Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1573 E. 2021/1234 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …..

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2019
NUMARASI :……
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/09/2018
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2021

Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiası ile başlatılan icra takibinin itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı … …Ltd. Şti. arasında 24/08/2016 tarihli 4.000.000,00 TL limitli kredi çerçeve sözleşmesi düzenlendiğini, davalının da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşme uyarınca asıl borçlu şirkete muhtelif tarihlerde ve tutarlarda kredi kullandırıldığını, kullandırılan kredilere ilişkin yükümlülüklerin zamanında yerine getirilmemesi üzerine Beşiktaş 17. Noterliğinden 10/11/2017 tarih ….. yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, verilen süreye karşın borcun ödenmemesi üzerine Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün…… sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile inkar olunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kefalet sözleşmesinin yasada aranan şartları taşımadığından geçersiz olduğunu, kefalet sözleşmesinde müvekkilinin ne kadar süreyle kefil olacağı hususunda düzenleme bulunmadığını, kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu varsayımında bir adet sözleşmede imzası olduğunu, icra takibinde 3 adet sözleşmenin belirtildiğini, müvekkilinin imzaladığı sözleşmenin 24/08/2016 tarih 4.000.000,00 TL limitli sözleşme olduğunu, ayrıca müvekkilinin kefaleti şahsi olup, eş rızasının zorunlu unsur olduğunu, eş rızasının da alınmadığını, bu haliyle de kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yapılan inceleme, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; bilirkişi raporundaki nakit alacak ile ilgili hesaplamanın sunulan belgeler, ekstreler, genel kredi sözleşmesindeki hükümler, faize ilişkin genelgeler de nazara alındığında yerinde olduğu, dava dışı asıl borçlunun nakit alacağa konu icra takip tarihi itibariyle borcunun 970.765,43 TL asıl alacak, 88.784,82 TL işlemiş faiz, 4.434,25 TL BSMV olmak üzere toplam 1.063.984,50 TL olduğu, raporda ayrıca noter masrafı olarak 1.896,44 TL olarak belirtilmiş olup, davacı tarafça icra takibine konu masraf kalemindeki 5.614,65 TL’nin açılımına ilişkin sunulan belgelerde 5.536,00 TL ve 2,00 TL’sinin icra takibinin peşin harcına ilişkin olduğu bildirilmiş olup, harç hesaplamasında nazara alınacağı, masraf kalemi altında değerlendirilemeyeceğinden borç hesabında nazara alınmamış, 63,00 TL ve 13,59 TL olmak üzere 76,59 TL’lik kısım ise icra takibinden önce ihtiyati haciz talebine konu teminatın komisyon bedeline ilişkin olup, ihtiyati hacze yönelik masraf niteliğinde olmakla gider kaleminde istenebileceği anlaşılmakla bu miktar da eklenerek toplam 1.064.061,09 TL nakit alacağa itiraz yerinde görülmeyerek bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin nakit alacak ve gayrinakit alacağa yönelik … depo ve teminat mektubu depo istenilmiş ise de; kredi sözleşmesinde kefilin … deposu ve teminat mektubu deposuna yönelik sorumlu olacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece açılan davanın kısmen red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın tümden kabulünün gerektiği,
Kefalet sözleşmesinin 2.maddesinin 8.fıkrasında kefillerin, müşteri ile banka arasındaki tüm sözleşme maddelerini okuduğunu bu maddelerin de kendilerine aynen uygulanacağı hususlarını kabul ve taahhüt ettiklerini, kredi çerçevesi sözleşmesinde de gayri nakdi alacağa yönelik müşteri yönünden düzenlemeler yapıldığını, bu nedenle asıl borçlu firmanın doğmuş ve doğacak asaleten ve kefaleten nakdi ve gayri nakdi risklerine davalı gerçek kişilerin kefaleti bulunduğunu, gayri nakdi krediler yönünden açılan davanın kabulü gerektiğini,
Merkez bankasına bildirilen en yüksek faiz oranının %50 si olan %39 oranda sözleşmenin 4.2 maddesi gereğince temerrüt faizi talep haklarının bulunduğunu, sözleşme hükmünde herhangi bir çelişki bulunmadığını, borçlu menfaatine olan %50 fazlanını talep edildiğini, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu,
Bilirkişi raporunda ana para hesabında hata yapıldığını, farkın neden kaynaklandığını anlaşılamadığının
