Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1625 E. 2022/508 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2019
NUMARASI …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2018
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı … yönünden reddine, diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 356. Maddesi uyarınca duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlulardan … …Ltd. Şti. İle müvekkili banka arasında imzalanan kredi genel sözleşmesini davalı gerçek kişilerin müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, vadesinde ödenmeyen kredi alacağının tahsili için davalılara keşide edilen Adana 3. Noterliği’nin 15.05.2018 tarihli kat ihtarına rağmen başlatılan ilamsız icra takibinde icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra takibinin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davalılar süresinde cevap dilekçesi sunmamış, davalılar … ve … … ön inceleme duruşmasında davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; davalı şirketin genel kredi sözleşmesindeki Kayseri icra dairelerinin yetkili olacağına dair hükmü kabul ettiği, TTK’nın 7. Maddesine göre davalı müteselsil kefillerin de sözleşmedeki yetki şartı ile bağlı bulunduğu, davalı …’nın kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imzaladığı 12.03.2014 tarihinden önce davalı şirket ortaklığından ayrıldığı, kefalet tarihinde evli olduğu halde eş rızası alınmadığından geçersiz olduğu, bu sebeple davalı … hakkında açılan davanın reddi gerektiği, talep olunan akdi ve temerrüt faizi oranlarının kredi sözleşmesi hükmüne uygun olarak belirlendiği, bilirkişi raporuna göre diğer davalılar ……. … aleyhindeki davasının kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dava konusu ilamsız icra takibinde davalı-borçluların 207.514,94 TL asıl alacak, 18.209,55 TL işlemiş akdi faiz, 449,42 TL işlemiş temerrüt faizi, 22,48 TL BSMV, 420,61 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 226.617,20 TL’ye yönelik itirazın iptali ile asıl alacağın takip tarihinden işleyecek %39,00 temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, %20 oranında (41.502,98TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçlular ….. alınarak davacı alacaklıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemeye sunulan delil dilekçesi ekinde eş rızasının da yer aldığını, mahkemece taraflarca imzalanan yapılandırma protokolünün göz ardı edildiğini, davalı … tarafından işbu protokol ve ödeme planının imzalandığını, bu tarihte de davalının eşinin rızasının alındığını, yapılandırma protokolü ile eski kredi borcu kapatılarak adeta yeni kredi kullandırıldığını, bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmediğini, yerinde inceleme yapan bankacı bilirkişi vasıtasıyla kefaletin geçerli olduğunun kabulü ile davalı kefilin borcunun hesaplandığını, bilirkişi raporunda kefaletin geçersizliğine ilişkin tespitte bulunulmadığından bu konuda müvekkili banka tarafından herhangi bir açıklamada bulunulamadığını, oysa bu hususun yeniden incelenmesi gerektiğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, kredi genel sözleşmesini asıl borçlu sıfatıyla imzalayan davalı şirkete kullandırılan kredi alacağının tahsili için davalı asıl borçlu şirkete ve davalı kefillere karşı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalı … yönünden kefaletin geçersizliği sebebiyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu ilamsız icra takip dosyasında; 25.05.2018 tarihinde başlatılan takipte 207.514,94 TL asıl alacak, 18.209,55 TL işlemiş %26 akdi faiz, 43.506,99 TL işlemiş %39 temerrüt faizi, 2.812,53 TL BSMV, 420,61 ihtarname masrafı olmak üzere toplam 272.464,62 TL talep edilmiştir.
Davada harca esas değer 272.464,62 TL olarak gösterilmiş davalı asıl borçlu şirket yönünden 40.000 TL ipotek bedeli mahsup edildikten sonra 232.464,62 TL üzerinden davalı asıl borçlu şirketin sorumlu olduğu belirtilerek davada harç bu miktar üzerinden yatırılmıştır.
Öncelikle, davalı kefil … tarafından dava konusu ilamsız icra takibinde süresinde icra dairesinin yetkisine itiraz ederek yerleşim yerinin bulunduğu … icra müdürlüğünün takipte yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de davalı asıl borçlu şirket ile imzalanan davalının kefaletinin bulunduğu 12.03.2014 tarihli kredi genel sözleşmesinin 19. Maddesindeki işbu sözleşmeden doğan anlaşmazlıklarda Kayseri icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olacağına dair yetki şartı TTK’nın 7. Maddesindeki teselsül karinesi hükmü gereği davalı kefili de bağlayacaktır. Bu durumda davalının icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı da yerinde değildir.
