Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1666 E. 2021/1465 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

.

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
.
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :19/06/2019
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 23/09/2016
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin asıl ve itirazın iptali istemlerine ilişkin birleşen davaların yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı asıl davada davacılar-birleşen davalarda davalılar vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
ASIL DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil davacı şirketlerin her ikisinin de sahibi ve yetkilisi … olduğunu, davalı Türkiye … Bankası A.Ş. Organize Sanayi Şubesi’nin dava dışı… … ve Ticaret Limited Şirketi’ne 2013 yılında muhtelif ticari krediler kullandırmaya başladığını, müvekkil davacı şirketlerin ise bu krediler kullandırılırken kefaletlerinin bulunmadığını, müvekkili davacı … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin de davalı banka şubesi ile gerek kredi gerekse hesapları olması nedeni ile çalıştığını, davacı şirketler ile dava dışı… … ve Tic. Ltd. Şti. arasında hiç bir organik bağ bulunmadığını, davacı şirketlerin yetkilisi … ile… … ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi… … arasında kiracılık ilişkisi bulunduğunu, …’in davalı bankanın kullandırdığı kredilerin kefili… …’in işletmesinin bulunduğu adresteki mülk sahibi olduğunu, …’in müvekkili davacı şirket … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalı bankanın rehni bulunan … plakalı ticari aracı almak ve rehnini kaldırarak kendi kullandığı krediye teminat olarak rehin kaydı işletmek için davalı bankaya gittiğini, bu esnada davalı banka görevlisi … … tarafından dilekçe ekinde bulunan taşıt rehin sözleşmesinin boş olarak imzalatıldığını, aynı anda davacı … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin … plakalı aracın rehin kaydı için davacı şirkete davalı banka görevlisi tarafından üst kısım elle kapatılarak “gerekli olduğu” beyan edilmek sureti ile genel kredi sözleşmesinin son sayfası ve üst kısmı kapatılarak kefalet için denilerek … … Ticaret Sanayi Ltd. Şti.’ne taşıt rehni sözleşmesi imzalattığını, bu işlemlerin hepsinin 05/02/2015 tarihinde gerçekleştirildiğini, aynı araç davacı … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’ne yine davacı … … … Ticaret San. Ltd. Şti.’ ne araç rehninin kefaleti denilerek araç taşıt rehin sözleşmesi imzalatıldığını, müvekkil davacı şirket … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin kredilerinde gecikmeler olduğunu, ancak şirket tarafından bu gecikmeler de muhtelif zamanlarda kredi işlemlerini yapan banka personeli … …’e teslim edilmek sureti ile ödendiğini, yapılan ödemelere rağmen borç tutarı ve kredi tutarında yatırılan kadar düşme olmayınca davacı şirketler yetkilisi …’in kredilerinin dökümünü ve yatırılan paraların dökümlerini istediğini, ancak banka yetkilisi … … tarafından bu dökümlerin sürekli geciktirildiğini, müvekkili şirketler yetkilisinin iki ay kadar önce yatırılan paraların neden eksik olduğunu tekrar sorduğunda banka yetkilisi … … tarafından bir kısım yatan paranın… …. Şti.’ne kefaletler nedeni ile bu hesaba alındığını beyan etmesi üzerine müvekkili davacı şirketler yetkilisinin kefaleti olmadığını söyleyerek, buna ilişkin belgelerin kendisine verilmesini istediğini, ancak bu belgelerin kendisine bir türlü verilmediğini, şirketler yetkilisi … bu durum üzerine sürekli bankaya gittiğini, banka müdürü ile görüştüğünü, genel müdürlüğü aradığını, … banka müdürünü arayarak kendi kredilerini bu belgeler verilene kadar yatırmayacağını, ayın 15’indeki taksiti de ödemeyeceğini belirttiğini, banka müdürünün ise “belgelere baktım kefaletin yok bana güven” dediğini, bu işlemler devam ederken davacı şirketlere davalı banka tarafından Kayseri 10. Noterliği’nin 16 Mayıs 2016 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile… …. Şti.’nin hesaplarının kat edildiğine dair muacceliyet ihtarnamesi gönderildiğini, bu ihtarnamenin müvekkillerine ulaşması sonrasında ise yapılan görüşmeler sonunda dava dilekçesi ekindeki belgelerin verilmesi ile gerçeğin ortaya çıktığını, müvekkili davacı şirket … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin 05/02/2015 tarihinde … plakalı ticari araçla ilgili şirkete boş olarak imzalatılan araç rehin sözleşmesine muhatap veya taşıt rehni ile ilgisi olmamasına rağmen… …. Şti.’nin de ismi yazılmış, banka görevlisi … … tarafından … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin genel kredi sözleşmesi diyerek üst kısım kapatılarak… …. Şti.’nin genel kredi sözleşmesine imza attırıldığını, bu genel kredi sözleşmesine ayrıca … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. nin yetkilisi olduğundan “şahsi kefil olman lazım” diyerek …’e de imza attırıldığını, şirket isminin elle sonradan eklendiğinin açıkça görüldüğünü, bu belgelerin ortaya çıkmasından sonra banka personelleri ile … arasında tartışmalar olduğunu, icra tehdidi altında müvekkili davacı şirketler yetkilisi …’e protokol imzalattırıldığını, bu protokolü imzalattırılırken de “taksitlendirdik, faiz indirimi yaptık… …. Şti. ile görüştük, bu borcu ödeyecek” denilerek itirazların sonuçlanıncaya kadar bu protokolün imzalanması gerektiğini, itirazın banka genel müdürlüğünce kabul edildiğinde protokolün geçersiz olacağının beyan edildiğini, müvekkili davacı şirketlerin davalı bankaya herhangi bir kefaleti ve… …… …. Şti.’ne borcu olmadığını, sundukları araç satış söyleşmesi, taşıt rehin sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesi incelendiğinde hepsinin tarihinin 05/02/2015 tarihi olduğunun, taşıt rehin sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesinin son sayfasındaki özellikle … … Ticaret Sanayi Ltd. Şti. ibaresinin sonradan ve alelacele eklendiğinin yazı bütünlüğü içerisine dahil olmadığının açıkça görüldüğünü, … … ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi… … arasında kira borcunu ödemediğinden dolayı alacak verecek ilişkisi olduğunu, kaldı ki devam eden tasarrufun iptali davalarının da mevcut olduğunu, davacı şirketler ile davalı bankanın kredi kullandırdığı… … ve Tic. Ltd. Şti. arasında hiçbir organik bağ olmadığını, özellikle 2015 yılında söz konusu… … ve Tic. Ltd. Şti. batmışken borçlu bir şirkete sonradan kefil olmanın akla ve mantığa, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, belge asıllarının davalı bankadan istenip belgeler üzerinde kriminal inceleme yapıldığında yazıların şirket yetkilisine ait olmadığı sonradan ilave ediliği açıkça görüleceğini, banka personeli tarafından bu şekilde usulsüz işlemle kredi tahsilatı sağlanmaya çalışıldığını, daha önce davacı şirketin borcu için bankaya yapılan ancak banka görevlisi … … tarafından… … ve Tic. Ltd. Şti. nin hesabına aktarılan paraların ortaya çıkması ve bu usulsüz işlemlerin düzeltilmesi amacıyla banka görevlileri tarafından hem davacı şirketin kendilerinde bulunan kredilerinin kapatılması tehdidi hem de icra tehdidi altında da protokol imzalatıldığını, müvekkili davacı şirketlerin davalı bankaya kefaleti ve borcu bulunmadığını, banka hesapları incelendiğinde de durumun ortaya çıkacağını, davalı bankanın müvekkil davacı şirketlerden protokolle 220.000.00 TL. borcun ödenmesini istediğini, müvekkil davacı şirketlerin bir an için kefil olduğunu ve rehin verdiğini kabul edilse bile bu durumda davacı şirketlerin 05/02/2015 tarihinden sonra kullanılan kredilerden ve sadece rehin verdiği tarihten sonraki borçlardan sorumlu olması gerektiğini ileri sürerek müvekkili şirketlerin dava dışı…Ltd. Şti’nin kredi borçlarına kefaletinin bulunmadığının, müvekkili şirketlerin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, aksi kanaate olunması halinde borç miktarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların müvekkili bankanın Organize Sanayi Şubesi müşterilerinden… ,,,,,ile imzalanan 24/07/2013 tarihli genel nakdi ve gayrı nakdi kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, asıl borçlunun kredi borcunu ödeyememesi üzerine taksitli ticari kredi, ticari kredili mevduat ve borçlu cari hesap kredilerine konu borçların 15/05/2016 tarihi itibarı ile kat edildiğini, asıl borçlu ile davalı/müteselsil kefillere Kayseri 10. Noterliği’nin 16/05/2016 tarih ve …….yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek, davalılara 