Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1520 E. 2021/1273 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2019
NUMARASI :….
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/10/2018
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların münfesih … …. ortakları olduğunu, davalının …’da kurulu … … … şirketinin işleri için …’ya gittiğini, 2007-2010 yılları arasındaki usulsüz ticaretinden dolayı dolandırıcılık iddiasıyla … tarafından tutuklandığını, …’na karşı imal etmeyi yüklendiği işleri Türkiye’den ithal etmek suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunmak isnadıyla 16 ay tutuklu kaldığını, …’nın işleri iptal etme ve ödemeleri geciktirmeye başladığını, müvekkilinin yasaklı şirket ve kişiler listesine alındığını, …’da iş alınmasının önünün kapandığını, şirketin fiilen çalışamaz hale geldiğini, şirkete ait boş fatura ve sevk irsaliyeleri ile diğer evrakların vergi dairesince teslim alındığını, şirketin … sicilinden resen sicilden terkin edildiğini, şirketin büyük bir itibar prestij ve güç kaybına uğradığını, müvekkilinin kurucusu olduğu ve çocuğu gibi büyüttüğü şirketin yasaklılar listesine alınıp terk ve tasfiye edilmesinin hayallerinin yok olmasına neden olduğunu, manevi zarara uğradığını, şirketin tasfiyesi nedeniyle şirketten kar payı alma imkanının ortadan kalktığını, gayrimenkulunü erken satmak zorunda kaldığını, sözleşme nedeniyle kullandığı krediden dolayı faiz zararı doğduğunu, son dönem bilanço ve mizanına göre devletten KDV iadesi alacağı mevcut olduğunu, irade tasfiye halinde taşınmaz değerinin yarısı ve KDV iade alacağının yarısı kadar tasfiye payı ödeneceğini, şirketin tasfiye edilip terkin edilmesi nedeniyle alacaklarının da tahsil edilmediğini ve tasfiye payının ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın 14/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; delil olarak sunulan fesih belgelerini çoğunun müvekkilinin tutuklanmasından önceki tarihleri taşıdığını, müvekkili hakkında herhangi bir iddianame hazırlanmadığını, davanın yanlış açıldığının ispatlandığını, müvekkilinin mağdur olduğunu, olaylar sırasında davacının şirket müdürü olarak görev yaptığını, şirketteki hisse oranını yükselttiğini, Amerikan kanunlarına göre sözleşme bağlanmasının askıya alınmasının mevcut sözleşmelere bir etkisinin bulunmadığını, sözleşmenin feshi ile müvekkilinin tutukluluk hali arasında illiyet bağı bulunmadığını, KDV iadesi alacağının yıllarca biriken bir alacak olduğunu, …’daki işlerden dolayı şirkete para girişi yapıldığını, davacının yasaklılık sebebinin üretim müdürü olmasından kaynaklandığını, davacının hatalı mal ürettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalının …’da, … Bakanlığı’na karşı imal etmeyi yüklendiği işleri Türkiye’den ithal etmek suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunmak, usulsüz ticaretten dolayı dolandırıcılık iddiasıyla 16 ay tutuklu kalması nedeniyle …’nın siparişleri iptal edip ödemeleri geciktirdiği, tarafların ortak, davacının yönetici olduğu şirketin yasaklı şirket ve kişiler arasına alındığı, …’dan iş alınmasının önünün bu nedenle kapatıldığı, şirketin fiilen çalışamaz hale geldiği, şirketin zarara uğradığı, zorunlu olarak tasfiye ve terkini nedeniyle şirketin alacaklarının tahsil edilemediği, kendi payının ödenmediği ileri sürülerek davacı tarafından lehine maddi ve manevi tazminat talep edildiği, tarafların münfesih …. ortakları olduğu, 6102 sayılı TTK’nun 555. maddesinde yer alan pay sahiplerinin tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebileceği hükmü uyarınca ortağın dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisine değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin doğrudan zarar görmediğinin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, ihale yasaklıları listesine müvekkilinin alındığını, doğrudan maddi ve manevi zarar gördüğünü, kişilik haklarının ihlal edildiğini, davalının ortaklık faaliyeti dışındaki eylemi nedeniyle ABD’de tutuklanmasının müvekkili yönünden haksız fiil niteliğinde olduğunu, ortağı olunan şirket ile müvekkilinin yasaklılar listesine alınması sonucu şirketin fiilen terk duruma düşerek tasfiye olduğunu, müvekkilinin meydana gelen olaylar nedeniyle hayallerinin yok olduğunu, ortak olunan şirket tasfiye edildiğinden davalının tutuklanması nedeniyle uğranılan zararın şirket adına talep edilmesinin mümkün olmadığını, davalının müvekkilinin doğrudan ve dolaylı zararından sorumlu olduğunu, doğrudan uğranılan manevi zarar göz ardı edilerek hem maddi hemde manevi tazminata ilişkin tüm taleplerin reddine karar verilmesinin usulsüz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket müdürünün haksız eylemi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… … … sicil gazete ilanları, davalının …’u dolandırdığına ilişkin yapılan haber suretleri, Ankara … Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, Ankara 7. Asliye … Mahkemesinin…. Karar sayılı dava dosyası dosya içerisinde yer almaktadır.
İşbu dava Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, mahkemece ….. Karar sayılı kararla, açılan davada asliye … mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin…. Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Anılan karar üzerine dosya Ankara 11. Asliye … Mahkemesi’ne tevzi edilmiştir.
Davacı yan …… müdürü olan davalının dolandırıcılık nedeniyle ABD’de tutuklandığını, şirket müdürünün tutuklanması üzerine ortağı olunan şirket ve kendisinin yasaklılar listesine alındığını, şirketin fiilen çalışamaz hale gelip … sicilinden terkin edildiğini, kendisinin kurarak büyüttüğü şirketin terkin edilmesi nedeniyle üzüntü duyduğunu, maddi ve manevi zarara uğradığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının maddi ve manevi tazminatı TTK’nun 555.maddesi uyarınca şirkete verilmek üzere talep edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesindeki anlatımdan davacının kendisinin ve ortağı olduğu şirketin yasaklılar listesine alınması nedeniyle manevi olarak zarara uğradığını, kendisinin kurup büyüttüğü şirketin davalının eylemleri sonucu fiilen çalışamaz hale gelmesinden üzüntü duyduğunu iddia ederek davalıdan maddi tazminat talebinin yanı sıra manevi tazminat talebinde de bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece ise davacının manevi tazminat talebini ancak ortağı olunan şirkete verilmek üzere talep edebileceği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Yukarıdaki anlatım karşısında iddia edilen manevi zarar ortağı olunan şirketin uğradığı manevi zarar olmayıp doğrudan davacının uğradığı iddia edilen manevi zarardır.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının iddiasının doğrudan uğradığı manevi zararın davalıdan tahsiline yönelik olduğu gözetilerek manevi zarara yönelik deliller toplanıp davacı talebi hakkında bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken talebin dava dışı ortak olunan şirketin manevi zararı olarak değerlendirilip bu kabul çerçevesinde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince manevi tazminat hakkında verilen kararın isabetsiz olduğu gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 11. Asliye … Mahkemesi’nin 23/01/2019 tarih ve … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacının kendi manevi zararına yönelik iddiası gözetilerek bu kapsamda deliller toplanıp değerlendirme yapılmak üzere dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacının yatırmış olduğu 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/11/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.