Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1251 E. 2021/591 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2018
NUMARASI : …
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2015
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Taraflar arasındaki alacak davasının yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2011 ila 2015 yılları arasında kullandığı krediler karşılığında müvekkilinden kredi komisyon masrafı ve benzeri isimler altında haksız olarak kesilen 18.929,45 TL’nin davalıdan tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan “kredi talep ve tahsis komisyonu” adı altında almış olduğu bedellerin tamamının müvekkilinin vermiş olduğu bankacılık hizmeti karşılığı olduğundan mevzuata uygun olarak alındığını, nitekim davacının imzaladığı genel kredi sözleşmelerinin 6. Ve 7. Maddeleri gereği de davacının imzalayarak kabul ettiği sözleşme hükümleri uyarınca yansıtılacak bankacılık işlem ücretlerini kabul etmiş olacağını, davacı tacir olduğundan Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereği talepte bulunamayacağını, davacı şirketin genel kredi ve teminat sözleşmesi dışında ön bilgi formunda yazılan hususları da değerlendirdiğini ve kabul ederek imzaladığını, davacı şirketin bu formda aleyhe olan hususları görmesi için kredi sözleşmesini imzalamadan önce uyarıldığını, bu formda davacıdan komisyon, ücret, fon ve masraf olarak ücret alınacağının açıkça ifade edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; dava, kredi sözleşmeleri gereğince tahsil edilen ücretlerin iadesi talebine ilişkin olup taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı banka tarafından kullandırılan kredi gereğince değişik adlar altında davalıdan tahsil edilen ücretlerin iadesi gerekip gerekmediği konusundan kaynaklandığı, bankacılık işlemleri konusunda alınan kök ve ek raporlara göre; davalı banka tarafından davacıdan 29/03/2011 tarihinden 20/01/2015 tarihine kadar ticari kredi tahsis ve değerleme komisyonu, taşıt ford komisyon masrafı, perakende bankacılık kredi tahsis ve değerleme ücreti, ekspertiz komisyonu, ticari ipotek tesisi ücreti, diğer ticari esnaf destek kredisi komisyonu, aracılık edilen kredi komisyonu toplamı, diğer kredi kobi destek komisyonu adlar altında toplam 18.994,45-TL tahsilat yapıldığı, her ne kadar bankacılık mevzuatı ve imzalanan kredi sözleşmeleri gereğince davalı bankanın alınacak ücret ve komisyonları serbestçe belirleme yetkisi bulunmakta ise de bu yetkinin bankacılık uygulamasına ve Medeni Kanun 2. Maddesinde düzenlenen Dürüstlük Kuralı’na aykırı olamayacağı, davalı banka tarafından yapılan kredi açılışı ile ilgili olarak 29/04/2011 tarihindeki 525,00-TL, 24/09/2011 tarihindeki 525,00-TL , 30/05/2011 tarihindeki 525,00-TL, 08/10/2013 tarihindeki 525,00-TL, 09/10/2013 tarihindeki 525,00-TL, ipotek tesisi ile ilgili olarak 10/04/2012 tarihindeki 787,50-TL, erken kapama ücreti olarak 17/01/2014 tarihinde 1951,95-TLlik tahsilatların bankacılık mevzuatına ve kredi sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu anlaşılmakla, toplam 5.364,45-TL yönünden talebin reddi gerektiği, ancak, yeniden istihbarat yapılmasını gerektiren bir işlem olduğu ortaya konulmaksızın yeniden istihbarat ve kredi tahsis komisyonu adı altında maktu olarak alınan ücretler ile ekspertiz şirketine ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir makbuz bulunmadan ve sözleşmede açık olarak bu miktarların tahsil edileceğine ilişkin hüküm bulunmadan alınan ekspertiz ücreti yönünden davalının toplam 13.630,00-TL tahsilat yapılmasının bankacılık uygulamasına ve Medeni Kanun 2. Maddesinde düzenlenen Dürüstlük Kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın bu miktar yönünden kabulü gerektiği gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile 13.630,00-TL alacağın dava tarihi olan 02/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranını geçmemek üzere ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari kredilerin, müşterilerinin talepleri doğrultusunda finansal analiz ve istihbarat yapılarak limit olarak tahsis edildiğini, bu tahsisin, kredi vadesinden ve kullanımından bağımsız olarak müvekkili banka müşterilerinin kredibilitelerinin ne şekilde devam ettiğinin belirlenmesi amacıyla yılda en az bir kere yenilendiğini, tüm bu işlemlerin bankalar açısından maliyet unsuru oluşturduğunu, bu nedenle ticari kredi müşterileri ile müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmeler doğrultusunda devrevi taksitlerle komisyon olarak tahsil edildiğini, nitekim yapılan bu tahsilatın davacının imzaladığı genel kredi sözleşmelerinin “faiz, komisyon, vergi, fon ve masraflar” başlıklı 6. Ve 7. maddeleri hükümlerine de uygun olduğunu, davacının bu maddeye istinaden yansıtılacak bankacılık ücretlerini kabul ettiğini, ayrıca 09.12.2006 tarihli TCMB tebliğinin 4. Maddesi gereği faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların niteliklerinin ve sınırlarının serbestçe belirleneceğini, alınacak ücretin müvekkili banka tarafından belirlenirken kredi özellikleri, miktarı, davacı firmanın risk primleri, firma ile ilgili maliyet unsurları ve benzeri kalemlerle belirlendiğini ve bu oranlarda müşterilerinden masraf ve komisyon alındığını, dolayısıyla mevzuata aykırı bir durum bulunmadığını, öte yandan davacı tarafından tahsil edilen ekspertiz ücreti müvekkili banka tarafından alınan bir masraf kalemi olmayıp ekspertiz şirketlerine ödeme yapılan bir tutar olduğunu, bu nedenle bu tutarın da davacıdan tahsil edilmesinde yasal bir engel bulunmadığını, tacir olan davacı firmanın genel kredi sözleşmesinde ve ön bilgi formunda yazılan hususları da değerlendirdiğini ve kabul ederek imzaladığını, sözleşmede davacı firmadan komisyon, ücret, fon ve masraf olarak ücret alınacağının açıkça ifade edildiğini, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmelerine istinaden kullanılan ticari kredi karşılığında haksız yapıldığı iddia olunan kesinti ve masrafın iadesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile 13.630,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalı banka ile imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden davalı bankadan kullanmış olduğu ticari krediler sebebiyle davacıdan tahsil olunan dosya masrafı, hesap işletim ücreti, kredi tahsis ve değerlendirme ücreti, kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında yapılan kesintilerin haksız olup olmadığı, davacının yapılan bu kesintiler sebebiyle alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kuşkusuz tacir olan davalı bankanın takip ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sy. TTK’nın 20. Maddesi gereği verdiği hizmet karşılığında ücret talep etme hakkı bulunmaktadır. Ancak davalı banka bu hakkını MK’nın 2. maddesinde yer verilen dürüstlük ve hakkaniyet kuralına aykırı kullanamaz.
Davacı şirket ile davalı bankanın … Şubesi arasında 24.03.2011 tarihli ve 50.000,00 TL, 29.04.2011 tarihli 20.000,00 TL bedelli genel kredi ve teminat sözleşmeleri imzalanmış olup söz konusu sözleşmelerin 7. maddelerinde;”..Davalı bankaca yasal ve banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edilebilecek her türlü ücret, masraf vs. giderleri, müşteriye ihbarda bulunmaksızın uygulayarak bunları, gider vergileri vs. resim ve harçları ile birlikte müşterinin cari hesabına borç yazabileceğini, bu hususlarda herhangi bir itiraz hakkının bulunmadığını kabul ve beyan eder” düzenlemesine yer verilmiş ise de tahsil olunacak masraf veya ücretin miktarı veya oranı belirtilmemiştir. Bu durumda Yargıtay 11. HD’nin yerleşik kararlarına göre; davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan dosya masrafı adı altında kesilen miktarları araştırılıp karşılaştırılarak, davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. (Bkz. Yargıtay 11. HD’nin 17/02/2016 tarihli ve 2015/1108 E.-2016/1644 K., 25/09/2017 tarihli ve 2016/2068 E- 2017/4703 K. Sayılı kararları da aynı yöndedir.
