Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1278 E. 2021/529 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2018
NUMARASI : … Esas… Karar….
DAVA : BANKA TEMİNAT MEKTUBUNUN İADESİ VE DEPO EDİLMESİ (DEPO EDİLMESİ İSTEMLİ), İTİRAZIN İPTALİ (BANKACILIK İŞLEMLERİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 06/05/2014
BİRLEŞTİRİLEN ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS SAYILI DOSYASINDA….
DAVA : ALACAK-İTİRAZIN İPTALİ (NAKTE ÇEVRİLEN TEMİNAT MEKTUPLARI VE ÖDENEN ÇEK KARŞILIKLARI NEDENİYLE ALACAK VE HALEN GEÇERLİ BANKA TEMİNAT MEKTUBUNUN İADESİ VE DEPO EDİLMESİ İSTEMLİ)
DAVA TARİHİ : 15/01/2015
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021

Taraflar arasındaki alacağın depo edilmesi ve itirazın iptali istemine ilişkin asıl ve birleşen davaların yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı …Ş. vekili, davalılar …, … ve … vekillerince ve … A.Ş. İflas İdare Memurunca ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
ASIL DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … San. A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine gereğince, bu şirketin üstlendiği taahhüt işleri için,
Referans ….
değerindeki teminat mektupları verildiğini, … referans numaralı 11.08.2005 tarihli 1.135.000,00 TL değerindeki teminat mektubunun muhatabının talebi ile 567.500,00 TL olarak revize edildiğini, Ankara 30. Noterliğinin 02/05/2014 gün ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile kat ihtarı tebliğ edildiğini, Antalya 11. Noterliği’nin 02/05/2014 gün ve … yevmiye no’lu ihtarı ile teminat mektuplarının iadesi yada bedellerinin depo edilmesi ve çek karnelerinin yasal karşılıklarının ödenmesi için … … ve …’a ihtar çekildiğini, bedeller ödenmeyince davalılara çek yapraklarıın yasal karşılığını oluşturan 30.420,00 TL ve 9.722.504,09 TL değerindeki teminat mektuplarının bedellerinin faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesini, gayri nakti kredilerin nakte dönüşmesi halinde, bankanın ödeme tarihinden itibaren itibaren belirlenen cari kısa vadeli kredilere uygulanan faiz oranın % 50 fazlasının ilave edilmesi suretiyle hesap edilecek tutarda temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı …Ş. 01/08/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava konusu edilen teminat mektuplarından 6.130.000,00 TL lik bölümün 12/05/2014 tarihinde tazmin edilmiş olduğundan, bu bedelin tahsil tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte tahsilini, riski devam eden 3.622424,09 TL teminat mektubunun ve 30.420,00 TL üzerinden depo edilmesine karar verilmesini ve dava dilekçesinde genel kredi sözleşmesinin tarafları ve kefil bilgileri sehven eksik yazıldığından … İnşaat A.Ş.’nin 08/04/2004 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzası, muris … …’ın mirasçıları …, …, …, … ve …’nin 08/04/2003 ve 06/05/2004 tarihli genel kredi sözleşmelerine atılan kefalet imzaları, ayrıca … ve …’ın 18/04/2005 tarihli genel kredi sözleşmesine atılan kefalet imzası nedeniyle sorumlu olduğu beyan edilerek anılan şirket ve … … mirasçıları da davalı olarak gösterilmiştir.
