Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1311 E. 2021/735 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2019/1311 Esas 2021/735 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1311
KARAR NO : 2021/735

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2019
NUMARASI :
DAVA TARİHİ : 02/04/2019
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/06/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın …… ……. Şubesi kredi borçlusu olan … … … İnş. Ve Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından kullanılan kredilerin teminatını teşkil etmek üzere davalının borçlusu olduğu 16.10.2015 tanzim ve 20/02/2016 vade tarihli 7.000,00 TL meblağlı bonoya istinaden davalı borçlu tarafından 22.02.2016 tarihinde 3.500,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bakiye bono bedelinin bugüne kadar ödenmediğini zamanaşımına uğrayan bu bonodan doğan alacağın tahsili için TTK’nın 778.maddesinin (d) fıkrası delaletiyle 732. Maddesi hükmüne dayalı olarak işbu davanın açıldığını, davalı borçlunun sebepsiz zenginleşmediğini ispatla yükümlü olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmeyen 3.500,00 TL’nin TTK’nın 732. Maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak vade tarihinden tahsiline kadar 3095 sayılı Kanunun 2/2. Maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi ile birlikte davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamış, 05.07.2019 tarihli celsede devre mülk satın almak için … … şirketi ile 10.000,00 TL karşılığında anlaştığını, bu bedelin 3.000,00 TL’sinin kredi kartı ile 10 ay vadeli aylık 300,00 TL taksitle, kalan 7.000,00 TL’nin ise 3.500,00 TL sini peşin kalanı için ise dava konusu senedin düzenlendiğini, ekonomik durumu bozulunca 3.500,00 TL sini ödeyemediğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; dava konusu uyuşmazlık bononun tahsiline ilişkin olup; dava dışı lehtarla devre mülk sözleşmesi karşılığında tüketici keşideci olduğu halde, kıymetli evrak niteliğinde olan bono şeklinde, namına ibaresinin bulunduğu senet tevdi bordrosuna göre, her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı senetler halinde düzenlendiğinin anlaşıldığı, dosya içerisinde mevcut deliller, taraflar arasında kurulan devre mülk satış sözleşmesi, senet tevdi bordrosu, davaya konu senet ve tüm dosya içeriğine göre; dava konusu senedin nama yazılı bono olduğu, düzenleyenin davalı olan tüketici, lehtarının ise ticari ve mesleki amaçla devre mülk satışı yapan ticari şirket olduğu ve senet değeri için taksitlendirme yapıldığı, uyuşmazlık tüketici işlemi niteliğinde olduğundan, bu tür uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğu, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanması nedeniyle ticaret mahkemesi görevli olmadığından, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu bonoların müvekkili banka tarafından kullandırılan ve ticari mahiyette olan krediler nedeniyle bankaya devredildiğini, müvekkili bankanın tüm iş ve işlemlerin ticari iş niteliğinde olduğunu, TTK’nın hükümleri gereği bonolardan kaynaklı ihtilafın ticari mahiyette olduğunu, davalı bono borçlusu ile müvekkili banka arasındaki ihtilaftan kaynaklı olarak dava açıldığını, dava dışı şirket ile davalı arasında imzalanan devre mülk sözleşmesinde müvekkili bankanın taraf olmadığını, bonolar tedavüle çıktıktan sonra yetkili hamilin müvekkili banka olduğunu bu nedenle asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; zamanaşımına uğrayan bakiye bono bedelinin TTK’nın 778/1-d fıkrası delaletiyle aynı Yasa’nın 732. Maddesindeki sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı-keşideciden tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle görev şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2. fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı üç bin Türk Lirasıdır. 01/01/2019 tarihinden itibaren ise bu sınır 4.400,00 TL’dir. Davada ise dava değeri 3.500,00 TL olup, mahkemece görev şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin verilen 05/07/2019 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararlara karşı HMK’nun m.346/1 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karardır. (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 176)
Tüm bu nedenlerle HMK’nun m.352’deki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden red kararına karşı temyiz yolu açık değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih ve 2017/3597 Esas 2018/5 Karar sayılı ilamı).

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesi hükmü HMK’nın 341/(2). maddesi gereğince kesin olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ile 44,40 TL istinaf maktu karar harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 10/06/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.