Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1376 E. 2021/1564 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2019
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 22/06/2017
KARAR TARİHİ : 20/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2022

Taraflar arasındaki anonim şirket hisse devrinin iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’nin dava dışı …. tarafından kurulduğunu, kurucu ortakların kendilerine ait hisseleri, şirkete ait gayrimenkullerin bedelsiz olarak milli görüş hareketine ait partilere bedelsiz olarak kullandırılması ve talebi halinde bedelsiz olarak devredilmesi karşılığında yine milli görüş davasına tabi olan kişilere devrettiklerini, söz konusu gayrimenkulün yaklaşık 30 yıldır milli görüş hareketinin partileri tarafından bedelsiz ve gerçek sahibi olarak kullanıldığını, müvekkilinin de 01/06/2008 tarihinde anılan şirketteki hissesinin tamanını davalıya hiçbir bedel almaksızın, şirkete ait gayrimenkulün bedelsiz olarak … Partisinin genel merkez binası olarak kullandırılması ve talep halinde şirkete ait gayrimenkullerin … Partisine bedelsiz olarak devredilmesi karşılığında devrettiğini, davalı ve dava dışı …’ün … Partisinden icra yoluyla kira bedeli ödemesini ve dava yoluyla gayrimenkulün tahliye edilmesini talep ettiklerini, davalının hisseleri hile yoluyla davacının iradesini fesada uğratarak devraldığını belirterek taraflar arasındaki 01/06/2008 tarihli hisse devir işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının dava dışı şirketteki paylarını 01/06/2008 tarihinde müvekkiline devrettiğini, devir sözleşmesinde devrin herhangi bir şarta bağlanmadığını, davacının hisse sahipliği iddiasının da bulunmadığını, davaya konu şirketin emaneten davacıda olan paylarının davalıya devredildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının dava dışı şirketteki hisselerini davalıya şirkete ait gayrimenkulün bedelsiz olarak … Partisinin genel merkez binası olarak kullandırılması ve talep halinde şirkete ait gayrimenkullerin … Partisine bedelsiz olarak devredilmesi karşılığında bila bedel devrettiğini ileri sürmüşse de taraflar arasındaki hisse devri sözleşmesinde iddia edildiği şekilde bir şart olmadığı, davacının hisse devrinin bu şartla yapıldığı ve dolayısıyla hile ve aldatma iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı … şirketi adına milli görüş hareketinin kullanımına tahsis edilmek üzere arsa satın alındığını, üzerine bugün … Partisinin genel merkezinin bulunduğu bina ile cami inşa edildiğini, taşınmazın yaklaşık 30 yıldır milli görüş hareketinin partileri tarafından bedelsiz ve gerçek sahibi olarak genel merkez şeklinde kullanıldığını, anonim şirket hissedarlarının şirket defterlerinde bağış vs. Şeklinde hiçbir açıklama ve aksi yönde alınan bir yönetim kurulu kararı olmaksızın bu kadar sene bu kadar değerli bir mülkün bedelsiz ve karşılıksız bir şekilde bir siyasi partinin kullanımına bırakılmasının mantıkla izah edilemeyeceğini, şirketin kuruluş amacı ve hisselerin ne şekilde el değiştirdiğinin açıkça ortada olduğunu, şirket hissedarlarının partiyle olan ilişkilerinin araştırılmasının zorunluluk arz ettiğini, kurucu ortakların hiçbir zaman şirket ve şirket adına kayıtlı gayrimenkuller üzerinde hak iddia etmediğini, kendilerine ait hisseleri zamanı geldiğinde bedel almaksızın bu şirkete ait gayrimenkullerin milli görüş hareketine bedelsiz olarak hizmet etmesi şartıyla milli görüş davasına mensup kişilere devrettiğini, kurulduğu günden bu güne kadar hissedarların hepsinin parti içinde görev alan kişiler olduğunu, kuruluşundan bu güne kadar gerçekleşen sayısız hisse devri işleminde bu gerçeğin şaşmaması, şirketin kuruluş