CEVAP
Davalılar …, … ve … vekilleri cevap dilekçesinde özetle; yetkili icra dairesi ve mahkemelerinin İstanbul ve Antalya mahkemeleri olduğunu, Ankara İcra Dairesi ve Mahkemelerinin yetkilerinin bulunmadığını, alacağın muaccel olmadığını, İİK’nın 68/b ve 150/ı maddesine göre davacının ihtar çekerek alacağı muaccel hale getirmesi gerektiğini, davacı bankanın davalılara Ankara 11. Noterliğinin 02/05/2014 tarih ve …, Beyoğlu 48. Noterliğinin aynı tarihli … yevmiyeli ve Ankara 30. Noterliğinin aynı tarihli .. numaralı ihtarnamelerinin ekinde hesap özetlerinin bulunmadığını, borcun muaccel olduğuna dair kayıtların bulunmadığını, davadan sonra teminat mektuplarından 6.130.500,00 TL bölümünün tazmin edildiğini, Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında ilamsız icra takibinin başlatıldığını, teminat mektupları bedellerinin 15/05/2014 tarihi itibariyle tazmin edilmiş olduğunu, bundan önce muaccel olan her hangi bir alacak bulunmadığını, tazmin edilen teminat mektupları için icra takibi başlatıldığından derdestlik itirazları bulunduğunu, kredi sözleşmesinin imzalanmasından sonra TTK’nın 598/3 maddesindeki 10 yıllık sürenin dolduğunu, davacı bankanın yürüttüğü tüm takiplerde kötü niyetli olduğunu, davacı bankanın davalı …’a gönderdiği yazıda kefaletin 05/05/2014 tarihinde dolduğunu bildirmek suretiyle kefalet süresinin 04/04/2014 tarihli yazı ile tarihinde dolduğunun davalı bankanın da kabulünde olduğunu, davacı bankanın sırf süreler dolmadan icrayı başlatabilmek için 02/05/2014 tarihli kat ihtarını gönderdiğini ve huzurdaki davayı açtığını, davacının hakkını kötüye kullandığını, kefalet sözleşmesinin TBK’nun 583 ve 584. maddelerinde öngörülen şartları taşımadığını, kefalet miktarının kefilin el yazısı ile yazılması ve tarihinin belirtilmesini, asıl borçlu aciz durumuna düşmeden kefile başvurulamayacağını, ihtarda verilen sürenin makul olmadığını ve temerrüdün oluşmadığını, davalı Hikmetin ölmesinden sonra düzenlenen teminat mektuplarından davalı mirasçılarının hiç birinin sorumluluğunun bulunmadığını, depo edilmesi istenen çeklerle ilgili davalı miraçlarının sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davada ve icra takibinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olmadığını bildirmiştir.
Davalı … İnş.San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin asıl borçlu … ile davacı banka arasında imzalanan 08/04/2003 tarihli …. ile imzaladığı 5.000.000,00 Euroluk genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzasının bulunduğunu, müşterek ve müteselsil borçlu olmadığını, …. İnşaatın Başkent kurumsal şubesi ile imzaladığı diğer 06/05/2004 ve 18/04/2005 tarihli kredi sözleşmelerinde müvekkilinin imzası bulunmadığını, davaya konu teminat mektuplarının 06/05/2014 tarihli sözleşmeye dayanılarak verildiğini, davacı bankanın da bunu açıkça beyan ettiğini, kefalet sözleşmesinin yasal şartları taşımadığını bu nedenle değer verilemeyeceğini, müvekkil firmanın kefalete ilişkin sınırlayıcı kararlarından davacı bankanın haberdar olduğunu, yönetim kurulu kararında kefalet limitinin 600.000,00 Euro olduğunun belirtildiğini, müvekkil şirketin bu miktar dışında sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca kefalet sözleşmesinin tarihi itibariyle kefaletin kendiliğinden ortadan kalktığını, her iki teminat mektubunun süresi dolduktan sonra 05/06/2014 ve 05/09/2014 tarihine kadar süresinin uzatıldığını, takibe konulan teminat mektuplarının süresi uzatılan yeni mektuplar olduğunu, BK’nın 110/2 madde hükmüne göre geçersiz hale geldiğini, davacı bankanın asıl borçlunun aczini bildiği halde, teminat mektuplarının süresini uzattığını, asıl borçlu ile danışıklı hareket ettiğine dair deliller bulunduğunu, asıl borçlu …. İnşaatın belediyeden olan 2.015.000,00 TL alacağını şirketin sahibinin ortağı olduğu … İnşaata temlik ettiğini, şayet SGK ilişkisizlik belgesi zamanında alınmış olsaydı teminat mektuplarının paraya çevrilmeyecek olduğunu, çek koçanları ile ilgili kefil olan müvekkil şirketin hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin kefalet sorumluluğundan da herhangi bir borcunun olmadığını belirterek davanın esastan reddine, davacının kötü niyetli olarak icra takibi yapmış olması nedeniyle de % 20 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kefalet sözleşmelerinin 08/04/2003 