Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1240 E. 2021/475 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI :…..
DAVA : Anonim Şirket Yönetim Kurul Karar Defteri , Genel Kurul Defteri ve Pay Defterinin teslimi ile Düzeltilmesi
DAVA TARİHİ : 08/03/2019
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021

Taraflar arasındaki anonim şirket yönetim kurulu karar defteri, genel kurul defteri ve pay defterinin teslimi ile düzeltilmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asli müdahillerin davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yönetim kurulunun, davalı …, …, … …, … ve …’dan oluştuğunu, davalı …’nın müvekkili şirketin yönetim kurulu karar defterini hukuki bir dayanağı olmamasına rağmen, uhdesinde tuttuğunu ve çeşitli tarihlerde yapılan yazılı ve sözlü taleplere ve uyarılarak rağmen iade etmediğini, bu durumun müvekkili şirketin faaliyetlerinde gecikmelere yol açtığını, yönetim kurulu çoğunluğunun TTK uyarınca karar almasını zorlaştırdığını, örneğin 10.05.2018 tarihli yönetim kurulu kararının deftere yapıştırılarak noter tasdikinin yaptırılamadığını, davalı hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan süreçte savcılık ifadesinde davalının defterlerin kendisinde olduğunu ikrar ettiğini, davalı hakkında Eskişehir Asliye Ceza Mahkemesi’nde kamu davasının açıldığını, defterleri iade etmemesi üzerine müvekkili şirketin yönetim kurulunun 06.02.2019 tarihli toplantısında şirket defterlerinin yönetim kurulu başkanvekili …’a teslimine karar verildiğini, ancak davalının defterin iadesinden imtina ettiğini, davalıya keşide olunan Eskişehir 1. Noterliği’nin 27.02.2019 tarihli ihtarnameye rağmen davalının şirket defterlerini iade etmediğini, yönetim kurulu karar defterinin tutulmasının TTK’nın 375/1. Maddesi gereği yönetim kuruluna verilmiş olan devredilemez ve vazgeçilemez bir görev ve yetki olduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulmasından yönetim kurulu üyelerinin tümünün görevli ve sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkili şirkete ait yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri ve pay defterinin müvekkili şirket adına tutmak üzere görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş …’a teslimine, davanın açılmasına kötü niyetle sebebiyet veren davalı aleyhine HMK’nın 329. Maddesi gereği 5.000,00 TL para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli Müdahiller …, … …, … ve … vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, …’ye ait yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri ve pay defterini yaklaşık 1 yıldır haksız yere uhdesinde tuttuğunu, davalının şirket defterlerini elinde bulundurmasının hiçbir hukuki gerekçesinin bulunmadığını, akisine yönetim kurulunun bu defterlerin …’a teslimine karar verdiğini, yazılı ve sözlü ihtarlara rağmen davalının defterleri şirkete iade etmediğini, 13.02.2019 tarihinde müvekkili yönetim kurulu üyesi …. şirket defterlerinin asıllarını davalının baskısı altında kısıtlı bir şekilde inceleyebildiğini, defterlerin …’a teslimi gerektiğini bildirdiğinde davalının defterlere tekrar el koyduğunu, bu incelemede … pay defterinin mahkeme kararlarına ve şirket yönetim kurulu kararlarına uygun olarak düzeltilmediğini gördüğünü, nitekim şirketin 11.03.2019 tarihli genel kurul toplantısı için hazırlanan hazirun d cetvelinin de şirketin bu hatalı pay defterine göre hazırlandığından yanlış ve hukuka aykırı şekilde düzenlendiğini, şirketin pay sahibi olan davalının babası …’nın 18.10.2017 tarihinde vefatı üzerine davalının almış olduğu veraset belgesiyle şirketin pay defterinde kendi lehine değişiklikler yaptığını, vasiyetname öğrenildikten sonra istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara BAM 