Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1284 E. 2021/796 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 21/05/2019
NUMARASI : …

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/03/2017
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine yönelik verilen ilama karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; bir yanda satıcılar … müvekkilinin diğer tarafta alıcılar… …. A.Ş. ile …. Arasında imzalanan 27.04.2013 tarihli … A.Ş. hisse satış protokolü kapsamında müvekkilinin anılan şirkette sahip olduğu %16 hissenin de davalılara satışının kararlaştırıldığını, sözleşmenin 5.1. Maddesinde hisselerin satış bedelinin toplam 3.875.000,00 … olarak belirlendiğini, davalılardan ….’nin 408.000,00 … …’nın satıcılar …, …ve müvekkili hesaplarına hisseleri oranında ödenmesi için … … Şubesine 24.02.2014 tarihinde talimat verdiğini, müvekkili hissesi %16 olduğu için 65.280 USD alacağının bulunduğunu, hisse devir sözleşmesinin 5.4. Maddesi gereği risklerin teminatı olmak üzere 60 gün süre ile alıcı … adına açılan teselsüllü iştirak halinde hesaba 24.02.2014 tarihinde teminat olarak satıcılar tarafından havale edilen toplam 408.000,00 … …’nın 25.04.2014 tarihinde satıcılara bu bağlamda müvekkilinin %16 hissesine düşen 65.280,00 … … ödenmesi gerekirken ödenmediğini, 25/04/2014 tarihinden 2 yılı aşkın bir süre sonra … tarafından müvekkiline hitaben yazılan 10.05.2016 tarihli yazıda hisse devri sözleşmesinin 5.4. Maddesi gereğince 408.000,00 … …’nın banka ile alıcı şirketler adına açılan ortak hesapta tutulduğunu, alıcı şirketlerin talebi doğrultusunda hisse devir sözleşmesinin 5.4. Maddesi gereğince, şirket hisselerinin devrinden önceki döneme ait olan ancak hisse devrinden sonra ödemesi yapılan toplam 63.592,52 … …’nın …. ödendiğinin belirtildiğini, bakiye 344.407,48-… … müvekkilinin %16 hissesine düşen 55.105,20 … …’nın müvekkilinin … nezdindeki hesabına ödendiğinin bildirildiğini, müvekkiline %16 hissesine karşılık 408.000,00 … … x%16 =65.280,00 … … ödenmesi gerekir iken muacceliyet tarihinden 2 yılı aşkın bir süre sonra 55.105,20 … … ödenmesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, davalı alıcılar ile … adına açılan iştirak halindeki teselsüllü ortak hesapta tutulan 408.000 USD teminatın hisse devrinin tescilinden itibaren sözleşmenin 2.3. ve 3.6. maddelerindeki risklerin, hisse devrinin tescilinden itibaren 60 gün süre içerisinde gerçekleşmesi koşuluyla tutulduğunu, oysa davalıların sözleşmeye aykırı olarak müvekkiline bu 60 günlük süre içerisinde risklerin gerçekleştiği yönünde bir bildirimde bulunmadığını, sözleşmeye aykırı olarak itiraz hakkı tanımadığını, blokeli tutardan müvekkilinin payına isabet eden 65.280,00 … … iken muacceliyet tarihinden 2 yılı aşkın bir süre sonra yalnızca 55.105,20 … … ödendiğini, bu durumda yapılan kesintinin iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı bulunduğunu, bu nedenlerle eksik ödenen 10.174,80 USD’nin 3 gün içerisinde ödenmesini bildiren Ankara 53. Noterliği’nin 24.05.2016 tarihli ihtarnamesinin davalılar ile dava dışı … AŞ ye tebliğ edildiğini, davalılardan… A.Ş. tarafından Ankara 10. Noterliği’nin 07.06.2016 tarihli cevabi ihtarnamesi ile blokeli tutarın 2 yıl süre ile sürüncemede kalmasına kendilerinin sebebiyet vermediği hususunu açıklayarak bakiye alacağın ödenmeyeceğinin bildirildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.174,80 … … alacağın 25.04.2014 tarihinden itibaren devlet bankalarının … … ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Hisse satış sözleşmesinin 5.4. Maddesi hükmü uyarınca bankada müşterek hesaba bloke edilen tutarın ödenebilmesinin hisse devredenlere veya şirkete ait risklerin bu bloke edilen bedelden mahsup edilmesi koşuluna bağlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından dava dışı bankaya blokenin çözülmesi için 24.02.2014 tarihinde başvuru yapılmış olması sebebiyle, davacıya geç ödeme yapıldığı iddiasının da doğru olmadığını, bu iddia doğru olsa dahi