Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1456 E. 2021/1092 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2018
NUMARASI …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2016
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekilleri tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … AŞ ile dava dışı … …. asıl borçlu, davalılar … …, … … ve … …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçlu şirkete kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilerin vadelerinde ödenmemesi üzerine borçlulara keşide olunan Eskişehir 2. Noterliği’nin 16.02.1998 tarihli hesap kat ihtarına rağmen kredi borcunun tahsil edilememesi sebebiyle davalı-borçlular aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, … AŞ tarafından kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının … ….. tarafından da 09.03.2006 tarihinde müvekkili şirkete temlik edildiğini, davalıborçluların icra takibinde icra dairesinin yetkisine, zamanaşımına ve borca yönelik itirazlarının yersiz olduğunu, her ne kadar davalı-borçlular aleyhine 365.000,55 TL üzerinden takip başlatılmışsa da dava dışı … ….. iflası dolayısıyla kurulan iflas masası tarafından 01.03.2016 tarihinde icra dosyasına yapılan 3.809,13 TL ödemenin mahsubu ile işbu davanın 362.551,88 TL üzerinden açıldığını ileri sürerek davalı-borçluların icra takibine itirazlarının 362.551,88 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kredi alacağının dayanağı kredi sözleşmesinin dava tarihinden 22 yıl önce 1995 yılında imzalandığını, bu sebeple davanın zamanaşımına uğradığını, davalıların kefaletinin de sona erdiğini savunarak davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili davasında; taraflar arasında yapılan genel kredi sözleşmesi, davalılar aleyhine başlatılan takip ile yine dava dilekçesinde sözü edilen 01.03.2016 tarihinde yapılan kısmi ödeme ve dava tarihi dikkate alındığında … alacaklarında 5411 sayılı yasanın 141. Maddesinde öngörülen 20 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazının reddi gerektiği, ……. arasında genel kredi sözleşmesi ile ek sözleşmelerle limit arttırım sözleşmeleri yapıldığı, davalıların bu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, bu sözleşmeler kapsamında dava dışı asıl borçluya kredi kullandırıldığı, davalıların kefalet sorumluluk limitlerinin 20.000,00.-TL olduğu, dava dışı borçlunun kullandığı kredinin ödemelerini yerine getirmemesi üzerine Eskişehir 2. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, ancak bu ihtarnamenin davalı kefillere tebliğini davacının kanıtlayamadığı, söz konusu krediden kaynaklı alacakların önce …. devredildiği, …. tarafından da 09.03.2006 tarihinde davacı şirkete temlik edildiği, hesabın kat edildiği tarih itibarıyla davalıların 20.000,00.-TL’lik kefalet limitleri ile sorumlu oldukları, temerrüt ihtarının davalılara tebliğini davacı alacaklının kanıtlayamadığı, bu nedenle davalıların temerrüdünün takip tarihi itibarıyla oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalıların Eskişehir 1. İcra dairesinin…. Esas sayılı dosyasında 20.000,00.-TL’lik asıl alacağa yaptıkları itirazının iptali ile takibin bu bedel üzerinden devamına, devamına karar verilen alacağın %20’si oranındaki 4.000,00.-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, takipten sonra 01.03.2016 tarihinde yapılan 3.809,13.