17. HD’nin ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak dosyayı yerel mahkemeye geri gönderdiğini, bu kararla birlikte mirasçılık belgesinin ortadan kalktığını, dolayısıyla vasiyetnamenin açılması davası bakımından sürecin yeniden başladığını, Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesince mirasçılık belgesinin iptaline karar verildiğini, 06.02.2019 tarihli yönetim kurulu toplantısında mirasçılık belgesinin iptali sebebiyle …’nin pay defterinde söz konusu mirasçılık belgesine dayanılarak yapılan tüm değişikliklerin düzeltilmesi yönünde karar alındığını, şirket pay defterine davalı tarafından el konulduğundan yönetim kurulu tarafından pay defterinde gerekli düzeltmenin yapılamadığını, davalının yönetim kurulu kararına uymadığını ve pay defterinde gerekli düzeltmeyi yapmadığını, asli müdahale yoluyla taleplerinin davacı …’nin pay defterinde bir mirasçılık belgesine istinaden yapılan işlemlerin, bu mirasçılık belgesinin iptal edilmiş olması sebebiyle düzeltilmesine ilişkin olduğunu, şirketin diğer defterlerine ilişkin olarak da davacı tarafından şirketin bir yönetim kurulu kararına istinaden yöneltilmiş bir talep bulunduğunu, söz konusu işlemlerin incelenebilmesi ve karar tesis edilebilmesi için TTK’nın 85. Maddesi gereği …’nin pay defterinin, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul müzakere ve karar defterinin teslimine karar verilmesinin istendiğini ileri sürerek …’nin defterlerinin davalıdan alınarak yönetim kurulu tarafından yetkilendirilmiş …’a teslimine, asli müdahale talepleri doğrultusunda … pay defterinin Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. ve…. Karar numaralı ve Ankara BAM 17. HD’nin …. Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin karara istinaden düzeltilmesine, dava konusu taleplerin incelenip değerlendirilebilmesi ve …’nin daha fazla zarara uğramaması amacıyla TTK’nın 85. Maddesi uyarınca …’nin pay defterinin, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul müzakere ve karar defterinin mahkemeye teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili süresinden sonra vermiş olduğu beyan dilekçesinde özetle; 19.03.2018 tarihli yönetim kurulu toplantısı sonrasında müvekkili dışında diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından sahte ve gerçek dışı karar metinleri kaleme alınıp imzalanmak suretiyle yönetim kurulu başkan vekilini seçtiklerini ve bu hukuka aykırı kararı şirket karar defterine yapıştırdıklarını, yönetim kurulu üyelerinin yapmış olduğu hukuka aykırı eylem sonucu müvekkilinin üyelere olan güveninin kırıldığını, şirketin içinden çıkılması zor durumlara sokmalarını engellemek amacıyla şirket defterlerini uhdesinde bulundurduğunu, 19.03.2018 tarihinde yapılan şirket yönetim kurulu toplantısında müvekkili tarafından gösterilen başkan vekili adayının yönetim kurulunun diğer üyeleri tarafından haklı bir sebep gösterilmeksizin aynı gün iki defa yapılan toplantıda reddedildiğini, müvekkilinin olmadığı oturumda sahte karar alarak başkan vekili olarak …’ı seçtiklerini, almış oldukları bu sahte ve gerçek dışı kararı şirket defterine yapıştırdıklarını, yönetim kurulu üyelerinin yapmış olduğu bu hukuka aykırı eylemler nedeniyle yönetim kurulu kararının iptali istemiyle aynı mahkeme nezdinde ….Esas sayılı davanın açıldığını, yaşanan bu güven kırıcı olaylar üzerine şirket yönetim kurulu üyeleri arasında güven bağının koptuğunu, TTK’nın 392/3. Maddesi gereği yönetim kurulu başkanı olan müvekkilinin karar defterlerini elinde bulundurmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulu dışında bilgi alma ve defterleri inceleme hakkının yasada düzenlendiğini, 11.03.2019 tarihli genel kurul toplantısının güvenlik sebebiyle ertelendiğini ve yönetim kurulunun