gecikmeden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, bloke edilen tutardan sözleşmenin 5.4. Maddesi gereği sözleşmenin 2.3. Ve 3.6. Maddelerinde belirtilen risklere karşı mahsup işlemi yapıldıktan sonra davacının payına düşen meblağın davacının hesabına yatırıldığını, davacının hesabına yatırılan bu tutardan haberdar olduğunda ve üzerinde tasarruf etmeye başlamadan önce herhangi bir ihtirazi kayıt ve şerh koymadığını, ödenmediğini veya noksan ödendiğini iddia ettiği alacakla ilgili olarak herhangi bir itirazda bulunmadığını, talep ve dava hakkını saklı tutmadığını savunarak davanın reddi ile … AŞ’ye ihbarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının aksine sözleşmenin 5.4. Maddesinde öngörülen 60 günlük sürenin 24.02.2014 tarihinden itibaren değil hisse devrinin tescilinden itibaren başlayacağını, davacı tarafından da kabul edildiği üzere müvekkili şirket tarafından bankaya davacıya 65.280,00 … … havalesinin yapılmasının talimatının verildiğini, müvekkilinin davacıya eksik ödeme yapması gibi bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını, sözleşmenin 2.3 ve 3.6. Maddelerinde belirtilen risklere karşılık olarak yine sözleşmenin 5.4. Maddesi uyarınca teminat bloke edilen tutardan mahsup edilmesi gereken giderlerin Garanti Bankasının incelemesi ve onayı ile adı geçen banka tarafından yapıldığını, sözleşmenin bu maddesi gereğince bankanın belirlemiş olduğu masrafların işbu rizikoya girdiğini, bu bağlamda … tarafından toplam 63.592,52 … … kesildikten ve mahsup edilen bu miktardan sonra bakiye miktarın hissedarlara hisseleri oranında paylaştırıldığını ve ödendiğini, söz konusu mahsup edilen miktarın sözleşme gereği yapıldığını, … tarafından yapılan kesintilerin ise; …’den kullanılan yatırım kredisinin şirketin satıcılar mülkiyetinde bulunduğu dönemde muaccel olan anapara taksiti ve dönem faizinin gecikmesi sebebiyle tahakkuk ettirilen 34.244,80 … … ile 19.986,70 … … olmak üzere toplam 54.231,50 … … gecikme faizi, …’ndan alınan teminat mektubunun şirketin satıcılar mülkiyetinde bulunduğu dönemde muaccel olan 3.765,76 … … teminat mektubu komisyonu, 5.595,26 … … karşılığı eksik ödenen kamulaştırma bedeli olmak üzere toplam 63.592,50 … …’nın tazminen mahsup edilmesi suretiyle kesinti yapıldığını, söz konusu kesintiler anılan bankaca yapıldığından varsa eksik ödeme nedeniyle sorumluluğun da adı geçen bankaya ait olduğunu, diğer hissedarların davacının iddialarına benzer bir iddia ileri sürmediğini, davacının hesabına yatırılan meblağdan haberdar olup tasarruf etmeye başlamadan önce herhangi bir ihtirazi kayıt ve şerh koymadığını, davacı bankaya da ihtarname keşide ettiği halde dava dilekçesinde bankayı davalı olarak göstermediğini savunarak davanın reddi ile … AŞ ye ihbarına karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan … AŞ vekili beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin davanın tarafları arasındaki hisse satış sözleşmesinin tarafı olmadığını, davacının dava konusu ettiği 10.174,80 … … tutarın, davalıların talimatına istinaden hisse satış sözleşmesi gereğince … … ne ödenen 63.592,52 … … davacının hissesine karşılık gelen bölümü olduğunu, söz konusu tutarın davalıların talimatı ve müvekkili Bankaya ilettikleri belgeler gereğince davalılar ve müvekkili banka adına bulunan ortak hesaptan dava dışı … …. Ve Tic. AŞ ye ödendiğini, söz konusu ödemenin yapılmasında müvekkili bankaya atfedilebilecek bir kusur veya sorumluluğun söz konusu olmadığını, ödemenin davalıların talimatı ile hisse satış sözleşmesi gereğince gerçekleştirildiğini, davanın müvekkili bankaya ihbarında herhangi bir hukuki menfaatin bulunmadığını, zira bu tutar yönünden tasarrufta bulunan müvekkili banka olmayıp davalılar ile davalıların sahibi oldukları dava dışı … … olduğunu, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dava dosyası ile daha önce davacı tarafından açılan davada verilen kararın kesin hüküm teşkil ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; taraflar arasındaki hisse satış protokolü ve hisse