Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1410 E. 2021/1184 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ :ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 16/04/2019
NUMARASI …
DAVA : Alacak
DAVA DEĞERİ : 248.313,87 TL
DAVA TARİHİ : 23/10/2015
KARAR TARİHİ :30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :30/09/2021

Taraflar arasındaki Alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …’ın eşleri … ve … ile münferiden tasarrufa imkan veren müşterek vadeli hesapları evveliyatı … … AŞ’de olmak kaydıyla 2007 yılından bu yana davalı bankanın Ankara … Şubesinde muhafaza edildiğini, müvekkilinin davalı … nezdinde bulunan 23.06.2015 vade tarihli mevduat hesabı 448.271,24 TL, 09.06.2015 vade tarihli diğer mevduat hesabı da 239.752,24 TL olmak üzere toplam 688.293,17 TL mevcutken;3. Kişi ya da kişilerce müvekkillerinin bilgisi ve izni dışında internet şifresi oluşturularak bu yolla yapılan işlemler sonucunda 05.06.2015, 08.06.2015 ve 09.06.2015 tarihlerinde 6 seferde … yapmak suretiyle müvekkillerine ait hesaptaki toplam 237.400,00 TL öncelikle müvekkillerine ait vadesiz mevduat hesabına aktarılıp daha sonra bu hesap üzerinden … ile … adlı kişilerin hesabına … yapıldığını, bu hususun müvekkili tarafından vadesi dolan hesabın temditi amacıyla şubeye müracaatı sırasında öğrenildiğini, suç duyurusunda bulunulması üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmanın derdest olduğunu, müvekkilinin davalı bankadan internet bankacılığı ve internet şifresi isteminde bulunmadığını, davalı bankaya keşide olunan Ankara 18. Noterliği’nin 12.06.2015 tarihli ihtaratı ile internet yolu ile yapılan işlem sonucu çekilen 237.400,00 TL’nin avans faizi ile birlikte müvekkilinin hesabına ödenmesi talep edilmiş ise de bugüne kadar ödeme yapılmadığını, tacir olan davalı bankanın özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin vadeli hesaplarından çekilen 237.400,00 TL’nin sözleşme ilişkisinin sona erdiği tarihe kadar sözleşme faizi ve bileşik faiz yöntemi ile hesaplama yapılarak temerrüt tarihi 23.06.2015 itibarıyla asıl alacak miktarının belirlenmesini, 23.06.2015 temerrüt tarihinden itibaren dava tarihine kadar 3095 sayılı Yasanın 2/4. Maddesi hükmü uyarınca, asıl alacağa dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar ticari temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili yargılama sırasında 25.12.2018 tarihli dilekçe ile dava değerini 248.313,87 TL üzerinden ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya müvekkili … tarafından … aktivasyonu için tek kullanımlık şifre gönderildiğini, söz konusu şifrenin 3. Kişiler tarafından temin edilmeden … kanalının kullanılmasının mümkün olmadığını, … müfettişleri ile davacı arasında yapılan görüşme esnasında kendisini … Şube Müdürü olarak tanıtan bir kişinin aradığını belirttiği dikkate alındığında dolandırıcılık eylemini gerçekleştiren kişi ya da kişilerin davacıyı arayarak tek kullanımlık şifreyi temin etmiş olabileceklerini, bu anlamda davacının dolandırıcılar ile temas kurarak ihtiyaç duyulan bilgiyi temin etmek suretiyle zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, müvekkili bankaya atfedilecek bir kusur bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; davalı bankada vadeli mevduat hesabında bulunan paraların üçüncü kişi yada kişilerce internet üzerinden … kayıtlarına girilmek suretiyle başka hesaplara aktarılarak davacıların zarara uğratıldıklarından bahisle … hesaplarından eksilen bedellerin davalı bankadan tahsili istemine ilişkin olarak açılan davada; davacıların davalı … nezdinde ortak vadeli mevduat hesabında bulunan paraların 3. Kişi yada kişilerce internet üzerinden … kayıtlarına girilmek suretiyle başka hesaplara aktarılarak davacıların zarara uğratıldıkları iddiasıyla … hesaplarından eksilen bedellerin davalı bankadan tahsili istemi ile açılan davada sorumluluğun kime ait olduğu, tarafların kusur durumları ve bu bağlamda davacıların davalıdan alacaklı olup olmadığı hususlarının incelenmesi gerektiği, somut olayda; davacıların vadeli hesabından üçüncü kişi yada kişilerce internet üzerinden yapılan … işleminde davacıların şifresini üçüncü kişilerle paylaştığına dair dosyada somut bir delil bulunmadığı, davacıların