24/05/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ edilen ihtarname üzerine davalı şirketlerin yetkilisi … ve şirket muhasebecisi …’ın bankaya başvurarak protokol düzenlenmesi talebinde bulunduklarını, yapılan görüşmeler neticesinde de 03/06/2016 tarihli protokol imzalandığını, toplam 273.544,76 TL bedelli protokolün, icra takibi başlatılmaksızın, borçluların ödeme gayreti karşısında iyi niyetle hazırlandığını, protokol görüşmeleri süresince takip başlatılmayarak davalı/ borçluların icra ve vekalet ücreti masraflarından sorumlu olmamaları hassasiyeti dahi gösterildiğini, bahsi geçen protokolün ilk taksidinin vadesi 27/06/2016 olup, borçlu/davalılar tarafından bu tarihe ve dahi gecikme süresi de gözetilerek haziran ayı sonuna kadar takip başlatılmayacağı bilinerek, 16/06/2016 tarihinde … bu davanın açıldığını, davacıların İİK. 72/II. maddesi gereğince icra takibinden önce açılan menfi tespit davasını, ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilen kişinin açabileceğini, ancak davada borçlu/davacılar davaya konu borçlu ödemekle yükümlü olduklarını müvekkili banka ile karşılıklı olarak imzalanmış olan 03/06/2016 tarihli protokol ile kabul ettiklerini, protokol şartları gereğince de protokolün geçerlilik süresi boyunca icra takibi başlatılmayacağının bilincinde olduklarını, dolayısı ile ortada kabul edilmiş bir borcun mevcut olduğunu, bu nedenle icra tehdidinden bahsedilemeyeceğini belirterek öncelikle davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, davacı/ borçluların, İİK 66-67. gereğince icra takibi başlatılması halinde borca itiraz ederek de takibi durdurma hakkına sahip olup, elinde yazılı belge bulunmayan alacaklıya karşı borçlunun borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açmasında korunmaya değer ve güncel bir hukuki yarar olmadığını, kötü niyetle alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olarak dava açıldığını, davacı/ borçluların kendilerine tebliğ edilen hesap kat ihtarnamesine süresi içerisinde itiraz dahi edilmediğini, borçluya tebliğ olunan kat ihtarındaki asıl alacak miktarı ve talep edilen faiz oranının kesinleşmiş olduğundan menfi tespit davası açamayacaklarını, esas yönünden ise, davacı şirketler yetkilisinin bizzat protokol görüşmelerine katıldığını, borcun yapılandırılmasını talep ettiğini, karşılıklı müzakere ile hazırlanan protokolü ihtarname tebliğinden sonra, icra takibi başlatılmadan önce şirket yetkilisi olarak imzaladığını, dolayısı ile kabul edilen borca ilişkin olarak açılan menfi tespit davasında, davacıların davalarını ispatının mümkün olmadığını, davacı şirketler yetkilisinin, müvekkili bankanın başkaca şubeleri ile de kredi sözleşmeleri imzaladığını, bankalar ile kredi ilişkisi içerisinde olan ve ticari hayatın içerisinde bir tacir olduğunu, düzenlenen protokol ile genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmelerindeki imzaları inkar etmediği gibi, dava dilekçesinde imzaların kendisine ait olduğunu da ikrar ettiğini, basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunan davacı şirketler yetkilisinin bu aşamada protokolü müzayaka halinde imzalandığını ileri süremeyeceğini, davacı tarafça protokolün icra tehdidi ile tarafımızdan imzalatıldığı, asıl borçlunun borcunu ödeyeceği yönünde taahhütte bulunulduğu, protokolün davacıların itirazları kabul edildiğinde geçersiz olacağı şeklinde asılsız, gerçek dışı ve dayanaktan yoksun iddialara dayanıldığını, müvekkili bankayı temsilen ve vekaleten protokol görüşmelerinin ancak borçluların talebi halinde gerçekleştirilebileceğini, borçluların bu yönde bir talebi olmaksızın hiç bir cezai yükümlülük öngörmeyen, borcun yapılandırılmasına ilişkin olarak düzenlenen iki taraflı sözleşme niteliğindeki protokollerin imzalanmasında müvekkili bankanın hiçbir çıkarı bulunmadığını, icra takibi ile daha kısa sürede tahsili ihtimal dahilinde olan alacağın tamamen borçlulara ödeme kolaylığı sağlamak amacı ile daha uzun vadede ve vadeli olarak tahsilinin sağlandığını, bunun yanında davacıların itirazlarının genel müdürlük tarafından kabul edileceği iddiaları yanında aynı zamanda da tehdit ile protokol imzalatıldığı iddiaları hem bir biri ile çeliştiğini, hem de davacıların ticari faaliyetlerini basiretli bir tacir gibi yürütmediklerinin ispatı olduğunu, ayrıca meslek etiğine uygunluğu düşünülmeden, sadece dava açmak amacı ile dilekçelerinde dayanabilecekleri esaslı ve gerçeğe uygun hiç bir ispat araçları bulunmaması sebebi ile kullanılmış asılsız, mesnetsiz, kötü niyetli ve meslek etiğine uymayan argümanlar ileri sürüldüğünü, iddiaların hiç bir şekilde gerçeği yansıtmadığını, tüm bu hususların kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme ile de ortaya çıkacağını, davacı şirketlerin her ikisinin de sahibi ve yetkilisi olarak …’in, genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinin 28. sayfasında yer alan “Müteselsil Kefiller” başlıklı 14.3. maddesi ile 41. ve 45. sayfalarda yer alan “dördüncü kefil” ile “beşinci kefil” başlıklı bölümleri imzaladığını, dava dilekçelerinde yer verilen, banka çalışanı tarafından sözleşmenin üst kısmı kapatılarak ve sadece gerekli olduğu söylenerek imzalatılmış olması günümüz koşullarında ticarete uzak ve hatta okuma yazma bilmeyen sade bir vatandaş için bile imkan dahilinde değilken, iki şirket sahibi, ticari faaliyetlerine devam eden ve banka ile bir hem kefil olarak hem de asıl borçlu olarak kredi sözleşmeleri imzalamış basiretli bir tacir olarak, bu aşamada kefil olduğunu bilmeyerek imza attığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıların bu yöndeki iddialarına karşılık olarak; yerleşik Yargıtay içtihatlarında hükmedildiği üzere, davacı şirketlere ait kaşelerin altındaki imzaların şirket yetkilisine ait olduğu dava dilekçelerinde de ikrar edilmekle birlikte, kefalet limitinin başka bir kalemle yazılmış olması, sözleşmenin sonradan doldurulduğu anlamına gelmeyeceği gibi, kefillerin sorumluluğunu da etkilemeyeceğini, borcun ticari nitelikteki kredilerdeki kefaletlerinden kaynaklandığını, müteselsil kefil olarak kredi sözleşmelerini imzalamış olmaları karşısında asıl borçlu ile aralarında organik bağ bulunup bulunmamasının kredi sözleşmelerinin geçerliliğini ve müteselsil sorumluluğunu etkilemeyeceğini, davacılar dava dışı asıl borçlunun müvekkil banka nezdindeki borçlarının teminatını oluşturmak üzere kendi adlarına kayıtlı araçları rehin verdiklerini, bu durumun araçlar üzerindeki takyidattan anlaşılacağını, davacıların müvekkili bankanın Kayseri şubesinin müşterisi olduğunu, asıl borçlunun müşterisi olduğu Organize Sanayi Şubesi ile rehin sözleşmesi ile asıl borçlunun genel nakdi ve gayrı nakdi kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığını, bu durumdan tamamen habersiz oldukları iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müşterisi olmadıkları bir şubede, rehin ve kredi sözleşmeleri imzalamaları karşısında, devam eden süreçte şubeye asıl borçlunun borcuna karşılık olarak kısmi ödemelerde bulunmuş olmaları, dahası asıl borçlu ile birlikte takibe düştükten sonra imzalamış oldukları protokol birlikte değerlendirildiğinde, davacıların asıl borçluya kefil olmadıkları, rehin vermedikleri iddiaları ancak davanın kötü niyetle açıldığının ispatı olabileceğini, davacılar davaya konu hukuki ilişkinin hata, hile yahut ikrah nedeni ile geçersiz olduğunu ileri sürmeleri, sunulan sözleşmeler, ihtarname ve protokol kapsamında davacıların müvekkil banka ile karşılıklı olarak kefil sıfatı ile kredi sözleşmesi akdettiklerin ortada olduğunu, hata ile bu sözleşmeyi imzaladığı iddialarını yazılı delil ile ispatı gerektiğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacıların alacağın tahsilini geciktirmek amacı ile açmış oldukları dava nedeni ile alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN 2016/1401 ESAS SAYILI DOSYADA DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların müvekkili banka müşterilerinden… …. ile imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, asıl borçlunun kredi borcunu ödemeyememesi üzerine taksitli ticari kredi, ticari kredili mevduat ve borçlu cari hesap kredilerine konu borçları 15/05/2016 tarihi itibarı ile kat edildiğini, asıl borçlu ile davalı kefillere Kayseri 10. Noterliği’nin 16/05/2016 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edilerek, davalılara 