ve 06/05/2004 tarihli genel kredi sözleşmelerinde imzasının bulunduğunu, 598/3 madde hükmüne göre sözleşmenin 10 yıl süre geçtiğinden kendiliğinden ortadan kalktığını, zira bankanın kefalet sözleşmelerinin yenilenmesi için 04/04/2014 tarihli ve 543 sayılı yazıyı yazdığını, bu yazıda kefalet süresinin 05/05/2014 tarihinde dolacağının bildirildiğini, … … … kefalet sözleşmelerinin imzalandığı tarihten kısa bir süre sonra 04/03/2005 tarihinde öldüğünü, murisin öldüğü tarih itibariyle asıl borçlu şirketin kredi borcu bulunmadığını, dava konusu teminat mektuplarının bu tarihten sonra düzenlendiğini, … … mirasçılarının sorumluluğunun ölüm tarihindeki kredi borcu ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin 11/04/2005 tarihli 1.135.000,00 TL bedelli teminat mektubu için ek teminat verilmesinin şart koşulması olduğu, bu sözleşmenin teminat mektubu ile ilgilerinin bulunmadığı, .borçtan sorumlu tutulamayacağını, depo emrinin BK 586. madde öngörülen üç günden daha az olacak biçimde bir gün verildiğini, bu nedenle müvekkilin temerrüde düşmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESASLI DOSYASINDA
DAVA
Davacı banka vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … San. A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine gereğince bu şirketin üstlendiği taahhüt işleri için teminat mektupları verildiğini, Ankara 30. Noterliğinin 02/05/2014 gün ve ..yevmiyeli ihtarnamesi ile kat ihtarı tebliğ edildiğini, Antalya 11. Noterliğinin 02.05.2014 gün ve … yevmiye numaralı ihtarı ile teminat mektuplarının iadesi yada bedellerinin depo edilmesi ve çek karnelerinin yasal karşılıklarının ödenmesi için … … ve …’a ihtar çekildiğini, bedeller ödenmeyince toplam 9.722.504,09 TL değerinde teminat mektubunun faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi talebiyle Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasına kayıtlı davanın açıldığını, ancak bu mektuplardan Davalı … İnşaat’ın üstlendiği… tesisi İnşaat işi için onun yararına Kocaeli Büyükşehir Belediyesine verilen 04.09.2014 tarih ve … sayılı yazısı ile 24.03.2011 tarihli temdit ile 05.09.2014 vade tarihli …. referans numaralı 300.000,00 Tl bedelli teminat mektubu 24.03.2011tarih temdit ile 05.09.2014 vade tarihli …. referans numaralı 1.715.000,00 TL bedelli teminat mektubunun 05.09.201tarihli dekontlarla ile ödendiğini, davalıya kredi tahsis edildiğini ve diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, davalıların ödeme güçlüğü içerisinde bulunmaları nedeniyle borcun ödenmediğini ve hesabın kat edilerek Ankara 18.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalıların itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu belirterek öncelikle aynı konuda Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile bu davanın birleştirilerek davalıların haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
… mirasçısı davalılar …, …, …, … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin muris …’ın yasal mirasçılarının tespiti bakımından Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile tereke davasının devam ettiğini ve yasal mirasçı olup olmadıklarının belli olmadığını, terekeye mümessil tayin edildiğini, miras durumu netleşmeden MK 625. madde hükmüne göre davaya devam edilemeyeceğini takibin iptali için 9. İcra Mahkemesine dava açıldığını, bankanın kötü niyetli olduğunu, davacı bankanın müvekkillerine verdiği zararın tazmini hakkı saklı tutulmak kaydıyla, haksız davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … İnş. San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konuda bu davadan önce Asliye 3. Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile davanın devam ettiğini bu nedenle davanın derdestlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, icra dairesindeki itirazlarının da bulunmadığını, davacı tarafın bu itirazlarına cevap vermediğini, müvekkilinin asıl borçlu … ile davacı banka arasında imzalanan 08.04.2003 tarihli Ankara … Şubesi ile imzaladığı 5.000.000,00 Euroluk genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzasının bulunduğunu, … İnşaatın … … Şubesi ile imzaladığını, diğer 06.05.2004 ve 18.04.2005 tarihli kredi sözleşmelerinde müvekkilinin imzası bulunmadığını, davaya konu teminat mektuplarının 06.05.20144 tarihli sözleşmeye dayanılarak verildiğini, davacı bankanın da bunu açıkça