internet bankacılığı hizmeti almadıkları ancak İng … … hesap açtırdıkları için internet … hesabının otomatik olarak açıldığı, davacıların bundan haberdar olmadıkları, davacıların internet bankacılığı sistemini kullanımına açtırmadığı ve şifre talep etmediği yönündeki iddialarının aksinin davalı bankaca ispat edilemediği davacılara atfedilecek kusurunda bulunmadığı, davalı bankanın davacıların sonuca sebep olduğuna dair kusurunun bulunduğunu ispat edemediği, şifrenin korunması yükümlülüğü hesap sahibine ait olmakla birlikte gelişen teknolojinin sunduğu korumanın müşteriye sağlanmasıda bankanın sorumluluğunda olduğundan hafif kusurundan dahi sorumlu olan davalı bankanın internet bankacılığı kullanımı konusunda gerekli tedbirleri almadığından üçüncü kişi yada kişilerce davacıların hesabından usulsüz olarak … yapması engellenememiş olup davalı bankanın güvenlik tedbirlerindeki eksikliklerden dolayı objektif özen borcunu yerine getirmeyip kusurlu olduğu, davalı bankanın güvenlik çemberi uygulamalarını internet bankacılığı sistemine uyarlamadığı ve paranın davacıların hesabından dava dışı üçüncü kişi yada kişiler hesabına geçmesine neden olduğundan davalı bankanın davacıların zararından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 239.894,56 TL asıl alacak, 8.419,31 TL 23/06/2015 tarihinden dava tarihine kadar işlemiz temerrüt faizi olmak üzere toplam 248.313,87 TL’nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, asıl alacağa dava tarihinden tahsil tarihine kadar ticari temerrüt faizi işletilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacıların hesaplarına yönelik müvekkili … … Kurulu tarafından yapılan incelemelerde; 05.06.2015-09.06.2015 tarihleri arasında … aracılığıyla yapılan işlemlerle müşterinin…. hesabı ile ……. nolu hesaplarından 6 adette toplam 237.400 TL tutarında … yapıldığını, ilgili tutarın 100.000 TL lik kısmının …’ın hesabına, 137.400 TL lik kısmının ise …’in hesabına transfer edildiğini, davacıya müvekkili … tarafından … aktivasyonu için tek kullanımlık şifre gönderildiğini, söz konusu şifrenin 3. Kişiler tarafından temin edilmeden … kanalının kullanılmasının mümkün olmadığını, … müfettişleri ile davacı arasında yapılan görüşme esnasında kendisini … Şube Müdürü olarak tanıtan bir kişinin aradığını belirttiği dikkate alındığında dolandırıcılık eylemini gerçekleştiren kişi ya da kişilerin davacıyı arayarak tek kullanımlık şifreyi temin etmiş olabileceklerini, bu anlamda davacının dolandırıcılar ile temas kurarak ihtiyaç duyulan bilgiyi temin etmek suretiyle zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, müvekkili bankaya atfedilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkilinin suç duyurusu üzerine başlatılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …… soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, raporda somut olaya ya da belgeli dayanaklara değinilmeden müvekkili bankanın kusurunun ağır olduğunun tespit edildiğini, sosyal mühendislik yöntemleri ile davacıların dolandırıldıklarının uzun anlatılması sonucunda kusursuz oldukları sonucuna varılmasının rapordaki çelişkiyi gösterdiğini, kişiye özel bilgilerin ele geçirilmesinin davacıların kusuru ile gerçekleştiğini, dolandırılmadıkları iddia edilen davacıların gelen SMS’leri dikkate almamalarının çelişkiyi gösterdiğini, bu durumun sosyal mühendislik yöntemi ile dolandırma olduğunu, bu sırada davacıların kişiye özel güvenlik tedbirlerini paylaştıklarını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacılar vekili davalı … vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacıların vadeli hesaplarındaki paranın bilgileri ve rızaları dışında 3. Kişilere … yolu ile gönderilmesi sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 07.02.2017 tarihli ve ….. Karar sayılı merci tayini kararı ile Ankara 3. Tüketici Mahkemesi ile Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi arasında görev yönünden doğan uyuşmazlıkta TTK’nın 4. Maddesi hükmü kapsamında bankacılık mevzuatından kaynaklanan somut uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde olduğunun kabulü ile HMK’nın 21. Ve 22. Maddeleri gereğince Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine HMK’nın 362/1-c bendi gereği kesin olarak karar verilmiştir.