amacını, ortada para verilip alınan gerçek bir hisse devri olmadığı dava dilekçesinde belirtilen hile ve aldatma iddialarını tek başına doğrulayacak nitelikte bulunduğunu, … Partisi genel merkezinden dava dışı şirketin kurucu ortakları dahil şirkette şu ana kadar hissedar olan kişilerin parti üyesi olup olmadıklarının araştırılması gerektiğini, davalının şirket hisse devirlerinin bedelsiz olarak gerçekleştirilmesine karşın bir açıklama ve delil sunamadığını, hisse devrinin yapıldığı tarihten 2017 yılına kadar taraflar arasında iddialarını çürütecek herhangi bir kira ilişkisi ve para alışverişi olmamasının hisse devirlerinin hangi saikle yapıldığını ortaya koyduğunu, şirket hisselerinin çoğunluğunu ele geçiren davalı ve dava dışı ortak tarafından … Partisi genel merkezinin tahliyesi için takip başlatıldığını, aldatıldığını anlayan müvekkili tarafından işbu davanın açıldığını, taraflar arasında gerçek bir satış bulunması halinde bunu destekleyen bir makbuzun olması gerektiğini, bu güne kadar gerçekleştirilen bütün hisse devir senetlerinin celp edilmediğini, banka kayıtlarından bu devirlerin bir bedel karşılığı yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, tanık deliline dayanmış olmalarına rağmen mahkeme tarafından tüm deliller toplanmadan hüküm kurulduğunu, yemin delillerinin hatırlatılmadığını, davaya konu anonim şirket hisse devrinin devir tarihinde yürürlükte bulunan kanunun aradığı şekil şartlarını taşımadığını, hükümsüz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; anonim şirket hisse devir sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava dışı ….. ticaret sicil dosyası, anılan şirket ile … Partisi Genel Merkezi arasında akdedilen 01/11/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi, tapu kaydı, Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2017/4760 sayılı takip dosyası sureti, taraflar arasında akdedilen 01/06/2008 tarihli hisse devir senedi, dava dışı … …. banka hesap bildirim cetveli, kira faturaları, yargılama aşamasında mali müşavir bilirkişiden alınan 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2017/4760 sayılı icra takip dosyası ile, dava dışı ….. tarafından … Partisi genel başkanlığı aleyhine, kira sözleşmesine dayanılarak toplam 368.607,07 TL alacağın tahsili, olmazsa tahliye talebi ile 03/03/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Dava konusu 01/06/2008 tarihli hisse devir senedinin taraflar arasında adi yazılı şekilde düzenlendiği, anılan devir senedinde davacı tarafından dava dışı …….’deki 400 adet hissenin tüm hak ve alacaklarıyla birlikte davalıya devredildiği, bu devirden dolayı hiçbir ad altında hak ve alacağın kalmadığı, bundan böyle tüm borç ve alacaklar, hak ve mükellefiyetlerin davalıya ait olduğu belirtilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, dava dışı … …. ticari defterleri incelenerek … Partisi tarafından kira bedeli açıklamasıyla 29/12/2017 – 03/10/2018 tarihleri arasında dava dışı şirket hesabına ödeme yapıldığı, şirketin ticari kayıtlarında 2009 yılında 141.600,00 TL, 2010 yılında 94.400,00 TL, 2017 yılında 483.743,64 TL, 2018 yılında ise 53.100,00 TL … Partisinden alacaklı olduğunun kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir.
İstinaf aşamasında davacı yanın davalıya yemin teklif etmesi üzerine davalı teklif edilen yemini 18/10/2021 tarihli celsede eda ederek, davacıya ait … …. hisselerini 01/06/2008 tarihli devir senedi ile bedel karşılığında devraldığına, devir aldığı şirket hisselerinin hissedarların ölümü veya başka bir partiye katılmaları nedeniyle elden çıkmasının önüne geçilmesi amacıyla ve daha sonra devretme taahhüdünde bulunmadığına ilişkin yemin etmiştir.
