Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1307 E. 2021/742 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/01/2010
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2021
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … … çalışanı …’ın piyasa koşullarına göre oldukça yüksek faiz veren bir madencilik fonu olduğu söylemi üzerine 15/10/1999 tarihinde toplam 28.500,00 TL’yi …’a teslim ettiğini, karşılığında müvekkiline … … A.Ş.’ye ait hesap cüzdanı verildiğini, 31/10/2000 tarihinde … devlet tarafından el konulmasıyla ortada bir dolandırıcılık olayı olduğunun anlaşıldığını, davalıların davacının zararından sorumlu olduklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 28.500,00 TL davalı …’e verilen para, 484.500,00 TL munzam zarar olmak üzere toplam 513.000,00 TL’nin 18/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticarî temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’ın … A.Ş.’nin bölünme öncesinde veya özelleştirme sonrasında personeli olmadığını, ceza davası yargılaması sonucunda işlediği sabit görülen suçları doğrultusunda … hakkında mahkûmiyet kararı verildiğini, dava konusu olayda davalı bankanın hukuken sorumlu tutulmasını gerektirecek bir nedenin bulunmadığını, davalı banka ile … arasında hiçbir maddî veya hukukî beraberliğin söz konusu olmadığını, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığı bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise de davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında 3 kişilik bankacılık bilirkişi kurulundan alınan rapor ile, davacının bankada hesap açtırmak için şubeye gitmediği, parayı eşi vasıtasıyla …’a verdiği, faizini almak ve hesap cüzdanına işletmek için bankaya gitmediği, elden veya havale ile para aldığı, işlemlerin mutat bankacılık işlemlerine uygun olmadığının açıkça belli olduğu, davacının %50 kusurlu olduğunun tespit edildiği, alınan raporun dosyaya ve emsal dosyalara uygun olduğu, belirlenen bu kusur durumuna göre alacağa ilişkin işlemiş faiz ve munzam zarar hesabı yapılacağı, davalı …’ın davacının verdiği 28.500,00 TL alacağın tamamından sorumlu bulunduğu, dava tarihi itibarıyla mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun yürürlükte bulunduğu, davalı … yönünden haksız eylemle birlikte alacağın muaccel olduğu, diğer davalı yönünden ise davacı tarafından gönderilen ihtarname ile verilen sürenin sonunda 27/11/2009 tarihinde temerrütün oluşacağı, davalı …Ş. yönünden haksız fiilden doğan alacak isteminin zaman aşımına uğradığı, davalı …’ın davacının 28.500,00 TL alacağından sorumlu olduğu, benimsenen bilirkişi raporu ile davacının davalı …’tan talep edebileceği 105.787,85 TL munzam zararı bulunduğu, diğer davalı yönünden ise temerrüt tarihi olan 27/11/2009 tarihi itibarıyla davacının diğer davalıdan talep edebileceği herhangi bir munzam zararının oluşmadığı gerekçesiyle davalı … hakkında açılan davada haksız eylemden doğan alacak istemi yönünden 28.500,00 TL alacağın 18/11/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte anılan davalıdan alınarak davacıya verilmesine, munzam zarar istemi yönünden 105.787,85 TL alacağın 15/01/2010 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte anılan davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı …Ş. hakkında açılan davada haksız eylemden doğan alacak istemi yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, munzam zarar istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilirken hükme esas alınan bilirkişi raporunun talepten farklı ve hukuki dayanağı olmayan kriterlere göre düzenlendiğini, müvekkilinin … A.Ş.’ye para yatırdığını, 17/01/2000 tarihinden davanın açıldığı 15/01/2010 tarihine kadar 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığını, davadan önce davalıya gönderilen ihtarnamenin 19/11/2009 tarihinde tebliğ edildiğini, emsal dosyada derdest ceza dosyası yönünden zaman aşımı incelemesi yapılması gerektiği gerekçesiyle Yargıtay’ın zaman aşımı nedeniyle davanın reddi kararını bozduğunu, davalı …Ş. hakkında davanın munzam zarar yönünden reddi kararının kanuna aykırı bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; haksız fiilden kaynaklanan alacağın tahsili ve munzam zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı tarafından … ve davalı bankaya gönderilen ihtarname sureti, davacı adına düzenlenen mevduat cüzdanı sureti, Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesinin … Karar sayılı karar sureti, anılan kararın bozulmasına ilişkin Yargıtay 11. Ceza Dairesi bozma ilamı, bozma üzerine yapılan yargılama sonunda verilen Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesinin …Karar sayılı karar sureti, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin davanın zaman aşımı nedeniyle düşme kararı, … … soruşturma raporları, yargılama aşamasında bankacı ve hukukçu bilirkişi heyetinden alınan 31/01/2017 tarama tarihli bilirkişi raporu, üç kişilik bankacı bilirkişi heyetinden alınan 28/08/2018 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
… A.Ş. Mevduat cüzdanının davacı adına düzenlendiği, vade sonunun 17/01/2000 olup, yatırılan paranın 28.500,00 TL olduğu görülmüştür.
Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Karar sayılı karar ile sanık … hakkında … A.Ş. personeli olmayıp bankanın üst katında bulunan … … çalışanı olduğu halde bankada bulunan boş hesap cüzdanlarını almak suretiyle bankaya para yatırmak isteyen kişi/kişilerden boş hesap cüzdanlarını doldurmak suretiyle para tahsil etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verildiği, Yargıtay 11. Ceza Dairesince kararın yeni TCK kapsamında değerlendirme yapılmak üzere bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılama sonunda Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesinin…. Karar sayılı karar ile sanık …’ın dolandırıcılık suçunu işlediği sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesince bozularak dava zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşmesine karar verildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Yargılama aşamasında alınan birinci bilirkişi raporunda, davacının ihtarname tarihi itibarıyla 28.500,00 TL alacağı, enflasyon, mevduat faizi, Usd, altın hesapları gözetilerek yapılan hesaplama sonucu 386.542,53 TL munzam zarar alacağı bulunduğu, davalı … Bankasının zararın %50’si olan 207.521,26 TL’den sorumlu olduğu, davalı …’ın sorumluluğunun 415.042,53 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan ve hükme dayanak yapılan ikinci bilirkişi heyeti raporunda ise, davacının munzam zararının talep edebileceği 92.627,34 TL yasal faiz ile çeşitli finansal göstergelerin ortalaması olan 198.415,19 TL arasındaki farkın 105.787,85 TL munzam zarar olduğu, davalı …’ın ana para, munzam zarar, işlemiş faizden sorumlu bulunduğu, davalı … Bankasının 18/11/2009 tarihli ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 19/11/2009 tarihinden itibaren verilen 1 haftalık atıfet süresinin sonunda 27/11/2009 tarihinde temerrüte düştüğü, temerrüt tarihinden dava tarihine kadar davalı banka yönünden munzam zarar oluşmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan davalı bankaya para yatırdığını, paranın davalı …’a teslim edildiğini, bankaya devlet tarafından el konulması ile birlikte dolandırıldığını anladığını, munzam zararının oluştuğunu, bankaya yatırılan para yönünden ise alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı banka ise davalı …’ın banka personeli olmadığını, bankanın hukuken sorumluluğunun bulunmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlendiği şekilde davalı … hakkındaki alacak davasının kabulüne, munzam zarar talebinin kısmen kabulüne, davalı …Ş. yönünden alacak davasının zaman aşımı nedeniyle reddine, munzam zarar talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının 15/10/1999 tarihinde … A.Ş. hesap cüzdanı karşılığında … A.Ş.’ye para yatırma amacıyla davalı …’a 28.500,00 TL yatırdığı, paranın davacıya iade edilmediği, davalı …’ın somut uyuşmazlığa konu benzer dolandırıcılık eylemleri nedeniyle yapılan ceza yargılaması sonunda mahkumiyetine karar verildiği, Yargıtay tarafından dava zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zaman aşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının … A.Ş. Hesap cüzdanı karşılığında davalı …’a teslim ettiği 28.500,00 TL’yi davalılardan talep edip edemeyeceği, davalı …Ş.’ye yönelik alacak yönünden davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, davacının alacağa işletilecek faiz ile karşılanmayan munzam zararının bulunup bulunmadığı, munzam zararı var ise miktarı, munzam zararın davalılardan talep edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, yargılama aşamasında alınan ve hükme dayanak yapılan 28/08/2018 tarihli üç kişilik bilirkişi heyeti raporu ile çeşitli finansal göstergelerin ortalaması alınıp davacının bankaya yatırdığı 28.500,00 TL’ye işleyecek yasal faiz miktarı hesaplanarak aradaki fark davalı … yönünden munzam zarar olarak tespit edilmiştir. Munzam zarar davacının bankaya yatırdığı paraya işleyecek faiz ile karşılanmayan zararıdır. Alınan rapor ile davalı … yönünden tespit edilen munzam zarar miktarı 105.787,85 TL’dir.
Davalı …Ş. yönünden ise faiz başlangıç tarihi davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliği ile verilen atıfet süresinin sonu olan 27/11/2009 tarihidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ile anılan temerrüt tarihi ile dava tarihi arasında davacının işlemiş yasal faiz ile karşılanmayan herhangi bir munzam zararının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece birinci bilirkişi heyeti raporunda munzam zarar hesabının ihtarname tarihi itibarıyla yapıldığı, işlemiş faiz ile karşılanmayan zararın munzam zarar olduğunun gözetilmediği, üç kişilik bilirkişi heyeti raporunun ise hüküm kurmaya elverişli, ayrıntılı, dosya kapsamına uygun olduğu gözetilerek hükme esas alınıp, munzam zarar yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekili davalı …hakkındaki alacağa ilişkin davanın zaman aşımı nedeniyle reddi kararına yönelik de istinaf itirazı bulunmaktadır. Anılan davalı vekili dava dilekçesinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunmuştur.
Haksız fiilden kaynaklanan işbu alacak davası, dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nun 60.maddesi uyarınca zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Haksız fiilin suç teşkil eden bir fiil olması halinde ise Ceza Kanununda daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise uzamış ceza zaman aşımı süresi haksız fiilden kaynaklanan alacak davasında uygulanacaktır.
Davacı yan haksız fiilden kaynaklanan zararı ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde davalı bankaya karşı alacak davasını açmadığı gibi, dolandırıcılık eyleminin 765 sayılı TCK’nun 102/4 maddesi gereğince 5 yıl olan uzamış ceza zaman aşımı süresi içerisinde de alacak davasını açmamıştır.
Bu durumda mahkemece, dava tarihi itibarıyla uzamış ceza zaman aşımı süresinin dolduğu gözetilerek davalı …Ş. hakkındaki alacak davasının zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davalı … hakkındaki alacak talebine ilişkin davanın kabulü, munzam zarar talebine ilişkin davanın kısmen kabulü, davalı …Ş. hakkındaki munzam zarar talebine ilişkin davanın reddi, alacak talebine ilişkin davanın zaman aşımı nedeniyle reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı …Ş. yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/06/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.