BDDK’nın 1 Kasım 2006 tarih ve ….. sayılı … Gazete’de yayımlanan ve bankalar için risk kabul edilen ve sermayelerini bu riskler de gözönüne alınarak belirlemeleri gerektiğine ilişkin düzenleme getiren yönetmeliğin 3/n maddesinde “bilgi teknolojileri sistemlerindeki hata ve aksamalar” opsiyonel risk adı altında kabul edilmiştir. Buna göre, bankaların internet bankacılığında olabilecek açıklıkları bilerek bunun sonuçlarını göze alarak bu hizmeti verdikleri anlaşılmaktadır.
Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 Sayılı Kanun ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi ). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. TBK’nın 386. ve 387. (818 sy. BK’nın 306 ve 307.) maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 570/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın yararı ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafık kusurundan söz edilebilir ve … bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalı … vekilinin istinaf sebepleri değerlendirilecek olursa;
Somut olayda davalı bankanın … Şubesindeki ortak hesaplarından 05.06.2015 tarihinde … adına … Bankası hesabına 45.000,00 TL ve 43.900,00 TL … yapıldığı, toplam 88.900,00 TL’nin … Bankası … Şubesi’nden aynı tarihte çekildiği, 08.06.2015 tarihinde hesaptan … adına … Bankası hesabına 48.500,00 TL … yapıldığı, 09.06.2015 tarihinde hesaptan … … Bankası Sakarya ili … Şubesi hesabına iki seferde 45.000,00 TL ve tek seferde 10.000,00 TL olmak üzere toplamda 100.000,00 TL … yapılmak suretiyle böylece 05.06.2015-09.06.2015 tarihleri arasında toplam 237.000,400 TL para çekilmiştir. Davalı … tarafından gönderilen yazıya göre; davacılar ile davalı … arasında ayrıca düzenlenen internet bankacılığı sözleşmesi bulunmamakta olup ….. hesap numaralı müşterileri olan …’nun 11/12/2012 tarihinde … Hesap Başvurusu yaptığında bu hesaba bağlı olarak internet bankacılığının otomatik olarak tanımlandığı, …’nun internet bankacılığı şifresinin … Müşteri Çağrı Merkezi üzerinden müşteri temsilcisine bağlanarak oluşturulduğu, ilgili … hesabının ise 03.06.2004 tarihinde açıldığı, 05.06.2015 tarihine kadar müşteri iletişim merkezi aracılığıyla telefon/mobil bankacılığı şifresi ve internet bankacılığı şifresi almadığı, bildirilmiştir.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında bilgisayar yüksek mühendisi tarafından düzenlenen 30.01.2018 tarihinde düzenlenen raporda; davacının (…’nun) cep telefonu numarasının dolandırıcıların … numarasına yönlendirildiği ve tüm şifrelerin dolandırıcılara ait bu numaraya gönderildiği ve BDDK tarafından 14.09.2007 tarihinde … Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ve 01.01.2010 itibarıyla bankaların yükümlü olduğu “Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkelere İlişkin Tebliğ’in internet bankacılığı bölümünde, kimlik doğrulama başlığı altında düzenlenen 27. Maddesinin 4. Fıkrasında tam uymayarak ve de güvenlik önlemi almayarak bankanın ağır kusurlu olduğunun tespit edildiği, davalı bankanın