seçilemediğini, 31.03.2019 tarihi itibarıyla yönetim kurulunun yetkilerinin sona erdiğini, şirketin yönetim ve temsil organı bulunmadığından konusuz kalan davanın reddi gerektiğini, davacı şirketin bu davayı açmakta aktif dava ehliyetinin, taraf ehliyetinin ve hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekilinin süresinden sonra sunduğu asli müdahillerin dava dilekçesine karşı verdiği cevapta özetle; asli müdahale talebinin HMK 65 maddesinde belirtilen usule uygun olmadığını, sadece müvekkiline karşı müdahale talebinde bulunulduğunu, oysa tüm taraflara karşı bu talepte bulunulması gerektiğini, bu nedenle asli müdahelenin usulden reddine karar verilmesini, esas yönünden ise müvekkilinin şirket defterlerini haksız gaspetmediğini, asli müdahillerden …’nın talebi doğrultusunda bu defterleri kendisine incelettiğini, pay defterlerinin düzeltilmesine ilişkin bir mahkeme kararının bulunmadığını, söz konusu şirketin 18 Nisan 2019 tarihinde genel kurul toplantısının yapılarak yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiğini, genel kurul toplantı tutanağının tescilinin beklendiğini, asli müdahillerin davaya katılmalarında menfaatinin bulunmadığını, davacı yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin bittiğini, sadece genel kurulu toplantıya çağırma hususunda yetkilerinin devam ettiğini, TTK’nın 392/3 maddesi gereğince yönetim kurulu başkanı olan müvekkilinin defterleri elinde bulundurmasında hukuka aykırı bir husus bulunmadığını, davalının defterleri elinde bulundurmasının nedeninin yönetim kurulu başkanı olarak hukuka ve usule aykırı olarak defterlere kayıt yapılmasını engellemeye yönelik olduğunu belirterek asli müdahillerin davasının reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; asli müdahillerin açtığı dava, tarafların yönetim kurulu üyesi oldukları anonim şirketin yönetim kurulu karar defteri, genel kurul ve toplantı müzakare defteri ile pay defterinin şirket yönetim kurulu kararı gereğince şirket yönetim kurulu üyesine teslimi ve pay defterinin yine yönetim kurulu kararı gereğince düzeltilmesi davası olduğu, asli müdahillerin işbu davadan dolayı hukuki durumlarının etkilenmesi söz konusu olduğundan davaya asli müdahil olarak kabullerine karar verildiği, davalı vekilleri 07.05.2019 tarihli duruşmada davayı takip etmediklerini, işlemden kaldırılmasını talep ettikleri anlaşılmakla, aynı duruşmada davacı tarafça izlenmeyen davada davacı …. Tic.A.Ş’nin açtığı davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; … ve Tic. A.Ş’nin yönetim kurulu başkanı olan davalının uhdesinde tuttuğu söz konusu şirketin yönetim kurulu karar defteri, genel kurul ve toplantı müzakare defteri ile pay defterinin şirket yönetim kurulu kararı gereğince yine şirket yönetim kurulu üyesi …’a teslim etmesinin gerekip gerekmediği, Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ve Ankara BAM 17. Dairesi kararlarına istinaden şirket pay defterinin 06.02.2019 tarihli yönetim kurulu kararı gereğince düzeltilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı, 06.02.2019 tarihli söz konusu şirket yönetim kurulunun 4 üyenin olumlu, başkanın olumsuz oyu ile ve çoğunlukla a-) Mirasçılık belgesinin iptal edilmesi sebebiyle şirket pay defterinde söz konusu mirasçılık belgesine dayanılarak yapılan tüm değişikliklerin düzeltilmesine ve vasiyetnamenin iptali davası sonuçlanıncaya ve akabinde taksim gerçekleştirilinceye kadar vasiyetnameye konu olan payların …’nın mirasçıları olan Sn. … …, Sn. … ve Sn. …’dan oluşan miras ortaklığı adına ek 2’de yer alan talimatlara uygun olarak pay defterinde yeni bir sayfa açılarak kaydedilmesine, b-) Şirketin yönetim kurulu karar defteri, genel kurul ve toplantı müzakare defteri ve pay defterinin yönetim kurulu