Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1306 E. 2022/181 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2019/1306 Esas 2022/181 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1306
KARAR NO : 2022/181

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2018 (Karar) – 24/07/2019 (Ek Karar)
NUMARASI : 2017/465 Esas 2018/976 Karar
DAVACI :
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2017
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalıların müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı asıl borçlu şirketin KHK kapsamında kapatılarak tüm malvarlığı ve alacaklarına el konulduğunu, KHK’da el konulan şirketin alacak ve borçlarının nasıl yönetileceği konusunda … yetkilendirildiğini, şirketin alacak ve malvarlığının borçlarının üzerinde olduğunu, davacının kredi alacağı var ise defterdarlığa başvurarak borçlu olduğu iddia olunan şirketin mal varlığı ve alacaklarından kredi alacağını tahsil etmesi gerektiğini, krediyi kullandığı iddia olunan şirket ile ilgili hiçbir girişme bulunulmadan müvekkilleri hakkında icra takibi yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; kefaletinin geçersiz olduğunu, asıl borçlu şirkete hali hazırda bir ortaklığı bulunmadığını, şirketin KHK ile kapatılarak tüm malvarlığı ve alacaklarına el konulduğunu, icra takibine itirazın kötüniyetli olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, asıl borçlu şirkete tebligat çıkarıldığı, sözleşmenin hükmü uyarınca adresten taşındığından bahisle iade edilen tebligatta yeni adresin bildirildiğinin belgelendirilmediği, kefiller yönünden TBK’nun 586. maddesindeki koşulların oluştuğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyeti raporunda nakit alacağa konu asıl borcun 672.227,85 TL olarak hesaplandığı, sözleşme hükümleri uyarınca akdi faiz oranının %20 olduğu, buna yönelik banka uygulaması bulunduğunun belgelendirilmediği, davacı bankanın muacceliyet tarihi itibariyle BCH şeklinde çalıştırılan kredilere fiilen uygulanan faiz oranlarının %20 olduğu hususunun kanıtlanamadığı, taksit tablosunda fiilen uygulanan akdi faiz oranının belirtilmediği, bilirkişi raporu ile belirlenen akdi faiz oranlarının iki katı olan %27,60, %30,72, %21,36 oranlarının temerrüt faiz oranları olarak uygulanması gerektiği, buna göre hesaplamanın yapıldığı, takip talepnamesinde işlemiş faiz bölümünde sadece işlemiş temerrüt faizi ve oranı da temerrüt faiz oranı olarak istenildiği, bu şekli ile taleple bağlı kalınarak asıl alacaklara sadece temerrüt faizi hesaplaması yapılarak talep edilebileceği, bilirkişi raporunda akdi faiz miktarı dışında temerrüt faiz hesabının da yapıldığı, davalıların kefalet imzalarının bulunduğu sözleşmede çek deposuna ilişkin hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takip dosyasında nakit alacak yönünden itirazlarının 672.227.85 TL asıl alacak, 10.467,16 TL temerrüt faizi ve 523,36 TL BSMV olmak üzere toplam 683.218,37 TL için iptaline, asıl alacağın 182.441,36 TL’sine takip tarihinden itibaren %21,36 oranında, 249.318,36 TL’sine takip tarihinden itibaren %30,72 oranında, 240.468,13 TL’sine takip tarihinden itibaren %27,60 oranında faiz ve faizlere %5 oranında BSMV işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine, gayrinakit alacak yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin istinaf dilekçesi üzerine mahkemece 24/07/2019 tarihli ek kararla anılan davalı vekilinin çıkarılan muhtıraya rağmen süresinde istinaf harçlarını yatırmadığı gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iki kez yazılı olarak bilirkişilik görevinden azledilmesi talep edilen bilirkişinin düzenlediği rapora istinaden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tarafından uygulanan temerrüt faizini gösterir tablonun mahkemeye sunulduğunu, temerrüt faiz oranının yıllık %40 olduğunu, hükme esas alınan raporda bu oranın altında oranlar üzerinden hesaplama yapıldığını, temerrüt faiz oranının müvekkilinin mevzuatına göre belirleneceğini, geçerli olan temerrüt faizi oranının sözleşmedeki dolayısıyla takip talebindeki temerrüt faiz oranı olduğunu, yeni bir bilirkişi görevlendirilmesine yönelik taleplerinin dikkate alınmadığını, alacak tutarlarının takip talebinde belirtildiği şekilde olduğunu, müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücreti ile icra inkar tazminatının da eksik