davacının cep telefonu numarasını açık olarak söylememesi gerektiği, müşterilerin telefon/internet bankacılığı şifresini oluşturma için fiziki şubelere ya da ATM cihazlarına yönlendirilmesi gerektiği ve davalı … müşteri temsilcilerinin deneme amaçlı internet erişim şifreleri verdiğinin belirlendiği, davalı bankanın sadece anne kızlık soyadı ve doğum tarihi ile güvenlik doğrulaması yaptığı ancak ek olarak … ya da kredi kartı şifresi sorması gerektiği ancak davalı bankanın bunu sormadığı ve bu yüzden ilgili para transferi başta olmak üzere limit artırma, şifre alma, şifre değiştirme vb. Gibi tüm işlemleri yapabildiğinin saptandığı, davalı bankanın sisteminde yeterli düzeyde güvenlik önlemi almadığı için davacıların 237.400,00 TL talep edebilecekleri belirtilmiştir.
İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası da incelenmek suretiyle rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilişim suçları konusunda uzman bilirkişi …’ın 30.01.2018 tarihli raporunda özetle; davacıların ortak hesaplarındaki yönetimin … tarafından sağlandığı, davalı … hesabının 03.06.2004 tarihinde açıldığı, müşteri hesap açılış tarihinden 05.06.2015 tarihine kadar Müşteri iletişim Merkezi aracılığıyla telefon/mobil bankacılığı şifresi ve internet bankacılığı şifresi almadığı, 05.06.2015-10.06.2015 davacının davalı bankanın sistemlerinde kayıtlı … numarada hattından İletişim Merkezinin toplam 16 kez arandığı, davalı … tarafından Müşteri İletişim Merkezi Kanuni Soruşturma Raporunda, “Dolandırıcı kişi va da kısiîer tarafındım üçüncü parti yazılımlar sayesinde Müşteri İletişim Merkezinin aslen farklı numaralardan aranmasına karşı müşteri telefonundan aranmış şekilde göstererek sisteme tanıtıldığının değerlendirildiği” tespitinin yapıldığı, davacının…. numaralı hattı… numaralı dolandırıcıların hattına yönlendirildiği, genel olarak çeşitli bilgisayar ya da telefon yazılımları vasıtasıyla aranan kişiye 155 … İhbar Hattı üzerinden aranıyormuş ya da hiçbir numara olmayıp … şeklinde yazı göstererek SMS gönderimi yapıldığını, bu arama yönlendirme davacının kullanmış olduğu … adlı telefon operatörünün Müşteri Hizmetleri vasıta kılınarak ve davacının kişisel bilgileri kullanılarak (dolandırıcıların davacının anne kızlık soyadını bildikleri için) yapıldığının tespit edildiği, dolandırıcıların hem davalı bankayı yazılım yoluyla (caller ld) yanıltıp telefon ile dolandırıcılık için “aradığı” hem de davalı bankanın davacıyı dış arama yaptığında “yönlendirilmiş bir hattı aradığı” tespit olunduğunu, telefonla iletişim konusunda davalı bankanın bu konuda büyük kusurunun olduğunu, davalı bankanın dış aramalarda (davalı … müşteri temsilcisinin müşterisini araması) yönlendirilmiş telefon numaralarını (eğer müşteri bankaya İkinci yada üçüncü bir telefon olarak bilgi olarak bankasına bildirilmemişse) bilgi güvenliği politikası gereği görüşme yapmaması ve … müşteri hizmetlerini arayan numaralar eğer (caller id spoofıng) olarak aranıyorsa bankanın bu telefon çağrılarını kabul