24/05/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, borçluların gönderilen ihtarnameye rağmen borçlarını ödemediklerini, nakdi ve depo edilmesi gereken 1.290,00 TL çrk yaprağından kaynaklanan gayri nakdi kredi alacağının tahsili için Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9278 Esas sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların bu icra takibine itirazları üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra takibinin devamına, ayrıca davalılar aleyline alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle, Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2016/1111 Esas sayılı dosyası ile aynı konu hakkında açılan menfi tespit davası ile birleştirilmesini veya o dosyanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, her iki davalı şirketin sahibi ve yetkilisinin … olduğunu, davacı bankanın dava dışı… …. Ltd. Şti.’ne 2013 yılında ticari krediler kullandırmaya başladığını, bu krediler esnasında… …. Ltd. Şti.’ne kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı … …, … ve… …’in kefaletlerinin bulunduğunu, davalı şirketlerin davalı bankanın şubesiyle çalıştıklarını, davalı şirketlerin dava dışı… …. Ltd. Şti. ile arasında organik bağ bulunmadığını, davalı şirketlerin yetkilisi … ile dava dışı asıl borçlu… …. Ltd. Şti.’nin yetkilisi… … arasında kiracılık ilişkisi bulunduğunu, …’in davacı bankanın kullandırdığı kredinin kefili olan… …’in işletmesinin bulunduğu adreste mülk sahibi olduğu, davalı … … Ltd. Şti.’nin davacı bankada rehinli olan … plakalı ticari aracı almak ve rehni kaldırarak kendi kullandığı krediye teminat olarak rehin kaydı işletmek için davacı bankaya gittiği esnada banka görevlisi … …’in dilekçeleri ekinde bulunan taşıt rehin sözleşmesini boş olarak imzalattığını, aynı anda davalı … … Ltd. Şti.’nin … plakalı aracın rehin kaydı için davacı banka görevlisi tarafından üst kısmının eliyle kapatıldığını ve gerekli olduğunu beyan ettiğini, bu suretle genel kredi sözleşmesinin üst tarafının kapatılarak ve kefillik diyerek davalı … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne taşıt rehin sözleşmesinin imzalatıldığını, bu işlemlerin hepsinin 05/02/2015 tarihinde gerçekleştiğini, bu aracın davalı … … Ltd. Şti.’nden davalı … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne 10/07/2015 tarihli noter satış sözleşmesi ile satıldığını, davacı bankanın bu kez de 10/07/2015 tarihinde davalı … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne araç rehin kefilliği diyerek araç rehin sözleşmesini imzalattığını, kredi borçlarının ödendiğini, boş olarak imzalatılan araç rehin sözleşmesi olmasına rağmen davacı banka çalışanı … … tarafından dava dışı… …. Ltd. Şti.’nin isminin yazıldığını, genel kredi sözleşmesi diyerek bu şirketin kredi sözleşmesine imza attırdığı, sözleşmeye sonradan elle ekleme yapıldığını, icra tehdidi altında davalı şirket yetkilileri … ile protokol imzalattıklarını, davacı bankanın davalıları hataya düşürdüğü, hileli işlemle borçlandırdığını, davalıların bir an için kefil olduğu düşünülse bile davalı şirketlerin 05/02/2015 tarihinden sonra kullanılan krediden ve sadece rehin verdiği tarihten sonraki borçlardan sorumlu olması gerektiğini savunarak haksız davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN 2016/1492 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, asıl borçlunun müvekkili olduğu bankaya borcunu ödemediğini, müvekkil bankanın Banka TTK ve İİK’nun kendisine vermiş olduğu yükümlülükleri yerine getirdiğini ve kredi müşterisinin hesaplarını kat ettiğini, çekilen ihtarnameye rağmen borcunu ödememesi nedeniyle alacağın tahsili istemiyle Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9277 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalıların haksız ve kötü niyetli olarak borca faiz ve ferilerine itirazları üzerine takibin durduğunu belirterek, haksız itirazın davalıların haksız ve dayanaksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak müvekkili bankaya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı bankanın Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1111 Esas sayılı dosyası dava ile dava konusu ve tarafları aynı olduğundan birleştirilmesini talep ettiğini, müvekkil şirketlerin yanıltıldığını, hataya düşürülmüş olduğunu, hileli işlemle borçlandırıldığını, müvekkil davalı şirketlerin davacı bankaya kefialetinin ve borcunun bulunmadığını savunarak … bu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre; kefaletin hata ve hile ile alındığı, düzenlenen protokolün ise usulsüz ve hile ile yapıldığı iddiası ile … …. Şti.’nin kredi borçları nedeniyle davacı şirketlerin borçlu olmadıklarının tespiti istemine yönelik menfi tespit davası, birleşen 2016/1401 Esas ve 2016/1492 esas sayılı dosyalarda ise, kredi sözleşmeleri dayanak yapılarak yapılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemleriyle açılan asıl ve birleşen dava dosyalarında; Asıl dosyada dava, İİK’nın 72. maddesi gereği hata ve hile hukuksal nedeniyle boş olarak imzalı taşıt rehin sözleşmesinin anlaşmaya aykırı doldurulduğu, davacıların kefaletinin olmadığı iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasına ilişkin olduğu, davalı alacaklı banka tarafından asıl borçlu… …. Şti.’nin kredi borçlarına müteselsil kefil olduklarından bahisle hesap kat edilerek davacılara kefillere Kayseri 10. Noterliği’nin 16/05/2016 tarih ve ,,,,, yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek borcun ödenmesi talep edildiği gözetildiğinde davacıların asıl dava olan menfi tespit davasını açmakta hukuki yararlarının bulunduğunun kabulü gerektiği, asıl dosyada davalı bankanın Kayseri Organize Sanayi Şubesi ile dava dışı asıl borçlu… Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti. arasında 24/07/2013 tarihinde imzalanan 28 sayfa ve 15 ana maddeden ibaret 405,000,00 TL tutarında genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesini dava dışı … …, … ve… … tarafından 24/07/2013 tarihinde ve davacılar … … San. Tic. Ltd. Şti. ve … …. tarafından da 05/02/2015 tarihinde 405.000,00 TL’sına kadar müteselsil kefil olarak imzalandığı, … Plakalı … … marka 2005 model araç ilk olarak 19/08/2013 tarihinde … Ltd. Şti. firması tarafından daha sonra bu aracı 05/02/2015 tarihinde satın alan asıl dosya davacısı olan … Ltd. Şti. firması tarafından ve yine 10/07/2015 tarihinde satın alan asıl dosya davacısı olan … Ltd. Şti. tarafından aynı bankaya rehin verildiğini, son olarak 10/07/2015 tarihli taşıt rehin sözleşmesinin bilgisayarda doldurulmuş olarak çıktısının imzalandığı, asıl dosya davacıları tarafından araç rehin sözleşmelerin 19/08/2013 tarihinde imzalandığı, boşluk kısımlarının elle doldurulduğu, taşıt rehni sözleşmesinde rehin verenin kendisinin ve/veya … … Şti.’nin her türlü kredi sözleşmesinden, veya her ne sebeple olursa olsun doğmuş ve doğacak, kefalet dahil her türlü borçlarının teminatı olarak aracın bankaya rehnedildiğinin yazılı olduğu, sözleşmedeki boşluk kısımlarının imzalanmadan önce veya imzadan sonra doldurulduğu konusunda herhangi bir tespit yapılamadığı, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda yazı ve imzaların yaşının tespitinin teknik olarak mümkün olmadığının bildirildiği, banka ile dava dışı asıl borçlu… …. kredi borçlarının ödenmesi konusunda protokol düzenlendiğinin görüldüğü, davacılar atılı imzaları inkar etmedikleri gibi adli tıp raporu ile de imzaların davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunun tespit edildiği, asıl dosya davacıları tarafından davalı banka çalışanı … … tarafından hile ile imza alındığı, sözleşmenin üzerinin imza atılırken kapatıldığı, boş evraka imza alındığı, sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, davacıların hata ve hile ile iradesinin sakatlandığı gibi iddialarını ispata yarar delil bulunmadığı, asıl dosya davacılarının davalarını ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmış olmakla davacılarının ispatlanamayan menfi tespit davalarının ve menfi tespit davasında İİK’nın 72. Maddesinin 2. veya 3. fıkrası gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden ve bu nedenle davalı alacaklının alacağını tahsilde gecikmesi nedenine bağlı zararı olmadığı dolayısıyla yasal koşulları oluşmadığından davalı bankanın tazminat istemlerinin reddi gerektiği, Birleşen 2014/1401 Esas sayılı itirazın iptali davası yönünden ise; Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9278 Esas sayılı icra