Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1272 E. 2021/787 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2019
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021

Taraflar arasındaki kar payı alacağına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin halen davalı şirketin ortağı olduklarını, hisseleri 08.10.2014 tarihinde vefat eden babaları …’den miras yoluyla edindiklerini, bugünde kadar kendilerine herhangi bir kar payı ödenmediğini, genel kurullarda buna ilişkin karar alınmadığını, bu durumun TTK’nun hükümlerine aykırı olduğunu, davalı şirketin gelir durumunun iyi olduğunu, bu şirket bünyesinde faaliyet gösteren başka şirketlerde olduğunu, müvekkillerinin davalı şirketin yönetimine dahil edilmediklerini, yapılacak yargılama sürecinde davalı şirket ve bu şirkete bağlı tüm şirketlerin gelirlerinin ve ortaya çıkan kar paylarının tespitini istediklerini, davalı şirketin ana şirket olduğunun kabulü ile bu şirkete bağlı olarak kurulan diğer şirketlerin gelirleri belirlendikten sonra davacıların hissesine düşen kar paylarının tespiti yoluna gidilmesini, 01.01.2009 ile 12.02.2015 tarihleri arasında miras bırakanın ortak olması nedeniyle davacıların vareset ilamı kapsamında kar payı hisselerinin belirlenmesini, 12.02.2015 tarihinden, dava tarihine kadar ise müvekkillerinin kar paylarının belirlenerek hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 25/04/2019 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini 228.552,08 TL’ye arttırmıştır.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1996 yılında kurulduğunu, … imalatı, bakımı ve onarımı işleri ile iştigal ettiğini, davacıların her birinin şirkette %7,91 oranında hisseye sahip olduklarını, bu hisseyi miras yoluyla devir aldıklarını, kar payı alacağı yönüden zamanaşımı itizarında bulunduklarını, ancak dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık zaman için kar payı istenebileceğini, bilgi alma ve inceleme haklarını her zaman kullanabileceklerini, davacıların bu haklarını kullanmadıklarını, kar paylarının gerçek değerlerinin davacılara ödendiğini, kar payı alacağı ile bağlantılı olmayan perde şirketler kurulduğu iddiasının doğru olmadığını, davalıyla alakalı olmayan bu iddilararın değerlendirilmemesinin gerektiğini bildirerek haksız açılan davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacıların, davalı şirket hissesini miras yoluyla edindikleri, babaları olan …’in vefatı neticesinde 12.02.2015 tarihinde şirket ortaklığına katıldıkları, halen şirkette %7,913 oranında hisseleri bulunduğu, 01.01.2009 ile 12.02.2015 tarihleri arasında tahakkuk eden kar payı alacaklarının belirlenerek hüküm altına alınmasını istedikleri, davalı tarafın zamanaşımı itirazında bulunması neticesinde, TBK’nun 147/1-4 maddesi hükmü mahkemece nazara alınarak davacıların ancak son 5 yıla ilişkin (01/01/2013’den öncesi) kar payı alacağını talep edebilecekleri, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre, davalı şirketin 2009 yılından itibaren dava tarihine kadar ortaklarına kar payı dağıtmadığı, dağıtılmayan karların ne yapılacağı konusunda da somut ve net gerekçeler ortaya koymadığının görüldüğü, bir kimsenin şirket ortağı olmasındaki amacın kar payı almak olduğu, bu çerçevede limited ortaklıklarda karın dağıtılmasının esas kural olduğu, dağıtılmaması için ortaklar kurulunun (haklı gerekçeleri göstererek) karar vermesi gerektiği, somut uyuşmazlıkta, davalı şirket ortaklar kurulunun kar dağıtılmaması yönünde bir kararının bulunmadığının görüldüğü, bu durumda, niza konusu dönem yönünden davacıların kar payı isteyebileceği, bilirkişi tarafından davacıların isteyebileceği kar paylarının belirlendiği, davalı yanın zamanaşımı itirazı da nazara alındığında, 01.01.2013 tarihinden itibaren kar payı alacağının talep edilebileceği, buna göre her bir davacının 01.01.2013 – 31.12.2013 tarihleri arasında 16.522,59TL, 01.01.2014 – 31.12.2014 tarihleri arasında 12.190,07TL, 01.01.2015 – 31.12.2015 tarihleri arasında 17.621,13TL, 01.01.2016 – 31.12.2016 tarihleri arasında 12.205,64TL, 01.01.2017 – 31.12.2017 tarihleri arasında 15.036,10TL (toplam: 73.575,53TL) tahakkuk etmiş kar payı