Davacı yan dava dışı … ….’ne ait gayri menkullerin bedelsiz olarak … Partisinin Genel Merkez binası olarak kullandırılması ve talep halinde şirkete ait gayri menkullerin … Partisine bedelsiz olarak devredilmesi karşılığında anılan şirkette bulunan hisselerini bedelsiz olarak davalıya devrettiğini, davalının hisse devrindeki şarta aykırı hareket ettiğini, iradesinin fesada uğratıldığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda hisse devir sözleşmesinde davacının iddia ettiği şekilde bir şartın yer almadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 01/06/2008 tarihinde davacı tarafından dava dışı … ….’de bulunan 400 adet hissesinin davalıya devredildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının hisse devir senedi ile devrettiği hisseler karşılığında davalıdan herhangi bir bedel alıp almadığı, hisse devrinin bedel karşılığında yapılıp yapılmadığı, devrin şirkete ait gayri menkullerin bedelsiz olarak … Partisinin Genel Merkez binası olarak kullandırılması ve talep halinde şirkete ait gayri menkullerin … Partisine bedelsiz olarak devredilmesi karşılığında yapılıp yapılmadığı, davacının hisse devrine ilişkin iradesinin fesada uğratılıp uğratılmadığı, hisse devir senedinin iptali koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davacı yanın işbu davadaki temel iddiası dava dışı … ….’ne ait gayri menkullerin bedelsiz olarak … Partisinin Genel Merkez binası olarak kullandırılması ve talep halinde şirkete ait gayri menkullerin … Partisine bedelsiz olarak devredilmesi karşılığında anılan şirkette bulunan hisselerini bedelsiz olarak davalıya devrettiği, davalının ise hisse devrinin koşullarına aykırı hareket ettiğine yöneliktir. Anılan iddia karşısında davada ispat yükü davacı üzerindedir. Bir başka anlatımla davacı yan iddiasını usulüne uygun delillerle ispat yükü altındadır.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmayan 01/06/2008 tarihli hisse devir senedinde davacının iddiasını dayandırdığı dava dışı … ….’ne ait gayri menkullerin bedelsiz olarak … Partisinin Genel Merkez binası olarak kullandırılması ve talep halinde şirkete ait gayri menkullerin … Partisine bedelsiz olarak devredilmesine ilişkin herhangi bir şart yer almamaktadır.
Davacı yanın delilleri arasında açıkça yemin deliline dayanılmıştır. İlk derece mahkemesince davacı yana davalıya yemin teklif hakkı hatırlatılmadığından istinaf aşamasında duruşma açılarak davacı yana davalıya yemin teklif hakkı hatırlatılmış, davacı vekilince davalıya yemin teklif edilerek yemin metni ibraz edilmiştir. Davacı vekilince yemin metninin ibraz edilmesi üzerine HMK’nun 228 vd. maddeleri gözetilmek suretiyle Dairemizce hazırlanan yemin metni çerçevesinde davalıya yemin meşruhatını içerir davetiye gönderilmiştir. Davalı asil 18/10/2021 tarihli celsede hazır bulanarak teklif edilen yemini eda etmiştir.
Dava konusu 01/06/2008 tarihli hisse devir senedi, anılan tarihte yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK hükümlerinde yer alan şekil koşullarına uygundur.
Hal böyle olunca, istinaf yargılaması ile toplanan davacının yemin delili karşısında gelinen aşamada da davacının iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gözetilerek davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılmadan eksik inceleme ile kurulan ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına, yemin delili kesin delil olduğundan ve davalı da yemin edip, bu beyanında ısrar ederek yemini usulüne uygun yerine getirdiğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında gerekçe yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulüne, sair istinaf itirazlarının reddine, ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden KABÜLÜNE, sair istinaf sebeplerinin reddine,
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/06/2019 tarih 2017/441 Esas 2019/595 Karar sayılı kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli olan 59,30 TL karar ilam harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,48‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İlk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırıldığı ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İlk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırıldığı ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/12/2021
….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.