Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1268 E. 2021/730 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ


TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2019
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 09/01/2018
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/06/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın …. Şubesinden nakdi ve gayri nakdi krediler kullanan müvekkilinin, en son kullanılan ve kapatılan kredi sebebiyle haksız ve hukuka aykırı olarak olarak 77.805,00 TL kredi kapama komisyonunun tahsil edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız tahsil olunan bedelin şimdilik 10.000,00 TL’sinin 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında dava değerini 11/07/2019 tarihli dilekçe ile ıslah ederek 14.389,00 TL’nin 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı imzaladığı kredi çerçeve sözleşmesi ile yapılan işlemlerden alınacak ücretleri ayrı ayrı kabul ettiği gibi yine davacı tarafından imzalanan nakit akış sözleşmesinin 7. Maddesinde belirlendiği üzere kalan bakiyenin %10’unun altında kalmayacak oranda bir bedeli ödemeyi davacının taahhüt ettiğini, nitekim dava konusu erken kapama ücretinin, davacı tarafından 18/11/2013 tarihinde imzalanan sözleşme öncesi bilgilendirme formunda davacı ile müzakere edildiğini, kaldı ki sözleşmede belirlenen %10’un altında bir oran üzerinden kredinin kapatıldığını, müvekkilinin davadan önce temerrüde düşürülmediğini, dolayısıyla dava tarihinden önce yapılan kesinti sebebiyle faiz talebinin doğru olmadığını, davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin rızaen ödediği bedelin iadesini talep hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; : her ne kadar davalı tarafça dava konusu erken kredi kapama komisyon bedeli nedeni ile davacının rızası dahilinde tahsilat yapıldığı ve bu nedenle davalının dava konusu alacaktan sorumlu olmadığı belirtilerek davanın reddi talep edilmiş ise de, toplanan delliler sonucu alınan 23/05/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin … K sayılı içtihadıda dikkate alınarak, davalının yayınladığı masraf duyurusunda %7 oranında erken kapama komisyon bedelinin alınabileceğinin belirtildiği ancak davalının bu oranın da üzerinde 28/06/2017 tarihinde kredinin erken kapanması esnasında 77.805,00 TL masraf aldığı fakat alabileceği bedelin yayınladığı duyuruya göre 63.416,00 TL olması gerektiği ve bu hali ile davacıdan fazladan 14.389,00 TL erken kapama komisyon bedelinin tahsil edildiğinin tespit edilmesi karşısında, davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle ıslah miktarı gözetilerek davanın kabulü ile; 14.389,00 TL alacak bedelinin 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda farklı bankalardan öğrenilen erken kapama komisyon oranları dikkate alınmak suretiyle bir hesaplama yapılmışsa da davacının imzalamış olduğu nakit akış sözleşmesinin 7. Maddesinde belirlenen %10 oran üzerinden komisyonun alındığını, davacı tarafın tüm bu masrafların kendisinden tahsil edileceğini bilmesine rağmen ve yine genel işlem koşulu varlığı halinde dahi kabul edip muvafakat etmesine rağmen MK’nın 2. Maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olarak işbu davayı açtığını, nitekim dava konusu erken kapama ücretinin, davacı tarafından 18/11/2013 tarihinde imzalanan sözleşme öncesi bilgilendirme formunda davacı ile müzakere edildiğini, davacının imzaladığı kullandığı kredinin dayanağı olan 18/11/2013 tarihli kredi çerçeve sözleşmesinin 2.7. maddesinde erken ödeme halinde komisyon alınacağının kararlaştırıldığını, bu maddeye göre erken kapama kararının müvekkili bankaya ait olduğunu, erken kapama sebebiyle müvekkilinin faiz alacağından mahrum kaldığını, sözleşmede tarafların karşılıklı iradeleri ile %10 üzerinden kredi kapama komisyonunun tahsili kararlaştırıldığı halde müvekkili