beyan ettiğini, kefalet sözleşmesinin yasal şartları taşımadığı bu nedenle değer verilemeyeceğini, müvekkil firmanın kefalete ilişkin sınırlayıcı kararlarından davacı bankanın haberdar olduğunu, yönetim kurulu kararında kefalet limitinin 600.000,00 Euro olduğunun belirtildiğini, müvekkil şirketin bu miktar dışında sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca kefalet sözleşmesinin tarihi itibariyle kefaletin kendiliğinden ortadan kalktığını, her iki teminat mektubunun süresi dolduktan sonra 05.06.2014 ve 05.09.2014 tarihine kadar süresinin uzatıldığını, takibe konulan teminat mektuplarının süresi uzatılan yeni mektuplar olduğunu, BK 110/2 madde hükmüne göre geçersiz hale geldiğini, davacı bankanın asıl borçlunun aczini bildiği halde, teminat mektuplarının süresini uzattığını, asıl borçlu ile danışıklı hareket ettiğine dair deliller bulunduğunu, asıl borçlu … inşaatın belediyeden olan 2.015.000,00 TL alacağını şirketin sahibinin ortağı olduğu … inşaata temlik ettiğini, şayet SGK ilişiksizlik belgesi zamanında alınmış olsaydı teminat mektuplarının paraya çevrilmeyecek olduğunu, müvekkilinin kefalet sorumluluğundan da herhangi bir borcunun olmadığını belirterek davanın esastan reddine, davacının kötü niyetli olarak icra takibi yapmış olması nedeniyle de %20 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konuda Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasının devam ettiğini ve derdestlik itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin kefalet sözleşmelerinin 08/04/2003 ve 06/05/2004 tarihli genel kredi sözleşmelerinde imzasının bulunduğunu, 598/3 madde hükmüne göre sözleşmenin 10 yıl süre geçtiğinden kendiliğinden ortadan kalktığını, zira bankanın kefalet sözleşmelerinin yenilenmesi için 04/04/2014 tarihli ve 543 sayılı yazıyı yazdığını, bu yazıda kefalet süresinin 05/05/2014 tarihinde dolacağının bildirildiğini, muris … …’ın kefalet sözleşmelerinin imzalandığı tarihten kısa bir süre sonra 04.03.2005 tarihinde öldüğünü, murisin öldüğü tarih itibariyle asıl borçlu şirketin kredi borcu bulunmadığını, dava konusu teminat mektuplarının bu tarihten sonra düzenlendiğini, … … mirasçılarının sorumlumuğunun ölüm tarihindeki kredi borcu ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin 11.04.2005 tarihli 1.135.000,00 TL bedelli teminat mektubu için ek teminat verilmesinin şart koşulması olduğunu, bu sözleşmenin teminat mektubu ile ilgilerinin bulunmadığını, borçtan sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalılar …, … ve … vekili Avukat … ve diğerleri cevap dilekçesinde özetle; …’ın itirazlarına benzer aşnı başlık ve konularda itiraz ve cevaplarda bulunarak, aynı konuda davacı tarafça Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve halen bu davanın derdest olduğunu belirterek derdestlik itirazında bulunmuş, müvekkillerinin kefalet sözleşmesinin süresinin dolmuş olması nedeniyle borçtan sorumlu olmadıklarını, davacı tarafın buna rağmen icra takibi yaptığını bu nedenle kötü niyetli olduğunu bildirerek davanın reddine, kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 11/12/2014 GÜN VE … ESAS SAYILI DOSYADA
DAVA
Davacı banka vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … San. A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine gereğince, bu şirketin üstlendiği taahhüt işleri için teminat mektupları verildiğini, Ankara 30. Noterliğinin 02/05/2014 gün ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile kat ihtarı tebliğ edildiğini, Antalya 11. Noterliğinin 02/05/2014 gün ve … yevmiye no’lu ihtarı ile teminat mektuplarının iadesi yada bedellerinin depo edilmesi ve çek karnelerinin yasal karşılıklarının ödenmesi için … … ve …’a ihtar çekildiğini, bedeller ödenmeyince toplam 9.722.504,09 TL değerinde teminat mektubunun faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi talebiyle Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esasına kayıtlı davanın açıldığını, ancak bu mektuplardan davalı … İnşaat’ın üstlendiği… tesisi İnşaat işi için onun yararına, … … inşaatı için … … ve … İnş. Tic. ve San. A.