takip dosyasında, asıl borçlu…… kullandığı kredilere davalıların müteselsil kefil sıfatı ile imza attıkları, asıl borçlu tarafından borcun süresinde ödenmemesi çekilen kat ihtarına rağmen yine borcun ödenmemesi nedeni ile, BCH kredisi yönünden; 89.465,94-TL asıl alacak, 647,01-TL akdi faiz, 2.012,98-TL temerrüt faizi ve 100,65-TL BSMV olmak üzere toplam 91.579,57-TL, taksitli ticari kredi yönünden; 117.230,84-TL asıl alacak, 2.637,69-TL temerrüt faizi ve 131,88-TL BSMV olmak üzere toplam 120.000,41-TL, kredili mevduat hesabı yönünden; 5.213,86-TL asıl alacak, 65,69-TL temerrüt faizi ve 3,28-TL BSMV olmak üzere toplam 5.282,84-TL olmak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere genel toplamda (91.579,57-TL + 120.000,41-TL + 5.282,84-TL) 216.862,83-TL üzerinden davalıların itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla, belirlenen alacak miktarları yönünden, davalıların itirazlarının iptali ile takibinin devamına, takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar BCH Kredisi yönünden 89.465,94-TL asıl alacağa yıllık %54,00 oranında, taksitli ticari kredi yönünden 117.230,84-TL asıl alacağa yıllık %54,00 oranında ve kredili mevduat hesabı yönünden 5.213,86-TL asıl alacağa yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, itirazın iptaline karar verilen 216.862,83-TL alacağın banka kayıtlarına dayalı likit bir alacak olması nedeni ile, takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin nakdi kredi alacağına yönelik itirazın iptali talebinin reddine, asıl borçlu ve banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre çek karnesi yasal sorumluluk tutarı nedeniyle oluşan gayri nakdi risk nedeniyle bankanın depo talebinden kefillerin de sorumlu olacağına dair açık bir hüküm bulunmadığı görülmekle, davacının gayri nakdi krediler yönünden, yerinde görülmeyen depo talebinin reddine karar vermek gerektiği, birleşen 2016/1492 Esas sayılı dava dosyasında dava yönünden ise, Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9278 Esas sayılı icra takip dosyasında, asıl borçlu…… kullandığı kredilere davalıların kefil sıfatı ile imza attıkları ve taşıt rehin sözleşmesi düzenledikleri, asıl borçlu tarafından borcun süresinde ödenmemesi çekilen kat ihtarına rağmen borcun yine ödenmemesi nedeni ile, Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9277 Esas sayılı icra takip dosyasına davalıların vaki itirazlarının kısmen iptali ile, BCH Kredisi yönünden; 89.465,94-TL asıl alacak, 647,01-TL akdi faiz, 2.012,98-TL temerrüt faizi ve 100,65-TL BSMV olmak üzere toplam 91.579,57-TL, taksitli ticari kredi yönünden; 117.230,84-TL asıl alacak, 2.637,69-TL temerrüt faizi ve 131,88-TL BSMV olmak üzere toplam 120.000,41-TL, kredili mevduat hesabı yönünden; 5.213,86-TL asıl alacak, 65,69-TL temerrüt faizi ve 3,28-TL BSMV olmak üzere toplam 5.282,84-TL olmak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere genel toplamda (91.579,57-TL + 120.000,41-TL + 5.282,84-TL) 216.862,83-TL üzerinden davalıların itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla, belirlenen alacak miktarları yönünden, davalıların itirazlarının iptali ile takibinin devamına, takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar BCH Kredisi yönünden 89.465,94-TL asıl alacağa yıllık %54,00 oranında, taksitli ticari kredi yönünden 117.230,84-TL asıl alacağa yıllık %54,00 oranında ve kredili mevduat hesabı yönünden 5.213,86-TL asıl alacağa yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, itirazın iptaline karar verilen 216.862,83-TL alacağın banka kayıtlarına dayalı likit bir alacak olması nedeni ile, takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin nakdi kredi alacağına yönelik itirazın iptali talebinin reddine, asıl borçlu ve banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre çek karnesi yasal sorumluluk tutarı nedeniyle oluşan gayri nakdi risk nedeniyle bankanın depo talebinden kefillerin de sorumlu olacağına dair açık bir hüküm bulunmadığı görülmekle, davacının gayri nakdi krediler yönünden, yerinde görülmeyen depo talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl dava olan menfi tespit davasının reddine, birleşen itirazın iptalleri davalarının ayrı ayrı kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl davada davacı-birleşen davada davalı şirketler yetkilisi istinaf dilekçesinde özetle; davalı-davacı bankaya üzerine kayıtlı olan… firmasının borcuna istinaden 2013 senesinde 4 adet aracı üzerine rehin tesis ettiğini, bu arada anılan işletmenin battığını, … … firmasını kurduğunu, …..kapatmak niyetinde olduğundan bu şirket adına kayıtlı … plakalı araç üzerindeki rehini kaldırmak için bankaya dilekçe verdiğini, davalı bankaca başka bir aracın rehin edilmesi halinde bu aracın üzerindeki rehinin kaldırılacağının söylendiğini, bunun üzerine noterliğe gittiğinde rehinin kalmadığını öğrendiğini, bankaya geri geldiğinde birtakım evrakın unutulduğunu ve imzalaması gerektiğinin söylenmesi üzerine sadece … plakalı araçta rehini kaldırmak ve rehini başka bir araç üzerine taşımak için söylenen evraka bakmadan imza attığını, 2015 senesinin 1. Ayı içerisinde … …. çalışan müdür … …’ ve kredi bölümüne bakan … …’in ziyaretine geldiklerini, batan… …. kalan 200.000,00 TL’nin üzerindeki borcunun ödenmesi halinde araçlar üzerindeki rehinin kaldırılacağının söylendiğini, 2. Ayın içerisinde 3 parça halinde 21.550 TL para yatırdığını ve sonrasında bir suçtan dolayı cezaevine teslim olduğunu, 13.04.2016 tarihine kadar 7.000 ‘er TL olarak … isimli firmaya kayıtlı bulunan işbu 4 aracın borcuna istinaden toplamda 106.714 TL paranın yetkili … tarafından yatırıldığını, buna ilişkin ödeme listesinin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, 13.04.2016 tarihinde taksit yatırmak için bankaya gittiğinde bankada çalışan … ismindeki memurun kendisine araçlar üzerindeki rehinin bozduracağını duyduğunu söylemesi üzerine aksine bu niyette olsa neden şu ana kadar 106.714,00 TL taksit yatırmış olacağını, bir bu kadar daha yatırdığı takdirde araçların üzerindeki rehinlerin banka tarafından kaldırılacağını söylediğini, ancak sahibi olduğu şirketler … ve …’ın…’a kefil olmuş olabileceği yönünde kuşkulandığını, bankaya yeni gelen … isimli müdür ile birkaç kez görüştüğünde öyle bir şey olmadığını, şirketler kefil olsa kendisinin bu durumu bileceğini söylediğini, bu sözlerine inanmadığı için yatırması gereken 7.000 Tl taksiti yatırmadığını, bunun üzerine … ve … adına protesto gönderildiğini, bu yazıyı alarak bankanın Kayseri Organize Şubesine gidip … … görüşmek istediğinde kendisine müdürle görüşmesi gerektiğinin söylendiğini, görüşmelerden sonuç alamadığını, ertesi gün kendisini davalı bankadan………….Beyin araması sebebiyle adı geçen kişiyle yaptığı görüşmede kimseye kefil olmadığını söylediğini ancak dosyanın avukata verildiğinin öğrendiğini, avukat ile yaptığı görüşmede firmadaki araçlara yakalama çıkarttıracağını, borcun taksitlendirilmesi gerektiğini söylemesi üzerine mal sevkiyatı yapmak için yurt dışına giden 3-5 aracı bulunduğundan, mecbur kaldığı için borcu bulunmadığı halde borcu taksitlendirdiğini ve taahhütte bulunduğunu, o görüşmede daha önce banka tarafından 05.02.2019 tarihinde imzalatılan ve sadece araç rehini için olduğunu bildiği evrakın aslında … ve …’ın kefalet evrakı olduğunu öğrendiğini, bankadaki … … isimli şahsın işbu evrakı imzalatırken evrakın üstünü görmemesi için kapattığını, kendisinin de araç rehini alıp verdiğini düşünerek imzaladığını, bu sebeple menfi tespit davasının açtığını, birleşen itirazın iptali istemli davalara konu borcunun bulunmadığını ileri sürerek duruşmalı olarak yapılacak istinaf incelemesinde açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince asıl davanın reddine dair kararın kaldırılarak davanın kabulüne, birleşen davaların reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl dava, hata ve hile sebebine dayanılarak davacı şirketlerin dava dışı…ltd. Şti’nin kefili ve borçlu olmadığının tespiti istemiyle İİK’nın 72/2. Maddesi gereği açılan menfi tespit, birleşen itirazın iptali davaları ise dava dışı…Ltd. Şti’nin asıl borçlu, davalı şirketlerin müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları genel kredi sözleşmelerine istinaden asıl borçlu şirkete kullandırılan kredi borcunun tahsili için davalı şirketler aleyhine başlatılan rehinin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi ile ilamsız icra takibine vaki itirazların İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davanın reddine, birleşen itirazın iptali davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Birleşen 2016/1401 Esas sayılı dosyada dava konusu edilen, Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9278 Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasının incelenmesinde; …. Bankası A.