Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1700 E. 2021/1589 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2019/1700 Esas 2021/1589 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1700
KARAR NO : 2021/1589

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP : .

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2019
NUMARASI : 2016/72 Esas 2019/577 Karar
DAVACI : .
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLLERİ :
DAVA : Hisse Devir Sözleşmesinin Geçersizliği Olduğunun Tespiti
DAVA TARİHİ : 27/01/2016
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2022
Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar …, … ve şirket vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı gerçek kişilerin davalı şirketin ortakları olduğunu, müvekkilinin aile şirketindeki bazı işlemlerin devamını sağlamak adına hissedarlardan kardeşi davalı …’a genel vekaletname verdiğini, fakat anılan davalının verilen vekaletten daha sonra azledildiğini, müvekkilinin şirketin faaliyetlerinden habersiz kaldığını, davalı şirkette bulunan hissesinin devredildiğini daha sonra öğrendiğini, 2010 ve 2011 yıllarındaki olağan genel kurul toplantısına ait hazirun cetvellerindeki müvekkili adına asaleten atılan imzaların sahte olduğunu tespit ettiklerini, müvekkilinin hisselerinin davalılar …, … ve … arasında paylaşıldığının görüldüğünü belirterek müvekkilinin davalı şirkette sahip olduğu hisselerin devir sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine kararı verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında davasını ıslah ederek hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine, mümkün olmaması halinde ise vekaleten temsil hükümleri gereğince hisse devir tarihindeki hisse bedelinden şimdilik 16.666,70 TL’nin hisse devir sözleşmesi tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili gerçek kişiler ile davacının kardeş olup aile şirketi olan müvekkili şirketi kurduklarını, davacı şirket işleri ilgilenmediğinden müvekkili …’a vekalet verdiğini, şirket kurulduğundan beri davacı adına işlemlerin anılan davalı tarafından yürütüldüğünü, davacının Bursa’ya taşındıktan sonra hisselerini devretmek ve kendi payını alarak şirketten ayrılmak istediğini, davacının müvekkili …’a verdiği vekaletname işe anılan davalının şirketteki hisselerini dilediği bedel ve şartlarla devrine ilişkin hisse devir sözleşmelerini tanzim ve imzalamaya, hisselerin bir kısmını ve tamamını dilediği kimse veya kimselere dilediği bedel ve şartlarla devretmeye, devir bedellerini talep , tahsil ve ahzu kabza, sulh ve ibraya, devir senet ve sözleşmelerini tanzim ve imzalamaya yetkili kılındığını, vekaletnameye istinaden müvekkili …’un pay devir sözleşmelerini yaptığını ve pay defterine de işlendiğini, davacının şirkette bulunan hissesinin karşılığının ödendiğini, usulsüz bir pay devrinin bulunmadığını, genel kurul hazirun cetvelindeki imzanın davacıya ait olması yahut başkası tarafından taklit edilmiş olmasının pay devrinin geçerliliğine bir etkisinin bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı ile davalı vekil …’un kardeş oldukları, davacının davalı … ve diğer kardeşleriyle birlikte davalı şirkette ortak iken 1250/5000 payının devir ve temlikine ilişkin davalı …’a vekaletname verdiği, davalı vekil …’un bu vekaletnameye dayalı olarak davacının payını davalı …’a pay devir sözleşmesiyle devrettiği, devrin davalı şirket yönetim kurulunca kabul edildiği, davacı payının daha sonra … tarafından diğer davalı kardeşlere eşit olarak devir ve temlik edildiği, davalı vekil …’un davacının şirket payının satışı ve bedeli ile ilgili davacıya vekil olarak hesap vermediği ve pay satış bedelini ödediğini yasal delillerle kanıtlayamadığı, davacı zararını karşılaması gerektiği, bilirkişi raporu ile davacının davalı şirketteki payının devir tarihi itibariyle toplam 269,187,50 TL olduğunun tespit edildiği, davalılardan …’un davacıdan gelen payını davacıya devretmeyi kabul etmesi nedeniyle davalı …’un tazmin etmesi gereken pay bedelinin 179.386,55 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalıdan …’a ait olan davalı şirketin 417/5000 payının davacıya ait olduğunun tespiti ile davacı adına kayıt ve tesciline, 179.386,55 TL maddi tazminatın hisse devir tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar …, … ve şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve şirket hakkında hüküm kurulmadığını, sözlü yargılamaya ilişkin …’a usulüne uygun tebligat yapılmadığını, davacının davasını ikinci kez ıslah etmesine ve dava değerini artırmasına izin verildiğini, ikinci kez verilen tanık listesindeki tanığın dinlendiğini, …’a yapılan hisse devrinin müvekkili … tarafından kendisine ait hisselere ilişkin olarak yapıldığını, davacı tarafından müvekkili …’a yapılan bir hisse devri bulunmadığını, bu nedenle müvekkili …’un kabul beyanına göre hüküm kurulamayacağını, davacının pay devir bedelini aldığını, pay devir sözleşmesinin geçerli olarak yapıldığını, vekil sıfatıyla müvekkili …’un hisse devir bedelini davacıya ödemediği ispat edilemediğinden davacının vekalet sözleşmesine dayalı tazminat talebinin reddi gerektiğini, taraflar kardeş olduğundan yapılan ödemelerin elden yapıldığını, belgeye bağlanmadığını, davacının talebinin kayıtlı nominal hisse devri bedeline yönelik olduğunu, taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken ikinci kez verilen ıslah talebi doğrultusunda hüküm kurulduğunu, faizin temerrüt tarihinden itibaren işlemeye başlayacağını, müvekkili … temerrüde düşürülmediğinden ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, taşınmazın değerinin emlakçı ve inşaat bilirkişi heyetinden alınacak yeni rapor ile tespit edilmesine yönelik taleplerinin reddedildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket hisse devri sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, mümkün olmadığı takdirde vekalet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Hükmün kapsamı başlıklı HMK’nun 297/2 maddesi; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece davacı tarafından davalılar … ve …’a yöneltilen dava hakkında gerekçe yazılarak hüküm oluşturulmuş ise de, davalılar … ve şirkete yöneltilen dava yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmediği gibi gerekçede de bu husus tartışılmamıştır. Bu suretle salt davanın kabulüne karar verilmesi davalılar … ve şirkete yöneltilen dava hakkında da hüküm kurulduğu anlamına gelmemektedir. Bu durum ise adil yargılanma hakkının ihlali olup aynı zamanda HMK’nun 297/2 maddesine de aykırılık teşkil etmektedir.
Tüm bu nedenlerle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık gözetilerek kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davalılar … ve şirket hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediğinden kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1-Davalılar …, … ve şirket vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KISMEN KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2019 tarih ve 2016/72 Esas 2019/577 Karar sayılı kararının davalılar … ve şirket hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediğinden KALDIRILMASINA, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalılar …, … ve şirket tarafından yatırılan 3.063,47 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde anılan davalılara verilmesine,
5-Davalılar …, … ve şirket tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar …, … ve şirket yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.