Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1267 E. 2021/759 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI ….
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 09/01/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı …’ya ait olan Kayseri ili ……. parsel sayılı bahçe ile aynı yer… tarlanın 05/04/2016 tarihli ve …. yevmiye nolu satış işlemi üzerinde davalı lehine 04/09/2014 tarihli … yevmiye nolu işlem ile konulan 100.000,00 TL bedelli ipotek ile birlikte tapuda resmi sözleşme ile satın alındığını, müvekkilinin yine dava dışı ……. ilçesi …arlayı da 05/08/2016 tarihli ve … yevmiye nolu satış işlemi ile üzerinde davalı lehine 04/09/2014 tarihli ve … yev nolu işlem ile konulan 70.000,00 TL bedelli ipotek ile birlikte tapuda resmi sözleşme ile satın alıp tapuda tescil ettirdiğini, davalının Kayseri 12. Noterliği’nin 18/12/2017 tarihli ve … yev nolu ihtarnamesi ile … isimli icra dosyası borçlusu ile aralarında imzalanan genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğu iddiası ile 100.000,00 TL’ nin 3 gün içinde ödenmesi için müvekkiline gönderilen ihtarnamenin 20.12.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ardından müvekkili aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde düzenlenen ödeme emrinde dava dışı asıl borçlu …’ya ait taksitli ticari kredi borcu olduğunun ve takip miktarının 368.903,34 TL olarak belirtildiğini, dayanak genel kredi sözleşmesinin tarihi 25/08/2014 iken bu sözleşmeye kefil olan …’ın ise kefalet imzasının 09/09/2016 tarihli olduğunu, bu durumda asıl borçlu olan …’ya müvekkilinden habersiz bir şekilde taşınmazları üzerindeki ipotek şerhleri devam ettirilerek yeni bir kredi kullandırıldığını, bu hususta müvekkiline herhangi bir bilgi verilmediğini, müvekkilinin yeni kredilerden bilgilendirilmediğini, halbuki taşınmazların satın alınmasından sonra davalı bankaya ipotekli taşınmazları satın alan yeni malikin isim ve adreslerinin bildirildiğini, müvekkilinin muvafakati alınmadan yeni bir kredi verilmesinin ve müvekkilinin borç altına sokulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin ipotekli olarak devraldığı taşınmazlar için kullandırılan kredi sözleşmesine ait borçların tamamının davalı bankaya ödendiğini, ipoteğin üst sınır iptoeğin olduğunun 09/09/2016 tarihinli kerdi nedeniyle davacının sorumlu olmadığını ileri sürerek müvekkili tarafından satın alınan taşınmazlar üzerindeki üzerindeki 04/09/2014 tarihli ve … – … yevmiye nolu ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ipotekle yükümlü olarak devralınan…. parsel sayılı taşınmazlar üzerinde banka lehine 04/09/2014 tarihli ve 2… yevmiye nolu 1. Dereceden ipoteklerin dava dışı …’nın borçlarının teminatı olduğunu, …’nın gerek kendisinin gerekse müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğu firmaların müvekkili bankaya olan borçlarını zamanında ödememesi üzerine ilgili kredi hesapları kat edilerek müvekkili bankaca dava konusu ipotekli taşınmazları üzerindeki ipotekle birlikte devralan davacıya Kayseri 12. Noterliği’nin 18.12.2017 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, davacının taşınmazları ipotek tesis tarihinden sonraki bir tarihte ipotekle yüklü olarak devraldığını, söz konusu devir yapılırken ipotek alacaklısı müvekkili banka tarafından ipoteğin kaldırılacağına ilişkin olarak herhangi bir taahhütte bulunulmadığını, ipoteğe konu borcun sona erip ermediği hususunun işbu taşınmazlar satın alınmadan önce davacı tarafından araştırılmadığını, borçlu …’nın borçlarının devam etmesi nedeni ile ipoteğin fekkinin mümkün olmadığını, ipotek tutarının ödendiği iddia edilmekte ise de ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; ipoteğin fekki istemiyle açılan davada her ne kadar davacı tarafça 04/09/2014 tarihli ve …. ve … yevmiye nolu ipotek kayıtlarının kaldırılması talep edilmiş ise de, davacının söz konusu ticari kredi çekilmesi nedeni ile ipotek verilen taşınmazları 05/04/2016 ve 05/08/2016 tarihinde üzerinde ipotekler olduğunu bilerek devraldığı, toplanan deliller sonucu alınan 07/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, sözleşmenin 9.2.1 maddesi kapsamında verilecek teminatların mevcut ve ileride doğabilecek vadesi gelmiş veya gelmemiş bütün alacakların da teminatını oluşturacağının kabul edildiği, devirden sonra davalı bankaya ilgili teminat koşullarının sona erdirilmesi ve ipoteklerin fek edilmesi ile ilgili bildirim yapıldığına dair davacı tarafça dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, bu hali ile banka açısından teminat şartlarının devam ettiği ve davalı bankanın icra takibi konusunda haklı olduğu, yukarıda belirtilen Yargıtay ilamı da dikkate alınarak davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ipotekle yükümlü dava konusu taşınmazların müvekkili adına tapuda satış işlemi gerçekleştirilerek tescil edilmesinin ardından davalı bankaya müvekkili tarafından taşınmazların el değiştirdiği hususunun ve yeni malikin isim ve adresinin bildirildiğini, dava konusu taşınmazlar üzerinde davalı lehine ipotek kurulan kredi borcunun tamamının dava dışı borçlu tarafından ödendiğini, davalı banka lehine taşınmazlar üzerine konulan ipotek üst sınır ipoteği olup müvekkilinin sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktarla sınırlı olarak sorumlu olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde düzenlenen ödeme emrinde dava dışı asıl borçlu …’ya ait taksitli ticari kredi borcu olduğunun ve takip miktarının 368.903,34 TL olarak belirtildiğini, dayanak genel kredi sözleşmesinin tarihi 25/08/2014 iken bu sözleşmeye kefil olan …’ın ise kefalet imzasının 09/09/2016 tarihli olduğunu, bu durumda asıl borçlu olan …’ya müvekkilinden habersiz bir şekilde taşınmazları üzerindeki ipotek şerhleri devam ettirilerek yeni bir kredi kullandırıldığını, davalı bankanın bilgi verme yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu hususta müvekkiline herhangi bir bilgi verilmediğini, davacının yeni kredilerden bilgilendirilmediğini, davalı tarafça başlatılan takibin iptali için Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nde açılan …Esas sayılı dava dosyasında takibin iptaline ve satışın durdurulmasına ilişkin verilen kararın Ankara BAM 18. HD’nin…. Karar sayılı ilamı ile onandığını, ayrıca Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı görülen davada 17.01.2019 tarihinde ihalenin feshine karar verildiğini, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca … soruşturma numarasıyla yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli … etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebiyle müvekkiline karşı hileli davranışlarla ek kredi alındığını, banka müdürü, … ve …’nın anlaşarak müvekkili aleyhine neticelenmesine sebebiyet verecek şekilde işlem yapıldığını ikrar ettiğini, mahkemece ek rapora ilişkin itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, davalı bankaya ipoteğin fek edilmesi için …’ya ait önceki kredinin kapatıldığı tarihte davalı bankaya başvuruda bulunulduğunu, sürekli olarak talep edildiği halde davalı bankaca bu evrakın verilmediğini, …’ya kullandırılan ikinci kredinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olmasının yanı sıra bir takım hileli davranışlar ile kullandırıldığı göz önüne alınarak, bankanın bir takım bilgi ve belgeleri saklamak suretiyle hileli davranışlarda bulunduğu dikkate alınarak …, … ve … hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş olup soruşturmanın derdest olduğunu, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, ipotekle yükümlü taşınmazların devralındığı tarihten önce davalı bankaca kullandırılan tüm kredi borcunun ödendiği iddiasıyla, ipotekle yükümlü taşınmazları devralan yeni malik tarafından ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı banka ile dava dışı … arasında 15.08.2014 tarihli ve 100.000,00 TL kredi limitli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalanmış, 26.08.2014 tarihinde kredi limiti 300.000,00 TL ye çıkarılmış, davalı banka tarafından davacıya 3. kişi ipotek borçlusu sıfatıyla Kayseri 12. Noterliği’nin 18.12.2017 tarihli muacceliyet ihtarı keşide edilerek asıl borçlu …’nın taksitli ticari kredi hesabının kat edildiği bildirilerek firmanın borcu muaccel hale geldiğinden 100.000,00 TL alacağın ipotek veren sıfatıyla 3 gün içinde ödenmesi bildirilmiş, davacıya 20.12.2017 tarihinde ihtarname tebliğ edilmiş, yine davacıya keşide olunan 18.12.2017 tarihli Kayseri 12. Noterliği’nin muacceliyet ihtarı ile 70.000,00 TL alacağın 3 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş, Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde; düzenlenen icra emrinde davalı alacaklı banka tarafından borçlular …, …, …, … aleyhine 359.471,62 Tl asıl alacak ve ferileriyle birlikte toplam 368.903,31 TL nin genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine, ihtarnamelere ve ipotek resmi senetlerine dayalı olarak takip başlatılmıştır.