etmemesi gerektiğini, örnek olarak gizli numara olarak bilinen ve telefon numaranın hiç görünmemesi konusunda telefon hatlarının desteklerinin olduğunu, telefon operatörlerinin müşterilerine bu gizli numara aranmama hizmeti sunduğunu, dolandırıcı çeşitli oyunlarla (oğlumun telefon numarası vb.)diyerek ilk hedef olarak hesap sahibinin sistemde kayıtlı telefon numarasını öğrenmek istemiş ve bunda başarılı olduğunu, bu sosyal mühendislik çalışması üzerinden müşteri temsilcisinden davacının cep telefon numarasının açık olarak … olduğunu öğrendiklerini, dolandırıcıların müşteri temsilcileri ile yaptığı 15 görüşme sonucunda adım adım bilgi aldığını, erişim şifrelerini aldığını, sosyal mühendislik yaptığını, daha önce para transferi yapmadığı hesaplara ilk kez para transferi yaptığını, para transferi işlem limitinin arttığını, davacının 1926 doğumlu olduğunun bilindiğini, (Olay tarihînde 89 yaşında olduğu), 2004 yılında açtığı vadesiz hesabının 11 yıl sonra ve bir gün içinde telefon, internet, … üzerinden işlem yapıldığını, tüm bunların hem ticari olarak hem de bankanın dolandırıcılık takip ekiplerinin dikkatini çekmemesinin yaşamın doğal akışına aykırı olduğunu, bankanın hem sistemsel olarak hem de ilgili sistemin takip edilmesi açısından kusuru olduğunu, davacının herhangi bir şifreyi dolandırıcılar ile paylaşmasının zaten gerekmediğini, çünkü dolandırıcıların zaten davacının cep telefonu numarasını yönlendirdikleri için tüm şifre ve SMS mesajları tüm telefon çağrılarının dolandırıcılara yönlendirildiğini, davacının burada teknik olarak yapabileceği hiçbir husus bulunmadığını, işbu dava da sim kart kopyalanması olmadığını, ancak sim kart çalıştırdığı telefon numarası dolandırıcılara yönlendirilerek hesaptan izinsiz para transferleri yapıldığını, işbu dava dosyasında bankanın ağır kusurunun olduğun tespit edildiğini, davacıların telefon, internet ve mobil şube hizmetinin kendi … hesapları için var olduğunu bilmediğini ve davalı bankanın … Hesap türünde hesap açıldığı için otomatik olarak İnternet Bankacılığı Hizmetinin aktif olduğunu, davacıların ortak hesaplarından 05.06.2015 tarihinde … adına … Bankası hesabına 45.000,00 TL ve 43.900,00 TL … yapıldığı toplamda 88.900,00 TL’nin … Bankası … Şubesinden aynı tarihte çekildiği, 08.06.2015 tarihinde hesaptan … adına … Bankası hesabına 48.500,00 TL yapıldığını, 09.06.2015 tarihinde hesaptan … … Bankası Sakarya İli … Şubesi hesabına iki seferde 45.000,00 TL ve tek seferde 10.000,00 TL … yapıldığı toplamda ise 100.000,00 TL … yapıldığını, bu transferlerin davacıların ortak … hesabı hareketlerinden, … … Müşteri İletişim Merkezi Kanuni Soruşturma Raporundan gerekli finansal hesap hareketleriyle ilgili tespitlerin sağlandığını, davacıların ortak hesaplarından 05.06.2015 – 09.06.2015 tarihleri arasında toplam 237.400,00 TL bilgileri ve rızaları dışında para çıkışı olduğunun tespit edildiğini, davacının cep telefonu numarasının dolandırıcıların … numarasına yönlendirildiğini, tüm şifrelerin dolandırıcılara