banka tarafından bu oranın altında bir oran ile kredinin kapatıldığını, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde başka bir bilirkişiden yeni bir rapor alınması talep edildiği halde bu taleplerinin değerlendirilmediğini, tahsil olunan erken kapama ücretinin makul olduğunu, davacının talebi sözleşme ilişkisine dayanmakta olup davadan önce temerrüde düşürülmeyen müvekkilinden dava tarihinden önce başlayacak şekilde faiz talebinin de yerinde olmadığını, davacı yanın ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin rızaen ödediği bedelin iadesini talep etme hakkının bulunmadığını, müvekkili bankanın ticari defter ve kayıtları incelenmeden karar verildiğini ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan ticari kredi karşılığında haksız tahsil edildiği iddia olunan erken kapama komisyonunun istirdadı istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile 14.389,00 TL’nin 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalı banka ile imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden davalı bankadan kullanmış olduğu ticari kredi sebebiyle davacı taraftan erken kapama komisyonu adı altında kesinti yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa haksız olup olmadığı, dolayısıyla davacıya iadesi gereken bir miktarın bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kuşkusuz tacir olan davalı bankanın takip ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sy. TTK’nın 20. Maddesi gereği verdiği hizmet karşılığında ücret talep etme hakkı bulunmaktadır. Ne var ki davalı banka bu hakkını MK’nın 2. maddesinde yer verilen dürüstlük ve hakkaniyet kuralına aykırı kullanamaz.
Davacı ile davalı banka arasında 21/11/2013 tarihinde 3.000.000,00 TL kredi limitli kredi çerçeve sözleşmesi imzalanmış olup söz konusu sözleşmenin “erken ödeme” başlıklı 2.7. Maddesinde; “2.7.1. Müşteri’nin bakiye borcunu kısmen veya tamamen vadesinden önce ödemesi Bankanın kabulüne bağlıdır. Bankanın kabulü olmaksızın yapılan ödeme vadesinde kredi borcuna mahsup edilir. Banka’nın mutabık kalması halinde erken ödeme, taksit vadelerinden birinde ve ödeme vadesinde işlemiş faizin ve kalan ana paranın, Banka’nın o gün itibarı ile katlanmak zorunda kalacağı maliyetler çerçevesinde belirleyeceği miktarda bir erken kapama ücreti ile erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, … gibi mali yükümlülüklerin nakden veya defaten ödenmesi kaydı ile mümkündür. Banka’nın erken ödeme tarihi ile vade tarihi arasındaki süre için, erken ödeme sebebiyle Banka’nın mahrum kalacağı ilgili kredi faiz oranı üzerinden hesaplanmış faiz tutarını da talep hakkı saklıdır” hükmüne yer verilmiş, yine işbu sözleşmenin eki olduğu belirtilen 21/11/2013 tarihli Nakit Akış Sözleşmesinin 7. Maddesinde ise; kredinin vadesinden önce kapatılmak istenmesi halinde kapama gününde kalan bakiye tutar üzerinden minimum %10’un altında kalmayacak şekilde, kapama gününde geçerli olan … Fonlama maliyeti ile mevcut kredi faiz oranı arasındaki fark kadar ilave erken kapama ücreti ödeneceği kararlaştırılmıştır. Ayrıca davacı şirket yetkilisinin imzasını taşıyan 18/11/2013 tarihli sözleşme öncesi bilgilendirme formunun 4. Maddesinde erken ödemeye ilişkin sözleşmenin 2.7 maddesi gereği borcun kısmen veya tamamen vadesinden önce ödenmesinin Banka’nın kabulüne bağlı olduğu ve banka tarafından kabul edilmesi halinde müşterinin erken ödeme tazminatı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bu durumda Yargıtay 11. HD’nin yerleşik kararlarına göre; davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan erken kapama komisyonu ve kredi tahsis ücreti adı altında kesilen miktarların”” araştırılıp karşılaştırılarak, davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. (Bkz. Yargıtay 11. HD’nin 17/02/2016 tarihli ve …. K., 25/09/2017 tarihli ve … K. Sayılı kararları da aynı yöndedir.