Ş. tarafından, ….. …, …, … … San. Ltd. Şti. aleyhine genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmeleri ve ihtarname ile hesap özeti dayanak yapılarak toplam 228.603,20 TL nakdi ve 1.290,00 TL çek depo bedelinden doğan gayri nakdi kredi alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu … … vekilinin 18/07/2016 tarihli dilekçe verdiği, bu dilekçede olayla ilgili Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2016/1111 Esas sayılı dosya ile menfi tespit davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, müvekkillerinin takipten dolayı böyle bir borcu bulunmadığını beyan ederek borca ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Birleşen 2016/1492 Esas sayılı dosyada dava konusu edilen Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9277 Esas sayılı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takip dosyasının incelenmesinde, …. Bankası A.Ş tarafından, … … Şti, … …, … …, …, … …… aleyhine taşıt rehin sözleşmelerine, genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmeleri ve ihtarname ile hesap özeti dayanak yapılarak toplam 228.603,20 TL 228.603,20 TL nakdi ve 1.290,00 TL çek depo bedelinden doğan gayri nakdi kredi alacağının tahsili için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu ……. vekilinin 18/07/2016 tarihli dilekçe verdiği, bu dilekçesinde olayla ilgili Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2016/1111 Esas sayılı dosya ile menfi tespit davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, müvekkillerinin takipten dolayı böyle bir borcu bulunmadığını beyan ederek borca ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yargılamada Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda özetle; … plakalı araca ilişkin Taşıt Rehin Sözleşmesinde bulunan yazıların özellikle de “……imza tarihinden sonra yazılıp yazılmadığının, yazıların ve imzanın tarihini hangisinin önce hangisinin sonra olduğunun tespitinin teknik olarak mümkün olup olmadığının, bu sözleşme üzerindeki yazılar ve imzanın asıl dosyada davacı şirketlerin yetkilisi …’in el ürünü olup olmadığının yine… Ltd. Şti. ile … Bankası arasında düzenlenen 405.000,00-TL limitli 24/04/2013 düzenleme tarihli genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin 28. sayfasında müteselsil kefil sıfatıyla … … Tic. San. Ltd. Şti. ve 05/02/2015 tarihi … … Ltd. Şti. kaşesi ve altındaki 05/02/2015 tarihinin sözleşmeye hangi tarihte yazıldığının tespitinin mümkün olup olmadığı, sözleşmenin 41. maddesinde … … Ltd. Şti.’nin kefilliği ve 45. maddesinde … … Ltd. Şti.’nin kefilliği hakkında yazılan yazıların ve tarihlerin yazıldığı tarihlerin tespitinin mümkün olup olmadığı, 41. ve 45. sayfalardaki yazıların imzaların atıldığı tarihlerden sonra yazılmış olup olmadığı konularında inceleme yapılarak bu hususların tespiti mümkün ise bu konuda açıklamalı rapor hazırlanmasının istenmiştir. Adli tıp kurumu’nun 14/01/2019 tarihli raporda, inceleme konusu rehin sözleşmesinde atılı imza ve yazıların farklı fiziki evsaftaki kalemlerle yazılmış ve atılmış olduğu, inceleme konusu rehin sözleşmesinde kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu belgede yer alan yazıların yaşı hakkında zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği, inceleme konusu rehin sözleşmesinde atılı imza ile …’in mukayese imzaları arasında biçimsel benzerlik görülmekle birlikte; söz konusu imzanın basit tersimli olması nedeniyle …’in eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediği, inceleme konusu rehin sözleşmesinde bulunduğu konuma, sürşarj işlemi ile yazılmış ibarelerin basit tersimli ve tanı unsurlarını kısmen yitirmiş olmaları nedeniyle söz konusu ibarelerin aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, inceleme konusu rehin sözleşmesindeki diğer yazılar ile …’in mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı, inceleme konusu kredi sözleşmesinde kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu belgede yer alan yazıların yaşı hakkında zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği sonucuna varıldığı rapor edilmiştir.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan bilirkişiler bankacı … ile borçlar hukuku ile icra iflas mevzuatı alanında nitelikli hesap bilirkişisi Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 27/10/2017 tarihli raporda; davalı bankanın Kayseri Organize Sanayi Şubesi ile dava dışı asıl borçlu……. arasında 24/07/2013 tarihinde 28 sayfa ve 15 ana maddeden ibaret 405,000,00 TL tutarında genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesi düzenlenerek imzalandığı, bu sözleşmenin dava dışı … …, … ve… … tarafından 24/07/2013 tarihinde ve davacılar … … San. Tic. Ltd. Şti. ve … …. tarafından da 05/02/2015 tarihinde 405.000,00 TL’sına kadar müteselsil kefil olarak imzalandığını, sözleşmede bulunan kefalet imzalarında alışılagelmiş durum dışında herhangi bir kayıt veya not bulunmadığından, herhangi bir olağanüstü unsura rastlanmadığından mevcut belgelerin incelenmesinde söz konusu kefalet imzalarının geçerli olduğunu, … Plakalı … … marka 2005 model araç ilk olarak 19/08/2013 tarihinde … Ltd. Şti. firması tarafından daha sonra bu aracı 05/02/2015 tarihinde satın alan … Ltd. Şti. firması tarafından ve yine 10/07/2015 tarihinde satın alan … Ltd. Şti. tarafından aynı bankaya rehin verildiğini, son olarak 10/07/2015 tarihli taşıt rehin sözleşmesinin bilgisayarda doldurulmuş olarak çıktısının imzalandığını, diğer araç rehin sözleşmelerin 19/08/2013 tarihinde imzalandığı, boşluk kısımlarının elle doldurulduğunu, boşluk kısımlarının imzalanmadan önce veya imzadan sonra doldurulduğu konusunda herhangi bir tespit yapılamadığını, asıl borçlu… ….’nin 03/06/2016 tarihi itibariyle taksitli ticari, BCH ve kredili mevduat hesabından kaynaklanan nakdi 203.964,57 TL ana para +568,26 TL masraf + 8.137,06 TL akdi faiz + 406,85 TL BSMV + 6.921,48 TL temerrüt faizi + 346,08 TL BSMV olmak üzere Toplam 220.344,30 TL nakdi muaccel borçları, gayrınakdi çek kredisinden kaynaklanan 1.290,00 TL mer”i risklerinin tasfiyesi amacıyla, toplam borcun 27/06/2016 tarihinde 8.000,00 TL ile başlayan ve son taksidi 27/12/2017 tarihinde 19.628,73 TL olan 19 taksitle toplam 273.544,76 TL olarak ödenmesi konusunu düzenleyen bir protokol hazırlandığı, ancak söz konusu protokolün asıl borçlu firma tarafından imzalanmadığını, davalı banka ile birlikte sadece …. firmasının kaşe ve imzasının bulunduğunu, bu nedenle sözleşmenin kefil davacı … Ltd. Şti. ile banka arasında hüküm doğuracağını, bununla birlikte … Ltd. Şti’nin protokoldeki şartlara uymadığı için sözleşmenin hükümlerinin ortadan kalktığını ve eski duruma geri dönüldüğünü, söz konusu protokolün hükümlerine uyulmaması nedeniyle geçerliğini yitirdiğini, icra takip tarihi itibariyle davalı bankanın asıl borçlu firmadan icra takip tarihi itibariyle nakdi kredilerden kaynaklanan 211.631,78 TL asıl alacak + 350,02 TL temerrüt öncesi işlemiş faiz +11.304,75 TL işlemiş faiz + 565,24 TL BSMV olmak üzere Toplam 223.851,79 TL nakit alacağının bulunduğu, davacı kefillerin de icra takip tarihi itibariyle nakdi kredilerden kaynaklanan 211.910,64 TL asıl alacak + 647,01 TL temerrüt öncesi işlemiş faiz + 9.432,74 TL işlemiş faiz + 471,64 TL BSMV olmak üzere Toplam 221.815,02 TL tutarındaki kısmına kefaletlerinin bulunduğunu; dava tarihi itibariyle, bankanın dava dışı asıl borçlu firmadan dava tarihi itibariyle nakdi kredilerden kaynaklanan 211.631,78 TL asıl alacak +350,02 TL temerrüt öncesi işlemiş faiz +11.304,75 TL işlemiş faiz + 565,24 TL BSMV olmak üzere Toplam 223.851,79 TL nakit alacağının bulunduğunu, davacı kefillerin dava tarihi itibariyle nakdi kredilerden kaynaklanan 211.910,64 TL asıl alacak +647,01 TL temerrüt öncesi işlemiş faiz + 4.716,37 TL işlemiş faiz + 235,82 TL BSMV olmak üzere toplam 216.862,83 TL tutarına kefaletlerinin bulunduğunu, ayrıca gayrı nakdi çek karnesi kredisinden kaynaklanan 1.290,00 TL gayrı nakdi riskinden kaynaklanan alacağının bulunduğunu belirlemişlerdir.