hesaplandığını, faiz, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı yönünden talepleri gibi müvekkili lehine hüküm kurulması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin müteselsil kefil olduğu şirketin KHK hükmü uyarınca Maliye Bakanlığı Ankara İl Defterdarlığı sorumluluğu altına alındığını, şirketin kapatılması nedeniyle borçların muaccel hale geldiği, bankanın şirketin kapatılması sonrasında … İl Defterdarlığına başvuru yapması gerektiğini, şirketin dava konusu borcu karşılamaya yetecek miktarda taşınır ve parası bulunduğunu, müvekkili aleyhine haksız olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin adi kefil durumunda olduğunu, adi kefile başvuru koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin eşinin muvafakatinin alınmadığını, davacı yana kesin süre verilmesinden sonra muvafakatleri alınmadan sonraki celselerde de yeniden süreler verildiğini, kredi sözleşmesindeki faiz düzenlemelerinin dosyaya sunulmadığını, mahkemece faizin temerrüt faizi olarak hüküm altına alındığını, gerekçe açıklanmadan davacının talebine göre karar verildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının alacağı için süresinde yetkili bakanlığa başvurmadan doğrudan icra takibi başlattığını, mahkemenin görevli olmadığını, müvekkilinin adi kefil olduğunu, kefile başvuru koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin eş muvafakatinin bulunmadığını, davacı yana kesin süre verilmesinden sonra muvafakatleri alınmadan sonraki celselerde de yeniden süreler verildiğini, BCH kredi faiz oranının iki katı olarak belirlenen faiz oranının ne şekilde bulunduğunun mahkemece açıklanmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili ek karara yönelik istinaf dilekçesinde özetle; süresi içinde adli yardım talepli olarak istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, buna rağmen mahkemece istinaf harç ve masrafının tamamlatılması hakkında muhtıra gönderildiğini, adli yardım taleplerinin göz ardı edildiğini, istinaf kanun yolu başvurusuna konu adli yardım talebinin akıbetine ilişkin kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince verileceğini bildirerek ilk derecesi mahkemesi ek kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2016/21644 sayılı takip dosyası, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 28/08/2018 tarihli ön, 08/11/2018 tarihli birinci ek bilirkişi raporu, genel kredi sözleşmesi sureti, hesap kat ihtarı, … Defterdarlığı İl KHK İşlemler Bürosuna davacı tarafından yapılan başvuruya ilişkin belge suretleri, dava dışı asıl borçlu şirkete ilişkin ticaret sicil gazetesi ilanları, istinaf aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 11/11/2021 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2016/21644 sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 709.638,44 TL nakit alacağın tahsili, 5.920,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu …’a 26/11/2016, diğer davalı borçluya 28/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu …’ın 7 günlük itiraz süresi içerisinde 28/11/2016 tarihinde, diğer davalı borçlunun 01/12/2016 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Anılan icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinin davacı banka ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasında akdedildiği, 25/09/2014 tarihli 550.000,00 TL limitli sözleşmede davalıların aynı limit ile müteselsil kefil olduğu, kefalet limitinin 30/12/2015 tarihinde 950.000,00 TL’ye çıkarıldığı görülmüştür.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi ön raporunda, eksik belgeler bildirilmiş, alınan ek raporda ise, davalıların 21/10/2016 tarihinde temerrüte düştüğü, davacının fiilen uyguladığı akdi faizin %20 olduğunu ispatlaması halinde %40 temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplama yapıldığında takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan 672.227,85 TL asıl alacak olmak üzere toplam 691.873,65 TL alacaklı olduğu, %20 akdi faiz oranının fiilen uygulandığı ispatlanamaz ise fiilen bu kredide uygulanan faiz oranları gözetilerek temerrüt faiz oranının belirleneceği, bu oran üzerinden hesaplama yapıldığında da davacının takip tarihi itibarıyla 672.227,85 TL asıl alacak olmak üzere toplam 686.620,02 TL alacaklı olduğu, genel kredi sözleşmesinde kefilin çek depo bedelinden sorumlu olduğuna yönelik herhangi bir hüküm bulunmadığı tespit edilmiştir.