Dosyada ilk derece mahkemesince bankacılık alanında uzman bilirkişiden alınan 22/05/2019 tarihli raporda; davalı banka tarafından yayınlanmış olan masraf duyurusunda %7 oranında erken kapama komisyonu alınabileceğinin belirtildiği, bu durumda davacı şirketten 28/06/2017 tarihinde kredinin erken kapatılması sırasında en fazla 63.416,00 TL erken kapama komisyonu tahsil edilebileceği, bu durumda davacıdan fazladan 14.389,00 TL alındığı, alınan komisyonun bankanın yayınlamış olduğu duyuruya göre fahiş olduğu belirtilmiştir…

Somut olayda, davacı şirket ile davalı bankanın …. Şubesi arasında imzalanan 21/11/2013 tarihli ve 3.000.000,00 TL kredi limitli kredi çerçeve sözleşmesine istinaden davacı şirkete ilk taksiti 24/10/2016 tarihinde son taksiti ise 24/01/2018 tarihinde ödenmek üzere toplam 16 taksitli 1.189.617,23 TL taksitli uzan vadeli ihtiyaç kredi kullandırılmış, bakiye 905.942,73 TL kredi tutarının tamamı davacı şirket tarafından 28/06/2017 tarihinde ödenerek erken kapatılmış, bu tarihte davacıdan kredi kapama komisyonu adı altında 77.805,00 TL tahsil edilmiştir. Dosya kapsamında ilk derece mahkemesince usul ve yöntemine uygun olarak bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen ve Dairemizce objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 22/05/2019 tarihli raporda; banka tarafından yayınlanan ve bir örneği rapor ekinde sunulan 05/02/2019 tarihli Kredi İşlemlerinde Faiz ve Kar Payı Dışında Sağlanacak Ücret ve Masraflar ile Bankacılık Hizmet Komisyonları Bildirim başlıklı duyuruda 08/10/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kredi erken kapama komisyonunun %7,00 oran üzerinden uygulanacağı ilan edilmiş olmakla buna göre 2017 yılı için kredi erken kapama komisyonu olarak %7’ye kadar komisyon alınabileceği, Türkiye’de faaliyet gösteren 8 adet bankanın ticari kredilerde erken kapama ücreti ile ilgili olarak bildirmiş oldukları ücretlerin ortalamasının %3,625 olarak hesaplandığı, kapanan kredi tutarı 905.942,73 TL üzerinden alınan 77.805,00 TL komisyon tutarı gözetildiğinde davalı bankaca uygulanan komisyon oranının %8,59 olduğu, davalı bankanın yayınlamış olduğu duyuruya göre en fazla %7,00 oranında erken kapama komisyonu tahsil edebileceği tespit edilmiştir. Şu halde dosya kapsamında getirilen emsal banka uygulamaları ile davalı banka tarafından yapılan 05/02/2019 tarihli duyuru gözetildiğinde, davalı banka tarafından kendisi tarafından yayınlanan söz konusu duyuru ile erken kapama tarihini kapsar şekilde %7,00 oranı üzerinden belirlenen kredi erken kapama komisyonunun, davacı şirket tarafından vadesinden önce dolayısıyla erken ödenen bakiye 905.942,73 TL kredi tutarının tamamı üzerinden %7,00 oranı karşılığı olan 63.416,00 TL’nin üzerinde %8,59 oranı üzerinden 77.805,00 TL olarak tahsil edilmiş olup bu durumda davacıdan 14.389,00 TL’nin haksız olarak tahsil edildiği anlaşılmış olmakla haksız tahsil edilen bu miktarın ilk derece mahkemesince davacıya iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Diğer taraftan davacıdan haksız tahsil olunan 14.389,00 TL’nin davacının mal varlığında haksız kesinti yapılan bu miktar kadar eksilmenin meydana geldiği, daha açık bir anlatımla davalı bankaca bu miktar kesintinin yapıldığı 28/06/2017 tarihinden itibaren ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davacı lehine faize hükmedilmesi de yerindedir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına yer olmaksızın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sy. Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi gereği istinafa başvuran davalı taraftan alınması gereken 982,91 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 812,13 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf giderlerinin istinafa başvuran davalı taraf üzerinde bırakılmasına, varsa artan gider avansının talep halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibarıyla kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/06/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.