Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1340 E. 2021/757 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO ….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : …
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2009
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 69.000,00 TL yönünden davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, fazlaya ilişkin kısım yönünden açılan davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde diğer davalının müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların takibe itirazının iptaline, %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından davacı bankaya ödemeler yapıldığını, ödemeler mahsup edilmeden davacının icra takibine başladığını, temerrüt faiz oranının yüksek olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı tarafından davalılar aleyhine yapılan icra takibinde borçluların 69.000.00 TL’nin üzerindeki alacak miktarı için itirazda bulundukları, davacının 115.731,29 TL miktar üzerinden harç yatırarak itirazın iptali davası açtığı, alınan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan toplam 68.455,54 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu miktarın itiraz edilmeyen borç miktarı içerisinde kaldığı, davalıların borca itiraza haklı olduklarının anlaşıldığı gerekçesiyle 46.731,29 TL alacak bakımından açılan davanın reddine, 69.000,00 TL yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, yasal şartlar oluşmadığından davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hesap kat ihtar tarihi itibarıyla toplam 115.731,29 TL alacak bulunduğunu, ihtarname ile birlikte davalıların temerrüte düştüğünü, bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olarak hazırlandığını, davaya konu kısmi itirazların yerinde olmadığını, bilirkişi raporunda esas alınan temerrüt faiz oranının sözleşmeye uygun olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında temerrüt faiz oranının belirlendiğini, sözleşmenin ihtirazi kayıt koyulmadan imzalandığını, bilirkişi raporu ile sözleşmenin dışına çıkılarak alacağa başka bir faiz oranı uygulanmasının kabul edilemeyeceğini, faiz düzenlemesi için bilgi ve belgelerin temlik eden kurumdan celbi talep edilmiş ise de bu talebin mahkemece dinlenmediğini, temlik eden kuruma müzekkere yazılarak faiz genelgesinin dosyaya kazandırılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 02/12/2011 tarihli bilirkişi kök, 27/05/2013 tarihli ek raporu, bankacı ve hesap uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 17/09/2018 tarihli rapor, bankacı, hukukçu, bankacı bilirkişi heyetinden alınan 21/01/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu, alacak temlik sözleşmesi, temlik eden bankaya yazılan müzekkereye verilen 15/05/2012 tarihli yazı cevabı, İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosya sureti, temlik eden banka faiz genelgeleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemenin …. Karar sayılı kararıyla Ankara mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulüne, dosyanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, davacı vekilinin süresinde dosyanın gönderilmesini talep etmesi üzerine dosya Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
Dava konusu İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün …. sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 115.731,29 TL alacağın tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 03/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı borçluya bila tebliğ olduğu, davalı borçluların 7 günlük itiraz süresi içerisinde 10/04/2009 tarihinde Ankara İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu da belirterek borcun 69.000,00 TL dışındaki kısmına ve faiz oranına itiraz ettikleri, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre olan 30/10/2009 tarihinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
… ile davalı şirket arasında akdedilen 09/07/2007 tarihli 50.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde davalı …’in aynı limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, 21/11/2006 tarihli 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde davalı …’in aynı limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefaletlerin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga BK’nun 484 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu görülmüştür.
… tarafından 04/12/2007 tarihli hesap kat ihtarnamesi ile davalı şirketin kredi hesabının kat edildiği, toplam 115.731,29 TL borcun 24 saat içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, davalı asıl borçlu şirkete çıkarılan kat ihtarının 08/12/2007 tarihinde bila tebliğ olduğu, davalı kefile hesap kat ihtarnamesinin 07/12/2007 tarihinde tebliğ edildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Dosya içerisinde yer alan 02/07/2010 tarihli alacak temlik sözleşmesi ile … tarafından işbu dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen alacak … … temlik edilmiştir. Temlik alan şirket isim değiştirerek … A.Ş. ismini almış, anılan şirket …. A.Ş. ile birleşmiştir.