satış sözleşmesinden kaynaklı hisse bedelinin kısmen ödenmediği iddiası nedeniyle bir kısım alacağın tahsili istemiyle açılan alacak davasında getirtilen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dava dosyasında davacı tarafından davalı … Bankasına karşı açılan davanın icra takibinde yapılan yetki itirazı üzerine yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine ilişkin verilen kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı, yine getirilen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin bu dava ile ilgili … Karar sayılı dava dosyasında davacı tarafından aynı maddi vakıalara ve talebe ilişkin olarak davalılar aleyhine açılan davanın takip edilmemekle 11.04.2016 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı ile davalı şirketler arasında davacının paydaş olduğu … ..A.Ş.’deki hisselerin satışı amacı ile 27.04.2013 tarihli hisse satış protokolünün yapıldığı, davacı paylarının davalı şirketlere devredildiği konularında bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın; davacının, ….AŞ deki hisselerin, hisse satış sözleşmesi sebebi ile devrinden sonra davalılardan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, sözleşme ilişkisinin bulunup bulunmadığı, adı geçen şirketlerdeki hisse devri sebebi ile davalı şirketlerden alacak talep edilip edilemeyeceği, herhangi bir borç tasfiye sözleşmesi bulunup bulunmadığı, davalı şirketlerin yapılandırma var ise borçlarının yapılandırılmasından sonra adı geçen sözleşmeye göre lider banka olan davalı bankadan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, varsa takip tarihi itibari ile miktarı noktasında toplandığı, incelenen … A.Ş. hisse satış protokolünün taraflarının … … ile şirket ortakları (davacı … dahil) (…) anılmak suretiyle diğer tarafın… ….. (alıcı) … ve alıcı taraflar olarak anılmış olup sözleşmenin bunlar arasında düzenlendiği, anılan protokolde … şirketi ile şirket ortakları sıfatını haiz davacının şirketi temsilen ve ortak sıfatı ile imza attığı belirlenmekle … ve davacı olduğunu bildiren …’in şirketin ortağı sıfatıyla imza attığının kabulü gerektiği, diğer bir deyimle; davacı hisse satışında şirketi temsilen imza atmış bulunduğu, 27.04.2013 tarihli hisse satış sözleşmesinde ise protokol nihai hale getirilmiş ve alıcı ve … sıfatıyla tarafların hisselerinin satışını ve satış bedelini diğer koşulları düzenleyerek yine sonuç bölümünde … şirketin ortakları sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, bu durumda satıcının şirket olduğunun kabulü gerekmekte olup davacının ferdi olarak şirket hisse bedelinin kısmen ödenmediği iddiasıyla davalı şirketlerden pay bedelinin bakiyesini talep etmekte aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerektiği, açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki sözleşme ve protokolde şirketi temsilen atılı imzaya haiz davacının bağımsız olarak şirketi adına hissesinin bir miktarının bakiye bedelinin tahsilini talep etmekte aktif ehliyeti bulunmadığı, diğer yönden davalıları temsilen … şirketinin hisse bedelleri karşılığını ilgili bankaya blokeli biçimde rezerve ettiği ve risklerin karşılanma durumu sonrasında paya düşen bedellerin ortaklarına hisseleri oranında ödenmesini talep ettiği, yaşanan risklerin ve kesintilerin mevcudu azaltmış bulunmasının tartışılması banka mevcudunun eksik aktarılması olgusunun yapılan işlem detaylarının dava dışı bankanın iş ve işlemlerinin denetlenmesi ile mümkün olup davacının davalılar yönünden açtığı davanın açıklanan nedenlerle de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın, davacının aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu 27.04.2013 tarihli … ve 23.01.2014 tarihli hisse satış sözleşmesini … … hisselerini satan ve gerçek şahıs olan davacı satıcıların imzaladıklarını, davaya esas olan protokol ve sözleşmenin 1. Maddesinde … şirket değil, şirket hissedarları olduğunu, nitekim satıma konu olan değerin şirket hissedarlarının şirketteki hisseleri olduğunu, kaldı ki … şirketindeki hisselerini satan satıcılar …, …..hep birlikte … şirketini temsil ve ilzama yetkili olmadıklarından davaya esas protokol ve sözleşmeyi … şirketini temsilen imzalamış olamayacaklarını, müvekkilinin şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığını, dava konusu sözleşme ve protokolü … sıfatıyla … şirketi değil hisselerini satan … şirketinin ortaklarının kendi adlarına imzaladıklarını, mahkeme kararına göre … ve alıcının aynı kişi kabul edildiğini, Anonim şirket hisse devir sözleşmesinde de devir eden yani hissesini alıcıya/davalıya satan, davacının müvekkili olduğunu, anonim şirket hisse devir sözleşmesinde devreden yani işbu davanın davacısı müvekkilinin 23.01.2014 tarihinde imzalanan hisse satış sözleşmesi hükümleri dahilinde, devir bedelini tahsil edeceğini açıkça bildirdiğini, kaldı ki gerekçenin son paragrafında yer verilen gerekçeden ne anlaşılması gerektiği açıkça anlaşılmamakla birlikte karar gerekçesi ile hüküm fıkrasının da çeliştiğini, sözleşmenin tarafı Banka olup davalıların olduğunu, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … AŞ vekili ve ihbar olunan … AŞ vekili ayrı ayrı davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacının ortağı olduğu anonim şirketteki hisselerinin davalı şirketlere hisse devir protokolü ile hisse satış sözleşmesi ile devrinden kaldığı iddia olunan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davalı şirketler tarafından imzalanan ihbar olunan … …. yazılı 20.04.2015 tarihli talimatta şirketi devreden ortaklar adına teselsüllü iştirak halinde müşterek hesaba bloke edilen 408.000,00 … …’ndan hisse satış sözleşmesinin 2.3., 3.6. Ve 5.4. Maddeleri kapsamında talimatın a, be ve c maddelerinde belirtilen toplam 63.592,52 … … tazminen mahsup edilerek bakiye 344.407,48 … … üzerindeki blokenin kaldırılarak serbest bırakılmasına muvafakat edildiği belirtilerek serbest bırakılan tutarın adı geçen hissedarlara hisseleri oranında ödenmesi, mahsup edilen 63.592,52 … … …nezdindeki hesabına “Şirket hisselerinin devrinden sonra yapılan eski döneme ait ödemelerin tazmini için eski ortaklardan yapılan tahsilat” açıklaması ile …. yapılmasını istediği, davalı… AŞ tarafından 10.05.2016 tarihinde devrolunan … AŞ’deki %16 payı oranında davacı hesabına dava tarihinden önce 55.105,20 … … havale edilerek davacı tarafından 17.05.2016 tarihinde çekildiği, anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının ortağı olduğu dava dışı … ..AŞ’teki hisselerinin davalı şirketlere hisse devir sözleşmesi ve hisse satış sözleşmesi çerçevesinde devrinden kaynaklanan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, bu alacağın hisseleri devrolunan anılan anonim şirket tarafından mı yoksa davacı ortak tarafından mı talep edilebileceği, davacının davalı şirketlerden bakiye hisse devir bedeli alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda; … …ortakları olan …,…. arasında 27.04.2013 tarihinde imzalanan … AŞ hisse satış protokolü ile ileride düzenlenen nihai satış protokolü ile … …. Ve Tic. AŞ hisselerinin davalı alıcı şirketlere devrinin konu edildiği, işbu protokolün 5.1. Maddesinde …. hisselerinin satış bedeli toplam 4.000.000,00 … … olarak belirlendiği, alıcının hiçbir şart ve nam altında bu bedeli eksik ödeme hakkının olmadığını peşinen ve gayrikabili rücu olarak kabul edeceği, alıcının bu bedelin 1.000.000,00 … Dolarını … ….n olan alacağına mahsup edeceği, ödeme şeklinin nihai satış sözleşmesinde belirtileceği kararlaştırılmış olup işbu protokol aralarında davacının da bulunduğu … ..AŞ ortakları tarafından … sıfatıyla imzalanmış, akabinde yine 1. Maddesinde “…” olarak tanımlanan … …. Ve Tic. AŞ’nin ortakları olan …,… olarak tanımlanan… … arasında 23.01.2014 tarihinde imzalanan hisse satış sözleşmesinin 2.3. Maddesinde “… bu sözleşmede belirtilen şirket hissedarlığından doğan borçları ve Şirket borçları dışında kalan borçlardan ve takyidattan ari bir şekilde şirket hisselerinin Alıcı’ya devir edileceğini kabul eder. Hisse devrinden sonra …’nın veya Şirket’in, bu sözleşmede bilanço ve resmi