Diğer taraftan davacı şirket ile davalı bankanın … Şubesi arasında imzalanan 07.10.2013 tarihli ve 500.000,00 TL kredi limitli ve 04.07.2012 tarihli ve 55.000,00 TL kredi limitli “komisyon, ücret, fon ve masraflar başlıklı 6.1 Maddesinde “Bankanın bu sözleşmeye dayanarak açtığı veya açacağı her türlü nakdi ve gayrinakdi krediler ile hesaplara ve aldığı teminatlara Taraflar’ın mutabakatı ile belirlenmiş olan ve Kredi Kullanım Talimatı’nda ve işbu Sözleşmenin ekinde yer alan kredi komisyon listesinde belirtilen oranlarda/tutarlarda komisyon uygulanacağını; komisyonların azami, Kredi Kullanımı Talimatı’nda belirlenen komisyonun %100 fazlası olabileceğini; komisyonların bu azami orana kadar, Banka tarafından, fon maliyetindeki değişimler dikkate alınarak artırılabileceğini, artırım halinde Müşteriye banka tarafından yeni komisyonların bildirilmesinin yeterli olacağını; azami komisyonun ise ancak Taraflar’ın mutabakatı ile artırılabileceğini Taraflar kabul ve beyan ederler. Müşteri, bu maddeye göre kendisine bildirilen yeni komisyon oranını kabul etmemesi halinde, Bankaca kendisine herhangi bir bildirim yapılmasına gerek olmaksızın Bankaca kendisine yapılan komisyon değişikliğine ilişkin bildirimi izleyen 3 iş günü içinde tüm kredi borcunu, tüm ferileriyle birlikte, Bankaya nakden ve defaten ödeyerek, kredisini kapatacaktır. Aksi halde, başkaca bir ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşmüş sayılacaktır”. Sözleşmelerin 6.2. Maddesinde ise; “Taraflar, ipotek, rehin tesis ve fek ücretlerinin, ekspertiz ücretlerinin, hesap özeti ücretlerinin, sigorta ücret ve primlerinin ve bunlarla sınırlı olmamak üzere krediden kaynaklanan tüm masraf ve ücretlerin ve sair giderlerin işbu Sözleşmenin ekinde liste halinde yer aldığını ve Taraflar’ca kabul edildiğini beyan ederler. Taraflar, ek listede yer alan masraf ve ücretlerin, azami %100 fazlası olabileceğini; bu azami orana kadar, Banka tarafından, fon maliyetlerindeki değişimler dikkate alınarak bu tutarların artırılabileceğini; artırım halinde müşteriye Banka tarafından yeni tutarların bildirilmesinin yeterli olacağını; azami tutarların ise ancak Taraflar’ın mutabakatı ile artırılabileceğini Taraflar kabul ve beyan ederler” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dosya kapsamında ilk derece mahkemesince usul ve yöntemine uygun olarak bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen ve Dairemizce objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 23/05/2017 tarihli raporda davacıya işbu kredi sözleşmelerine istinaden 29.04.2011, 21.09.2011, 30.05.2012, 08.10.2013 ve 05.07.2012 yıllarında ticari kredi kullandırıldığı belirlenmiş, bankacılık teamülüne göre “kredi tahsis ve istihbarat ücretleri” ilk kredi kullandırımlarında alınacak ücret olması nedeniyle davalı bankanın davacı şirketten ilk kredi kullandırımı sonrasında üçer aylık devrelerde mevcut kredi borçları nedeniyle yeniden istihbarat yapılmasını gerektiren bir işlem olduğu ortaya konulmaksızın yeniden İstihbarat ve Kredi Tahsis Komisyonu alınmasının mükerrerlik arz edeceği, tahsil edilmelerinin hakkaniyete ve iyiniyet kurallarına aykırı olacağı, davacı şirketin, davalı bankanın kredi kullanımına yönelik olarak kredi tahsis komisyonu, açılışla ilgili (istihbaratla) olarak aldığı, 29.04.2011 tarihinde 525,00 TL 21.09.2011 tarihinde 525,00 TL, 10.04.2012 tarihinde kredi kullandırımı için 787,50 TL ipotek tesisi, 30.05.2012 tarihinde 525,00 TL, 08.10.2013 tarihinde 525,00 TL kredi açılışı, 09.10.2013 tarihinde 525,00 TL kredi açılışı, 17.01.2014 tarihinde 1.951,95 TL erken kapama ücreti olarak toplam 5.364,45 TL’nin alınmasının diğer banka uygulamalarıyla da karşılaştırıldığında yerinde olduğu, kredi kullandırımlarına yönelik olarak taraflar arasında serbest irade ile akdedilen genel kredi sözleşme