Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1295 E. 2021/705 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :04/07/2019
NUMARASI :…
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2017
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı şirketlerin maliki olduğu Ankara ili …….bulunan taşınmaz üzerine davalı lehine 09/07/2010 tarihli ve 375.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkili ile davalı banka şubesinin ipotek bedeli karşılığında yerin temliki hususunda anlaştıklarını, bu anlaşma uyarınca müvekkilinin ipotek temlik bedeli açıklaması ile çeşitli kereler davalı bankaya toplam 203.232,75 TL para yatırdığını, bunun sonucunda 19/06/2017 ve 26/04/2017 tarihlerinde aralarında alacağın temliki sözleşmesi düzenlendiğini, bunun üzerine müvekkilinin temlik aldığı Ankara ili … … bulunan taşınmazın tapu harçlarını dahi ödediğini, dava dışı şirket aleyhine Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde 15/04/2015 tarihi itibariyle iflasının ertelenmesine karar verilerek kayyum atandığını, bu hususu bilebilecek durumda olmadıklarını, davalı bankanın bu hususu fark ettikten sonra 19/06/2017 tarihinde yeniden bir alacağın temliki sözleşmesi düzenleyerek, dava dışı şirketler tarafından kayyumdan uygunluk alınması şartıyla banka tarafından imzalandığı belirtilerek tek taraflı olarak sadece davalı banka şubesi tarafından imzalandığını, müvekkilinin imzasının bulunmadığını, dava dışı şirketlere atanan kayyumun şirketlerin mal kaçırdığı iddiası ile ipoteğin temlikine onay vermediğini, bu nedenle ipoteğin temlik edilemediğini, alacağın temliki sözleşmesi kurulurken müvekkilinin hataya düşürüldüğünü, müvekkilinin yanılmayı bilmesinin mümkün olmadığından sözleşmeyi iptal hakkı doğduğunu iddia ederek müvekkilinin hataya düşmesi sonucu ipoteğin temliki sözleşmesi iptal edildiğinden ve davalı bankanın sebepsiz zenginleşmesinden ötürü 203.232,75 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dışı ….’nin davalı bankaya olan borcunu 3.kişi olarak üstlenip Kasım 2015-Nisan 2017 tarih aralığında ödeyip bitirdikten sonra alacağın temliki talebinde bulunarak davalı bankaya verilen ….’ne ait taşınmaza ilişkin ipoteğin kendisine devrini talep etmesinin iflastan haberinin olmadığı yönündeki iddialarının hayatın olağan akışına, mantık kurallarına ve genel tecrübe kurallarına aykırı olduğunu, bu oluş içerisinde dava dışı şirketin gerçekte bankaya olan borcunu davacı eli ile bizzat kendisinin ödediğini, kayyumun onay vermemesi nedeniyle borç ödenip bittikten sonra davacının talebi ile geçerli bir alacağın temliki sözleşmesi yapılamamasının davalı bankanın kusuruna dayalı olmadığını, bankaya ödenen kredi ödemesinin geri istenmesinin TMK’da tarifi yapılan doğruluk ve dürüstlük kurallarına, iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil edeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının dava dışı ….’nin davalı bankaya olan borcunu 3.kişi olarak üstlenip Kasım 2015-Nisan 2017 tarih aralığında ödeyip bitirdikten sonra alacağın temliki talebinde bulunarak davalı bankaya verilen ….’ne ait taşınmaza ilişkin ipoteğin kendisine devrini talep etmesinin, iflastan haberinin olmadığı yönündeki iddialarının hayatın olağan akışına, mantık kurallarına ve genel tecrübe kurallarına aykırı olduğu, davacı ile dava dışı …. Arasında mevcut bir ilişki ya da irtibat nedeniyle banka borcunun dava dışı şirket yetkilisinin, aynı zamanda kredi borcunun kefilinin şahsına ait bir taşınmazın satılması sureti ile ve fakat davacı eli ile bankaya ödendiği yolunda mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluştuğu, bu oluş içerisinde dava dışı şirketin gerçekte bankaya olan borcunu davacı eli ile bizzat kendisinin ödediği, kayyumun onay vermemesi nedeniyle borç ödenip bittikten sonra davacının talebi ile geçerli bir alacağın temliki sözleşmesi yapılamamasının davalı bankanın kusuruna dayalı olmadığı, bankaya ödenen kredi ödemesinin geri istenmesinin TMK’da tarifi yapılan doğruluk ve dürüstlük kurallarına, iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil edeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı bankanın … arasında dava dışı… maliki bulunduğu taşınmaz üzerine davalı lehine tesis edilen ipoteğin bedeli mukabilinde müvekkiline temliki hususunda 30/09/2015 tarihinde sözlü olarak anlaşma yapıldığını, bu anlaşma gereğince müvekkilince 30/09/2015- 21/04/2017 tarihleri arasında “ipotek temlik bedeli” açıklamalarıyla 17 adet dekont ile toplam 203.232,75 TL yatırılmasına rağmen bankaca ipoteğin müvekkiline temlik edilmediğini, buna ilişkin dekontların dosya arasında bulunduğunu, müvekkilinin, dava dışı şirket aleyhine açılan iflasın ertelenmesi davasında kayyım atandığını bilebilecek durumda olmadığını, müvekkilinin davalı banka tarafından yanıltıldığını, ipotek temlik edilmediğinden yatırılan paraların iadesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, alacağın temlikine dayalı ödenen bedellerin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ödemelere ilişkin banka dekontları, dava dışı …. İle davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve ipoteğe ilişkin belgeler, ticaret sicil gazetesinde yapılan dava dışı şirkete kayyum atanmasına ilişkin ilam metni, temlik sözleşmeleri, tapu kayıtları vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
29/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının davalı bankaya, davalı bankanın dava dışı ….’ne ipotek teminatlı alacağının temliki ile ilgili olarak toplam 228.324,75 TL ödemede bulunduğu, davalı bankanın ipotek temlikine konu alacağını davacıya temlikini gerçekleştirmek üzere düzenlediği 26.04.2017 ve 19.06.2017 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmelerinin geçersiz olduğu, buna göre davalı bankanın alacağın temliki yükümlülüğü borcunu yerine getiremediği, bu yükümlülük yerine getirilmediğinden davacının davalı bankadan alacağın temlik edilmesi karşılığı ödediği 228.324,75 TL’yi, ancak taleple bağlı olarak 203.232,75 TL’yi avans faizi ile birlikte iadesini talep edebileceği bildirilmiştir.