Tarafların itirazları ve dosya kapsamı, birleşen dava dosyaları da nazara alınarak bankacı bilirkişiden alınan ek raporda özetle; davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan ve davacıların kefil olduğu genel kredi sözleşmesi incelendiğinde çek karnesi yasal sorumluluk tutarı nedeniyle oluşan gayrınakdi risk nedeniyle bankanın depo talep etmesinden kefillerin de sorumlu olduğunu gösteren bir hüküm bulunmadığını, bankanın asıl borçludan olan çek karnesi yasal sorumluluk tutarından kaynaklanan 1.290,00 TL gayrı nakdi riski için depo talep etmesinden kefillerin sorumlu olmayacağı, sonucuna varıldığını, kefaletle ilgili hükümler açıklandığını, buna göre; kefil borcun müşteri için her ne nedenle olursa olsun muaccel olması halinde ihbarda bulunulması suretiyle kefalet borcunun da muaccel olacağını , sözleşmede birden fazla kefilin kefaletinin bulunması halinde birlikte kefalet söz konusu olmayıp kefiller birbirinden bağımsız olarak, kefalet beyanları ve eş rızaları bölümünde belirtilen tutara kadar sorumluluk altına girmeyi kabul ve taahhüt ederler, ve kefil mevcut ve doğacak tüm borçlarına karşılık bankanın şubelerinde kendilerine ait bulunabilecek tüm alacak hak ve mevduat üzerinde bankanın rehin hapis takas ve mahsup hakkı olduğunu kabul beyan ve taahhüt eder, denilerek kefillerin sorumluluğunun açıklandığını, hem 2016 / 9277 Esas sayılı takip tarihinden birleşen 2016/1492 Esas sayılı dava tarihine kadar olan dönemde tahsilat olup olmadığı, hem de 2016/9278 Esas sayılı icra takip tarihinden itibaren birleşen 2016/1401 Esas sayılı dava dosyasının dava tarihine kadar olan dönem içerisinde tahsilat olup olmadığının araştırıldığını ve banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre dava tarihine kadar olan dönemde herhangi bir tahsilat olmadığının görüldüğünü belirlemiştir.
Dosya kapsamından; asıl dosyada davalı bankanın…. …. arasında 24/07/2013 tarihinde imzalanan 28 sayfa ve 15 ana maddeden ibaret 405,000,00 TL tutarında genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesini dava dışı … …, … ve… … tarafından 24/07/2013 tarihinde ve davacılar … … San. Tic. Ltd. Şti. ve … …. tarafından da 05/02/2015 tarihinde 250.000,00 TL’sına kadar müteselsil kefil olarak imzalandığı, kefalet tarihi, kefalet tutarı ve müteselsil ibarelerinin elle yazılmak suretiyle TBK’nın 583/1. Maddesindeki nitelikli kefalet koşullarının oluştuğu, … Plakalı … … marka 2005 model araç ilk olarak 19/08/2013 tarihinde … Ltd. Şti. firması tarafından daha sonra bu aracı 05/02/2015 tarihinde satın alan asıl dosya davacısı olan … Ltd. Şti. firması tarafından ve yine 10/07/2015 tarihinde satın alan asıl dosya davacısı olan … Ltd. Şti. tarafından aynı bankaya rehin verildiği, son olarak 10/07/2015 tarihli taşıt rehin sözleşmesinin bilgisayarda doldurulmuş olarak çıktısının imzalandığı, asıl dosya davacıları tarafından araç rehin sözleşmelerinin 19/08/2013 tarihinde imzalandığı, boşluk kısımlarının elle doldurulduğu, taşıt rehni sözleşmesinde “rehin verenin kendisinin ve/veya … …. her türlü kredi sözleşmesinden, veya her ne sebeple olursa olsun doğmuş ve doğacak, kefalet dahil her türlü borçlarının teminatı olarak aracın bankaya rehnedildiğinin” yazılı olduğu, sözleşmedeki boşluk kısımlarının imzalanmadan önce veya imzadan sonra doldurulduğu konusunda herhangi bir tespit yapılamadığı, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda yazı ve imzaların yaşının tespitinin teknik olarak mümkün olmadığının bildirildiği, davalı bankaca Kayseri 10. Noterliği’nin 16.05.2016 tarihli kat ihtarı ile…Ltd. Şti’nin kredi hesaplarının 15.05.2016 tarihi itibarıyla kat edildiği, BCH, ticari kredili mevduat, ve taksitli ticari kredi sebebiyle toplam 213.168,90 TL nin 7 gün içinde 1290 TL çek depo bedelinin 7 gün içinde depo edilmesi ihtar edilmiş olup kat ihtarı asıl davada davacı şirketlere 24.05.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı şirketlerin 01.06.2016 tarihi itibarıyla temerrüde düştükleri, banka ile dava dışı asıl borçlu… ….. kredi borçlarının ödenmesi konusunda 03.06.2016 tarihi itibarıyla protokol düzenlendiği, bu protokole …Ltd. Şti. tarafından kaşe basılarak imzalandığı, bu protokolde toplam 220.344,30 TL üzerinden nakdi ve çek kredisinden kaynaklanan 1.290,00 TL gayri nakdi kredi konusunda asıl borçlu ve/veya müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu kayıtsız ve şartsız kabul beyan ve ikrar ettikleri, protokoldeki ödeme planına göre ilk taksitin 27.06.2016 tarihinde son taksitin 27.12.2017 olarak kararlaştırıldığı, henüz ilk taksit ödenmeden asıl davanın 16.06.2016 tarihinde açıldığı, işbu protokolün asıl borçlu…Ltd. Şti. Tarafından imzalanmamış olup sadece davacı … tarafından borçlu ve/veya müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmış olduğu, 01.07.2016 tarihinde birleşen davalara konu icra takiplerinin başlatıldığı, anlaşılmıştır.,
Uyuşmazlık, menfi tespit istemiyle açılan asıl davada dava konusu genel kredi sözleşmesine kefaletin ve protokolün hata ve hile ile davacı şirketlere imzalatılıp imzalatılmadığı, birleşen itirazın iptali davalarında ise dava dışı asıl borçlu şirketin davacı banka ile imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi sebebiyle takip tarihleri itibarıyla kredi borcunun bulunup bulunmadığı, davalı kefillerin kefaletlerinin geçerli olup olmadığı ve kefaletleri sebebiyle sorumluluklarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davalı-davacı banka ile…Ltd. Şti. Arasında imzalanan 24.07.2013 tarihli genel kredi sözleşmesine davacı şirketler 02.05.2015 tarihinde 250.000,00 TL kefalet miktarı üzerinden müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kefalet tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TBK’nın 583/1. Ve 584. Maddeleri uyarınca anılan şirketlerin kefaletlerinin şeklen geçerli olduğu, asıl davada davacı-birleşen davalarda davalı şirketlerin, söz konusu genel kredi sözleşmesine kefalet tarihi itibarıyla, her iki şirketin tek ortağı ve münferiden yetkilisinin … olduğu, genel kredi sözleşmesinin imzalandığı Kayseri ,,,, dosyadaki 28.06.2016 tarihli yazı cevabına göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı şirketlerin davalı-davacı Banka Genel Müdürlüğüne dava konusu olay ile ilgili herhangi bir şikayette bulunmadıkları gibi dosyadaki hesap kat ihtarına da itiraz etmediklerinin bildirildiği, anlaşılmıştır.
Öncelikle, birleşen itirazın iptali davalarına konu gerek ilamsız icra takibi gerekse taşınır rehninin başlatıldığı 01.07.2016 tarihinden önce davacı şirketlere keşide olunan 16.05.2016 tarihli kat ihtarının tebliğinden sonra işbu menfi tespit davası 16.06.2016 tarihinde açılmış olmakla, İİK’nın 72/2. Maddesi uyarınca davacı şirketlerin işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararlarının bulunduğunun kabulü gerekmiştir.

