Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
…
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2019
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 16/06/2016
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2022
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı temsilcisi süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı temsilcisi dava dilekçesinde özetle; şirketin yazılı talimatı ile banka hesabına kayden toplam 16.000.000,00 TL kredinin virman yoluyla yatırıldığını, hesapta bulunan paranın çekilmesi için yazılı talimat mevcut olmamasına rağmen banka yetkililerinin önce firma hesabına bloke koyduklarını, sahte dekontlar düzenleyerek paraları farklı banka hesaplarına göndermek suretiyle çektiklerini, genel müdürlük talimatları doğrultusunda şube yetkililerince işlemlerin gerçekleştiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: para aktırımı yapıldığı iddia edilen hesapların yine davacının farklı hesapları olduğunu, davacı şirketin kredi hesaplarının kat edildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle şirket aleyhine takip başlattıklarını, davalının kötüniyetli olarak takip işlemlerini uzatmak amacıyla dava açtığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin diğer davalı … A.Ş.’nin genel müdürü olarak görev yaptığını, davaya konu uyuşmazlık ile şahsi olarak hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda kredilerin kapatma işlemlerine ilişkin olarak düzenlenen dekontlarda davacı firmayı temsile yetkili kişinin imzası bulunmadığı, söz konusu kredilerin borcunun kapatma dekontlarında yer alan işlemlerin davacı firmanın mevduat hesabındaki kredi kapatma işlemleri ile uyumlu olup birbirini teyit ettiği, dekontlar ile yapılan işlemlerin davacı firmanın hesabından başka bir firmanın veya şahsın hesabına para aktarımı işlemi olmadığı, davacı firmanın hesabından çıkan paranın tamamı ile yine davacı firmanın davalı bankaya olan kredi borcunun kapatılması işlemine ilişkin olduğu, davacıyı maddi olarak doğrudan zarara uğratan bir işlem niteliğinde olmadığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri arasında bankanın herhangi bir ihbara gerek olmaksızın takas ve hapis hakkı ile borçlu cari hesaptan alacaklı cari hesaba da dahil olmak üzere her türlü virman yetkisi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; davalı bankanın kendisine tevdi edilen mevduatı davacı firmaya usulünce ödediğini ispat edemediği sürece ödeme yükümlülüğünden kurtulamayacağını, ispat yükünün davalıda olduğunu, para çekilme işlemlerine icazet verilmediğini, genel kredi sözleşmesinin 6. maddesinde açıklanan bankanın rehin ve hapis hakkının mevduat sahibine ödenen paraların ve banka arasında vade ve ihbar süresi belirlenmesi halinde bu maddenin ileri sürülebileceğini, yapılan usulsüz işlemler sonucunda paranın üçüncü kişilere virman yoluyla ödendiğini, paranın davalı banka menfaatine kullanıldığını, hesap özetleri ve sahte dekontlarla bu durumun sabit olduğunu, hesabından para çekilmesi işleminde davalı bankanın üzerine düşen yasal sorumluluğu yerine getirmediğini, 10 adet işlemle toplam 13.000.000,00 TL’nin davalı banka nezdinde bulunan firma hesabına aktarıldığını, bu yönde herhangi bir yazılı ve sözlü talimatı bulunmadığını, hesabının içinin boşaltıldığını, kredi geri ödeme vadesinin kısaltılamayacağını, mevzuata aykırı olarak firmayla ilgisi bulunmayan üçüncü kişilere farklı numaralı ve birden fazla hesaplarına virman yoluyla hesaptan çekilerek ödendiğini, hesap kat tarihi olan 31/10/2012 tarihi itibarıyla kendilerinin bankaya 800.994,58 TL nakdi kredi borcu bulunduğunu, dava konusunun ise 28/09/2009 yılına ait 13.000.000,00 TL alacaklarıyla borçlarının hiçbir ilgisinin bulunmadığını, bankanın hile ve desise ile hareket ettiğini, kendileri tarafından kredi borcunun da ödendiğini, devamında bankanın bu alacakla ilgili icra takibi başlatıldığını, icra hukuk mahkemesince takibin iptal edildiğini, ticari itibarını kaybettiğini, yüksek miktarda zarar ve şeklen iflas ettiğini, maddi zararlarının görmezden gelindiğini, diğer davalının cevap ve beyanlarının açıkça inkar mahiyetinde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; banka hesabında bulunan paranın bilgi ve rıza dışında başka hesaplara aktarılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2012/13017 sayılı takip dosya sureti, Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/832 Esas 2018/1064 Karar sayılı karar sureti, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/170865 hz. sayılı takipsizlik kararı, davacı tarafından davalı bankaya gönderilen ihtarname sureti, banka dekontları, davacının banka hesap hareketleri, davacının kredi kullandırım talimatları, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/73120 sr. sayılı takipsizlik kararı, davalı banka tarafından davacıya gönderilen cevabi ihtarname, uzlaşma tutanakları, hesap kat ihtarnamesi, genel kredi sözleşmeleri, soruşturma dosyasında mali müşavir bilirkişiden alınan 29/12/2015 tarihli bilirkişi raporu, Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2012/13482 sayılı takip dosya sureti, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 18/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporu, bankacı, iktisatçı, bankacı bilirkişi heyetinden alınan 18/02/2019 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/170865 hz. Sayılı dosyasında, davacının işbu davadaki iddialarına dayalı şikayeti üzerine davalı … hakkında zimmet suçundan soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın takipsizlik ile sonuçlandığı görülmüştür.