İstinaf aşamasında taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin değerlendirilebilmesi için yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun dosya üzerinde yapılan inceleme ile düzenlendiği görülmekle, alınan ikinci bilirkişi raporu davacı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme sonucu hazırlanmış olup, anılan raporda davacının takip tarihi itibarıyla davalılardan 673.247,27 TL asıl alacak, 12.422,64 TL temerrüt faizi, 621,13 TL BSMV alacağı bulunduğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %31,50 oranında temerrüt faizi işletilebileceği, kefilin çek depo bedelinden sorumlu olduğuna ilişkin sözleşmede hüküm bulunmadığı, bu nedenle davalıların çek yasal yükümlülük tutarından sorumlu olmadıkları yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı banka ile dava dışı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların sözleşmede müteselsil kefil olarak imzasının yer aldığı, kredi alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, kefaletin yasada aranan şekil koşullarına uygun olup olmadığı, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan talep edebileceği herhangi bir alacak bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, davalıların icra takibine itirazlarının yerinde olup olmadığı, kefile başvuru koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Öncelikle davalı … vekilinin ilk derece mahkemesinin istinaf kanun yoluna başvurma taleplerinin reddine yönelik ek karara karşı istinaf başvurusunun incelenmesi gerekir.
İlk derece mahkemesince anılan davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesi üzerine istinaf harç ve masrafının yatırılmadığı gerekçesiyle davalı … vekiline muhtıra çıkarılmış, çıkarılan muhtıranın 23/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle 24/07/2019 tarihli ek kararla davalı … vekilinin istinaf kanun yoluna başvurma talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinde adli yardım talebi bulunmaktadır. İstinaf dilekçesinde yer alan adli yardım talebi HMK’nun 336. maddesi kapsamında Bölge Adliye Mahkemesine yapılan adli yardım talebi niteliğindedir. Bu durumda istinaf dilekçesinde yer alan adli yardım talebinin Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmesi gerekir.
Dairemizce davalı … vekili ile diğer davalı vekilinin istinaf dilekçelerinde yer alan adli yardım talepleri değerlendirilerek davalılar vekillerinin adli yardım talepleri reddedilmiş, ret kararının kesinleşmesi üzerine davalılar vekillerine çıkarılan muhtıra üzerine davalılar vekilleri verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde eksik istinaf harçlarını ikmal etmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde yer alan adli yardım talebinin Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirileceği, adli yardım talepli istinaf dilekçesi üzerine ilk derece mahkemesince istinaf harç ve masraflarının ikmali için anılan davalı vekiline muhtıra çıkarılarak bu muhtıraya sonuç bağlanamayacağı gözetilmeden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik 24/07/2019 tarihli ek kararında isabet görülmemiş, davalı … vekilinin karara yönelik istinaf itirazları incelenmiştir.
Taraf vekillerinin istinaf itirazlarına gelindiğinde; davalılar davacı ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla yer almaktadır. Davalıların kefalet imzalarına yönelik herhangi bir inkarları bulunmamaktadır. Anılan sözleşme tarihinde davalılar dava dışı asıl borçlu şirketin ortağı olduğundan, TBK’nun 584/3. maddesi uyarınca kefaletlerinin geçerliliği için eş rızası aranmaz. Bu durumda davalıların kefaletleri sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerindeki şekil koşullarına uygun olduğundan davalılar vekillerinin kefaletin geçersiz olduğuna yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, dava dışı asıl borçlu şirketin 670 sayılı KHK’nun 5/3. maddesi gereğince 06/09/2016 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği dosya içeriğiyle sabittir.
670 sayılı KHK hükümleri uyarınca alacaklı olduğu iddiasında bulunanların ilgili idareye 60 günlük hak düşürücü süre içerisinde başvurmaları gerekmekte olup, 17/08/2016 tarihinden sonra yapılacak kapatma işlemlerinde 60 günlük sürenin kapatma tarihinden itibaren başlayacaktır. Davacı banka 13/10/2016 tarihinde Ankara Defterdarlığı İl KHK İşlemler Bürosuna başvurarak muaccel alacakları bulunduğunu, 680.373,27 TL nakit alacak, 5.920,00 TL gayri nakit alacak bulunduğunu belirterek nakit alacağın ödenmesi, gayri nakit alacağı ise depo edilmesini, rehin haklarına dayalı olarak hesapta bulunan 53.300,19 TL’ye yönelik takas mahsup haklarını kullanmaya izin verilmesini talep etmiştir. Anılan talep üzerine davacı alacağının ödendiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır.