Yargılama aşamasında alınan birinci bilirkişi raporunda, mevcut belgelere göre hesap kat ihtarnamesindeki alacak esas alındığında, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan 108.255,35 TL asıl alacak, 4.908,08 TL işlemiş faiz, 245,40 TL BSMV olmak üzere toplam 113.408,79 TL alacaklı olduğu, %56,25 temerrüt faiz oranının uygulanacağı belirtilerek eksik olan belgelerin sunulması istenilmiştir. Eksik belgelerin ikmalinden sonra alınan bilirkişi ek raporunda ise, takip tarihi itibarıyla davacının 97.800,00 TL asıl alacak, 6.355,63 TL işlemiş akdi faiz, 337,04 TL BSMV, 385,18 TL komisyon olmak üzere toplam 104.877,85 TL alacaklı olduğu, %41,25 temerrüt faiz oranının uygulanacağı, takipten sonra toplam 85.047,92 TL ödendiği tespit edilmiştir.
Alınan ikinci bilirkişi heyeti raporunda ise, akdi faiz oranının %33 olduğu, genel kredi sözleşmesinin 36.maddesi uyarınca akdi faiz oranının %25 fazlası yıllık %41,25 temerrüt faizi oranının uygulanması gerektiği, takipten sonra, davadan önce 85.047,92 TL tahsilat yapıldığı, davadan sonra 16.000,00 TL ödendiği, takip tarihi itibarıyla davacının 65.998,67 TL asıl alacak, 2.646,82 TL işlemiş faiz, 132,34 TL BSMV olmak üzere toplam 68.777,83 TL alacaklı olduğu, davalı yanın takipte 69.000,00 TL’ye yönelik itirazının bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Alınan üçüncü bilirkişi heyeti raporunda, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan 65.689,40 TL asıl alacak, 2.634,42 TL işlemiş faiz, 131,72 TL BSMV olmak üzere toplam 68.455,54 TL alacaklı olduğu, %41,25 temerrüt faiz oranının uygulanacağı tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının takip tarihi itibarıyla tespit edilen alacağının davalılar tarafından itiraz edilmeyen kısım içinde bulunduğu, davalıların takibe itirazlarının haklı olduğu, itiraz edilmeyen kısım için dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle 69.000,00 TL yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, fazlaya ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu icra takibinde davalılar takip konusu alacağın 69.000,00 TL kısmına herhangi bir itirazları bulunmadığını, talep edilen fazlaya ilişkin borcun kabul edilmediğini, Ankara İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek takibe itiraz etmişlerdir.
İtirazın iptali davasında süresinde ödeme emrine itiraz edilmiş olması itirazın iptali davasına özgü dava şartı olduğu gibi, yetkili icra müdürlüğünde icra takibi yapılmış olması da anılan davaya özgü dava şartıdır.
Mahkemece davalıların icra takibinde 69.000,00 TL’ye yönelik herhangi bir itirazlarının bulunmadığı gözetilerek itiraz edilmeyen bu kısma yönelik davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi isabetlidir.
Öte yandan dava konusu icra takibi İstanbul İcra Müdürlüğünde başlatılmıştır. Davalılar ise yetkili icra müdürlüğünün Ankara İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek itiraz etmiştir. Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden takip dayanağı sözleşmelerin Bakırköy İstanbul şubesi ile imzalandığı, genel kredi sözleşmesinde sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer ve icra dairelerinin yetkisinin kabul edildiği, bu durumda icra takibinin Bakırköy İcra Müdürlüğünde yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Davacı ise icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğü olan İstanbul İcra Müdürlüğünde başlatmıştır. Davalıların icra müdürlüğünün yetkisine yaptıkları itirazın usulüne uygun olması halinde yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılmış olmasına ilişkin itirazın iptali dava şartı gerçekleşmemiş olacaktır.