Somut olayda davacı şirketlerin yetkili temsilcisi tarafından genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzası ile protokoldeki davacı şirket adına atılı imzayı inkar etmedikleri gibi esasen dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile de imzaların davacı şirketlerin yetkilisinin eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. Nitekim davacı şirketlerin yetkili temsilcisi olan … 07.03.2018 tarihli celsedeki isticvap beyanında; genel kredi sözleşmesindeki 28. sayfanın 01.02.2015 tarihi altındaki imzanın ve 05.02.2015 tarihli yazı ve imza kendisine ait, 45. Sayfadaki…ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. yazısı kendisine ait olmadığını, protokol başlıklı belgede … kaşesi üzerine atılı imzaların kendi eli ürünü olduğunu, ayrıca … plakalı araç hakkında … Ltd. Şti. Kaşesi üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu, sözleşmenin üst tarafında el yazısı ile yazılmış olan yazı ve rakamların kendisine ait olmadığını, … plakalı araç hakkında …Ltd. Şti. İle düzenlenmiş 3 ayrı taşıt rehni sözleşmesindeki imzaların kendisine ait olduğunu ancak sözleşmenin başındaki rakam ve yazıların kendisine ait olmadığını ifade etmiş ve bu beyanını imzalamıştır. Her ne kadar davacı şirketler tarafından davalı banka çalışanı … … tarafından hile ile imza alındığı, genel kredi sözleşmesinin üzerinin imza atılırken kapatıldığı, boş evraka imza alındığı, sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, davacıların hata (TBK’nın 30. vd.) ve hile (TBK’nın 36. maddesi) ile iradesinin sakatlandığı gibi iddialar ileri sürülerek menfi tespit istemiyle işbu dava açılmış ise de davacıların bu iddiaları dosya kapsamı itibarıyla usulüne uygun delillerle kanıtlanmış değildir. Zira, davacı şirketler yetkili temsilcisinin kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü ilgili sözleşmelerdeki yazı ve rakamlar sözleşmelerin geçersizliğine yol açacak unsurlar değildir. O halde ilk derece mahkemesince hata ve hile sebeplerine dayalı olarak menfi tespit istemiyle açılan asıl davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, davacı şirketler yetkili temsilcisinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Birleşen itirazın iptali davalarına gelince; Birleşen 2016/1492 Esas sayılı dosyada; dava konusu edilen Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9277 Esas sayılı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takip dosyasında, dayanak 4 adet taşınır rehin sözleşmesine konu taşıtların tamamında işbu araçların maliki ve rehin veren davalı-borçlu …Ltd. Şti. Olup, söz konusu rehinli araçlardan … Plakalı … … marka 2005 model araç ilk olarak 19/08/2013 tarihinde … Ltd. Şti. firması tarafından daha sonra bu aracı 05/02/2015 tarihinde satın alan asıl dosya davacısı olan … Ltd. Şti. firması tarafından ve yine 10/07/2015 tarihinde satın alan asıl dosya davacısı olan … Ltd. Şti. tarafından aynı bankaya rehin verilmiş, takip tarihi 01.07.2016 tarihinde davalı-borçlu …Ltd. Şti’nin işbu rehinli aracın maliki olup, davalı borçlu-…Ltd. Şti’nin rehin veren sıfatı ortadan kalkmıştır. Şu halde borçlu …Ltd. Şti. Takip tarihi itibarıyla takip konusu yapılan rehinli aracın maliki olmadığına göre onun hakkında takipte pasif husumet yokluğundan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız icra takibine esas taşıt rehin sözleşmelerinde açıkça “rehin verenin kendisinin ve/veya ……. her türlü kredi sözleşmesinden, veya her ne sebeple olursa olsun doğmuş ve doğacak, kefalet dahil her türlü borçlarının teminatı olarak aracın bankaya rehnedildiğinin” yazılı olduğu görülmüştür. Şu halde, takip dayanağı olarak gösterilen taşıtlar üzerindeki takipte asıl borçlu…Ltd. Şti. İçin verilen rehin, davalı-borçlu rehin veren …Ltd. Şti.’nin kefaletlerinin teminatını da oluşturduğuna göre, İİK’nın 45. Maddesi gereği, önce rehne müracaat edilmeden davalı-borçlu …Ltd. Şti. Hakkında birleşen 2016/1401 Esas sayılı itirazın iptali dava dosyasına konu Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9278 Esas sayılı genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde bulunulması mümkün değildir. Bu durumda davalı …Ltd. Şti. Hakkında açılan itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı-borçlu …Ltd. Şti. Hakkında açılan birleşen itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmesi de yerinde görülmemiştir. Ayrıca, yargılamada vekil ile temsil olunan adı geçen davalı şirket yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2. Gereği davada ret sebebi farklı olduğundan davalı …Ltd. Şti. Yararına AAÜT’nin 7/2. Maddesi gereği 5.100,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 03.06.2020 tarihli ve 2019/2684 Esas 2020/787 Karar sayılı, Yargıtay 11. HD’nin 15.10.2009 tarihli 2008/5550 Esas ve 2009/10640 Karar sayılı emsal nitelikteki kararları da bu yöndedir.
Diğer taraftan, gerek birleşen 2016/1401 Esas sayılı itirazın iptali dava dosyasında dava konusu edilen Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9278 Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasında gerekse birleşen 2016/1492 esas sayılı itirazın iptali dava dosyasına konu Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9277 Esas sayılı taşınır rehinin paraya çevrilmesi yolu ile ile başlatılan icra takibinde davacı banka tarafından kredi hesabının kat edildiği 15.05.2016-30.06.2016 tarihleri arasında temerrüt faizi talebinde bulunulmuştur. Başka bir deyişle, davalı-kefiller henüz temerrüde düşürülmeden kredi hesaplarının kat edildiği 15.05.2016 tarihinden takip tarihine kadar davalı kefillerden temerrüt faizi talep edilmiş ise de davalı kefillerden henüz kat ihtarı tebliğ edilmeden önce bu şekilde temerrüt faizi talebinde bulunulamaz. Davalı müteselsil kefillerin temerrüde düşürüldüğü tarihe kadar ancak akdi faiz talebinde bulunulabilir ise de her iki icra takip dosyasında bu yönde bir talep bulunmadığı halde ilk derece mahkemesince HMK’nın 26. Maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırı bir şekilde davalı borçlu şirketler aleyhine 647,01 TL akdi faize hükmedilmesi de isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı birleşen davada davalı şirketler yetkili temsilcisinin menfi tespit istemiyle açmış olduğu asıl davada istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. Maddesi uyarınca esastan reddine, asıl davada davacı-birleşen davada davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 355. Maddesindeki kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme gereği duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince birleşen 2016/1401 Esas sayılı itirazın iptali istemiyle açılan davada verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak birleşen 2016/1401 Esas sayılı dosyada dava konusu edilen Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9278 Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasında İİK’nın 45. Maddesi gereği rehin veren davalı …Ltd. Şti. Hakkında rehinli taşıtlar paraya çevrilmeden ilamsız icra takibi başlatılamayacağından adı geçen davalı hakkında açılan itirazın iptali davasının reddine, davalı …ltd. Şti. Yönünden ise davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, hüküm altına alınan 647,01 TL akdi faiz alacağının hükümden çıkarılmasına, asıl davada davacı-birleşen davada davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 355. Maddesindeki kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme gereği duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince birleşen 2016/1492 Esas sayılı itirazın iptali istemiyle açılan davada verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak birleşen 2016/1492 Esas sayılı dosyada dava konusu edilen Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9277 Esas sayılı taşınır rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız icra takibinde davalı …Ltd. Şti’nin takip tarihi itibarıyla rehin veren sıfatı kalmadığından takipte pasif husumet yokluğu sebebiyle açılan itirazın iptali davasının reddine, davalı …Ltd. Şti. Yönünden ise davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, hüküm altına alınan 647,01 TL akdi faiz alacağının hükümden çıkarılmasına, dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
A) 1-İstinafa başvuran asıl davada davacı birleşen davalarda davalı şirketler yetkili temsilcisinin menfi tespit istemiyle açılan asıl davaya ilişkin istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. Maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,9 TL’nin davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B)1-Birleşen….. Esas sayılı itirazın iptali dava dosyalarında; istinafa başvuran asıl davada davacı-birleşen davada davalı şirketler yetkili temsilcisinin öteki istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine, istinaf başvurusunun HMK’nın 355. Maddesi gereği kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan incelemeye göre birleşen….esas sayılı itirazın iptali dava dosyalarında KABULÜNE,
2-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. Esas sayılı Kararının Birleşen 2016/1401 ve 2016/1492 Esas sayılı itirazın iptali dava dosyalarında verilen kararlar yönünden HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
C)i) 1- 2016/1111 Esas sayılı menfi tespit istemli asıl dava dosyasında;
1- Davacıların davasının REDDİNE,
2- Koşulları bulunmadığından davalının %40 oranından az olmamak üzere tazminat isteminin reddine,
3- Bu dava nedeni ile alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 3.757,05 TL harçtan mahsubuna artan 3.712,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılar … … …. ve … ….’ne ödenmesine,