-TL’lik ödemenin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar istinaf dilekçesinde özetle; kredi alacağının dayanağı kredi sözleşmesinin 1995 yılında imzalandığı gözetildiğinde davanın zamanaşımına uğradığını, 5411 sayılı Yasa’nın 141. Maddesinde belirtilen 20 yıllık süreden varlık şirketinin yararlanabilmesi için aynı Yasa’nın geçici 13. Maddesinde atıfta bulunulması gerektiğini, oysa bu maddede 141. Maddeye atıfta bulunulmadığından BK’nın 135. Maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, müvekkilleri takibe kötü niyetli olarak itiraz etmediklerinden aleyhlerine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda sözleşmede gösterilmiş adres bulunmadığı, nasıl edinildiği bilinmeyen adrese tebligat yapıldığı, tebliğ şerhi bulunmadığından kefillerin temerrüde düşürülmediği tespitinin yerinde olmadığını, zira … banka tarafından borçlulara gönderilen ihtarnamede yer alan adresler sözleşmede yer almasa bile mutlaka banka tarafından alınan bilgiler doğrultusunda doldurulan ya da borçlular tarafından doldurulan bilgi formundan tespit edilen adresler olduğunu, … bankadan temin edilen belgeler …. arşivlerinde olup …. arşivinde ihtarnamenin tebliğ şerhini havi suretinin yer almaması nedeniyle müvekkili şirkete kusur izafe edilemeyeceğini, temerrüt tarihinin borçlulara gönderilen hesap kat tarihi olarak esas alınması gerektiğini, borçluların kefalet limitleri dahilinde sorumlu oldukları düşünüldüğünde dahi işleyecek faizin kat tarihinden takibin başladığı tarihe kadar sözleşmede yer alan %134 temerrüt faizi ve fer’ileri üzerinden, takipten günümüze kadar ise %27,5 temerrüt faizi üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, ayrıca Eskişehir 3. İflas Müdürlüğü’nün…sayılı iflas dosyasından davaya konu icra dosyasına 01.03.2016 tarihinde yapılan 3.809,13 TL ödemenin mahsup edilerek hesaplama yapıldığı ifade olunmuşsa da tahsilatın 751,79 TL lik kısmının … arşivine ait olduğundan anılan bedelin de müvekkili şirketin alacağından düşümünün yapılmasının kabul edilemeyeceğini, temerrüt tarihinin 11.06.2013 esas alınması halinde asıl alacak 20.000 TL, işlemiş faiz 19.570,83 TL 978,54 TL BSMV olmak üzere toplam 40.549,35 TL olması gerekirken sadece 20.000,00 TL lik kısmının kabul edilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredi alacağının davalı-müşterek borçlu ve müteselsil kefillerden tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu Eskişehir 1. İcra Dairesinin …. Sayılı icra takip dosyasının incelenmesinden ise, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular … Turz. San. Ve Tic. A.Ş., … …, … …, … … aleyhine … A.Ş. tarafından genel kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılan kredilerden kaynaklanan ve ekli hesap kat ihtarnamelerine dayalı olarak 11.06.2013 tarihinde 25.903,05.-TL asıl alacak, 322.950,00.-TL işlemiş faiz, 16.147,50.-TL işlemiş BSMV olmak üzere toplam 365.000,55.-TL’nin tahsili için ilamsız takip yapıldığı, davalı borçluların yasal sürede borca itiraz ettikleri, borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibe itiraz ettikleri, takibin durduğu, anlaşılmıştır.
İcra takip dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesinin davacı-alacaklı vekiline tebliğ edildiği 19.10.2016 tarihinden itibaren İİK’nın 67. Maddesi gereği 1 yıllık hak düşürücü sürede 13.12.2016 tarihinde açılmış olmakla dava süresindedir.
İlk derece mahkemesince talimat yoluyla İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesince alınan ve bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi … tarafından davacının kayıtları yerinde incelenmek suretiyle düzenlenen raporda özetle ; davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu … … AŞ ye nakdi (nakit senet karşılığı kredi) ve gayri nakdi krediler (teminat mektubu) kullandırıldığı, nakit kredi 15.000 TL lik limit dahilinde senet karşılığı kredi, gayri nakdi kredi ise 5.000 TL lik teminat mektubu ise 29.09.1997 tarihinde …’na verildiği, kredi hesaplarının kat edildiği 16.02.1998 tarihi itibarıyla nakit kredilerden dolayı 15.237.41 TL, gayrinakdi kredi teminat mektubu 5.000 TL toplam 20.237,41 TL olduğu, 5.000 TL lik teminat mektububu … tarafından 16.03.1998 tarihi