Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1690 E. 2021/1383 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2019

NUMARASI ……
DAVA TARİHİ : 27/01/2016
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 24/07/2006 tarihli İHDS imzalandığını, 29/05/2013 tarihinde kamuya ait davacı şirket hisselerinin özelleştirildiğini ve kamuya ait davacı şirketin hisselerinin özel hukuk tüzel kişisi yeni hissedarlarına devredildiğini, uyuşmazlığın İHDS’den doğduğunu, İHDS imza tarihinden önceki işlemlerden dolayı bütün sorumluluğun …’ta olacağının İHDS’de düzenlendiğini, dağıtım faaliyetlerin davalı … tarafından yürütüldüğü 2003 yılında meydana gelen olay neticesinde müvekkili şirkete, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …..Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen ilam uyarınca İzmir 8. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasına 16.07.2012 tarihinde 14.444,73 TL ödediğini, ayrıca temyiz masraf ve harçları ile bakiye harçları ödediğini, İHDS 7.4 maddesine göre; Dağıtım Faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’a ait olduğunu beyanla, 14.904,73 TL’nin temerrüt tarihi olan 15.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı …’tan tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın rücu davası olup Borçlar Kanunun 73. maddesi gereğince zaman aşımına uğradığını, fazla ödenen bir miktarın bulunmadığını, dava konusu edilen rücu talebine konu ödemelerin davacı ve davalı şirketin bilançosuna yansımış olmasına bağlı olarak davalı … tarafından yapılmış bir ödeme anlamına geleceğinden mükerrer ödemenin söz konusu olacağını, davacının sözleşmeden kaynaklanan bir talep hakkının bulunmadığını, bir an için davacının haklı olduğu kabul edilse dahi müvekkili kurumun yalnızca mahkeme kararında belirtilen tutardan sorumlu olup icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflar ve faizden sorumlu olmadığını, bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı şirketin İHDS gereğince rücuen tahsil talebinde bulunabilmesi için, üçüncü kişiler tarafından İHDS öncesi faaliyetlere dayalı olarak ileri sürülecek her türlü talepten ötürü yapılan ödemenin İHDS’den sonra yapılması gerektiği, bu nedenle davacı şirketin İHDS hükümlerine dayanarak söz konusu bedeli talep ve dava hakkı bulunmadığı, ödemelerin tarihi İHDS imza tarihi olan 24/07/2006 sonrası olduğundan davacının İHDS imza tarihi sonrasında yaptığı tüm ödemeleri ve yargılama giderlerini rücuan talep etmesi talebinin yerinde olduğundan davanın kabulüne, 14.904,73 TL’nin temerrüt tarihi olan 16/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikten davalıdan tahsiline karar verilmiştir .
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, itirazları yönünde bilirkişiden yeni rapor alınmadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacı şirketle imzalanan İHDS sonucu söz konusu alacakların davacı tarafından üstlenildiğini, verilen kararın davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısı … ve müşterekleri, davalısı … olup, kaçak elektrik nedeniyle ödenen bedelin tahsili talebiyle açılan davada davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 tarih ve….. Karar sayılı ilamı ile onandığı geçerek kesinleştiği görülmüştür.
İzmir 8. İcra Müdürlüğünün……Esas sayılı icra takip dosyası ile yukarıda anılan mahkeme ilamına dayanılarak ilamdan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile alacaklı … ve müşterekleri, tarafından borçlu … aleyhine 13.099,23 TL alacağın tahsili sebebiyle icra takibi başlatıldığı ve 17/07/2012 tarihinde 14.444,73 TL ödendiği görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … ve müşterekleri tarafından fazla tahakkuk ettirilen elektrik faturası nedeniyle ödenen fazla bedelin istirdatı talebi ile ….. aleyhine açılan istirdat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının temyiz harcı olarak 11/10/2011 tarihinde 231,15 TL,16/08/2012 tarihinde 225,00 TL temyiz harçları ile 17/10/2011 tarihinde 235,00 TL temyiz masrafı ile dava dışı … ve müştereklerinin kesinleşen karardan kaynaklanan alacağının tahsili talebi ile … aleyhine icra takibi başlattığı, davacının kesinleşen karar nedeniyle, icra dosyasına 17/07/2012 tarihinde 14.904,73 TL’yi ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davanın davacısı olan … ve müşterekleri bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.018,14 TL istinaf karar harcından peşin alınan 254,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 763,60 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy çokluğu ile karar verildi.24/11/2021
….
KARŞI OY

İlk derece mahkemesince dava konusu kaçak elektrik bedeli tahakkukunun İHDS öncesi gerçekleştiği ve sorumluluğun İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davalı …’da olduğundan bahisle açılan rücuen alacak davası kabul edilmiş ise de davalı vekilinin cevap dilekçesi ve istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere taraflar arasında imzalanan İHDS’den Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02/04/2004 tarihli kararı ile davalı … özelleştirme kapsamına alınmış olup bu çerçevede …’a ait dağıtım bölgelerinin birer dağıtım şirketlerine dönüştürülmüştür. Dönüştürülen dağıtım şirketlerinin birisi de davacı şirket olup, 29/05/2013 tarihl hisse devir sözleşmesi imzalanmıştır. Kaçak elektrik bedeli tahakkukundan ötürü dava dışı 3. kişi tarafından söz konusu ödeme davacı şirkete yapılmıştır. Davacı şirketin kendi bütçesine giren ve muhasebeleştirilen bu bedeli daha sonra İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilamı ile alacağın tahsiline karar vermesi üzerine bu ilamın icra takibine konulması sonucu ödemesi kendinde bulunan (haksız tahsil edilmiş) paranın hak sahibine iadesidir. Eş anlatımla davacı kasasında bulunan ve davalıya aktarıldığına ilişkin iddia ve belge bulunmayan haksız tahsil edilmiş parayı hak sahibine iade etmekle kendi kasasındaki haksız tahsil edilmiş paranın iadesini sağlamıştır. Üçüncü kişiden kaçak elektrik kullanımı iddiası ile haksız tahsil edildiği kesinleşen ilama bağlı tutarın davalıya önceden aktarıldığı ispatlanamadığına göre davacının ödediği paranın davalıdan tahsiline karar verilmesi davacı tarafı sebepsiz zenginleştirecektir. Diğer bir anlatımla kaçak elektrik iddiası ile alınan paranın yerini bu kez davalıdan tahsil edilecek para alacaktır. Bu nedenle istirdadına karar verilen ana para ve faiz hakkındaki istemin reddi gerekirken tümünün davalıdan tahsiline karar verilmesi yasaya aykırı olduğu gibi taraflar arasındaki sözleşmeye de aykırılık oluşturmaktadır. Ancak davalı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan dava dosyasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinden İHDS nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince sorumludur. Anılan gerekçelerle haksız tahsil edilen para ve faizinin davalıya rucu imkanı bulunmadığından sayın çoğunluğun ödenen tutarın tümünün davalıya rucu edilebileceğine yönelik görüşüne katılamıyorum.24/11/2021

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.