başkan vekili … tarafından muhafaza edilmesine karar verildiği, dosya kapsamındaki ihtarname, ceza dosyası ve diğer bilgi belgelere göre söz konusu defterlerin davalı uhdesinde bulunduğu, TTK’nın 375.maddesinde yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakare defteri ve pay defterlerinin tutulması yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkilerinden sayıldığı, bu madde gereğince defterlerin tutulmasının sorumluluğunun kural olarak münhasıran yönetim kuruluna verildiği, yönetim kurulu başkanı dahil üyelerden herhangi birinin bu defterler üzerinde tasarrufta bulunmasının mümkün olmadığı, anılan şirketin 06.02.2019 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında pay defterinde düzeltme yapılmasına ve söz konusu defterlerin yönetim kurulu üyelerinden …’a teslimine oy çokluğuyla karar verilmiş olup bu kararın TTK hükümlerine uygun olduğu, davalı tarafın dayandığı TTK’nın 392. maddesinin ise bilgi alma ve inceleme hakkını düzenlemekte olup her yönetim kurulu üyesinin şirketin iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyip soru sorabileceği, inceleme yapabileceği yine yönetim kurulu toplantılarında şirket defterlerinin ne şekilde inceleneceği düzenlendiği gibi, yönetim kurulu toplantıları dışında defterlerin başkan dahil üyelerce incelenmesinin izne tabi olduğu, başkanla yönetim kurulu üyeleri arasında bu açıdan bir farklılık olmadığı, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davalının dava konusu edilen defterleri haksız olarak uhdesinde tuttuğu ve yönetim kurulunda alınan kararın infazını engellediği gerekçesiyle asli müdahillerin davasının kabulü ile, davalının uhdesinde tuttuğu …. Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakare defteri ile şirket pay defterinin davalıdan alınıp asli müdahil …’a teslimine, söz konusu şirket pay defterinin Eskişehir 2. Sulh hukuk mahkemesi ve Ankara 17 BAM HD’nin …. k sayılı kararlarının yerine getirilebilmesi açısından şirketin 06.02.2019 tarihli yönetim kurulu kararı uyarınca düzeltilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asli müdahale talebinin kanuna aykırı yapıldığını, yerel mahkemece asli müdahillerce harç dahi yatırılmadan 07.05.2019 tarihli oturumda asli müdahillerin açtığı davanın devamına biçiminde karar verildiğini, yerel mahkemece HMK’nın 65. Maddesine aykırı hüküm verildiğini, asli müdahale ile davanın her iki tarafa karşı harçlandırılarak açılması gerektiğini, ilk davanın taraflarını hasım olarak göstererek dava açması gerektiğini, ayrı bir dava niteliğini haiz olmayan usul hukukuna ve yasanın öngördüğü asli müdahale hükümlerine açıkça aykırı yapılan müdahale talebi doğrultusunda verilen kararın yalnızca bu yönden dahi kaldırılması gerektiğini, asli müdahillerin uyuşmazlık konusu üzerinde ileri sürebilecekleri bir hak bulunmamasına rağmen mahkemenin asli müdahale talebini hukuka aykırı olarak kabul ettiğini, uyuşmazlık konusu olan olgular davacı şirket defterleri ile alakalı olup uyuşmazlık sonucunda davacı şirketin talebi kabul edilse dahi defterlerin asli müdahillerin hakkı ile alakalı olarak teslim edilmeyeceğini, davacı şirketin talebi doğrultusunda …’a verileceğini, asli müdahil talebinde bulunan kişilerin bu davada ancak fer’i müdahil olarak yer alabileceklerini, asli müdahale talebi kabul edilse dahi asli müdahillerin açılan davanın sınırları içerisinde talepte bulunabileceğini, mahkemece bu kural gözardı edilerek asli müdahillerin davacı tarafından açılan davada hiçbir şekilde ileri sürülmeyen taleplerini de kabul ettiğini ve hatta başka bir mahkemenin verdiği kararın uygulanması gerektiğini belirterek başka bir davanın sonuçlarını ortadan kaldıracak karar verildiğini, asli müdahiller tarafından dava konusu olmayan mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin mahkeme kararı doğrultusunda pay defterinin düzeltilmesinin de talep edildiğini, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde …. sayılı dosya ile müvekkilinin A Grubu İmtiyazlı payları iktisabını öngören vasiyetnamenin iptali davasında alınan … raporunda muris …’nın akli melekelerinin yerinde olduğunun tespit edildiğini, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ….Esas sayılı dosyasında verilen 18.06.2019 tarihli karar ile Mahkemece 01.10.2018 tarihli ara karar ile verilen Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 12.12.2017 tarih ve…. Karar sayılı mirasçılık belgesi ile işlem yapılmasının tedbiren durdurulmasına” yönelik tedbirin kaldırılmasına, asıl dava konusu Eskişehir 4. Noterliğinin 25.12.2014 tarihli vasiyetname ile davalı …’ya sağlanan hakların, … tarafından kullanılmasına ilişkin tedbir talebinin kabulüne, davacılar tarafından alınacak yönetim kurulu kararları ve genel kurul kararları ile davalı …’ya vasiyetname ile sağlanan A grubu hisselerin haklarını doğrudan veya dolaylı olarak kaldıran herhangi bir işlem yapılmamasına, bu hususta …Aş ye müzekkere yazılmasına, karar verildiğini, verilen bu karar neticesinde Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararının etkisinin kalmayacağını, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince tedbirin kaldırılmasına karar verildiği gün ilk derece mahkemesince bu dosyada karar verildiğini, karşı tarafın Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen tedbirin kaldırılmasına dair kararı açıklamayarak HMK’nın 29. Maddesine aykırı davrandığını, davanın tarafları olan davacı şirket veya müvekkili tarafından pay defterinin düzeltilmesine yönelik bir talepte bulunulmadığı halde mahkemece HMK’nın 26. Maddesine aykırı bir biçimde müdahillerin talepleri doğrultusunda talepten başka bir şeye karar verildiğini, davacı şirket ile ilgili hiçbir karar verilmeyip sadece asli müdahiller ile ilgili karar verilmesinin de bozmayı gerektirdiğini, kararın HMK’nın 297/2. Maddesine aykırı olduğunu, taraflarca dava dosyasına intikal ettirilmeyen delillerin mahkemece re’sen dikkate alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davacı şirketin yönetim kurulu üyelerinin isimlerini sormak suretiyle re’sen delil elde etme yoluna gittiğini, buna rağmen yönetim kurulunun görev süresinin sona erdiğini ve yeni yönetim kurulunun 18.04.2019 tarihindeki genel kurulda seçilerek göreve başladığı hususunu görmezden geldiğini, ilk derece mahkemesinin 18.04.2019’da genel kurul yapıldığını ve burada yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiğini bilmesine rağmen görev süresi bitmiş yönetim kurulu üyesi …’a defterlerin teslimine karar verilmesinin tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu, pay defteri incelenmeden, dosya kapsamında bilirkişi raporu alınmadan, ilk duruşmada karar verildiğini, dava konusu defterler ile ilgili olarak asli müdahillerin savcılığa yaptıkları suç duyurusunda Eskişehir CBS’nın…. soruşturma numaralı dosyasında …. karar nolu takipsizlik kararı verildiğini, bu kararın hüküm kurulurken dikkate alınmadığını, ….. defterlerin şirket merkezindeki yönetim kurulu başkanının odasında 2006 yılından bu yana saklandığını, 13 senedir bu duruma itiraz etmeyen müdahillerin kötü niyetli olduğunu, TTK’nın 392. Maddesi gereği yönetim kurulu üyelerinin yönetim kurulu toplantıları dışında defterleri inceleme hakkının yönetim kurulu başkanının iznine tabi tutulduğunu, buna rağmen mahkemece şirket defterlerinin yönetim kurulu eski üyesi …’a teslimine karar verildiğini, ayrıca üyelerin Yönetim Kurulu toplantıları dışında yönetimle görevli kişilerden işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alma