Uyuşmazlık, dava ve takip konusu 12.03.2014 tarihli kredi genel sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı …’nın, kefalet tarihinde eş rızasının bulunup bulunmadığı, dolayısıyla TBK’nın 584. Maddesi gereği kefaletinin geçerli olup olmadığı, dava ve takip konusu kredi alacağının yeniden yapılandırma protokolünden mi yoksa davalının kefalet imzasının bulunduğu 12.03.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinden mi kaynaklandığı noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekirse; dosyadaki nüfus kaydına göre söz konusu kredi sözleşmesine kefalet tarihi itibarıyla evli olduğu anlaşılan davalı … dosyadaki …. … … …. (….) 16.04.2013 tarihli sayısında ilan edildiği üzere davalı asıl borçlu şirketin ortaklığından işbu kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten önce 18.03.2013 tarihinde ayrıldığı anlaşılmış olmakla birlikte dosyadaki TTSG’nin 27.05.2015 tarihli sayısında ilan edildiği üzere davalı …’nın davalı asıl borçlu şirket olan ……Ltd. Şti’deki müdürlük görevi 11.03.2015 tarihinde alınan genel kurul kararı ile sona ermiştir. O halde davalı …, 12.03.2014 tarihli kredi sözleşmesine kefil olduğu tarihte aynı zamanda asıl borçlu şirketin yetkili müdürü olduğuna göre TBK’nın 584/3. Maddesi gereği eş rızası aranmayacağından kefaletinin geçerli olduğunun kabulü gerekir.
Diğer taraftan, Adana 3. Noterliği’nce düzenlenen 11.05.2018 tarihli hesap kat ihtarı davalı asıl borçlu şirkete tebliğ edilip kredi borcu takip tarihi itibarıyla ödenmediğinden TBK’nın 586. Maddesi gereği davalı müteselsil kefil olan …’ya başvuru koşulu da gerçekleşmiştir. Davalı borçlu kefil …’ya tebliğe çıkarılan kat ihtarında asıl alacak 207.514,94 TL olarak gösterilmiş olup davalı kefile kat ihtarı 21.05.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, 1 günlük atıfet süresinin dolduğu 23.05.2018 tarihi itibarıyla davalı temerrüde düşmüştür. Dava konusu ilamsız icra takibi ise 25.05.2018 tarihinde başlatılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı şirketin yeniden yapılandırılan taksitli kredinin 29.07.2017 tarihli taksiti ödendikten sonra kalan 215.582,60 TL asıl alacak tutarından 8.340,96 TL tahsilat düşüldükten sonra kalan 207.514,94 TL asıl alacak bakiyesine hesap kat tarihine kadar akdi faiz üzerinden yapılan hesaplamaya göre 25.609,42 TL %15,48 üzerinden işlemiş akdi faiz, 1.280,47 TL BSMV olmak üzere toplam 234.404,83 TL, nakit alacağının bulunduğu, temerrüt tarihi 23.05.2018 tarihine kadar yapılan akdi faiz üzerinden hesaplamaya göre; 234.404,83 TL asıl alacak, 1.209,53 TL işlemiş faiz ve 60,48 TL BSMV olmak üzere 235.674,84 TL nakit alacağının bulunduğu, davacı bankaca Merkez Bankasına bildirilen en yüksek kredi faiz oranının %26 olduğu faizin %50 fazlasının %39 olduğu, bu oranın sözleşmenin 12. Maddesine uygun olduğu, icra takip tarihi 25.05.2018 itibarıyla 235.674,84 TL, 510,63 TL işlemiş faiz, 25,53 TL BSMV ve 420,61 TL masraf olmak üzere takipte talep edebileceği toplam alacak miktarının 286.790,39 TL olduğu, davacı bankanın taleple bağlılık kuralı gereği icra takibinde talep edebileceği kredi alacağının 207.514,94 TL asıl alacak, 18.209,55 TL kat öncesi işlemiş akdi faiz, 449,62 TL işlemiş faiz, 22,48 TL BSMV ve 420,61 TL masraf olmak üzere toplam 226.617,20 TL talep edebileceği, dava tarihinden önce herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
Dairemizce dava ve takip konusu kredi alacağının davacı banka vekilinin istinaf dilekçesinde de bildirdiği üzere yeniden yapılandırma protokolünden mi davalı …’nın kefalet imzasının bulunduğu 12.03.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinden mi yoksa kredi sözleşmesinden mi kaynaklandığı hususunda ek rapor alınmak üzere duruşma açılmasına karar verilmiştir. Dairemizce Kayseri Nöbetçi Asliye … Mahkemesine talimat yazılarak davacı bankanın kredi kullandıran … Şubesi kayıtları üzerinde bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişiye HMK’nın 278/4. Maddesi gereği yetki verilerek inceleme yapılması hususunda rapor alınması istenilmiş olup, talimata cevaben düzenlenen bilirkişi raporunda; davacı banka ile davalı asıl borçlu … …. Arasında imzalanan 12.03.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinin geçerli olduğu, davacı banka tarafından takibe konu yapılandırma kredisinin yapılandırma tarihinde asıl borçlu … … İnş. …. imzalamış olduğu protokol ve ödeme planı gereğince kullandırıldığı, davacı banka tarafından davalı asıl borçlu … …..bankaya olan mevcut borçlarının yapılandırılması amacıyla anılan asıl borçlu şirketle protokol imzalandığı belirtilmiştir.