Yargılama aşamasında alınan birinci bilirkişi raporunda, davacının yazılı talimatı üzerine davalı bankanın davacıya 13.000.000,00 TL kredi kullandırdığı, davacı hesabı dışında başka bir hesaba para aktarımı yapılmadığı, kullandırılan kredilerin davacı hesabında beklediği, 13/04/2009 – 31/08/2009 arasında davacının davalı bankadaki hesaplarından kredilerin kapatıldığı, kredi geri ödemeleri için davacının verdiği bir talimat bulunmadığı tespit edilmiştir.
Alınan ikinci bilirkişi heyeti raporunda, dava konusu kredilerin kullandırım ve geri ödeme işlemlerinin sözleşmeye uygun olduğu, tüm bu süreçte davalı bankaya atfedilebilecek bir kusurun tespit edilemediği, işlemlerden dolayı davacının maddi olarak doğrudan bir zararına neden olunmadığı, çıkan paranın tamamının davacının davalı bankaya olan kredi borcunun kapatılması işlemleri olup, davacıya maddi olarak doğrudan zarara uğratan bir işlem niteliğinde bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Taraflar arasında 04/10/2004 tarihli 600.000,00 TL, 06/07/2006 tarihli 200.000,00 TL, 18/09/2006 tarihli 1.000.000,00 TL, 09/04/2009 tarihli 3.500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı dosya içerisinde yer alan genel kredi sözleşmesi suretlerinden anlaşılmıştır.
Davacı yan talimatları doğrultusunda kullandığı kredilerin bankada bulunan hesabına yatırıldığını, hesabında bulunan kredi bedelinin bilgisi ve rızası dışında başka hesaplara aktarılması nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yapılan işlemlerin davacının hesabından başka bir firma veya şahıs hesabına para aktarım işlemi olmadığı, davacının hesabından çıkan paranın davacının davalı bankaya olan kredi borcunun kapatılması işlemine ilişkin olduğu, davacının maddi olarak zarara uğramadığı, bankanın sözleşme hükümleri doğrultusunda borçlu cari hesaptan alacaklı cari hesaba da dahil her türlü virman yetkisi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, davacının yazılı talimatı doğrultusunda bankada bulunan hesabına kullandırılan kredinin aktarıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının hesabında bulunan kullandığı kredi bedelinin bilgisi ve rızası dışında hesabından çıkıp çıkmadığı, hesaptan çıkmış ise kredi bedelinin hangi hesaplara aktarıldığı, davalı bankanın virman yetkisi bulunup bulunmadığı, davacının yapılan işlemler nedeniyle maddi zarara uğrayıp uğramadığı, maddi zarara uğramış ise yapılan işlemlerin banka genel müdürünün talimatı doğrultusunda yapılıp yapılmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı temsilcisinin istinaf itirazları incelendiğinde, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme sonucu düzenlenmiştir. Alınan bilirkişi raporları ile davacının hesabında bulunan kredi bedelinin tamamının davacının davalı bankaya olan kredi borcunun kapatılması işlemlerinde kullanıldığı, davacının maddi olarak zarara uğramadığı tespit edilmiştir. Alınan rapor ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.
Öte yandan, davacının hesabından kredi bedelinin aktarılmasına ilişkin dekontlarda davacı yetkilisinin imzası bulunmadığı gibi bu yönde bankaya verdiği herhangi bir talimatı bulunmamakta ise de, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde davalı bankanın herhangi bir ihbara gerek olmaksızın davacı hesapları üzerinde takas ve hapis hakkı ile borçlu cari hesaptan alacaklı cari hesaba da dahil olmak üzere her türlü virman yetkisi bulunduğu hükme bağlanmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının hesabında bulunan kredi bedelinin tamamının davacının davalı bankaya olan kredi borcunun kapatılması işlemlerinde kullanıldığı, davacının maddi olarak zarara uğramadığı, davalının genel kredi sözleşmeleri kapsamında virman yetkisi bulunduğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı temsilcisinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021
…
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.