Davacı yan 07/10/2016 tarihinde kredi hesabını kat etmiş, dava dışı asıl borçluya çıkarılan hesap kat ihtarnamesi 12/10/2016 tarihinde bila tebliğ olmuştur. Anılan tarih şirketin ticaret sicilinden terkin olduğu tarihten sonraki bir tarihtir. Davacı vekili 670 sayılı KHK kapsamında hak düşürücü süre içerisinde ilgili idareye başvurmuş, başvuru sonucu dava dışı asıl borçlu şirketten olan kredi alacağını tahsil edememiştir. Somut olayda TBK’nun 586. maddesi kapsamında kefile başvuru koşulları oluşmuştur.
Takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan var ise alacaklı olduğu miktarın tespitine gelindiğinde, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi ek raporunda davacının takip tarihi itibarıyla davalılardan 672.227,85 TL asıl alacak olmak üzere toplam 686.620,02 TL nakit alacaklı olduğu, istinaf aşamasında banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda alınan bilirkişi raporunda ise davacının takip tarihi itibarıyla davalılardan 673.247,27 TL asıl alacak, 12.422,64 TL temerrüt faizi, 621,13 TL BSMV nakit alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu icra takibinde talep edilen temerrüt faiz oranı %40’dır. Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 10.5.maddesinde bankaca BCH şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının iki katı oranında gecikme faizi ödeneceği hükme bağlanmıştır. Davacı vekili aşamalarda bankanın fiilen uyguladığı en yüksek cari faiz oranı üzerinden hesaplama yapıldığında temerrüt faiz oranının %40 olduğunu ileri sürmüştür.
Davalıların temerrüt tarihinde davacı bankanın BCH şeklinde çalıştırılan kredilere uyguladığı en yüksek cari faiz oranının ispat yükümlülüğü davacı banka üzerindedir. Davacı banka vekili anılan ispat külfeti kapsamında fiilen uyguladığı en yüksek cari faiz oranına ilişkin dosyaya herhangi bir bilgi ve belge ibraz etmemiştir. Davacı banka vekili tarafından dosyaya kazandırılan belgeler fiilen banka tarafından uygulanan en yüksek cari faiz oranını gösteren belge niteliği taşımamaktadır. Banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme sonucu istinaf aşamasında alınan bilirkişi raporunda, temerrüt tarihine en yakın tarihte banka tarafından kullandırılan BCH kredisinin akdi faiz oranının %15,75 olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda bankanın temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı BCH kredi faiz oranı %15,75 olduğundan genel kredi sözleşmesinin 10.5. maddesi uyarınca temerrüt faiz oranı %31,50 olacaktır.
Dosya içerisinde yer alan hesap kat ihtarnamesinin tebliğ evrakından ihtarnamenin dava dışı asıl borçluya 12/10/2016 tarihinde bila tebliğ olduğu, davalılara ise 13/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen 7 günlük atıfet süresinin sonunda davalılar 21/10/2016 tarihinde temerrüte düşmüştür. İstinaf aşamasında alınan bilirkişi raporunda davalıların temerrüt tarihi olan 21/10/2016 tarihine kadar işlemiş akdi faiz oranı ve BSMV miktarı hesaplanarak asıl alacak miktarına ilave edilip kapitalize edildikten sonra takip tarihi itibarıyla asıl alacak miktarı hesaplanmış, 21/10/2016 temerrüt tarihinden, takip tarihi olan 11/11/2016 tarihine kadar ise işlemiş temerrüt faizi hesabı yapılmıştır.

Dava konusu icra takip talebinde ise, davacı yan ihtar tarihi itibarıyla asıl alacağa işlemiş akdi faizi ilave ederek kapitalize ettikten sonra bulunan asıl alacak miktarına, hesap kat tarihi olan 07/10/2016 ile takip tarihi olan 11/11/2016 tarihi arasında işlemiş temerrüt faizi talebinde bulunmuştur. Bir başka anlatımla, takip talebinde, davacı alacaklının kapitalize ettiği asıl alacak miktarı takip tarihindeki asıl alacak miktarı olup, hesap kat tarihi ile takip tarihi arasında temerrüt faizi işletilmesini talep etmiştir. Bu durumda davacı yanın takip talebindeki talebi aşılamayacağından alınan bilirkişi raporundaki 21/10/2016 temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz ve BSMV’sinin asıl alacak miktarına ilave edilerek kapitalize edilen asıl alacak miktarının hesaplanması doğru görülmemiştir.