alacaklarının bulunduğu, yargılama devam ederken davalı şirket tarafından davacı …’a 08.01.2019 tarihinde 1.500,00TL, …’e ise 47.938,00TL kar payı ödemesi yapıldığının bildirildiği, bu ödemelerin geçmiş yıl kar payı ödemelerine ilişkin olduğu açıklandığı, anılan miktar her bir davacının hesaplanan kar payı alacağından düşüldüğü, davacılar, davalı şirket haricinde bu şirketle bağlantılı olduğunu iddia ettikleri … …gelir ve kar durumunun değerlendirmeye esas alınmasını da istediği, anılan şirketlerin işbu dosyada davalı olarak gösterilmediği, her şirketin ayrı bir tüzel kişiliği olduğu, dosyada davalı olarak gösterilmeyen bu şirketlere yönelik talebin anılan nedenle redd gerektiği, davacıların her birinin talep edebileceği kar payı alacağından davacılara yargılama sürecinde yapılan kar payı ödemeleri düşülmesi neticesinde davacı …’ın (73.575,53TL – 1.500,00TL) 72.075,54TL isteyebileceği, diğer davacı …’in ise (73.575,53TL – 47.938,00TL) 25.637,54TL isteyebileceği, yargılama sürecinde davacılara ödenen miktarlar yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, yargılama devam ederken davacılardan …’a 1.500,00TL, davacılardan …’e de 47.938,00TL kar payı ödemesi yapılması nedeniyle bu miktarlar yönünden davasının konusunun kalmadığının kabulü ile (bu miktarlar yönünden) esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı … için 72.075,54TL, davacı … için 25.637,54TL kar payı alacağının dava tarihi olan 24/04/2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin ana şirket olup, diğer tüm şirketlerin davalının işlerini gerçekleştirmek suretiyle iş yaptıklarını, aralarında organik bağ bulunduğunu, bu nedenle diğer şirketlerin kayıtlarının da araştırılarak kar payının tespiti gerekirken mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, yargılama sırasında yapılan bir kısım ödemelerin dava tarihinden önce hangi kapsamda olduğu belirtilmemişken mahkemece hukuka aykırı olarak kar payı ödemesi altında mevcut bedelden düşüldüğünü, söz konusu ödemeleri ailenin diğer bir şirketi olan … … Şirketine ilişkin ödemeler olduğunu, mahkemece bu hususun araştırılmadığını, bu bedellerin dava tarihinden sonra ödenmiş olması nedeniyle davalının bu miktarlar yönünden davanın açılmasına sebebiyet verdiğini ve bu miktarlar yönünden mahkeme gideri ve vekalet ücretini davalıya yükletilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket ortağının ödenmeyen kar payı alacağının tahsili istemine ilişkindir
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamından, davacıların davalı şirket hissesini babaları …’in vefatı neticesinde miras yoluyla edindikleri ve 12/02/2015 tarihinde şirket ortaklığına katıldıkları, halen şirkette % 7,913’er oranında hisselerinin bulunduğu, davalı şirketin 2009 yılından itibaren dava tarihine kadar kar payı dağıtımına ilişkin herhangi bir karar almadığı, yargılama devam ederken davalı şirket tarafından davacı …’a 08/01/2019 tarihinde 1.500,00 TL davalı …’e ise 47.938,00 TL kar payı ödemesi yapıldığı ve bu ödemelerin geçmiş yıl kar payı ödemelerine ilişkin olduğu açıklamaya yer verildiği, davacıların davalı şirket haricinde davalı şirket ile bağlantılı olduğunu iddia ettikleri … … …. ayrı tüzel kişiliklerinin bulunduğu ve davacıların anılan şirketlere hissedar oldukları anlaşılmıştır.
11/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin 2009 yılından itibaren dava tarihine kadar ortaklarına kar payı dağıtmadığı, dağıtılmayan karların ne yapılacağı konusunda da somut ve net gerekçeler ortaya koymadığı, limited ortaklıklarda karın dağıtılmasının esas kural olduğu, dağıtılmaması için ortaklar kurulunun (haklı gerekçeleri göstererek) karar vermesi gerektiği, somut uyuşmazlıkta, davalı şirket ortaklar kurulunun kar dağıtılmaması yönünde bir kararının bulunmadığı, her bir davacının 01.01.2013 – 31.12.2013 tarihleri arasında 16.522,59TL, 01.01.2014 – 31.12.2014 tarihleri arasında 12.190,07TL, 01.01.2015 – 31.12.2015 tarihleri arasında 17.621,13TL, 01.01.2016 – 31.12.2016 tarihleri arasında 12.205,64TL, 01.01.2017 – 31.12.2017 tarihleri arasında 15.036,10TL (toplam: 73.575,53TL) tahakkuk etmiş kar payı alacaklarının bulunduğu belirlenmiştir.