4- Asıl dosyada davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Asıl dosyada davacıların yatırdıkları delil avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
6- Asıl dosyada, davalı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri ile bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 484,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalısı … Bankası A.Ş.’ne ödenmesine,
7-Asıl dosyada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği hesap ve taktir olunan 19.150,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalısı … Bankası A.Ş.’ne ödenmesine,
8-Asıl dosyada davalının yatırdığı delil avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
ii) Birleşen 2016/1401 Esas sayılı İtirazın iptali Davasında;
1-Davalı … … Tic. San. Ltd. Şti. Hakkında açılan itirazın iptali davasının İİK’nın 45. Maddesi gereğince usulüne uygun icra takibi bulunmadığından davacının davasının USULDEN REDDİNE,
2-Davalı … … San. Ve Tic. Ltd. Şti hakkında açılan itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9278 esas sayılı genel haciz yoluyla ilamsız icra takip dosyasına davalı … … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Vekilinin vaki itirazının kısmen iptali ile,
a) BCH Kredisi yönünden; 89.465,94-TL asıl alacak, 2.012,98-TL temerrüt faizi ve 100,65-TL BSMV olmak üzere toplam 91.579,57-TL,
b) Taksitli ticari kredi yönünden; 117.230,84-TL asıl alacak, 2.637,69-TL temerrüt faizi ve 131,88-TL BSMV olmak üzere toplam 120.000,41-TL,
c) Kredili mevduat hesabı yönünden; 5.213,86-TL asıl alacak, 65,69-TL temerrüt faizi ve 3,28-TL BSMV olmak üzere toplam 5.282,84-TL olmak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere
Genel toplamda (91.579,57-TL + 120.000,41-TL + 5.282,84-TL) 216.862,83-TL üzerinden, BCH kredisi yönünden 89.465,94 TL asıl alacağa yıllık % 54,00 oranında, taksitli ticari kredi alacağı yönünden 117.230,84 TL asıl alacağa yıllık %54 oranında, kredili mevduat hesabı yönünden 5.213,86 Tl asıl alacağa yıllık %30,24 oranında takip tarihinden itibaren temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi (BSMV) işletilerek icra takibinin devamına,
3- İtirazın iptaline karar verilen 216.862,83-TL alacağın takdiren %20’si oranında 43.372,56 TL icra inkar tazminatının davalı …Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacının fazlaya ilişkin nakdi kredi alacağına yönelik itirazın iptali talebinin reddine,
5- Davacının gayri nakdi krediler yönünden depo talebinin reddine,
6- 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükmü gereği alınması gereken 14.813,89 TL karar harcından peşin alınan 2.760,96 TL karar harcı ile 29,20 TL başvuru harcının mahsubu ile 12.023,73 TL harcın davalı … … ….’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 2.760,96 TL nispi karar harcı, 29,20 TL başvuru harcı toplamı 2.790,16 TL’nin davalı …Ltd. Şti.’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Yargılamada davacı tarafından yapılan 675,00 TL yargılama giderinin davada haklılık oranı gözetilerek (%94,86 oranına karşılık gelen kısmının) 667,88‬ TL’nin davalı …Ltd. Şti’den alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı …Ltd. Şti. Tarafından yapılan yargılama gideri 117,60TL’nin davada ret oranı (%5,14 oranı gözetilerek) 6,04 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
10-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesi gereği hesaplanan 23.630,40 TL nispi vekalet ücretinin davalı …Ltd. Şti’den alınarak davacı tarafa ödenmesine,
11-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı …Ltd. Şti. Yönünden davada ret sebebi farklı olduğundan AAÜT’nin 3/2. Ve 7/2. Maddeleri gereği davada reddolunan miktar üzerinden dava ön şart yokluğundan anılan davalı yararına hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalı tarafa verilmesine,
12-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı …Ltd. Şti. Yönünden davada ret sebebi farklı olduğundan AAÜT’nin 3/2. Ve 13/1. Maddeleri gereği davada reddolunan miktar üzerinden anılan davalı şirket yararına hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalı tarafa verilmesine,
13- Bu dosyada davacı tarafın açtığı ve reddine karar verilen gayri nakdi çek riski sebebiyle depo talebi davası yönünden kendisini bir vekil ile temsil ettiren davalılar yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 3/2. Maddesi gereği ret sebepleri farklı olduğundan her bir davalı şirket yönünden takdir olanan 1.290,00’şer TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirketlere ayrı ayrı ödenmesine,
14-HMK’nın 333. Maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
iii) Birleşen 2016/1492 Esas sayılı dava dosyasında;
1-İtirazın iptali davasına konu Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9277 Esas sayılı rehinin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde davalı … … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin borçlu sıfatı bulunmadığından pasif husumet yokluğu sebebiyle itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-İtirazın iptali davasının davalı … … Tic. San. Ltd. Şti. Bakımından KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9277 esas sayılı icra takip dosyasına davalı …Ltd. Şti’nin vaki itirazının kısmen iptali ile,
a) BCH Kredisi yönünden; 89.465,94-TL asıl alacak, 2.012,98-TL temerrüt faizi ve 100,65-TL BSMV olmak üzere toplam 91.579,57-TL,
b) Taksitli ticari kredi yönünden; 117.230,84-TL asıl alacak, 2.637,69-TL temerrüt faizi ve 131,88-TL BSMV olmak üzere toplam 120.000,41-TL,
c) Kredili mevduat hesabı yönünden; 5.213,86-TL asıl alacak, 65,69-TL temerrüt faizi ve 3,28-TL BSMV olmak üzere toplam 5.282,84-TL olmak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere
Genel toplamda (91.579,57-TL + 120.000,41-TL + 5.282,84-TL) 216.862,83-TL üzerinden, BCH kredisi yönünden 89.465,94 TL asıl alacağa yıllık % 54,00 oranında, taksitli ticari kredi alacağı yönünden 117.230,84 TL asıl alacağa yıllık %54 oranında, kredili mevduat hesabı yönünden 5.213,86 Tl asıl alacağa yıllık %30,24 oranında takip tarihinden itibaren temerrüt faizleri ve faizin %5 gider vergisi (BSMV) işletilerek icra takibinin DEVAMINA,
3- İtirazın iptaline karar verilen 216.862,83-TL alacağın takdiren %20’si oranında 43.372,56 TL icra inkar tazminatının davalı …Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacının fazlaya ilişkin nakdi kredi alacağına yönelik itirazın iptali talebinin davalı …Ltd. Şti. yönünden reddine,
5- Davacının gayri nakdi krediler yönünden depo talebinin reddine,
6- 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükmü gereği alınması gereken 14.813,89 TL karar harcından peşin alınan 2.760,96 TL karar harcı ile 29,20 TL başvuru harcı ve icra takip dosyasında alınan 1.143,02 TL peşin harç ile 29,20 TL başvuru harcı toplamı 3.962,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.851,51 TL harcın davalı …Ltd. Şti’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından 2.760,96 TL nispi karar harcı, 29,20 TL başvuru harcı toplamı 2.790,16 TL’nin davalı ….Ltd. Şti.’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Yargılamada davacı tarafından yapılan 675,00 TL yargılama giderinin davada haklılık oranı gözetilerek (%94,86 oranına karşılık gelen kısmının) 667,88‬ TL nin davalı …Ltd. Şti’den alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı …Ltd. Şti. Tarafından yapılan yargılama gideri 117,60TL’nin davada ret oranı (%5,14 oranı gözetilerek) 6,44 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
10-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesi gereği hesaplanan 23.630,40 TL nispi vekalet ücretinin davalı …Ltd. Şti’den alınarak davacı tarafa ödenmesine,
11-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı …Ltd. Şti. Yönünden davada ret sebebi farklı olduğundan AAÜT’nin 3/2. Ve 7/2. Maddesi gereği anılan davalı şirket yararına hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalı tarafa verilmesine,
12-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı ….Ltd. Şti. Yönünden davada ret sebebi farklı olduğundan AAÜT’nin 3/2. Ve 13/1. Maddeleri gereği davada reddolunan miktar üzerinden anılan davalı şirket yararına hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalı tarafa verilmesine,
13- Bu dosyada davacı tarafın açtığı ve reddine karar verilen gayri nakdi çek riski sebebiyle depo talebi davası yönünden kendisini bir vekil ile temsil ettiren davalılar yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 3/2. Maddesi gereği ret sebepleri farklı olduğundan her bir davalı şirket yönünden takdir olanan 1.290,00’şer TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirketlere ayrı ayrı ödenmesine,
14-HMK’nın 333. Maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
D)1-İstinafa başvuran davalı şirketler yetkili temsilcisi tarafından birleşen 2016/1401 ve 2016/1492 esas sayılı itirazın iptali dava dosyalarında ayrı ayrı yatırılan 3703,47’şer TL istinaf nispi karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran davalı tarafa verilmesine,
2-İstinafa başvuran davalı şirketler yetkili temsilcisi tarafından her bir birleşen dosya için yatırılan 242,60 TL (121,30 TL x 2) istinaf başvuru harcı ile 60,80 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere 303,40 toplam TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinafa başvuran davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi .02/12/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.