Davacı yanın takip talebinde yer alan ve yukarıda belirtilen talebi gözetildiğinde yapılacak hesaplama özel ve teknik bilgiyi gerektirmediğinden dosyanın yeniden bilirkişiye verilmesi yoluna gidilmeyip bilirkişi raporundaki diğer veriler esas alınarak Dairemizce hesaplama yapılmıştır. Buna göre, hesap kat ihtar tarihi olan 07/10/2016 tarihi itibarıyla işlemiş akdi faiz ve BSMV miktarı asıl alacak miktarı ile kapitalize edildiğinde;
-… no’lu kredi yönünden;
07/10/2016 tarihindeki alacak miktarı 180.113,60 TL olup, 25/08/2016 – 07/10/2016 arasında 43 gün yıllık %10,68 oranında akdi faiz işletildiğinde,
180.133,60 TL x 10,68 / 36500 x 43 = 2.276,17 TL işlemiş akdi faiz,
2.276,17 TL x %5 = 113,30 TL BSMV
Takip tarihi itibarıyla 180.133,60 TL + 2.276,17 TL işlemiş akdi faiz + 113,30 TL BSMV = 182.503,07 TL asıl alacak,
Anılan asıl alacak miktarına 21/10/2016 temerrüt tarihinden takip tarihi olan 11/11/2016 tarihine kadar 21 gün temerrüt süresinin bulunduğu, kredi ilişkisinde yıllık %31,50 oranında temerrüt faizi işletilmesi gerektiği gözetildiğinde;
182.503,07 TL x 31,50 / 36500 x 21 gün = 3.307,55 TL işlemiş temerrüt faizi
3.307,55 TL x %5 = 165,37 TL BSMV
-… no’lu kredi yönünden;
07/10/2016 tarihindeki alacak miktarı 245.201,24 TL olup, 02/09/2016 – 07/10/2016 arasında 35 gün yıllık %15,36 oranında akdi faiz işletildiğinde,
245.201,24 TL x 15,36 / 36500 x 35 = 3.611,51 TL işlemiş akdi faiz,
3.611,51 TL x %5 = 180,57 TL BSMV
Takip tarihi itibarıyla 245.201,24 TL + 3.611,51 TL işlemiş akdi faiz + 180,57 TL BSMV = 248.993,32 TL asıl alacak,
Anılan asıl alacak miktarına 21/10/2016 temerrüt tarihinden takip tarihi olan 11/11/2016 tarihine kadar 21 gün temerrüt süresinin bulunduğu, kredi ilişkisinde yıllık %31,50 oranında temerrüt faizi işletilmesi gerektiği gözetildiğinde;
248.993,32 TL x 31,50 / 36500 x 21 gün = 4.512,57 TL işlemiş temerrüt faizi
4.512,57 TL x %5 = 225,62 TL BSMV
-… no’lu kredi yönünden;
07/10/2016 tarihindeki alacak miktarı 238.762,00 TL olup, 19/09/2016 – 07/10/2016 arasında 18 gün yıllık %13,80 oranında akdi faiz işletildiğinde,
238.762,00 TL x 13,80 / 36500 x 18 = 1.624,88 TL işlemiş akdi faiz,
1.624,88 TL x %5 = 81,24 TL BSMV
Takip tarihi itibarıyla 238.762,00 TL + 1.624,88 TL işlemiş akdi faiz + 81,24 TL BSMV = 240.468,12 TL asıl alacak,
Anılan asıl alacak miktarına 21/10/2016 temerrüt tarihinden takip tarihi olan 11/11/2016 tarihine kadar 21 gün temerrüt süresinin bulunduğu, kredi ilişkisinde yıllık %31,50 oranında temerrüt faizi işletilmesi gerektiği gözetildiğinde;
240.468,12 TL x 31,50 / 36500 x 21 gün = 4.358,07 TL işlemiş temerrüt faizi
4.358,07 TL x %5 = 219,26 TL BSMV
-Yukarıda hesaplanan 3 kredi yönünden takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan (182.503,07 TL + 248.993,32 TL + 240.468,12 TL =) 671.964,51 TL asıl alacak, (3.307,55 TL + 4.512,57 TL + 4.358,07 TL =) 12.205,19 TL işlemiş temerrüt faizi, (165,37 TL + 225,62 TL + 219,26 TL = ) 610,25 TL BSMV olmak üzere toplam 684.779,95 TL alacaklı olduğu hesaplanmıştır.