Ş. lehine düzenlenen 11.04.2005 gün ve …-… referens nolu 1.135.000,00 TL lik teminat mektubu tazmin bedeli olarak 567.500,00 TL, … … Sulama Projesi için … adına düzenlenen 30.06.2011 tarihli ve … referans numaralı 1.405.500,00 TL lik teminat mektubu tazmin bedeli olarak 1.405.500,00 TL lik ödeme … … Sulama Projesi için … adına düzenlenen 13,05.2010 tarihli ve 30 TM -2683 referans numaralı 7.500,00 TL bedelli teminat mektubu için mbu miktarda ödeme … … … … Sulama İnşaatı içinde kullanılmak Üzere … inşaata verilen 21.12.2010 günlü 4.000.000,00 TL bedelli teminat mektubu nedeniyle yapılan bu bedeldeki ödeme, … … … … Sulama İnşaatı içinde kullanılmak Üzere … inşaata verilen 03.01.2012 tarih … referans nolu 150.000,00 TL teminat mektubu tazmin bedeli olarak 150.000,00 TL ve ve 15.05.2014 tarihinde 6.130.000,00 TL ödeme yapıldığı, günlü 4.000.000,00 TL bedelli teminek mektubu nedeniyle yapılan bu bedeldeki ödeme, üzerine Ankara 18. İcra Müdürlüğünün ../.. sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ayrıca Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esaslı dosyasında 6.130.000,00 TL bedelli ihtiyati haciz kararı verildiği, icra müdürlüğünde davalıların yetkiye ilişkin itirazlarının yersiz olduğu, borçluların tazmin edilen bu teminat mektupları ile ilgili kefil olarak sorumluluklarının bulunduğu, … … mirasçılarının itirazlarının esas itibariyle haksız olduğu, kefaletten kefilin ölmesi ile değil ödemesi ile kurtulunabileceği, iddiasıyla takibe itirazın iptalini ve takibin 6.130.000,00 TL zerinde devamını, icra takibinden itibaren tahsil tarihine kadar %52,50 temerrüt faizi uygulanmasını, %5 BSMV nin borçludan tahsiline , %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … İnşaat ve … … mirasçıları …, İnci …, …, … ve … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde dile getirdikleri savunmalarına bu dosyada da yer vermişlerdir.
… … mirasçıları ayrıca takipte ve davada Ankara icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, alacağın mevut ve muaccel olmadığını, teminat mektuplarının iadesi için borcun muaccel olmadığını, 10 yıllık zamanaşımından sonra teminat mektuplarının paraya çevrildiğini, bu nedenle müvekkillerinin teminat mektuplarının bedellerinden sorumlu olmadığını bildirerek davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı bankanın … Şubesi ile davalı … arasında 08/04/2003 tarihinde 15.000.000,00 Euro bedelli, 06/05/2004 tarihinde 20.000.000,00 Euro bedelli, davacı bankanın .. … Şubesi ile davalı … arasında 18/04/2005 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, müşterek borçlu ve meteselsil kefil sıfatıyla 08/04/2003 tarihli sözleşmeyi … …, …, … ve … İnşaatın imzaladığı, 06/05/2004 tarihli sözleşmeyi … …, … ve …’in imzaladığı, 18/04/2005 tarihli sözleşmeyi de …, …, … ve …’ın imzaladığı, sözleşme tarafları ve imza sahipleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı, 08/04/2003 ve 06/05/2004 tarihli sözleşmeler üzerinden dava tarihine kadar 10 yıllık süre geçtiği, davacı bankanın .. inşaata gönderdiği 04/04/2014 tarihli yazıda sözleşmenin 05/05/2004 tarihinde sona erdiğini bildirdiği ve dava tarihi olan 06/05/2004 tarihi itibariyle 10 yıllık süre dolduğundan TBK’nun 598/III maddesi ve 6101 sayılı kanunun 1. maddesi gereğince davalı gerçek kişi kefiller yönünden kefaletlerinin 10 yıllık süre nedeniyle düştüğü, başka bir deyişle bu sözleşmeler nedeniyle kefil olarak kabul edilemeyecekleri, kefaletlerinin kalktığı, verilen teminat mektupları ve çeklerin hangi sözleşmeye dayanıldığı, hem ihtarnamelerde hemde davacı bankanın beyanlarından anlaşılamadığı, teminat mektuplarının 18/04/2005 tarihindeki sözleşmeden sonra verildiğinden teminat mektupları ve çek koçanları yönünden bu sözleşmeye dayanıldığının kabul edildiği, 08/04/2003 ve 06/05/2004 tarihli sözleşmelerdeki imzaları nedeniyle kefil olan gerçek kişilerin bu sözleşme hükümlerinde ve sözleşme limitlerinden sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, 18/04/2005 tarihli sözleşme nedeniyle bu sözleşmede belirlenen limit dahilinde sözleşmede imzası bulunan …, …, … ve … sorumlu tutulabilecekse de, …’ın … dışındaki diğer miraççıları mirası red etiklerinden bu sözleşmeler nedeniyle … dışındaki diğer Hüseyin mirasçılarının bu sözleşme nedeniyle dahi kefil olarak sorumlu tutulamayacaklarının anlaşıldığı, bu gerekçelerle … mirasçıları …, (dava sırasında ölmesi nedeniyle davalı olan diğer mirasçıları)… (…) … aleyhine açılan davaların reddine, davalı … İnşaat her ne kadar 06/05/2004 tarihli sözleşmeyi kefil olarak imzalamış ve tüzel kişi olarak 10 yıllık