Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1381 E. 2021/884 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2019
NUMARASI :……
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2017
KARAR TARİHİ : 30/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi maksadıyla 4046 sayılı Kanun uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nev’inin değiştirilmesi suretiyle kurulduğunu, davalı ile 24/07/2006 tarihinde akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile elektrik dağıtım ve perakende satış işinin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, faaliyetlerin davalı … tarafından yürütüldüğü dönemde, Samsun 2. İş Mahkemesi’nin….. esas sayılı dosyası ile açılan dava sonucunda verilen kararın Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün……sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılması üzerine, müvekkili tarafından 07/03/2017 tarihinde 806.547,89 TL ödeme yapıldığını, 21.638,32 TL karar ve ilam harcı, 190,30 TL maktu temyiz harcı, 5.886,52 TL nispi ilam harcı, 80,00 TL gider avansı ödendiğini, taraflar arası sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddesi uyarınca davalı …’ın sorumluluğunda olan 834.343,03 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, rücu davalarında zamanaşımı süresinin 2 yıl olması nedeniyle, ödemenin yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğunda dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında 31.03.2006 tarihinde bilanço düzenlemeleri yapıldığını ve 31.12.2007 tarihinde ve şirketin devrine ilişkin bilanço düzenlemelerinde de borç ve alacak devir işlemlerinin tekrarlandığını, ….. ile ilgili mali konulardaki talimatları doğrultusunda devre esas bilanço düzenlemelerinin yapılarak geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, dağıtım şirketinin muhasebe kayıtlarında yer alan son ay faturası dışında …. ve bağlı şirketleri, … ve … sermaye zarar hesabına kayıt yoluyla dengelenmesi çerçevesinde devir sürecinin mali yönüyle ilgili işlemlerin ikmal edilerek …… özel sektöre devrinin gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğinden, geçmiş yıllara ilişkin olarak …’tan herhangi bir talepte bulunulamayacağı, kabul anlamına gelmemekle birlikte, üçüncü kişilerle mülkiyet hakkına dayalı ihtilafların sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca …’a bildirilmesinin gerektiğini, davacı tarafından davanın hiçbir aşamasının bildirilmediğini, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının davaya ilişkin faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkının olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davaya konu olan uyuşmazlığın İDHS’nin imzalanmasından önce 27/09/2005 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle 2010 tarihinde dava açılmak suretiyle başlatıldığı, davanın tazminat talebine ilişkin olduğu, talebin … imzalanmasından önceye dayalı kazaya dayanması nedeniyle … 7/4 maddesi kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği, bu madde gereğince …’den önce başlamış uyuşmazlıkları takip görevinin ve sorumluluğunun davalı …’a ait olduğu ancak davacı tarafından 3. kişilere Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün….. esas sayılı dosyasında ödeme yapıldığı ve ayrıca davacı tarafından Samsun 2. İş Mahkemesinde görülen dava için harç ve masraf yatırıldığı bu nedenle davacının ödeme yaptığı miktar kadar davalıya rücu hakkının bulunduğu kanaatine varıldığından, davacının davasının kabulüne 833.132,31 TL alacağın, 806.547,89 TL yönünden ödeme tarihi olan 07/03/2017, 20.427,60 TL yönünden ödeme tarihi olan 23/06/2015, 190,30 TL yönünden ödeme tarihi olan 31/12/2014, 5.886,52 TL yönünden ödeme tarihi olan 09/03/2015 ve 80,00 TL yönünden ödeme tarihi olan 30/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davaya konu alacağın iş kazasından kaynaklanan tazminat olduğundan ve şirketin işçisinin 3.kişi olarak nitelendirilemeyeceğinden bu davada üçüncü kişinin varlığından söz edilemeyeceğini, bu nedenle alacağın … kapsamında kalmadığını, …, ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, devre esas bilanço düzenlendiğini ve bu nedenle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden …’tan herhangi bir talepte bulunamayacağını, rücuya esas davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının dayanak davadaki ödemeleri yasal faiz üzerinden yaptığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davaya dayanak teşkil eden davada davacı lehine vekalet ücreti takdir edildiğini, söz konusu bedelin tenzil edilmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Samsun 2. İş Mahkemesi’nin…… karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacılar … ve … tarafından 27/09/2005 tarihinde meydana gelen iş kazasından kaynaklanan alacağın tahsili için … A.Ş. aleyhine 06/12/2010 tarihinde dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 14/02/2017 tarihli kararıyla onanarak kesinleştiği, kararın Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas Sayılı dosyasında takibe konulduğu, … A.Ş. tarafından 07/03/2017 tarihinde 806.547,89 TL ödeme yapıldığı, ayrıca dava dosyasından kaynaklı olarak 09/03/2015 tarihinde 5.886,52 TL temyiz nispi harcı, 30/12/2014 tarihinde 190,30 TL temyiz maktu harcı ve 23/06/2015 tarihinde 20.427,60 TL karar ilam harcı ile 30/12/2014 tarihinde 80,00 TL posta masrafının yatırıldığı anlaşılmıştır.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … ve …’nun tazminat talebi ile … … aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dava dışı … ve …’nun mahkeme ilamını … A.Ş. aleyhine icra takibine koyması sonucu davacının 07/03/2017 tarihinde 806.547,89 TL ve 5.886,52 TL temyiz nispi harcı, 30/12/2014 tarihinde 190,30 TL temyiz maktu harcı ve 23/06/2015 tarihinde 20.427,60 TL ile 30/12/2014 tarihinde 80,00 TL posta masrafının ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Samsun 2. İş Mahkemesindeki davanın davacısı ve bu davacı tarafından ödeme yapılan işçi de bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup … 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih ….. karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacaktır.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve ……. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı vekilinin vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunun incelenmesine gelince; rücuya dayanak davada … … lehine reddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29/05/2015 tarih….. sayılı kararı uyarınca da vekalet ücreti davacının rücuya esas davadaki borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemeyecektir. Rücuya esas davada davacı lehine hüküm altına alınan vekalet ücreti davacı tarafından icra dosyalarına ödenen bedel olarak nitelendirilemeyecektir. İşbu davada davacı yan ödediği temyiz harç ve masraflarının yanı sıra icra dosyasına ödediği bedelin tahsilini talep etmiş, ödeme yapıldığı sırada rücuya esas davada lehine hükmedilen vekalet ücretinin mahsubu yoluna gidilmemiştir. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacının icra dosyasına yapmış olduğu ödeme, dava dosyasının temyizi için yapılan dosya masrafı, maktu ve nispi harç ile karar ilam harcının yatırıldığı tespit edilmiş, mahkemece bu tespit çerçevesinde davacının davalıdan talep edebileceği rücuen tazminat miktarı tespit edilmiştir. Hal böyle olunca davacının lehine hükmedilen vekalet ücretini ödeme yaptığı sırada mahsup ederek işbu davada tazminat olarak talep etmediği anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 56.911,27 TL istinaf karar harcından peşin alınan 14.227,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 42.683,45‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.