince eksik inceleme ve araştırmaya dayalı bilirkişi raporlarını esas aldığını usul ve yasaya aykırı bir hüküm kurulduğunu, rapora karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişilerce yapılan inceleme sırasında müvekkilince yapılan ödemelerin tarihi ile dava dışı şirket tarafından çekilen kredilerin tarihleri bakımından bir kıyaslama yapılmadığını, bu tarihlere dikkat edilecek olursa müvekkilinin davacıya karşı herhangi bir borcu olmadığının ortaya çıkacağını,
Kabul anlamına gelmemekle birlikte ilk derece mahkemesi hükmünü kurarken müvekkilinin tacir gibi düşünüp faiz oranını yasal faiz olarak değil de temerrüt faiz olarak hesapladığını, oysa müvekkilinin tacir sıfatına haiz olmayan bir gerçek kişi olup, hakkında uygulanması gereken faiz oranı yasal faiz olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacı banka ile dava dışı … Arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredinin ödenmediğinden bahisle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalı yanın istinaf kanun yoluna başvuru esnasında yatırması gereken harcı eksik yatırdığı anlaşıldığından Dairemizce 27/12/2019 tarihli müzekkere ile istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 9.742,64 TL’nin en az 1/4’ü olan 2.435,66 TL nispi karar harcı, 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, gayri nakdi alacağa ilişkin istinaf başvurusu nedeniyle 44,40 TL istinaf karar harcı ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 2.722,66 TL’nin yatırılması gerekirken 651,50 TL nispi karar harcı ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 772,80 TL yatırıldığından bu miktarın düşülmesi sonucu toplam 1.949,86 TL harcın yatırılmasının istenildiği, yatırılmaması halinde ise yatırılan bedelin gayri nakdi alacağa ilişkin istinaf başvurusu nedeniyle yatırılması gereken 44,40 TL maktu istinaf karar harcı ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı sayılarak anılan kısım yönünden istinaf incelemesinin yapılacağı, nakdi alacağa yönelik istinaf başvurusunun ise yapılmamış sayılacağına karar verileceği hususunun ihtar edildiği, muhtıranın davalı vekiline tebliğ edilmesine rağmen yasal süre içerisinde eksik harcın ikmal edilmediği anlaşılmıştır.
Ankara 13. İcra Müdürlüğünün…..sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı banka tarafından dava dışı borçlu şirket ve diğer kefil ile birlikte, davalı aleyhine taraflar arasında mevcut sözleşme, ihtarname ve hesap özetine dayalı olarak 128.992,31 TL asıl alacak, 17.670,18 TL işlemiş faiz, 1.258,26 TL noter masrafı 883,51 TL BSMV toplamı 148.804,26 TL nakdi alacağın tahsili ve 39.520,00 TL gayri nakdi alacağın depo edilmesi istemi ile 28/02/2015 tarihinde başlatılan takibin davalı asil tarafından süresinde yapılan itiraz üzerine durdurulduğu görülmüştür.
Bankacılık alanında uzman bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; davalının kefil sıfatı ile imzasını da içeren taraflar arasında mevcut 17/03/2011 tarihli 1.000.000,00 ‘ar TL limitli genel kredi sözleşmesi, yine davalının kefil sıfatı ile imzasını içeren 17/12/2012 tarihli 500.000,00 TL’lik genel kredi sözleşmesinin, taraflar arasındaki uyuşmazlık ve temerrüt faizi ile ilgili maddeleri de değerlendirilip, davalının kefil sıfatı ile imzasının da mevcut olduğu tespiti yapılarak, ihtara göre temerrüt tarihi de dikkate alınıp yapılan hesaplama sonucu, 28/02/2015 olan takip tarihi itibari ile davacı bankanın davalı kefil …’den talepte bağlılık ilkesi dikkate alınarak 128.992,31 TL asıl alacak, 11.784,17 TL işlemiş faiz ve 598,20TL BSMV, 1.258,26 TL Noter masrafı olmak üzere 142.623,94 TL nakdi alacağının bulunduğu, asıl alacağın 75.975,89 TL’lik kısmına 28/02/2015 tarihinden itibaren yıllık %100 temerrüt faizi, 53.016,42 TL’lik kısmına %30,24 (01/01/2017 tarihinden itibaren %28,08 oranında) temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında gider vergisi uygulanabileceği, 23.620,00 TL için depo talep hakkının bulunduğu tespiti (takip ve dava tarihinden sonra 22/09/2015 tarihinde … nolu 15.900,00 TL tutarlı teminat mektubunun iade edilerek iptal edildiği tespiti de yapılarak) bildirilmiştir.
HMK’nın 344. maddesinde; “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.”
HMK’nın 346 maddesinde; “(1) İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344. maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.
(2) Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.” hükümleri mevcuttur.
Somut olayda, istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili nakdi alacağa yönelik nispi istinaf karar harcı yatırılması gerekirken maktu istinaf karar harcı yatırarak istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Eksik harcın tamamlanması için davalı vekiline HMK’nın 344. maddesine uygun olarak 29/12/2019 tarihli muhtıra 01/01/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen tanınan 1 haftalık kesin süre içerisinde nakdi alacağa yönelilk eksik nispi harcın davalı tarafından tamamlanmadığı ilk derece mahkemesinin Dairemize hitaben yazdığı 14/02/2020 tarihli yazısından ve UYAP kayıtlarından anlaşılmıştır. Öte yandan davalı tarafça da hacın tamamlandığına dair bir belge sunulmamıştır. Usulüne uygun düzenlenen ve tebliğ edilen muhtıra ile belirlenen nakdi alacağa yönelik eksik nispi istinaf karar harcı davalı tarafça tamamlanmadığından HMK’nın 344 ve 346 .maddeleri uyarınca davalı vekilinin nakdi alacağa yönelik istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Öte yandan, davalı vekilinin gayri nakdi alacağa yönelik istinaf başvurusuna gelince; taraflar arasında imzalanan 17/12/2012 tarihli 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin Nakdi Ve/veya Gayri Nakdi Kredinin Depo Edilmesi başlıklı 23.maddesinde; müşterinin mali durumunun zayıfladığı ve kullandırmış olduğu kredinin geri dönüşünün sorun olacağının ….banka herhangi bir gerekçe göstermeye mecbur olmaksızın, nakit ve/veya gayri nakit kredi alacaklarının (mer’i mektup, vadeli akreditif, çek yaprağı sorumluluğu gibi) bedellerinin nakdi teminat olarak bankaya depo etmesini (yatırmasının) müşteriden ve müşterek borçlu ile müteselsil kefillerden talep edebilir, hükmü düzenlenmiş olup, düzenleme kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, dosya kapsamına uygun gerekçeli ve denetime uygun bankacılık alanında uzman bilirkişi heyetinden alınan rapora göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın 15.900,00 TL’lik teminat mektubu iade edilmesi, 14.100,00 TL’lik teminat mektubunun vadesinin uzatılması nedeniyle 22/09/2015 teminat mektubu iade tarihi itibariyle gayri risklerden dolayı 23.620,00 TL depo talep hakkı bulunduğu tespit edildiğinden ilk derece mahkemesince gayri nakdi alacağı yönelik talebin bu miktar üzerinden kabulüne yönelik kararı usul ve yasaya uygun olmakla davalı vekilinin gayri nakdi alacağa yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin nakdi alacağa ilişkin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına, davalı vekilinin gayri nakdi alacağa ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin nakdi alacağa ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 344/(1).maddesi gereğince YAPILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davalı vekilinin gayri nakdi alacağa yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davalıdan alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 651,50 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 592,2‬0‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2021

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.