defterlerinde gösterilen borçları dışında başkaca bir borcunun çıkması halinde, Alıcı bu durumu yazılı olarak derhal Satıcıya bildirmek ve … da bildirim tarihinden sonra üç gün içerisinde itirazlarını ya da ödeme yapılmasına dair muvafakatini bildirmek zorundadır. … bu süre içinde itiraz ya da muvafakatini bildirmez ise Alıcı 5.4. Maddesinde bloke tutulan bedelden ödeme yapmakta serbest kalacaktır. Şayet …’nın itirazı söz konusu olup, yine de Alıcı tarafından ödeme yapılması durumunda, … hakemliğinde sorunun çözümlenmesi yoluna gidilecektir”, 3.6. Maddesinde ise; …’lar, şirket’in … olan riski hariç olmak üzere şirket hissedarlığına dayalı borçları ve Şirket’in hiçbir banka veya finans kurumuna kredi borcu ve/veya herhangi bir şirket ya da şahsa borç veya kefaleti bulunmadığını kabul ve beyan eder. Öte yandan Şirket’in borcu ya da kefaleti olmamakla birlikte Şirket tarafından yerine getirilmesi gereken edimler sebebi ile şirketin işlerinin yapılmasına engel olacak durumların çözüme kavuşturulması …’nın sorumluluğundadır. Her iki durumda da Alıcı’nın uğrayacağı her türlü zarar ve ziyanı … tazmin edecektir”, 5.1. Maddesinde … …. Ve Tic. AŞ’nin %100 hisselerinin satış bedeli toplamı 3.875.000,00 … … olarak belirlendiği, 5.4. Maddesinde ise; “5.1. Maddesinde belirtilen hisse satış bedelinden 408.000,00 … … işbu sözleşmenin 2.3. Ve 3.6. Maddelerinde tanımlanan risklerin teminatı olmak üzere hisse devrinin tescilinden itibaren 60 gün süre ile Alıcı tarafından … AŞ ‘de alıcı -… adına açılacak teselsülü iştirak halinde müşterek hesapta tutulacaktır. Bu süre içinde ilgili maddede tanımlanan risklerin meydana gelmesi halinde Alıcı’nın yine madde içeriğindeki şartlar mukabilinde ödeme yapmayı kabul ve taahhüt eder. 60 günlük sürenin hitamında Alıcı ve….la bloke bedelin çözüleceğini ve teminatın varsa yapılan ödemeler düşüldükten sonra …’ya ödeneceğini taraflar kabul ve beyan ederler” düzenlemelerine yer verilmiştir. Hisse satış sözleşmesi aralarında davacının da bulunduğu … ..AŞ ortakları tarafından …, davalı şirketler tarafından da alıcı sıfatıyla imzalanmıştır. Şu halde gerek … AŞ hisse satış protokolünün gerekse hisse satış sözleşmesinin 1. Maddesinde “…” olarak tanımlanan … AŞ ortakları …. ile “alıcı” olarak tanımlanan davalı şirketler arasında akdedilerek yine … sıfatıyla aralarında davacının da isminin yer aldığı … AŞ ortaklarının isimleri belirtilmek suretiyle her bir ortak tarafından ayrı ayrı imzalanmış, anılan anonim şirketin sözleşme tarihindeki yetkili temsilcileri tarafından şirket adına imzalanmamış olduğuna göre adı geçen anonim şirket ortağı olan davacının işbu satış sözleşmesinden kaynaklanan varsa bakiye şirketin hisse devir bedelini davalı alıcılardan talep edebileceği, daha açık bir anlatımla ortağı olduğu … AŞ hisselerinin davalı şirketlere devrinden doğan varsa bakiye hisse bedelinin ödenmesi için işbu davayı anonim şirketi devralan davalı şirketlere karşı açmakta aktif husumetinin bulunduğu hususunda tereddüt etmemek gerekir. Açıklanan bu nedenle ilk derece mahkemesinin devrolunan anonim şirket hisse bedelinin dava dışı devrolunan Şirket tarafından talep edilebileceğine ilişkin gerekçesi yerinde görülmediği gibi gerekçede ve hükümde, eldeki davada davacının aktif husumetinin bulunmadığının kabulü ile davanın reddine karar verildiği halde, gerekçenin son paragrafında ayrıca “davalıları temsilen … şirketinin hisse bedelleri karşılığını ilgili bankaya blokeli biçimde rezerve ettiği ve risklerin karşılanma durumu sonrasında paya düşen bedellerin ortaklarına hisseleri oranında ödenmesini talep ettiği, yaşanan risklerin ve kesintilerin mevcudu azaltmış bulunmasının tartışılması banka mevcudunun eksik aktarılması olgusunun yapılan işlem detaylarının dava dışı bankanın iş ve işlemlerinin denetlenmesi ile mümkün olup davacının davalılar yönünden açtığı davanın açıklanan nedenlerle de reddi gerektiği” belirtilmek suretiyle HMK’nın 298/2 maddesine aykırı biçimde hüküm sonucuna aykırı gerekçe tesis edilmesi de hatalıdır.