süreye tabi değilse de, davaya konu çekler ve teminat mektuplarının tarihi itibariyle, ancak 18/04/2005 tarihli sözleşmeye dayanılarak verilmiş olabileceği, bu sözleşmede … İnşaatın imzasının ve kefaletinin bulunmadığı anlaşıldığı … İnşaat aleyhine açılan davanın da reddine, teminat mektubu bedellerinin bankaya depo edilmesi ve paraya çevrilmesi halinde, bedellerinin, paraya çevirme tarihden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili istendiğine ve dava sırasında teminat mektubu paraya çevrildiğine göre, bu tarihten sonra bilirkişi raporunda belirtilen % 52,50 oranında işletilecek faiziyle birlikte asıl borçlu şirket ve 18/04/2005 tarihli sözleşmede imzası bulunan davalı gerçek kişiler ile …’ın mirası red etmeyen mirasçısı … …’tan tahsiline karar verilmiş, 18/04/2005 tarihli sözleşmenin gayri nakti krediler ve çek koçanları hakkındaki hükümleri dikkate alındığında, bilirkişi kurulunun iade edilmeyen çek yasal karşılıklarının depo edilmesi konusunda davalı kefilleri sorumluluk altına sokan hüküm bulunmadığı konusundaki görüşüne ve …’ın mirasını red etmeyen mirasçısı … … olduğu halde, mirası red etmeyen mirasçısı olarak . … … şeklindeki belirlemesine değer verilmediği, yine dosyaya sunulan deliller ve özel uzman görüşleri ve mütalalarının, mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporu göz önünde tutularak; Birleşen 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında ve 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalarında davacı bankanın açtığı davaların derdestlik nedeniyle reddine, davalı kişi ve şirketler yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına; asıl davada … İnşaat Sanayii ve Ticaret A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, … Mirasçıları … (dava sırasında ölmesi nedeniyle mirasçıları aleyhine), … (…) ve … aleyhine açılan davaların reddine, … ve … aleyhine açılan davanın reddine, asıl borçlu … ve kefillerden …, … (…), … ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davalılar kefillerden …, … (…), … ve … 2.000.000,00 TL sinden sorumlu olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla, 6.130.500,00 TL nin ve 2.036.598, 28 TL nin dava tarihi olan 06.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek %52,50 temerrüt faiziyle birlikte adı geçen davalılardan müşterek ve mütreselsil olarak tahsiline, 1.587.624,09 TL değerindeki teminat mektubunun ve 10.620,00 TL çek bedelinin aynı şekilde müşterek ve müteselsil olarak aynı davalılar tarafından bankanın faiz getirmeyen bir hesabına depo edilmesine, sair istemin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …nin dava konusu uyuşmazlıkta kredi sözleşmeleri kapsamında asıl kredi borçlusu olduğu hususuna itibar edilmeksizin eksik ve hatalı hüküm kurulduğunu, zira asıl kredi borçlusu hakkındaki davanın diğer davalı kefiller statüsünde değerlendirilerek asıl kredi borçlusu davalı şirketin asli sorumluluğunu bertaraf edecek nitelikte sınırlandırarak kısmen kabulünün hatalı olduğunu, birleşen davaların derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu, zira itirazın iptali davalarında takip tarihi itibariyle davalı borçluların sorumlu olduğu ana para, temerrüt faizi ve BSMV borçlarının incelenmesinin gerektiğini, bu haliyle asıl dava ile birleşen davaların konularının aynı olmadığını, dava konusu teminat mektupları ve çek yaprakları itibariyle davalıların sorumluluklarının teminat mektubu ve çek veriliş tarihlerine göre sınırlandırılarak hüküm kurulmasının hak ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kefillerinde depo talebinden sorumlu tutulmaları gerektiğini, dava konusu teminat mektupları dava tarihi itibariyle mer’i olduklarından zamanaşımının gerçekleşmediğini, mahkemenin bu yöndeki kararının da hukuka aykırı olduğunu, dava konusu teminat mektuplarının tüm kredi sözleşmeleri kapsamında verildiğinden davalı … İnşaat yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; sadece 18/04/2005 tarihli sözleşmede şahsen kefil olan müvekkilinin, bankaca dava konusu teminat mektubunun hangi sözleşmeye ait olduğu açıklanmadığından, sorumlu tutulamayacağını, mahkemece de bu yönde bir belirleme yapılmamasının hatalı olduğunu, kredi sözleşmelerinde çek sorumluluk bedeline ilişkin bir hüküm bulunmadığı halde müvekkilin kefil sıfatıyla sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacı bankanın icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğundan aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece muris …’ın terekesinin tespiti amacıyla açılan Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, zira müvekkilinin yasal mirasçı olup olmadığının ve davadaki taraf sıfatının bu dava sonucunda verilecek kararla değişeceğini, birleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında muris … taraf olmamasına rağmen müvekkilinin asıl davada hüküm kurulurken mirasçı sıfatıyla sorumlu tutulmasına ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı kötü niyetli olduğundan müvekkili lehine % 20 oranında tazminata hükmedilmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin asıl davada muris … …’ın mirasçısı sıfatıyla taraf olarak gösterildiğini, ancak daha sonra ıslah dilekçesi ile kefil sıfatıyla davaya dahil edildiğini, ıslah ile davaya başka bir borç ilişkisinin ve tarafın ithalinin mümkün olmadığını, bu nedenle asıl davada hakkında usulüne uygun şekilde dava açılmamış olan müvekkili aleyhine hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının dava konusu teminat mektuplarının 08/04/2003 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında verildiğine dair açık ikrarına rağmen mahkemece teminat mektuplarının 18/04/2005 tarihli sözleşme nedeniyle verildiğinin kabul edilmesinin usule aykırı olduğunu, kaldı ki teminat mektuplarının miktarları gözetildiğinde 18/04/2005 tarihli 2.000.000,00 TL limitli sözleşme kapsamında verilmelerinin mümkün olmadığını, kefilin depo sorumluluğuna ilişkin sözleşmelerde herhangi bir hüküm bulunmadığından müvekkilinin sorumluluğunu aşan şekilde ayrıca depo kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun TBK’nın 598/3 maddesi gereğince üzerinden 10 yıl geçtiğinden sona erdiğini, muris … …’ın 04/03/2005 tarihinde vefatı tarihi itibariyle borç bulunmadığından mirasçılarından da talep edilmesinin mümkün olmadığını, birleşen … Esas sayılı davanın derdestlik nedeniyle değil husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacı banka kötü niyetli olduğundan müvekkili lehine % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … ve Sanayi A.Ş. İflas İdare Memuru istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/03/2016 tarih … Esas sayılı dosyasında iflas kararı verilmesi ile birlikte Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında işlemlere başlanıldığını, iflas kararının henüz kesinleşmediğini ve ikinci alacaklılar toplantısının da yapılmamış olduğunu, İİK’nın 194.maddesi gereğince işbu davanın ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonraya kadar durdurulması gerektiğini, mahkemece bu durum dikkate alınmadan yargılamaya devam edilerek karar verildiğini, ayrıca davacı tarafça aynı mahiyetteki alacak iddiasıyla ilgili olarak İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı ve İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin … … Karar sayılı dosyalarının incelenmesi ve buna göre bir karar verilmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında tanzim edilen ve dava tarihinde mer’i olan teminat mektup bedelleri ile çek yapraklarının asgari sorumluluk tutarlarının depo edilmesi istemine; birleşen davalar ise, asıl davada talep edilen teminat mektuplarının bir kısmının yargılama sırasında nakde çevrilmesi nedeniyle söz konusu bedellerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Anayasanın 141,III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.”, HMK’nın 297/(2). maddesinde; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yargılamanın açıklığı ilkesini kabul edilmiştir. HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/(2). maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılacaktır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/05/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı emsal içtihatı).
Bölge Adliye Mahkemesi ilk derece mahkemesindeki yargılamayı tekrarlamak ve esas hakkında karar vermek yetkisine sahiptir. Ancak ilk derece mahkemesi yargılaması usul hukukuna uygun yürütülüp karar da gerekçesi yazıldığında iki dereceli yargılama sistemi uygulanmış olacaktır. Diğer bir anlatımla ilk derece mahkemesi yargılamasının tekrarlanması gereken ağır bir usul hatası varsa HMK’nun 353. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekir.