Dosya kapsamından davalı bankaca dava dışı … … …. Ltd. Şti ile imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında krediler kullandırıldığı, davacının bu krediler nedeniyle davalı bankaya bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 228.324,75 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık söz konusu ödemelerin, davalı bankanın dava dışı şirketin kredi borçlarını teminen şirketin taşınmazı üzerinde tesis ettiği ipoteğin davacıya temliki karşılığında mı yapıldığı, yoksa davacının söz konusu ödemeleri borcu üstlenen üçüncü kişi olarak mı yaptığı hususlarına ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyaya sunulan ve davalı yanca da inkar edilmeyen 30/09/2015- 21/04/2017 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan ödeme dekontlarının incelenmesinde, dekontlar üzerinde davacı tarafından dava dışı … … … Ltd. Şti. adına davalı bankaya “ipotek temlik bedeli”, “ipotek temlik bedeline istinaden” ve “3.şahıs ipotek temlik kredi geri ödemesi” şeklindeki açıklamaların davacının iddiasını doğrular nitelikte olduğu ve davacının ipotek temin ettiği alacağın temliki ile ilgili olarak toplam 228.324,75 TL ödemede bulunduğu, davalı bankanın ipotek temlikine konu alacağını davacıya temlikini gerçekleştirmek üzere düzenlediği 26.04.2017 ve 19.06.2017 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmelerinin geçersiz olduğu, buna göre davalı bankanın alacağın temliki yükümlülüğü borcunu yerine getiremediği, bu yükümlülük yerine getirilmediğinden davacının davalı bankadan alacağın temlik edilmesi karşılığı ödediği 228.324,75 TL’yi, ancak taleple bağlı olarak 203.232,75 TL’yi avans faizi ile birlikte iadesini talep edebileceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmek gerekmiştir ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2019 tarih ve….Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-b-2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜ ile,
203.232,75 TL’nin;
12.079,00 TL’sine 30/11/2015 tarihinden itibaren,
13.080,00 TL’sine 31/12/2015 tarihinden itibaren,
12.150,00 TL’sine 02/02/2016 tarihinden itibaren,
12.250,00 TL’sine 04/03/2016 tarihinden itibaren,
11.300,00 TL’sine 07/04/2016 tarihinden itibaren,
9.100,00 TL’sine 05/05/2016 tarihinden itibaren,
11.473,75 TL’sine 08/06/2016 tarihinden itibaren,
13.050,00 TL’sine 04/07/2016 tarihinden itibaren,
13.000,00 TL’sine 23/08/2016 tarihinden itibaren,
12.200,00 TL’sine 30/09/2016 tarihinden itibaren,
12.950,00 TL’sine 07/11/2016 tarihinden itibaren,
13.000,00 TL’sine 07/12/2016 tarihinden itibaren,
1.550,00 TL’sine 30/12/2016 tarihinden itibaren,
12.000,00 TL’sine 13/01/2017 tarihinden itibaren,
13.000,00 TL’sine 13/02/2017 tarihinden itibaren,
13.000,00 TL’sine 13/03/2017 tarihinden itibaren,
13.000,00 TL’sine 10/04/2017 tarihinden itibaren,
5.050,00 TL’sine 21/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 13.882,83 TL harçtan peşin alınan 3.461,15 TL harcın mahsubu ile 10.421,68 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 3.461,15 TL peşin harç, 168,60 TL tebligat ve posta gideri ile 1.200,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 5.029,75 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilip taktir edilen 22.676,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından ilk derece mahkemesi hükmü kurulduktan sonra yapılan 32,50 TL posta gideri ve 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 153,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.