5.536 TL ve 2,00 TL’lik masrafın borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle yapılmış olan icra takibine ilişkin olduğunu, bu nedenle bu masraf talebine eklenmesi gerektiği halde bu talebin de reddedildiğini, bu nedenlerleilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili isteğiyle girişilen icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı – alacaklı tarafından davalı – borçlu … ile dava dışı …, …, …,…… hakkında 24/08/2016 tarih 4.000.000,00 TL’lik kredi çerçeve sözleşmesine dayalı olarak 977.384,23 TL asıl alacak, 125.667,69 TL işlemiş faiz, 6.283,38 TL BSMV, 5.614,65 TL masraf olmak üzere 1.114.949,95 TL nakit alacak ile 177.220,00 TL tutarında mer-i teminat mektubu ve … yapraklarına konu gayrinakit alacağın deposu istemiyle ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde itirazın üzerine takibin davalı yönünden durdurulduğu,
24/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinin incelemesinde … … şubesi ile … …Ltd. Şti. arasında 4.000.000,00 TL limit ile düzenlendiği aynı limitle …’nın sözleşmede müteselsilen kefalet imzası bulunduğu, kredi sözleşmesinde teminat mektubu deposu ve … deposuna ilişkin kefile yönelik açık bir hükmün bulunmadığı,
Beşiktaş 17. Noterliğinden 10/11/2017 tarih …… yevmiye no ile çekilen kat ihtarında, keşidecisinin … … şubesi muhataplarının … ……… … ve müşterekleri olduğu toplam 862.950,54 TL nakit 292.470,78 TL gayri nakit alacağın depo edilmesini istendiği asıl şirkete çıkaran tebligatın bila ikmal iade olduğu, … ise 14/11/2017 tarihinde tebligatın yapıldığı, 1 günlük ödeme süresi içerisinde borç ödenmediğinden temerrüdün 16/11/2017 tarihinde gerçekleştiği,
Davacı vekili, 17/07/2019 tarihli oturumdaki beyanında icra takibindeki masraf kaleminin takip talepnamesinde miktarını belirttiklerini, neler olduklarına ilişkin belge örneklerini sunmak üzere süre isteğinde bulunmuş 18/07/2019 tarihli dilekçe ekinde takipteki masraf kalemine ilişkin 5.614,59 TL’lik masrafa yönelik belge örneklerini sunmuş, bunların 5.536,00 TL’lik ile 2,00 TL’lik olanların icra takibindeki peşin harca, 63,00 TL ile 13,59 TL’lik olanların icra takibinden önce ihtiyati haciz talebinin teminatına ilişkin teminat mektubunun komisyon bedeline yönelik olduğunu bildirmiştir.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı banka ile dava dışı şirket arasında 24/08/2016 tarihli 4.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmede davalı … nın da aynı limit ile müteselsil kefaletinin bulunduğunu, davalının ayrıca davalı şirketin ortağı olduğunu, bu nedenle kefalette eş rızasına gerek olmadığına, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, kat ihtarına asıl borçlu şirket ile davalı … ya 14/11/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, borç ödenmediğinden 16/11/2017 tarihi itibariyle temerrütün gerçekleştiğini, banka şubesinde yerinde inceleme yapıldığını, sözleşmenin 4.2 maddesinde temerrüt faizine ilişkin düzenleme yapıldığını, ayrıca genel mektupta da temerrüt faizine ilişkin açıklama bulunduğunu, sözleşme hükmü ile genel mektup arasında temerrüt faiz oranından çelişki bulunduğunu, Yargıtay 19.hukuk Dairesinin emsal içtihatlarına göre temerrüt faizinin bankanın kat tarihinde fiilen uyguladığı, akdi faiz oranı belirlendikten sonra temerrüt faizini belirlenmesi gerektiğini, bankanın … krediler için fiilen uyguladığı akdi faiz oranının %16.50 olup bu oranın %100 ünün ise %33 olacağını, temerrüt faizinin bu oran üzerinden hesaplanması gerektiğini, 40.000,00 TL’ lik teminat mektubunun takipten önce nakde çevrildiğini, davacı bankanın … kredisi 3 adet taksitli kredisi, … yaprağı yasal ödemesi , nakde çevrilen teminat mektubu, business karttan ötürü toplam 970.765,43 TL asıl alacak 88.784,82 TL işlemiş faiz 4.434,25 TL BSMV 1.896,44 TL’lik noter masrafı olmak üzere toplam 1.065,880,94 TL alacağın bulunduğunu, takip tarihinden itibaren asıl alacağı %33 temerrüt faizi uygulaması gerektiği, ayrıca 160.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun dava tarihinden sonra nakde çevrildiğinden infaz sırasında dikkate alınması gerektiği , halen 7.870.78 TL lik teminat mektubunun deposu gerektiğini, davacı bankaca takip talebinde teminat mektupları ve … yaprakları deposu olarak toplam 177.220,00 TL talep edilmesine rağmen ihtarname ekinde teminat mektubu ve … deposu olarak 292.470 TL nin istendiği aradaki farkın neden kaynaklandığı anlaşılamadığı bankaca da bu farklılığın sebebinin açıklanmadığı 84.650,00 TL’lik … deposu talep edilmesine rağmen asıl borçlu şirketin … deposu sorumluluğunun 14.140,00 TL olduğu ayrıca kefilin … deposu sorumluluğuna ilişkin sözleşmede hiçbir hüküm bulunmadığını belirtilmiştir.
