Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1407 E. 2021/923 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2019
NUMARASI :…
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021
Taraflar arasındaki tazminat alacak istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne yönelik verilen ilama karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; merkez adresi Ankara’da bulunan lojistik firması olan davacı şirket adına kayıtlı çekici tır ve çekici tira takılı dorseli aracın Ankara ilinden Gaziantep ili istikametine doğru E-90 karayolunda … köyü mevkiinde araç sürücüsü …’ın dikkatsizliği ve tedbirsizliği neticesinde 26.03.2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında deterjan yüklü olan dorsenin, çekicinin taşınan yükün hasarlandığını, dorsedeki hasarın tazmini için davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir gerekçe ile kaza yerini terk ettiği gerekçesiyle reddedildiğini , müvekkiline ait araç sürücüsünün can güvenliğini düşünerek kaza yerinden uzaklaştığını, araç sürücüsünün kendi imkanlarıyla gittiği hastaneden alkolsüz olduğuna dair rapor aldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000,00 TL tazminatın rizikonun gerçekleşme tarihi olan 26/03/2018 tarihinde itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında 11/03/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini 13.775,00 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın davalı şirket nezdine kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınan aracın dava dışı … sevk ve idaresinde iken devrilmesi sonucu uğradığı zararın tazmini talebiyle ikame edildiğini, ancak araçta meydana gelen hasarın sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında olduğunu, sigortalı aracın yoldan çıkarak devrilmesi şeklinde meydana gelen kaza sonrası resmi makamlarca tutulan kaza tespit tutanağında sürücünün olay yerini terk etmiş olduğunun ve ayrıca araç içerisinde yoğun alkol kokusunun bulunduğunun da tespit edildiğini, sürücünün kazadan 13 saat sonra muayeneye gittiğini, bu durum kaza anında sürücünün alkollü olduğunu gösterdiğini ve hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak beyanla davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; davacı sigortalı aracın dava dışı sürücüsü …’ın 26/03/2018 tarihinde saat 19:00 sularında tek taraflı trafik kazası yaptığı, araç içerisinde bulunan kimlik …’a ait olduğu gibi kazadan 16 saat sonra düzenlenen raporda yaralanma tespitlerinin de bulunduğu, davalının tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, sigortalı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olup olmadığının belirlenmesine bağlı olduğu, kaza yerini terk eden sigortalı araç sürücüsünün 16 saat sonra yapılan muayenede alkolsüz olduğunun belirlendiği, olay yerine ilk giden kolluk mensuplarınca tutulan tutanakta araç içerisinde yoğun alkol kokusundan bahsedildiği, ancak bu tespit doğru olsa dahi alkolün sürücü tarafından tüketildiğini göstermediği, zira araçta bulundurulan ancak henüz kullanılmamış olan alkollü içkinin kaza sırasında kırılıp kokması mümkün olduğu gibi aynı olasılığın kazadan önce de gerçekleşmesinin mümkün olduğu, mevcut deliller itibariyle sigortalı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğunu şüpheden uzak bir şekilde kabul etmenin mümkün olmadığı, hasarın teminat kapsamı dışında kaldığının ispat yükü davalı sigorta şirketine ait olup … Genel Şartları’nın A.5.10 maddesinin ise somut olay açısından uygulanamayacağı, söz konusu hüküm yine genel şartların aynı maddesinde 5.4 ve 5.5 nolu bentlerindeki ihlaller nedeniyle sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılmasını esas aldığı, oysa somut olayda sürücünün kimliğinin tespit edildiği gibi sürücünün alkollü olduğuna dair şüpheden uzak bir belirleme yapılamadığı, tüm bu nedenlerle hasarın teminat kapsamında olduğunun kabulü ile bilirkişi tarafından sigortalı araçtaki hasar, aracını modeli, kaza sonrası fotografları ve kazanın akabinde hazırlanan kasko kesin ekspertiz raporundaki belirlemeler dikkate alınarak 13.775,00 TL olarak belirlendiği, oluşa uygun denetime elverişli rapora itibar ile 13.775,00 TL’nin davacıya ödenmesinin gerektiği, davacı taraf rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren faiz talep etmiş ise de kasko genel şartları 3.3.4 madde 1. Fıkraya göre tazminatın muacceliyeti sigorta şirketine müracaattan itibaren en geç 10 gün sonra