Davalıların icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazlarının usulüne uygun olup olmadığı incelendiğinde, davalı şirketin şirket merkezi … Ankara, diğer davalının adresi de … Ankara’dır. Davalılar Ankara İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiştir. Davalıların adresleri gözetildiğinde ise … İcra Müdürlüğü yetkili olacaktır. Davalıların yetki itirazında bildirdikleri icra müdürlüğü yetkili olmadığından yetki itirazı usulüne uygun değildir. Bu durumda davalıların icra müdürlüğünün yetkisine yaptıkları itiraz usulüne uygun olmadığından somut uyuşmazlıkta yetkili icra müdürlüğünde icra takibi başlatılmış olmasına ilişkin itirazın iptali dava şartının gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Taraflar arasında … ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalı …’in sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, … tarafından kredi hesabının kat edildiği, alacağın temlik sözleşmesi ile alacağın temlik edildiği, davalıların icra takibinde 69.000,00 TL alacağa yönelik herhangi bir itirazlarının bulunmadığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise alacak miktarı, davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağını davalılardan talep edip edemeyeceği, davalıların icra takibine kısmi itirazlarının haklı olup olmadığı, uygulanması gereken temerrüt faiz oranı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı temerrüt faiz oranı ile bu oran esas alınarak hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına yöneliktir.
Yargılama aşamasında temlik eden bankaya yazılan müzekkere cevabı ile birlikte 2007-2017 yılları arasında kredi işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlarına ilişkin faiz genelgeleri gönderilmiştir.
Somut olayda kredi alacağına uygulanacak temerrüt faiz oranının taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre tespiti gerekir. Akdedilen genel kredi sözleşmelerinde kararlaştırılan bir temerrüt faizi oran olarak gösterilmemiştir. Sözleşmelerin 36. maddesinde bankanın borçlu hesaplara uygulamakta olduğu en yüksek cari faiz haddinin %25 fazlasının temerrüt faiz oranı olarak uygulanacağı belirlenmiştir. Bu durumda bankanın borçlu hesaplara uyguladığı en yüksek cari faiz haddinin tespiti gerekir.
Yargılama aşamasında temlik eden bankaya temerrüt faiz oranı ile ilgili yazılan müzekkereye, müzekkere ekinde yer alan faiz listesindeki en yüksek faiz oranının %25 fazlası eklenmek suretiyle temerrüt faiz oranının tespit edildiği belirtilerek cevap verilmiştir. Anılan cevaptan anlaşılacağı üzere davacının dava konusu icra takibinde talep ettiği temerrüt faiz oranı banka faiz genelgelerinde yer alan en yüksek faiz oranı esas alınarak hesaplanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede ise faiz listeleri üzerinden değil, bankanın borçlu hesaplara fiilen uyguladığı en yüksek cari faiz haddinin esas alınması gerektiği belirtilmiştir.
Temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek cari faiz oranını ispat etme külfeti alacaklı davacı üzerindedir.
Temlik eden banka ile temlik alan … şirketi vekilleri ise yargılama aşamasında borçlu hesaplara fiilen uygulanan en yüksek cari faiz oranını gösterir herhangi bir bilgi ve belge ibraz etmediği gibi, istinaf aşamasında da sunulan herhangi bir belge bulunmamaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu alacağın kaynaklandığı kredi ilişkisinde davacı bankanın %33 akdi faiz oranını uyguladığı gözetilerek genel kredi sözleşmelerinin 36. maddesi uyarınca anılan akdi faiz oranının %25 fazlası hesaplanarak uygulanması gereken temerrüt faiz oranı %41,25 olarak tespit edilmiştir.
Bu durumda mahkemece davacının davalı şirketin genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredi ilişkisinde uyguladığı %33 akdi faiz oranının üzerinde bir faiz oranı uyguladığını ispatlayamadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında istinafa başvuranın sıfatı gözetildiğinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin itiraz edilmeyen kısım yönünden davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi, fazlaya yönelik açılan davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcının peşin alınan 795,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 735,70 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.