Somut olaya gelince ; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … … Ltd. Şti. arasında 4.000.000,00 TL limitli 24/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davalının kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla aynı limit ile sorumlu olmak üzere imzaladığı, davalının asıl borçlu şirketin ortaklarından olup, kefaletin geçerliliği için eş rızasının ortak olmakla ayrıca gerekmediği, kefaletin geçerli olduğu, kullandırılan kredi kapsamında borcun ödenmemesi üzerine, hesabın davacı bankacı kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine eldeki davanın açıldığı, dosya kapsamına uygun gerekçeli denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin raporunda da açıklandığı üzere, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 4.2 maddesinde temerrüt faizine ilişkin düzenleme yapıldığı, yapılan düzenlemede herhangi bir oran belirtilmediği halde bankaca takip talebinde temerrüt faizinin %39 istendiği, bankanın temerrüt faizini Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, hesap kat tarihi itibariyle uygulanan en yüksek akdi faiz üzerinden talep hakkı bulunduğu, bankacı bilirkişi tarafından yerinde yapılan incelemede hesap kat tarihinde fiilen uyguladığı, en yüksek faizin %16.50 olduğu sözleşmede bu oranın %100 ünün temerrüt faiz oranı olarak istenebileceğinden temerrüt faizinin bu durumda %33 olup, hesaplamada bu oran üzerinden yapılması gerekiği, davacı bankaca her ne kadar bu orana itiraz edilmiş ise de temerrüt faizine baz olarak akdi faizin hesap kat tarihi itibariyle daha yüksek olduğunun somut bilgi belgelerle ispatlanamadığı, bu hale göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın 970.765,43 TL asıl alacak 88.784,82 TL işlemiş faiz 4.434,25 TL BSMV 76.59 TL ‘ ihtiyati haciz masrafı olmak üzere, toplam 1.064,061,09 TL nakit alacağı bulunduğu, anlaşılmakla nakdi alacak talebinin bu kısım üzerinden Kısmen Kabulüne, yönelik İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2018 tarih ve ……. Karar sayılı emsal içtihatında “…… sayılı Bankalar Kanunu’nda “gayri nakdi kredi” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, 5941 sayılı … Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında … defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti, sözü edilen Kanun gereğince bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her … yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya … hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız … bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun, 27.12.2017 tarih, 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararı).
Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, … Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında … defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle … depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki … yaprakları nedeniyle bankanın … Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir. Eldeki kredi sözleşmesinde ise depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmamaktadır….”, denilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun içtihatı ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı bankaca takip tarihi itibariyle 177.220,00 TL teminat mektubu ve … bedeli kredisinden kaynaklanan risk bulunduğundan bahisle depo istemlerinin devam ettiği, ilk derece mahkemesince gayrinakdi alacağın depo edilmesine yönelik talebin reddi kararının hatalı olduğundan kaldırılması talep edilmiş ise de, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … … Ltd. Şti. Arasında imzalanan 4.000.000,00 TL limitli 24/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde asıl borçlu müşteri yönünden sözleşmede düzenleme yapılmış olmakla, davacı bankanın dava dışı şirket lehine vermiş olduğu teminat mektubu ve … bedelinin bankaya depo edilmesini ancak asıl borçlu olan dava dışı şirketten isteme hakkı bulunmaktadır.
Öte yandan, sözleşmenin müteselsil kefili olan davalının ise imzalanan genel kredi sözleşmesinde kefilin gayri nakdi kredilere yönelik (teminat mektubu ve … bedelinin) depo sorumluluğuna ilişkin herhangi bir özel bir düzenleme bulunmadığı gibi henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceğinden davalı olan müteselsil kefil yönünden depo isteminin reddi gerekmektedir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince bu yönde verilen karar usul ve yasaya uygundur (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 20/03/2018 tarih ve 2016/16494 esas sayılı ile 2018/1375 karar sayılı emsal içtihatları).
Diğer yandan, davacı bankanın, 5.536,00 TL ve 2,00 TL lik masrafın icra takibine ilişkin olması ve bu masrafın da masraf kalemine eklenmesine yönelik istinaf başvurusuna gelince, istinaf dilekçesine ekli 2,00 TL ve 5.536,06 TL bedelli dekontların……. Ankara 4.İcra Müdürlüğünün kambiyo senedine yönelik haciz başlatılmasına yönelik olduğu, eldeki davanın ise ilamsız takibine yönelik açılan itirazın iptali davası olup, mahkemece yargılama sonunda Ankara 4. icra Müdürlüğü’nün…..takip sayılı dosyasında yatırılan harcın masraf kaleminde mahsubuna karar verildiği, davacı ve yanın dayandığı dekontların ise dava konusu olayla bir ilgisinin bulunmadığı, anlaşılmakla bu kısma yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/11/2021

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.