Davacı banka tarafından istinaf başvuru dilekçesi ekinde sunulan dava ve takip konusu kredi alacağının yeniden yapılandırılmasına ait olduğu bildirilen protokol bila tarihli olup protokolde genel kredi sözleşmesinin ayrılmaz bir eki olduğu 1. Maddede belirtilmiştir. Davacı banka vekili istinaf başvuru dilekçesi ekinde 01.03.2016 tarihli davalı …’nin eşi … …’nın kefalete rıza belgesini de ibraz etmiştir. Şu halde davalı …’nın kefalet imzasının bulunduğu 12.03.2014 tarihli genel kredi sözleşmesine kefaleti geçerli olduğuna, dava ve takip konusu kredi alacağı da işbu genel kredi sözleşmesinin eki niteliğindeki yeniden yapılandırma protokolüne istinaden kullandırılmış olup bağımsız, ayrı bir kredi sözleşmesi imzalanmadığına göre, davalının söz konusu protokol yönünden de TBK’nın 583. Maddesindeki nitelikli kefalete ilişkin şekli koşullar ile aynı yasanın 584. Maddesindeki eş rızasının varlığı koşulu aranmayacağının kabulü ile davalı …’nın 12.03.2014 tarihli genel kredi sözleşmesine kefaletinin geçerli olduğu gözetilerek işbu kredi sözleşmesine istinaden imzalanan yeniden yapılandırma protokolünden doğan dava ve takip konusu kredi alacağından ilk derece mahkemesince alınan Dairemizce dosya kapsamına ve oluşa uygun, ayrıntılı, objektif ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporunda hesaplanan 207.514,94 TL asıl alacak, 18.209,55 TL kat öncesi işlemiş akdi faiz, 449,62 TL işlemiş faiz, 22,48 TL BSMV ve 420,61 TL masraf olmak üzere toplam 226.617,20 TL kredi alacağından sorumlu tutulması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı banka vekilinin davalı … yönünden istinaf sebeplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karar davalı … yönünden kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, davalıların Kayseri 1.İcra Müdürlüğünün 2018/5813 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte 207.514,94 TL asıl alacak, 18.209,55 TL işlemiş akdi faiz, 449,42 TL işlemiş temerrüt faizi, 22,48 TL BSMV, 420,61 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 226.617,20 TL’ye yönelik itirazın iptali ile taksitin anılan miktarlar üzerinden, hüküm altına alınan 207.514,94 TL asıl alacağa takip tarihinden %39,00 temerrüt faizi işletilmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava ve takip konusu kredi alacağı genel kredi sözleşmesinin eki yeniden yapılandırma protokolünden kaynaklanmakta olup İİK’nın 67. Maddesi anlamında likit (bilinebilir, belirlenebilir) bir alacak niteliğinden ve davalının da itirazı haksız olduğundan asıl alacak miktarı 207.514,94 TL.nin %20’si oranında hesaplanan 41.502,98TL icra inkâr tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile Kayseri 1. Asliye … Mahkemesinin 25/06/2019 gün ve 2018/518 esas 2019/585 Karar sayılı kararının davalı … yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, davalıların Kayseri 1.İcra Müdürlüğünün 2018/5813 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte 207.514,94 TL asıl alacak, 18.209,55 TL işlemiş akdi faiz, 449,42 TL işlemiş temerrüt faizi, 22,48 TL BSMV, 420,61 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 226.617,20 TL’ye yönelik itirazın iptali ile taksitin anılan miktarlar üzerinden, hüküm altına alınan 207.514,94 TL asıl alacağa takip tarihinden %39,00 temerrüt faizi işletilmek sureti ile devamına,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen asıl alacak miktarı 207.514,94 TL.nin %20’si oranında hesaplanan 41.502,98TL icra inkâr tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-6219 Sayılı Kanunun geçici 5. maddesi uyarınca harçtan muaf olan davacı banka tarafından davada ve icra takip doyasında mahsubu gereken başlangıçta alınan bir harç bulunmadığından 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 15.480,22 TL nispi karar harcı ile 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 15.560,92 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 16 tebligat gideri 188,40 TL, 1 elektronik tebligat gideri 4,50 TL, 2 müzekkere gideri 26,00 TL ve bilirkişi ücreti 550,00 TL olmak üzere toplam 768,90 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan harç, yargılama gideri ve yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
8-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 13/2. Maddeleri gereği hesaplanan 24.313,20 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak (davalılar … …Ltd. Şti. Ve … …’nın ilk derrece mahkemesince verilen ve kesinleşen hükümdeki 19.547,03 TL ye kadar olan kısmından sorumlu olmaları kaydıyla) davacıya verilmesine,
C) 1-İstinafa başvuran davacı banka 6219 Sayılı Kanunun geçici 5. maddesi uyarınca harçtan muaf olup tahsil olunan istinaf başvuru ve karar harcı bulunmadığından iadesi yönünde hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-İstinaf yargılaması sırasında yapılan 130,50 TL tebligat gideri ve müzekkere ücreti 100,00 TL dosya gönderme ücreti toplam 140,50 TL istinaf giderinin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-İstinaf yargılaması sırasında hazır bulunan ve istinaf incelemesi sonucunda haklı çıkan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin ikinci kısmının 2. Bölümünün 17/c bendi gereği belirlenen 5.100,00 TL istinaf vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/04/2022 10:36:29

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.