Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1241 E. 2021/545 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2019/1241 Esas 2021/545 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1241
KARAR NO : 2021/545

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 21/06/2019
NUMARASI :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 24/07/2006 tarihinde işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 7.4 madde gereğince dağıtım faliyetinin hisselerinin tamamının davalıya ait olduğu dönemde ………. özelleştirilmesinden önce yani …….. ile …….. ayrılmaz bir bütün olduğu dönemde 2007 yılında meydana gelen elektrik kesintileri nedeniyle Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas…. Karar sayılı hükmü gereğince …… tarafından ödenen meblağın davalı tarafça ödenmesi gerektiğini ileri sürerek söz konusu mahkeme ilamı gereğince 13.07.2018 tarihinde Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün ……Esas sayılı dosyasına ödenmek zorunda kalınan 150.131,35 TL’nin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’sinin ve ilgili dava kapsamında yapılan yargılama giderlerinin yine fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL sinin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, … ın özelleştirilmesi sürecinde alınan bir kısım yargı kararları sonrasında … ile hisselerinin tamamına sahip olunan 20 Elektrik Dağıtım Şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalandığını, … Elektrik Dağıtım A.Ş 25/09/2008 tarihinde de gerçekleştirilen ihale sonucunda şirketin tüm hisselerinin 30/10/2009 tarihinde ……….. Enerji Dağıtım ve Parakende Satış Hizmetleri A.Ş tarafından devir alındığını, …… ın ihale sürecinin tamamlanmasının ardından 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi ve özelleştirme idaresi talimatları doğrultusunda taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin ayrım çalışmaları yapılıp listeler hazırlanarak tespit tutanağı imzalandığını ve yönetim kurullarının onayından geçerek kesinleştiğini işletme hakkı sözleşmesinin imzalanması, ile birlikte işletme hakkının devredildiğini ve 24/07/2006 tarihi sonrasında dağıtım faliyetinin davacı tarafça yürütüldüğünü ve sözleşmenin 7. Maddesinde açıkca belirtildiği üzere 24/07/2006 sonrasında meydana gelen zararlara ilişkin olarak sorumluluğun dağıtım faaliyetini yürüten davacıya ait olduğunu, sözleşmenin hiçbir yerinde hisse devir tarihine kadar sorumluluğun davalıya ait olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığını, sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca … ın sorumlu tutulabilmesi için tazminata esas olayın ….. imzalanmadan önceki döneme ilişkin olması gerektiğini, somut olayda da tazminat ödemesine neden olan elektrik kesintisinin 2007 yılında meydana gelmesi nedeniyle müvekkiline rücu edilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup; davadaki uyuşmazlığın, kesinleşen mahkeme kararı gereğince ödenen bedelin taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesi nedeniyle davalıdan talep edilip edilemeyeceği ve zamanaşımı konularına ilişkin olduğu, davacı tarafça, taraflar arasında kurulan sözleşme hükümlerine göre, davalı …’ın sorumlu olduğu dönemde rücuya esas olayın gerçekleştiği iddiasıyla mahkeme kararı gereğince ödenen tutarın davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle dava açılmış ise de; taraflar arasında yapılan sözleşme 7.4 uyarınca …’ın sorumlu olduğu dönemde gerçekleşen eylemler ve hukuki işlemlerden dolayı, davalı tarafın sorumlu olduğu, rücuya konu davadaki elektrik kesintisinin işletme hakkı devir sözleşmesinin akdedildiği 24.07.2006 tarihinden sonraki bir tarih olan 18.07.2007 tarihinde ve 2007 yılında meydana geldiği, taraflar arasında imzalanan İHDS hükümleri nazara alındığında İHDS tarihinden sonra meydana gelen olaylarda davalının sorumluluğunun bulunmadığı, davacının bu nedenle yaptığı ödemeleri davalıdan isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili şirkete gönderilen 26/10/2010 tarih ve 6680 sayılı ve 24/01/2011 tarih ve …… sayılı yazıları ile davalının fiili devir tarihi olan 30/10/2009 tarihine kadar sorumluluğun davalıya ait olması gerektiğinin belirtildiği ve davalının bu şekilde bu tarihe kadar olan iş ve işlemler nedeniyle sorumluluğu kabul etmişken mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/15337 Esas 2017/2792 Karar sayılı kararının da bu doğrultuda olduğunu, dava konusu olayın fiili devir tarihi olan 30/10/2009 tarihinden önce gerçekleştiğinden sorumluluğun davalıya ait olduğunu, dosya kapsamına daha önce sundukları … Genel Müdürlüğü Mali İşler ve Satın Alma Daire Başkanlığı Alacaklar Müdürlüğü’nün ……… sayılı ve “zamanaşımı” konulu……..ayılı ve “…’a devredilen alacaklar” konulu ………. sayılı ve “Yapılandırma” konulu; ……… sayılı ve “Uygulama Usul ve Esasları” konulu yazılarından açıkça anlaşılacağı üzere işletme hakkı devir sözleşmesi ile hisse devri sözleşmesi arasındaki dönemde tahakkuk ettirilen faturaların büyük çoğunluğunun davalı tarafından tahsil edildiğini, bu dönem açısından müvekkili şirket ve diğer dağıtım şirketlerince tahsil edilen alacakların ise davalı …’a aktarıldığını, bu dönemin maddi nimetlerinden yararlanan …’ın bu dönem ortaya çıkacak külfetlere de katlanması gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Somut olayın değerlendirilmesinde, tarafların da kabulünde olduğu üzere Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas … Karar karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında 2007 yılında meydana gelen elektrik kesintisi nedeniyle ödenen miktarın taraflar arasında imzalanan İHDS kapsamında davalıdan rücuen tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince rücuya esas davadaki dava konusu olayın taraflar arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanan ……… tarihinden sonra 2007 yılında meydana geldiği, İHDS’nin 7.6 ve 7.7 maddelerine göre sözleşmenin imzalanmasından sonra meydana gelen olay nedeniyle sorumluluğun devir alan davacı şirkete ait olduğundan ödenen miktarın, sözleşmeye dayalı olarak davalıya rücu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Her ne kadar davacı vekilince, davalı şirket Hukuk Müşavirliği tarafından davacı şirkete hitaplı 26/10/2010 ve 24/01/2011 tarihli yazılar ile ……. tarihinden sonra meydana gelen olaylar yönünden de sorumluluğun davacı tarafından üstlenildiği iddia edilmiş ise de, anılan yazı içerikleri incelendiğinde …… tarihinden sonra meydana gelen olaylar nedeniyle davacının 3.kişilere ödemek durumunda kaldığı bedeller yönünden sorumluluğun davalı şirkete ait olduğuna ilişkin herhangi bir ibare yer almadığından davacı vekilinin bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta alınan 44,40 TL karar harcının mahsubu ile bakiye 14,9 TL harcın istinafa başvuran davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/04/2021

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.