itibarıyla tazmini talep edilerek banka tarafından muhatabına ödemesi yapılarak nakde dönüştüğü, kat ihtarnamesinde nakdi kredi borcunun 24 saat içinde ödenmesi ve teminat mektubunun 24 saat içinde banka veznesine depo edilmesinin talep edildiği, hesap kat tarihi itibarıyla tespit edilen borç 20.237,40 TL olup zaten kefillerin kefalet limiti üzerine çıktığı, bu durumda hesap kat tarihi itibarıyla muaccel hale gelen 20.237,41 TL lik borcun kefalet limitleri ile sınırlı olmak üzere 20.000,00 TL lik kısmından sorumlu oldukları, sözleşmenin 53. Maddesi hükmü gereği davalıların sözleşmede bildirilen adresine kat ihtarının tebliği gerekmekte iken sözleşmede davalılarca bildirilen bir adres bulunmadığı, davacı bankaca sözleşmede bulunmayan ancak nasıl edinildiği bilinmeyen adreslere tebligatta bulunulmuş olup tebligat şerhi bulunmamakla geçerli tebligatın yapılamadığı, davalı kefillerin temerrüde düşürülemedikleri, davalı-kefillerin takibin yapıldığı 11.06.2013 tarihi itibarıyla temerrüde düştüklerinin kabulü gerektiği, davacı alacaklı vekilinin takip tarihinden itibaren asıl alacağa %27,5 oranında temerrüt faizi talep ettiği, takip tarihi itibarıyla davalı-kefillerin 20.000,00 Tl asıl alacak takip tarihi 11.06.2013 tarihinden dava tarihine kadar 16.740,25 TL temerrüt faizi ve BSMV olmak üzere toplam 36.740,25 TL talep edebileceği, davacının takipteki 25.903,05.-TL asıl alacak, 322.950,00.-TL işlemiş faiz, 16.147,50.-TL işlemiş BSMV olmak üzere toplam 365.000,55.-TL alacak talebinin aşan kısmının uygun olmadığı, davacının 20.000,00.-TL olan asıl alacağına takip tarihinden itibaren … yayınlanan avans faiz oranlarında (ve zaman içerisinde değişen nispetlerde) temerrüt faizi talep edebileceği belirtilmiştir.
5411 sayılı Kanun’un 132. maddesine göre …. tarafından devralınmış alacaklar … alacağı hâline gelir. 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesinde bu kanundan kaynaklanan … alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin yirmi yıl olacağı düzenlenmiştir.
Bu durumda dava konusu alacağın … tarafından….şirketine temlik edilmiş olmakla … alacağı niteliğinde olduğu ve 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesinde yer alan yirmi yıllık zamanaşımı süresinin genel kredi sözleşmesinin imzalandığı 20.03.1997, 25.06.1997 tarihlerinden itibaren takip tarihi olan 11.06.2013 tarihinde henüz dolmadığı, zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yersizdir (Emsal Mahiyette Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/10/2019 gün ve 2019/11-327 Esas 2019/1072 Karar).
Kefalet borcunun sona ermesiyle ilgili olarak 6098 sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna göre 1997 yılında düzenlenen sözleşmeler uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin borcun 16.02.1998 tarihli ihtar ile kat edildiği ve alacağın muaccel hale geldiği, buna göre TBK’nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce, 16.02.2008 tarihinde TBK’nın 598/3. Maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu, ancak 6101 sayılı Kanun’un 5/2. Maddesi hükmü gereği 01.07.2013 tarihi itibariyle de 1 yıllık ek süre dolmadan 11.06.2013 tarihinde icra takibinin başlatıldığı, dolayısıyla kefil olan davalıların sorumluluklarının işbu takip tarihi itibarıyla sona ermemiş olduğu anlaşılmıştır.
Diğer taraftan davalılar vekili aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesini de istinaf etmiştir. İİK’nın icra inkar tazminatını düzenleyen 67. Maddesinin 2. Fıkrasının ilk cümlesinde icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe yapılan itiraz haksız ve alacağın likit olması şartı aranmakta olup dava konusu icra takibinin kötü niyetli olarak yapılma koşulu aranamamıştır. Şu halde davalılar vekilinin istinaf sebebine itibar edilememiştir.