ait bu numaraya gönderildiğini, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından, 14 Eylül 2007 de … Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe giren ve 01 Ocak 2010 itibarıyla bankaların yükümlü olduğu, “Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkelere İlişkin Tebliğ”in İnternet Bankacılığı bölümünde, Kimlik Doğrulama başlığı altında düzenlenen 27. Maddesinin 4. Fıkrasına tam uymayarak ve de güvenlik önlemi almayarak bankanın ağır kusurlu olduğunu, davalı bankanın davacının cep telefonu numarasını açık olarak söylememesi gerektiğini, müşterilerin telefon/intemet bankacılığı şifresini oluşturmak için fiziki şubelere ya da ATM cihazlarına yönlendirilmesi gerektiğini, davalı … müşteri temsilcilerinin deneme amaçlı internet erişim şifreleri verdiğini, davalı bankanın sadece anne kızlık soyadı ve doğum tarihi ile güvenlik doğrulaması yaptığını ancak ek olarak … ya da kredi kartı şifresi sorması gerektiğini ancak davalı bankanın bunu sormadığını, bu yüzden ilgili para transferi başta olmak üzere limit arttırma, şifre alma, şifre değiştirme vb. gibi tüm işlemleri yapabildiğini, davalı bankanın sisteminde yeterli düzeyde güvenlik önlemi almadığı için davacıların 237.400,00 TL tutar üzerinden hak alacaklarının olduğu tespit edildiği belirtilmiştir.
Bankacı bilirkişi … 12.09.2018 tarihli raporunda özetle; davacılar vekilince, Ankara 18. Noterliğinden davalı bankaya keşide edilen … tarih/yevmiyeli ihtarname ile; müvekkilleri hesabından izni dışında internet yolu ile yapılan işlem sonucu çekilen 237.400,00 TL’nin avans faizi ile birlikte, işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde işbu ihtar gideri ile birlikte müvekkil hesabına ödenmesini ihtar ettiğini, ihtarnamenin davalı bankaya 15.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla davalı bankanın 23.06.2015 tarihinde temerrüde düşmüş olduğunu, davacıların vadeli hesaplarından dava dışı dolandırıcılarca çekilen tutarlara, temerrüt tarihine kadar ilgili vadeli hesaplara uygulanan mevduat faiz oranları üzerinden hesaplanan akdi faizlerin eklenmesi ile 23.06.2015 temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarının 239.894,56 TL olarak hesaplandığı, asıl alacak tutarı 239.894,56 TL’ye temerrüt tarihinden (23.06.2015) dava tarihine (09.03.2017) kadar değişen ticari temerrüt faiz oranları üzerinden hesaplanan faiz tutarının 42.801,46 TL olarak hesaplandığı, dava tarihi itibariyle alacak tutarının 239.894,56 TL Asıl Alacak + 42.801,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 282.696,02 TL olduğu belirtilmiş ancak bilirkişi 11.12.2018 tarihli ek raporunda özetle; asıl alacak tutarı 239.894,56 TL’ye temerrüt tarihinden (23.06.2015) dava tarihine (23.10.2015) kadar geçerli ticari temerrüt faiz oranı (%10,50) üzerinden hesaplanan faiz tutarının 8.419,31 TL olarak hesaplandığını, dava tarihi itibariyle alacak tutarının 239.894,56 TL asıl alacak + 8.419.31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 248.313,87 belirlenmiştir.