oluşacağından ancak zaten davalı şirketin tazminat ödemeyi 10/04/2018 tarihinde reddetmesi nedeniyle temerrütün 10/04/2018 tarihinde oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 13.775,00 TL nin 10/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsü Kasko Sigortası Genel Şartları’nda sayılan istisnai haller bulunmamasına rağmen kaza mahallini terk ettiğinden, ayrıca alkollü olması şüphesi mevcut olduğundan meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini terk ettiğinin tespit edildiğini, Kasko Sigorta Genel Şartları’nın A.5.10. Maddesi gereği kazanın meydana gelmesinden sonra tedavi ve sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi haller dışında olay mahallinin terk edilmesi halinde meydana gelen zararların sigorta teminatı kapsamı dışında kaldığı düzenlenmiş olup, somut olayda sürücünün anılan bentteki ihlaller nedeniyle kimliğinin tespit edilmesini engellemek için olay yerinden ayrılmış olması ihtimalinin söz konusu olduğunu, nitekim kaza tespit tutanağında da açıkça kaza sonrasında sigortalı araç içerisinde yoğun alkol kokusunun alındığını tespit edildiğini, davaya konu olan kaza 26.03.2018 günü saat 20.10.da gerçekleşmiş olup araç sürücüsünün alkol muayenesi için 14 saat sonra 27.03.2018 günü saat 11.08’de Ankara … Devlet Hastanesi’ne gittiğini, bu durumun kazanın meydana geldiği sırada araç sürücüsünün alkollü olduğunu gösterdiğini, araç sürücüsünün alkollü olup olmadığına dair araştırma yapılması gerekirken bu yönde herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kaza sonrası olay yerinde sürücü tespit edilememiş olup, araç içerisinde …’ın sürücü belgesi bulunduğundan kaza sırasında araç sürücüsünün … olduğunun kabul edildiğini, bu durum olay sonrası sürücünün kaza yerinde bulunmamasının sürücünün alkollü ya da ehliyetsiz olabileceği ihtimalini kuvvetlendirdiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili, davalının istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, Güneş genişletilmiş kasko sigorta poliçesine istinaden sigortalı araçta oluşan hasarın tazmini istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Kanun’un 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına dair iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve…; HGK 16.12.1998 gün ve…; HGK 22.12.2010 gün ve … sayılı ilâmları)
Uyuşmazlık, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla rizikonun teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda riskin gerçekleştiği sabit olup, bu riskin farklı şekillerde gerçekleştiği iddiasını davalı sigortacı ispat etmek zorundadır. Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir.
Somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazası tespit tutanağına göre davalıya kasko sigortalı aracın tek taraflı trafik kazası sonucu sürücünün 26.03.2018 tarihinde saat 20.10’da Ankara istikametinden Aksaray istikametine seyri esnasında direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş yönüne göre yolun sağından yoldan çıkarak devrilmesi sonucunda trafik kazasının meydana geldiği, kazanın; kaza yerinden ayrılan sürücünün asli kusurlardan KTK’nın 56/1-a maddesindeki şerit izleme ve değiştirme kuralına riayet etmemek kuralını ihlal etmesi sebebiyle gerçekleştiği, araç içinde yapılan incelemede araç içerisinde yoğun şekilde alkol kokusu olduğu, ayrıca … adlı şahsa ait kimlik belgesinin bulunduğu, bu tutanağın 27.03.2018 tarihinde saat 11.08’de Ankara/… Devlet Hastanesine giriş yaparak kendisine adli rapor düzenlenmesini ve kaza yapan aracın sürücüsü olduğunu bildirmesi üzerine Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı doğrultusunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası tutanağının düzenlendiği belirtilmiştir. … Devlet Hastanesi tarafından … hakkında 27.03.2018 tarihinde saat 11.08’de düzenlenen genel adli muayene raporunda …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, alkolsüz olduğu belirlenmiştir. Sigortalı araç sürücüsü … 27.03.2018 tarihinde saat 11.30’da karakolda alınan ifadesinde; Ankara istikametinden Aksaray istikametine seyri sırasında … Köyü mevkiine geldiğinde bir anlık tedbirsizliği ve dikkatsizliği sonucu kullandığı çekicinin direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun gidiş istikametine göre sağ tarafında bulunan tarlaya uçtuğunu, araçtan kendi imkanlarıyla kurtulduğunu, araçtan çıktıktan sonra ikamet ettiği …’a giderek … Devlet Hastanesi’nde tedavi olup alkol