Dava, davalı şirket ortağı olan davacıların davalı şirketten kar payı alacağına ilişkin olup, TBK’nın 147/1-4.maddesinde ortakların kendileri ile ortakları arasında alacak taleplerinin 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu düzenlenmiştir. Davacıların kar payı alacak talebi 01/01/2009 tarihi ile dava tarihi olan 24/04/2018 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olup, TBK’nın 147/1-4 maddesindeki düzenleme karşısında ancak dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için kar payı alacağı talep edebileceklerinden mahkemece davacıların dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreden önceki kısma yönelik taleplerinin reddine karar verilmesi yerindedir.
Her ne kadar davacılar, davalı şirket ile bağlantılı olduğunu iddia ettikleri … … …. gelir ve kar durumunun da değerlendirmeye esas alınmasını talep etmiş iseler de, söz konusu şirketlerin işbu dava dosyasında davalı olarak gösterilmedikleri ve ayrı birer tüzel kişiliklerinin bulunduğu, davacı yanca davalı şirketten anılan şirketlere yapıldığı iddia olunan maddi aktarımlara ilişkin işlemlerin iptaline yönelik dava açıldığına dair dosyaya bilgi ve belge sunulmadığından ilk derece mahkemesince bu şirketler ile davalı şirket arasındaki bağlantının araştırılmasına ilişkin talebin reddinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, TTK’nun 616/1-e maddesi uyarınca kar payı dağıtımı hakkında karar vermek genel kurulun devredilemez yetkisi içerisindedir. Somut olayda ise, davacıların ortağı olduğu davalı şirket genel kurullarında kar payı dağıtımına ilişkin alınan herhangi bir karar bulunmadığı gibi, davacının dava tarihinden önce kar payı ödenmesine ilişkin ortağı olduğu davalı şirkete herhangi bir başvuru yaptığına ilişkin bir bilgi ve belgede dosyaya sunulmamıştır. Hal böyle olunca, esasen işbu davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz ise de, istinafa gelenin sıfatına göre Dairemizce bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Davacı vekilinin diğer bir istinaf istemi konusuz kalan miktarlar yönünden müvekkili yararına hükmedilen vekalet ücretinin eksik hesaplandığına ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 331/1.maddesinde ” Davanın konusuz kalması halinde davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini taktir ve hükmeder” Buna göre davanın konusuz kalması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır. Davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamaya devam ederek davanın açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumu ile dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama giderlerine mahkum etmesi gereklidir.
Somut olayda davacı tarafça, davalı şirketten kar payı alacağının tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı, yargılama sırasında 08/01/2019 tarihinde davalı tarafça davacı …’a 1.500,00 TL, …’e ise 47.938,00 TL geçmiş yıllara ilişkin kar payı ödemesi yapılması nedeniyle bu miktarlar yönünden davanın konusuz kaldığı ve davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği anlaşıldığından HMK’nun 331.maddesi gereğince yargılama giderlerinden davalı taraf sorumludur.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6/1.maddesinde ise ” Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın konusuz kalması halinde tarifede belirlenen ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra konusuz kalması halinde ise tamamına hükmolunacağı” belirtilmiştir.
Eldeki davada mahkemece ön inceleme duruşması 12/09/2018 tarihinde yapılmış, davalı şirket ise ön inceleme tutanağının imzalanmasından sonra 08/01/2019 tarihinde dava konusu edilen kar payı alacağına ilişkin davacıların kısmi ödemede bulunmuştur. Bu durumda AAÜT’nin 6/1.maddesi gereğince, ödenen miktarlar yönünden dava ön inceleme duruşmasından sonra konusuz kaldığından davacı tarafın talebi de gözetilerek ilk derece mahkemesince davacı yararına tarife ile belirlenen ücretin tamamı tutarında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiş, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, Ankara Batı Asliye Ticaıret Mahkemesi’nin 22/05/2019 tarih …. Karar sayılı kararının vekalet ücreti yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Yargılama devam ederken davacılardan …’a 1.500,00TL, davacılardan …’e de 47.938,00TL kar payı ödemesi yapıldığı anlaşıldığından bu miktarlar yönünden davasının konusunun kalmadığının kabulü ile (bu miktarlar yönünden) esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı … için 72.075,54TL, davacı … için 25.637,54TL kar payı alacağının dava tarihi olan 24/04/2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 6.674,10 TL harçtan, peşin alınan 170,78 TL ve ıslah ile alınan 3.733,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.770,32 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacılardan dava açılırken tahsil edilen 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 170,78 TL peşin harç ve 3.733 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.944,88 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacıların yargılamada yapmış olduğu 750,00 TL bilirkişi ücreti, 81,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 831,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre 535,03 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen ve konusuz kalan kısım toplamı üzerinden hesap ve takdir edilen davacı … için 10.364,82 TL, davacı … için 10.364,82 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen kısım üzerinden hesap ve takdir edilen davacı …’dan 6.091,07 TL, davacı …’den 6.091,07 TL vekalet ücretinin tahsili ile davalıya verilmesine,
B)1-İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 45,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 166,40 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/06/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.