Somut olayda, davacıların davalı … nezdindeki TL cinsinden ortak vadeli mevduat hesabındaki 237.400,00 TL’nin davacıların bilgisi ve rızası dışında 05/06/2015-08/06/2015 ve 09/06/2015 tarihlerinde peyderpey 3. kişilerin hesabına internet bankacılığı yoluyla havale edilmesi işleminin davacıların davalı … sisteminde kayıtlı cep telefonunun olay tarihinde başka bir telefona yönlendirilmek ve devamında davalı bankanın müşteri hizmetlerinden deneme amaçlı internet bankacılığı şifresi edinilmek suretiyle gerçekleştirilen olayda, davacılar ile davalı … arasında internet bankacılığı sözleşmesi bulunmamakta olup …. hesap numaralı müşterileri olan …’nun 11/12/2012 tarihinde … Hesap Başvurusu yaptığında bu hesaba bağlı olarak internet bankacılığının otomatik olarak tanımlandığı, …’nun internet bankacılığı şifresinin … Müşteri Çağrı Merkezi üzerinden müşteri temsilcisine bağlanarak oluşturulduğu, ilgili … hesabının ise 03.06.2004 tarihinde açıldığı, 05.06.2015 tarihine kadar müşteri iletişim merkezi aracılığıyla telefon/mobil bankacılığı şifresi ve internet bankacılığı şifresi almadığı davalı … yazısı ile sabittir. Davalı … tarafından her ne kadar internet bankacılığı yolu ile 05.06.2015-09.06.2015 tarihleri arasında 6 defada 3. Kişilere para transferinde, transfer işlemlerine onay işlemlerinin davacının … nezdindeki cep telefonuna davalı bankaca SMS yoluyla gönderilen şifreler girilerek davacı tarafından gerçekleştirildiği iddia edilmiş ise de gerek davacıların vadeli mevduat hesabındaki paranın vadesiz mevduat hesabına aktarılması gerekse aktarılan bu paranın dava dışı 3. kişilere havale edilmesi işlemlerinin gerçekleştirilmesi için gönderilen onay şifresini içerir SMS’ler esasen davacının cep telefonuna ulaşmadığı gibi dava konusu 2004 yılında açılan ortak vadeli hesaptan para çekme işlemlerinin gerçekleştiği 2015 yılında davacı … ile diğer hesap sahibi davacının 11 yıl boyunca vadeli hesaptan hiç para transfer etmedikleri gibi hesabı yöneten davacının olay tarihinde 89 yaşında olduğu gözetildiğinde bu hesaptan, hesabın açılış tarihinden 11 yıl sonra internet bankacılığını kullanarak 3. Kişilere para transfer etmesinin davalı bankanın güvenlik sistemi tarafından “Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkelere İlişkin Tebliğ’in 26/2. Maddesi hüküm gereği olağan dışı ve şüpheli bulunmaksızın söz konusu işlemlerin yapılmasına izin verilmiştir. Üstelik usul ve yöntemine uygun olarak alınan, dosya kapsamına ve oluşa uygun, objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda tespit edildiği üzere davalı bankaca gerekli güvenlik tedbirleri alınmaksızın davacının sistemde kayıtlı cep telefonunun açık olarak davalı bankanın müşteri hizmetleri tarafından davacı gibi kendini tanıtan 3. Kişi ile paylaşıldığı, akabinde internet bankacılığı deneme şifresi verilmek suretiyle davacıların ortak hesaplarından para transferi işlemlerinin dava dışı 3. Kişilerin hesabına aktarılması suretiyle davacıların oluşan zararında davalı bankanın ağır kusurlu olduğu da belirlenmiştir. Ayrıca, dava konusu zarar doğuran olayın gerçekleşmesinde davacının müterafik kusurunun bulunduğunu ispatla yükümlü olan davalı bankaca dosya kapsamına herhangi bir delil ibraz edilememiştir.
Diğer taraftan, usulsüz işlemlerle çekilen para doğrudan doğruya davalı bankanın zararı niteliğinde olup davacı mudilerin davalı bankaya karşı alacağı aynen devam ettiğinden, davalı bankaca bu usulsüz işlemleri gerçekleştiren kişilerden tazmin edilmesi gerektiğinden, ceza davasının sonucunun bekletici mesele sayılmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı bankanın zarar doğuran olayın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğu, davacıların müterafik kusurunun bulunmadığı anlaşılmış olmakla, davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına yer olmaksızın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 16.962,32 TL nispi karar harcından başlangıçta peşin alınan 4.240,58 TL’nin mahsubu ile bakiye 12.721,74 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvurana taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.