Dairemizce yapılan hesaplama doğrultusunda istinaf aşamasında alınan bilirkişi raporundan belirtilen hususlarda ayrılmak suretiyle takip tarihi itibarıyla davalıların tespit edilen 671.964,51 TL asıl alacak, 12.205,19 TL işlemiş temerrüt faizi, 610,25 TL BSMV olmak üzere toplam 684.779,95 TL alacağa yönelik icra takibine itirazlarının haksız olduğu kanaatine varılmış, takibin anılan miktarlar üzerinden ve hesaplanan asıl alacak miktarı olan 671.964,51 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %31,50 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmek suretiyle devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalıların imzalarının bulunduğu genel kredi sözleşmesinde kefillerin çek depo bedellerinden sorumlu olduklarına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Mahkemece anılan husus gözetilerek gayri nakdi alacak yönünden açılan itirazın iptali davasının reddine hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur.
Davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf itirazına gelindiğinde; hüküm altına alınan alacak likit, bir başka anlatımla bilinebilir ve hesaplanabilir niteliktedir. Davacı vekili dava dilekçesinde itirazın iptali talebinin yanında davalılar aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece hüküm altına alınan alacağı likit olduğu, İİK’nun 67. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasında isabet görülmemiştir.
Dairemizce yapılan hesaplama kapsamında hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı lehine, reddedilen nakit ve gayri nakit alacak miktarı yönünden ise davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Davalılar vekillerinin kötüniyet tazminatı talepleri incelendiğinde, davacı banka reddedilen kısım yönünden davalılar aleyhine icra takibi başlatmakta haksız ise de, kötüniyetli olduğu iddia edilmediği gibi bu yönde herhangi bir delil de sunulmadığından davalıların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik ek kararında isabet görülmediğinden anılan davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi ek kararının kaldırılmasına, mahkemenin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında isabet görülmediğinden taraf vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacı lehine hüküm altına alınan miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı … vekilinin 24/07/2019 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/07/2019 tarih ve 2017/465 Esas 2018/976 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA,
B)1-Davalı … vekilinin, davalı … vekili ve davacı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2018 tarih ve 2017/465 Esas 2018/976 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalıların Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21644 sayılı takip dosyasında nakit alacak yönünden itirazlarının 671.964,51 TL asıl alacak, 12.205,19 TL temerrüt faizi ve 610,25 TL BSMV olmak üzere toplam 684.779,95 TL yönünden iptaline, takibin anılan miktarlar üzerinden, 671.964,51 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %31,50 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmek suretiyle devamına,
4-Fazlaya ilişkin nakit alacak ile gayri nakit alacak yönünden talebin reddine,
5-Hüküm altına alınan 684.779,95 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 136.955,99 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
7-Alınması gerekli 46.777,31 TL harçtan peşin yatırılan 8.570,67 TL ile icra veznesine peşin yatırılıp mahsup ettirilen 3.548,19 TL toplamı 12.118,86 TL’nin mahsubu ile kalan 34.658,45 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
8-Davacı tarafından yapılan 4,60 TL vekalet tasdik harcı, 384,90 TL
posta gideri ve 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.139,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı gözetilerek 1.099,58 TL’si ile 31,40 TL başvurma ve 12.118,86 TL peşin harç toplamı 13.249,84 TL’nin davalılardan alınarak müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın anılan davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan bir adet vekalet tasdik harcı 4,60 TL, posta gideri 25,00 TL olmak üzere toplam 29,60 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 1,04 TL’nin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın anılan davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından yapılan bir adet vekalet tasdik harcı 4,60 TL, posta gideri 12,50 TL olmak üzere toplam 17,10 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 0,60 TL’nin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın anılan davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 51.289,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalılar davada kendilerini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen nakit miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
13-Davalılar davada kendilerini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen gayri nakit alacak üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
14-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
C)1-Davalı … tarafından yatırılan 11.667,67 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
2-Davalı … tarafından yatırılan 11.667,67 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı … tarafından istinaf aşamasında istinaf kanun yoluna başvurma harcı olarak yapılan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından istinaf aşamasında istinaf kanun yoluna başvurma harcı olarak yapılan 121,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 171,80 TL posta masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 771,80 TL yargılama giderinin davadaki haklılık durumu gözetilerek 744,76 TL’si ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma yapılmış olmakla kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
8-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma yapılmış olmakla kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
9-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma yapılmış olmakla kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalı vekili ve davacı vekilinin yokluğunda HMK’nın 361. ve 362. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/02/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.