şartlarına, TTK ve Bankacılık Mevzuatına uygun ve TMK’nın 2. maddesindeki iyi niyet kuralına aykırılık teşkil etmeyeceği, davalı banka tarafından davacı şirketten kredi kullandırımlarına yönelik olarak kredi kullandırımlarında, üçer aylık devrelerde tabloda gösterilen kredi tahsis ve değerleme maktu ücret olarak alınan toplam 12.265,00 TL ile ekspertiz ücreti alımına dayanak rapor ve ekspertiz şirketine ödemeye dayanak makbuz bulunmadan 06.11.2013 tarihinde 682,50 TL ve 25.09.2014 tarihinde 682,50 TL ile birlikte toplam 13.630,00 TL’nin sözleşmenin 6. maddesine ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu belirtilmiş, alınan 04.05.2018 tarihli ek raporda; dosya kapsamında sunulan ödeme planlarında tahsil edilen ücret oran ve tutarlarına yer verilmediği, tahsil edilen tutarların Bankanın ilan ettiği …. Hizmet Komisyonları listelerine göre belirtilen oran/minimum standart/maksimum olarak belirlenen ücretlere göre tahsil edildikleri, dosya kapsamına sunulan hesap ekstrelerindeki tespitlere göre kullandırılan kredilere ilişkin toplamda 18.994,45 TL tahsil edildiği, tahsil edilen toplam tutarın 1.951,95 TL’sinin erken kapama, 3.412,50 TL’sinin kredi kullanımına yönelik olarak tahsil edilmiş olduğu belirlenmiştir.
Şu halde taraflar arasındaki 24.03.2011 ve 29.04.2011 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmelerinde kullandırılacak kredi sebebiyle tahsil olunacak ücretin ve masrafın miktarı veya oranı belirtilmemiş, 04.07.2012 ve 07.10.2013 tarihli kredi sözleşmelerinin ise 6. Maddesinde açıklanan sözleşmelerin ekinde yer alan kredi komisyon listesinde belirtilen oranlar ve miktarlar üzerinden masraf ve komisyon ücreti alındığı saptanmış, alınan ek raporda ise komisyon ve masraf miktarı veya oranı belirtilmeyen kredi sözleşmeleri yönünden de davalı bankanın ilan ettiği hizmet komisyonları listelerine göre belirtilen oran/minimum standart/maksimum olarak belirlenen ücretlere göre tahsil edildiği belirlenmiştir. Bu durumda, davalı bankanın kullandırdığı kredilerle ilgili olarak komisyon ve masraf adı altında yaptıkları tahsilatlarla ilgili uzman bilirkişi vasıtasıyla yapılan hesaplamaya göre fazla tahsil olunduğu anlaşılan alacak miktarı bankacılık teamüllerine ve TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük ve hakkaniyet kuralına uygun bulunmuştur. Bilirkişi kök ve ek raporu ile ekspertiz hizmeti alındığına dair makbuz ibraz edilmediğinden davalı banka tarafından 1.365,00 TL ile, bankacılık teamülüne göre “kredi tahsis ve istihbarat ücretleri” ilk kredi kullandırımlarında alınacak ücret olması nedeniyle davalı bankanın davacı şirketten ilk kredi kullandırımı sonrasında üçer aylık devrelerde mevcut kredi borçları nedeniyle yeniden istihbarat yapılmasını gerektiren bir işlem olduğu ortaya konulmaksızın yeniden İstihbarat ve Kredi Tahsis Komisyonu alınmasının mükerrerlik arz edeceği, dolayısıyla tahsil edilmelerinin hakkaniyete ve iyiniyet kurallarına aykırı olacağından kredi tahsis ve değerlendirme ücreti adı altında 12.265,00 TL ile birlikte toplam 13.630,00 TL’nin haksız olarak tahsil edildiği, dolayısıyla davacıya iadesi gerektiği tespit edilmiş, ilk derece mahkemesince de alınan bilirkişi kök ve ek raporuna göre davalı bankadan kullanılan krediler sebebiyle masraf ve komisyon adı altında fazla ve haksız kesilen kesinti miktarı olarak tespit edilen 13.630,00 TL’nin ilk derece mahkemesince davacıya iadesine karar verilmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına yer olmaksızın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi gereği alınması gereken 931,07 TL istinaf nispi karar harcı başlangıçta peşin alınmış olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibarıyla kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22.04.2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.