Dava dışı …’ya ait olan Kayseri ili ……parseldeki tarlanın üzerinde dava dışı … ile kendisinin doğmuş doğacak tüm borçları sebebiyle davalı banka lehine 100.000,00 TL bedelli 04.09.2014 tarihinde ve … yevmiye nolu ipotek tesis edilmiş olup bu taşınmaz davacı … tarafından 05.04.2016 tarihinde satın alınmış; dava dışı ……. ilçesi… tarla üzerinde davalı lehine 04/09/2014 tarihli ve … yev nolu işlem ile 70.000,00 TL bedelli ipotek tesis edilmiş olup bu taşınmaz davacı … tarafından 05.08.2016 tarihinde, 650,00 TL bedelle satın alınmıştır.
Ayrıca, davalı banka tarafından dava açıldıktan sonra 12.12.2018 tarihli yazı cevabı ile dava dışı asıl borçlu …’nın kredi borcu devam ettiğinden taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin kaldırılmadığı bildirilmiştir. Davalı banka tarafından dava dışı müteselsil kefil … Nazlıya verilen 04.10.2018 tarihli cevapta ….şubeden kullandığı ve …’nın kefili olduğu… numaralı kredinin 08.09.2016 tarihinde kapatıldığı (davacı taşınmazları satın aldıktan sonra) bildirilmiştir.
Bankacı bilirkişi ile hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 25.12.2018 tarihli raporda özetle; davalı banka tarafından dava dışı asıl borçlu …’ya 05.09.2014 tarihinde yılda bir ödemeli 2 taksitle ödemeli 250.000,00 TL tutarında kullandırılan tarım kredisinin asıl borçlu … tarafından bu kredileri taksit tarihlerinde (08.09.2016 tarihinde) ödemek suretiyle kapattığı, daha sonra 09.09.2016 tarihinde yılda bir ödemeli 2 taksitte ödemeli 300.000,00 TL tutarında tarım kredisi kullandırıldığı, ancak asıl borçlunun 09.09.2017 tarihindeki ilk taksitini ödememesi sebebiyle banka tarafından hesapların kat edilerek asıl borçlu firma ile kefiller ve ipoteklerin paraya çevrilmesi yolu ile takipler başlatıldığı, davacı tarafından ipotekli taşınmazın alınması veya alındıktan sonra devralınan taşınmaz teminatı hakkında bankaya herhangi bir ihtar veya ihbar yapılmadığının tespit edildiği, davacı tarafından ipotekle yükümlü taşınmazlar devralındıktan sonra (05.04.2016 ve 05.08.2016 tarihlerinde satın alındıktan sonra) bankanın teminat ve sözleşme şartlarında herhangi bir değişiklik olmaması nedeniyle asıl borçlu firma ile kredi ilişkisinin sürdürüldüğü ve 09.09.2016 tarihinde asıl borçlu …’ya 300.000,00 TL tutarlı yeni kredi kullandırıldığı, davacının davalı banka lehine ipotekli olarak devir aldığı gayrımenkullerle ilgili olarak, sözkonusu gayrımenkullerin dava dışı asıl borçlu …’nın davalı bankadan kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatını oluşturduğu konusunda bilgi sahibi olduğu, ilgili sözleşmede 9.2.1 uyarınca müşterinin sözleşme kapsamında verilecek teminatların mevcut ve ileride doğabilecek vadesi gelmiş veya gelmemiş bütün alacakların da teminatını oluşturacağını kabul ettiği, devir aldıktan sonra bankaya ilgili teminat koşularının sona erdirilmesi ve ipoteklerin fek edilmesi ile ilgili bir bildirim yapılmadığından, banka açısından teminat şartlarının devam ettiği, ilgili hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından ipotekli olarak devir alınan gayrımenkuller için davalı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapma hakkının bulunduğu ” belirtilmiştir.
Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nde açılan …. Esas sayılı dava dosyasında takibin iptaline ve Kayseri 1. İHM’nde…. Esas sayılı dosyada satışın durdurulmasına ilişkin verilen kararın Ankara BAM 18. HD’nin…Karar sayılı ilamı ile onandığını, ayrıca Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin… E. Sayılı görülen davada 17.01.2019 tarihinde ihalenin feshine karar verildiğini davacı vekili yargılamada bildirerek ihalenin feshine ilişkin gerekçeli karar örneği, takibin iptali dosyasına ait bilirkişi raporu ile Kayseri 3. İHM’nin kısa kararı ve satışın durdurulmasına ilişkin mahkeme kararı ibraz edilmiştir. Ankara Bam 19. HD’nin ihalenin feshine yönelik mahkeme kararına karşı davalı alacaklı banka vekilinin istinaf istemini 3 adet ipotekli taşınmaz yönünden sadece …l bahçe vasfındaki taşınmaz için ihalenin feshine,…. kayıtlı tarlanın, dava dışı …… kayıtlı tarla niteliğindeki ihalenin feshi isteminin reddine 09.10.2019 tarihinde temyizi kabil olmak üzere karar verilmiş, karar Yargıtay 12. HD’nin 12.11.2020 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacının şikayeti üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca…Soruşturma numarasıyla yürütülen soruşturma kapsamında takipsizlik kararı verildiği, davacı müştekinin itirazı üzerine mahkemece itirazın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda dava dışı asıl borçlu …’ya 15.08.2014 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan 250.000,00 TL limitli ilk kredinin teminatını teşkil etmek üzere sonradan davacının devraldığı dava konu iki adet taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmiş, dava dışı asıl borçlu tarafından kullanılan ilk kredi borcu davacının ipotekli yükümlü bu taşınmazları devraldığı 05/04/2016 ve 05/08/2016 tarihlerinden sonra, dava dışı asıl borçlu … tarafından 08/09/2016 tarihinde ödenerek kapatılmış, davalı bankaca dava dışı asıl borçluya 09/09/2016 tarihinde 300.000,00 TL meblağlı yeni bir kredi kullandırılmış, söz konusu kredinin ödenmemesi üzerine de davacı yeni malik ile asıl borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılmıştır. Uyuşmazlık, davacının ipotekli taşınmazları satın aldıktan sonra davalı bankaca asıl borçluya kullandırılan yeni krediden dolayı davacı yeni malikin sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine konu kredi borcunun dava dışı asıl borçluya, ipotekli taşınmazlar davacı tarafından devralındıktan sonra davalı bankaca 09/09/2016 tarihinde kullandırılan ikinci krediden kaynaklandığını, işbu ipotekle yükümlü taşınmazlar devralındıktan sonra davalı bankaya yeni malikin kimlik bilgileri bildirildiği halde davalı bankaca dava dışı asıl borçluya 2. kredi kullandırılmadan önce davacı yeni malike bilgi verilip haberdar edilmediğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Şu halde davacı aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamsız icra takibine konu kredi borcunun ödendiğini, dolayısıyla dava tarihi itibarıyla taşınmazların teminatını teşkil ettiği kredi borcunun sona erdiğini iddia etmediğine, dava dışı asıl borçluya kullandırılan icra takibine konu yeni krediden haberdar edilmediğinden dolayı dava konusu ipoteklerin kaldırılması gerektiğini iddia ederek işbu davayı açtığına göre, davanın ileri sürülüş biçimi gözetilerek; dava konusu taşınmazların dava dışı asıl borçlu …’nın davalı bankadan kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatını oluşturduğu konusunda davacı yeni malikin bilgi sahibi olduğu, ilgili genel kredi sözleşmesinin 9.2.1 uyarınca ve ipotek resmi senedinde açıkça belirtildiği üzere müşterinin sözleşme kapsamında verilecek teminatların mevcut ve ileride doğabilecek vadesi gelmiş veya gelmemiş bütün alacakların da teminatını oluşturacağını kabul ettiği, devir aldıktan sonra bankaya ilgili teminat koşularının sona erdirilmesi ve ipoteklerin fek edilmesi ile ilgili bir bildirim yapılmadığından, banka açısından teminat şartlarının devam ettiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki işbu dava dosyasında davalı bankanın dava dışı asıl borçluya kredi kullandıran ilgili şubesi kayıtları üzerinde konusunda uzman bankacı bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibine konu kredi borcunun dava tarihi itibarıyla varlığı ve miktarı hususunda bilirkişi raporu alınmaksızın davalı bankanın icra takibi yapmakta haklı olduğunun ilk derece mahkemesince kararın gerekçesinde kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple davacı vekilinin istinaf isteminin mahkemenin gerekçesi yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen ve sonucu yönünden doğru olan karar HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi uyarınca gerekçesi yönünden kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-İstinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesi yönünden KABULÜNE,
2-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2019 tarih ve…Karar sayılı KARARININ GEREKÇESİ YÖNÜNDEN KALDIRILMASINA,
B) 1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından dava açılırken davacıdan peşin olarak alınan 2.903,18 TL harcın mahsubu ile artan 2.843,88-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nın 333. Maddesi gereği davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi gereği reddolunan davada hesaplanan 16.150,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
C)1-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf maktu karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı 35,70 TL dosya gönderme ücretinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2021

Başkan- … Üye -… Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.