Davacı dava dilekçesinde, … asıl borçlu şirket için kurulan iflas masası tarafından dava tarihi olan 13.12.2016 tarihinden önce 01.03.2016 tarihinde icra dosyasına yapılan 3.809,13 TL ödemenin mahsubu ile işbu davanın 362.551,88 TL üzerinden açıldığını ileri sürerek davalı-borçluların icra takibine itirazlarının 362.551,88 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl borçlu tarafından icra dosyasına yapılan ödeme dava tarihinden önce olduğuna göre davalı kefillerin borcundan mahsup edilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile bu ödemenin icra müdürlüğünce infazda değerlendirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu sebeple davalılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sy. TBK’nın 100. Maddesi gereği önce işlemiş faiz alacağından mahsubu ile davacının dava tarihi itibarıyla takip talebindeki faiz oranına yönelik talebi gözetilerek ilk derece mahkemesince yargılamada alınan ve Dairemizce objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporunda %27,5 üzerinden hesaplanan işlemiş faiz alacağı 16.740,25 TL-3.809,13 =12.931,12 TL faiz alacağı bulunduğuna karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinafı ise davalı kefillerin icra takibinden önce temlik eden bankaca kendilerine keşide olunan kat ihtarı ile temerrüde düşürüldüklerinden icra takibinden önce işlemiş faiz alacağının hüküm altına alınmasına ve dava tarihinden sonra işleyecek faiz oranına ilişkin ise de ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada davacı tarafından söz konusu kat ihtarnamesinin davalılara tebliğ olunduğunu gösteren tebliğ şerhi sunulamadığından davalı kefillerin icra takibi ile temerrüde düştüklerinin kabulünde de herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Nitekim dava konusu kat ihtarının temini için Eskişehir 2. Noterliği’ne yazılan müzekkereye cevaben anılan Noterlikçe 16.02.1998 tarihli kat ihtarına ait tebliğ şerhi imha edildiğinden temin edilemediği bildirilmiştir. Yine faiz oranı bakımından dava ve konusu icra takip dosyasında takip talebinde asıl alacağa takip talebinde %27,5 oranında faiz işletilmesi talep edilmiş olmakla, talep doğrultusunda hesaplama yapılarak karar verilmesi de doğru görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, icra takibinden sonra dava tarihinden önce 01.03.2016 tarihinde icra dosyasına yapılan 3.809,13 TL ödemenin davacı tarafın dava tarihine kadar işlemiş faiz alacağından TBK’nın 100. Maddesi gereği mahsup edilerek hüküm kurulması gerektiğinden ilk derece mahkemesince bu miktar ödemenin infazda değerlendirilmesine dair kararının duruşma açılmasına gerek görülmeksizin HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılmasına, itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile davalıların icra takibine yönelik itirazlarının kısmen iptali ile hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre dava tarihi itibarıyla 20.000,00 TL asıl alacak, 12.931,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.931,12 TL alacağa, dava tarihi 13.12.2016 tarihinden itibaren 20.000,00 TL asıl alacağa %27,5 oranında faiz işletilerek takibin devamına, İİK’nın 67/2. Maddesi gereği davacı yararına hüküm altına alınan %20 oranı karşılığında belirlenen ve istinaf edilmemiş olmakla kesinleşen 4.000,00 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle
A) 1-İstinafa başvuran davalılar vekilinin öteki, davacı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-İstinafa başvuran davalılar vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,
3-Eskişehir Asliye Ticaret Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2018 tarih ve … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
B)1-İtirazın İptali davasının KISMEN KABULÜ ile davalıların Eskişehir 1. İcra dairesinin ….. Esas sayılı dosyasında 20.000,00.-TL’lik asıl alacağa yaptıkları itirazının iptali ile takibin dava tarihi itibarıyla belirlenen 20.000,00 TL asıl alacak, 12.931,12 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 32.931,12 TL üzerinden, asıl alacak miktarı olan 20.000,00 TL’ye dava tarihi 13.12.2016 tarihinden işleyecek %27,5 oranında temerrüt faizi ile icra takibinin devamına,
Devamına karar verilen alacağın %20’si oranındaki 4.000,00.-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 2.248,29 TL nispi karar harcından başlangıçta alınan 6.191,48 TL’den mahsubu ile fazla alınan 3.943,19 TL nispi harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.248,29 TL nispi harç ile 29.20 TL başvurma harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13/1. Maddesi gereği davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.939,67 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar yargılamada vekil ile temsil olunmadıklarından davada reddolunan kısım üzerinden davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 29,20.-TL başvuru harcı, 8,60-TL vekalet harcı, 1.000,00.-TL bilirkişi gideri, 269,30.-TL tebligat gideri, 37,80.-TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.344,90.-TL yargılama giderinin red kabul oranı dikkate alınarak 74,19.-TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. Maddesine göre varsa kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 59,30 TL karar harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,9 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
3-İstinafa başvuran davalılar tarafından yatırılan 341,55 TL istinaf nispi karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalılara iadesine,
4-İstinafa başvuran davalılar tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru gideri, 40,50 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 161,80 TL istinaf giderininn davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2021

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.