İlk derece mahkemesince asıl davaya ilişkin yazılan gerekçede, dava konusu nakde çevrilen teminat mektuplarının bedellerinin asıl borçlu da dahil olmak üzere davalılar … …, …, … ve …’dan tahsiline dair gerekçe yazılmış olmakla birlikte teminat mektubu bedellerinin depo edilmesine ilişkin sorumluluğa yönelik herhangi bir gerekçe yazılmadığı gibi iade edilmeyen çeklerin yasal karşılığının depo edilmesine ilişkin sorumluluğun davalı kefillere ait olduğuna ilişkin gerekçe yazıldığı; hükmün asıl davaya ilişkin 2 no’lu maddesinin D bendinde ise, asıl borçlu şirket ve kefillerden …, …, … ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen devamında teminat mektubu bedellerinin yalnızca davalı kefiller …, …, … ve …’dan tahsiline imkan verecek şekilde hüküm oluşturulduğu, asıl borçlu şirketin sorumluluğunun net olarak belirlenmediği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, asıl dava yönünden hüküm ve gerekçe çelişkisi yaratıldığı gibi, hükmün 2 no’lu maddesinin D bendi de infazda tereddüte neden olacak mahiyette olduğundan HMK’nın 297/(2). maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
Dosya kapsamından davalı … tarafından Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … tereke sayılı dosyasında resmi defter tutma istemli davanın derdest olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunun 625.maddesinde “Resmi defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamaz. Bu süre içerisinde zamanaşımı işlemez. Acele haller dışında, davalara devam edilemeyeceği gibi, yeni dava da açılamaz.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Tereke defterinin tutularak tespiti sonucunda mirasçılar mirasın reddi veya kabulü konusunda karar verebileceklerinden HMK’nın 625.maddesi gereğince resmi defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için dava açılamayacağı düzenlendiğinden mahkemece bu davanın sonucunun beklenmesi gerekir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 13/01/2021 tarih …. Esas -… Karar sayılı; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 13/02/2017 tarih …….Esas -….Karar sayılı emsal ilamları) İlk derece mahkemesince ilgili mahkemenin dava dosyasının sonucunu beklemeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine, davalı asıl borçlu … A.Ş. İflas İdare Memurunca istinaf dilekçesinde bu şirket hakkında Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/03/2016 tarih ve … Esas sayılı dosyasında iflas kararının verildiği, Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında iflas işlemlerine devam edildiği belirtilmiştir. İİK’nın 194/1.maddesinde, acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı … davalı olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından 10 gün sonra devam olunabileceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, söz konusu dava ve iflas dosyaları getirtilerek asıl borçlu şirket hakkında verilen iflas kararı kesinleşip kesinleşmediği, ikinci alacakılar toplantısının yapılıp yapılmadığı tespit edilerek, ikinci alacaklılar toplantısının yapılmaması halinde İİK’nın 194.maddesi gereğince işlem yapılmasının gerektiğinin gözetilmemesi de usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca davalı asıl borçlu … A.Ş. İflas İdare Memurunca istinaf dilekçesinde dava konusu alacak ile aynı mahiyetteki alacak iddiası ile ilgili olarak İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı ve İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin … … Karar sayılı dosyalarının bulunduğu bildirilmiş olmakla mahkemece bu dosyalarında dava konusu alacakla ilgisinin tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir.
Öte yandan, asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde davalılar … ve …’ın muris … …’ın mirasçıları sıfatıyla davalı olarak gösterildikleri
dikkate alınarak bu davalılar yönünden birleşen davaların derdest olup olmadığının değerlendirilmesi ve davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanan birden fazla genel kredi sözleşmesi olduğu, dava konusu teminat mektupları ile çek yapraklarının hangi sözleşme kapsamında verildiğinin yerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit ettirilerek tüm davalıların sorumluluklarının belirlenmesi gerekirken mahkemece net bir tespit yaptırılmaksızın karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı …Ş. vekili, davalılar …, … ve … vekillerinin ve … A.Ş. İflas İdare Memurunun istinaf başvurularının gerekçe yoksunluğu, HMK 297.maddeye aykırılık, bekletici mesele, derdestlik ve dava konusu borcun hangi sözleşmeden kaynaklandığının tespitine ilişkin istinafların kabulüne, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı …Ş. vekili, davalılar …, … ve … vekillerinin ve … A.Ş. İflas İdare Memurunun istinaf başvurusunun gerekçe yoksunluğu, HMK 297.maddeye aykırılık, bekletici mesele, derdestlik ve dava konusu borcun hangi sözleşmeden kaynaklandığının tespitine ilişkin istinafların 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı … tarafından yatırılan 34.155,00 TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
6-Davalı … tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
7- Davalı … tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
8-Davalı …Ş. İflas İdare Memurunun tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
9- Tarafların yaptığı istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi- …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.