Ayrıca, davalı… AŞ nin cevap dilekçesinde belirtilen ve davalı şirketlerce ihbar olunan … AŞ ye yazılan 20.04.2015 tarihli talimatta 3 bent halinde belirtilen ve bankaca mahsup edilmesi istenen 63.592,52 … … kesinti kalemleri; 23.07.2014 tarihinde 11.712,00 TL nin eksik kamulaştırma bedeli olarak … … arasındaki kamulaştırma bedel tespiti ve davası nedeniyle gönderildiği 5.595,26 … …, 26.02.2014 tarihinde … ödediği 28.575,58 TL gecikme faizi tahakkuku, 13.600,07 TL gecikme faizi tahakkuku, 1.887,03 TL gecikme faizi tahakkuku toplamı karşılığında 19.986,70 … … ile 34.244,80 … … kesinti, ….teminat mektubu sebebiyle 21/03/2014 tarihinde yapılan 8.425,13 TL karşılığında 3.765,76 … … kesintiden ibarettir. Davalı şirketin talimatı üzerine ihbar olunan banka tarafından söz konusu 3 adet kesintiye esas hukuki işlemler, davacı ile davalı şirketler arasında dava konusu … AŞ’nin hisselerinin satışına ilişkin hisse satış sözleşmesinin imzalandığı 23/01/2014 tarihinden sonra gerçekleşmiş ve kesintiye esas bütün işlemlere ilişkin ödemeler … AŞ adına yapılmış olmakla, taraflar arasında imzalanan hisse satış sözleşmesinin yukarıda belirtilen 2.3. Ve 3.6. Maddesinde belirtilen riskler kapsamında kaldığı anlaşıldığından, aynı sözleşmenin 5.4. Maddesi hükmü gereği risklerin teminatı olmak üzere davalı şirketlerce ihbar olunan bankaya yatırılan miktardan mahsup edilmesinde ve kalan miktarın davacıya hissesi oranında ödenmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, bu durumda davalılarca davacının %16 hissesine karşılık olmak üzere davadan önce ödenen 55.105,20 … … dışında söz konusu hisse satış sözleşmesine konu hisse devrinden doğan başka bir alacağın kalmadığının kabulü ile davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiş ise de istinafa başvuran tarafın sıfatı ve kamu düzeninden olan aleyhe hüküm kurma yasağı kuralı gözetilerek, davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin reddine, istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesinin gerekçesi yönünden kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereğince ilk derece mahkemesince verilen karar gerekçesi yönünden kaldırılarak, davacının aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar dair aşağıdaki şekilde davanın esası hakkında yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
Öte yandan davacı vekili, hisse satış sözleşmesinin 2.3 maddesi gereği risklerin doğması halinde hissesini devreden müvekkiline bildirimde bulunma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini iddia etmiş ise de, anonim şirketteki hisse satış bedelinden ödenmeyen kısmın tahsili istemiyle işbu dava açılmış olduğuna, söz konusu sözleşmeden doğan zararın tazminine yönelik olarak tazminat isteminde bulunulmadığına göre davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebine de itibar edilmemiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2019 tarih ve …. Karar sayılı kararının gerekçe yönünden HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine,
3-Davanın, davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının başlangıçta peşin alınan 645,58 TL’den indirilmesiyle kalan 586,28 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 13,80 TL harç masrafının davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereği hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru gideri ve 37,90 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 159,20 TL istinaf giderinin sonuçta davanın reddi karar verildiğinden HMK 326.maddesi gereğince davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/06/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.