raporu aldığını, olay günü alkol vb madde kullanmadığını ifade etmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından alınan kasko ekspertiz raporunda, kazanın trafik kazası tespit tutanağında açıklandığı gibi meydana geldiği kanaatine varılmış olmakla birlikte resmi görevlilerce düzenlenen kaza tutanağında yoğun alkol kokusunun olduğunun belirtildiği, ifade tutanağında sürücü olduğunu bildiren …’ın kazadan 13 saat sonra alkol muayenesi yaptırdığının görüldüğü, sürücünün kaza yerini terk etmesi ve araç içerisinde yoğun alkol kokusunun bulunması gözetildiğinde poliçenin teminatı dahilinde değerlendirilemeyeceği, araçta oluşan toplam hasar miktarının işçilik dahil 15.000,00 TL olduğu belirlenmiştir. Bunun üzerine davalı sigorta şirketi tarafından, davacıya ait araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğini, sürücünün alkollü olduğunu, davacının ihbar mükellefiyetine uymadığını bildirmiş, hükme esas alınan kazanın oluşumunda kusurun ve sigortalı araçtaki hasarın tespiti için ilk derece mahkemesince makine mühendisi bilirkişiden alınan 04.03.2019 tarihli raporda; kazanın oluşumunda; Ankara istikametinden Aksaray istikametine seyretmekte olan araç sürücüsü …’ın 2918 sy. KTK’nın 52/b maddesindeki sürücüler hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine göre, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uyma zorunluluğuna ilişkin kuralı ihlal ederek dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı nedeniyle meydana gelen tek taraflı kazada %100 oranında kusurlu olduğunun belirlenmiş, dava konusu araçta kaza nedeniyle meydana gelen hasarın toplam onarım bedelinin KDV hariç 13.775,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Somut olayda dosya kapsamında davacı araç sürücüsünün kaza sırasında alkollü olduğuna dair bir delil ve tespit yoktur. Kaza sonrası devrilen araçtan kendi imkanlarıyla çıktığını ve araç sürücüsü olduğunu beyan eden Hasan Baysalın bu kazada yaralandığına, yüz bölgesinde basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte sıyrık, sırt bölgesinde çizik ve alanda ekimotik alan bulunduğuna dair … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen adli rapor bulunmakta olup, kaza sonrası yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiştir. Şu halde kazada yaralanan araç sürücüsünün Kasko Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının A.5.10 maddesinde belirtildiği şekilde zorunlu hal olarak sayılan tedavi olmak için olaydan sonra Devlet Hastanesine gittiğine göre olay yerinden ayrılmış olduğunun, dolayısıyla kazanın sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığının kabulü gerekmiştir. Dosya arasında bulunan davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ekspertiz raporuna göre davacı aracının 26/03/2018 tarihinde hasarlandığı sabit olup, rizikonun 17/08/2017 başlangıç 17/08/2018 bitiş tarihli birleşik kasko sigorta geçerlilik süresi içinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda sigortalı araçta belirtilen kaza sebebiyle bir hasarın olduğu sabit olduğu gibi davacı sigortalı tarafından rizikonun gerçekleşme şeklinin kasten ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak bildirildiği, rizikonun ihbar edilenden farklı bir şekilde gerçekleştiği ve kazanın alkolün etkisiyle gerçekleştiği davalı sigortacı tarafından ileri sürüldüğünden, olaydaki ispat külfeti mevcut durumun aksini iddia eden sigortacı üzerinde bulunmaktadır. Davalı sigortacı bu iddialarını soyut ifadelerle değil, somut delillerle kanıtlamalıdır. Dosya kapsamı itibariyle, sigortacı ileri sürdüğü hususları ispat edebilmiş değildir. O halde ilk derece mahkemesince davaya konu hasarın kasko sigortası teminat kapsamında kaldığının kabulü ile sigortalı araçta oluşan gerçek zararın tespiti için usul ve yöntemine uygun olarak alınan, Dairemizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunan 04/03/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre kaza tarihi itibarıyla tespit edilen gerçek zarar bedeli olarak belirlenen ve davacı tarafından ıslah olunan 13.775,00 TL’ye hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sy. Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraftan alınması gereken 940,97 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta peşin alınan 279,65 TL”nin mahsubu ile kalan 661,32 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 01/07/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.