ve defterleri inceleme hakkına ilişkin Yönetim Kurulu başkanına ait olan yetkinin alınıp, herhangi bir YK üyesine verilmesiyle ilgili iç yönergede düzenleme yapılmasının caiz ve geçerli olmadığını, ileri sürerek istinaf incelemesinin duruşma açılarak yapılmasına, açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, anonim şirket yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri ve pay defterinin müvekkili şirket adına tutmak üzere görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş …’a teslimine, anonim şirket yönetim kurulu diğer üyeleri olan asli müdahillerin talebinin ise …’nin defterlerinin davalıdan alınarak yönetim kurulu tarafından yetkilendirilmiş …’a teslimine, asli müdahale talepleri doğrultusunda … pay defterinin Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin…. Karar numaralı ve Ankara BAM 17. HD’nin….. Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin karara istinaden düzeltilmesine, dava konusu taleplerin incelenip değerlendirilebilmesi ve …’nin daha fazla zarara uğramaması amacıyla TTK’nın 85. Maddesi uyarınca …’nin pay defterinin, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul müzakere ve karar defterinin mahkemeye teslimine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asli müdahillerin talebinin kabulü ile davalının uhdesinde tuttuğu …. Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakare defteri ile şirket pay defterinin davalıdan alınıp asli müdahil …’a teslimine, söz konusu şirket pay defterinin Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ve Ankara 17 BAM HD’nin ….. sayılı kararlarının yerine getirilebilmesi açısından şirketin 06.02.2019 tarihli yönetim kurulu kararı uyarınca düzeltilmesine, karar verilmiştir.
Bilindiği ve 6100 sayılı HMK. nun 65. maddesinde düzenlendiği üzere “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır”. Diğer bir deyişle iki kişi arasında belli bir şey veya hak konu edilerek açılmış ve derdest bir dava mevcut iken, üçüncü bir kişinin, dava konusu üzerinde hak sahibi olduğunu iddia edip aynı mahkemede harç yatırmak suretiyle dava açması halinde ortada asli bir müdahale talebinin (davasının) bulunduğundan söz edilmek gerekir. Böyle bir durumda, asli müdahale davasının ilk davadan bağımsız ve ayrı bir dava olduğu, davalıların ise ilk açılan davanın tarafları, bir başka deyimle davacı ve davalıları olduğu ve asli müdahale davası hakkında ayrıca bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Fer’i müdahalede; üçüncü kişi hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak, taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır. Bu nedenle, fer’i müdahale, bir davanın davalılar aleyhine sonuçlanması halinde, kendi hukuksal durumu dolaylı şekilde etkilenecek olan üçüncü kişinin başvuracağı bir yoldur ve genellikle amaç, açılmış davanın davalı yararına sonuçlanmasını (reddedilmesini) sağlamaktır.
Mahkeme, fer’i müdahale dilekçesi üzerine müdahale talebinin kabulüne veya reddine karar verir. Fer’i müdahil, müdahale talebinin reddine ilişkin kararı, asıl hüküm verildikten sonra lehine müdahale etmek istediği taraf aleyhine verilmiş olan hükme karşı temyiz yoluna başvurarak, temyiz edebilir ve hükmün, müdahale talebinin haksız olarak reddedilmiş olması nedeniyle bozulmasını isteyebilir. Müdahale talebinin kabulü halinde ise fer’i müdahil, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir. Müdahil hakkında karar verilemez. Müdahil hükmü ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.09.2012 tarihli ve E:2012/1-330, K:2012/558 sayılı ilamı). Müdahil, hakkında hüküm verilmiş olması halinde ancak tek başına kararı temyiz edebilir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olayda asli müdahale talebinde bulunan kişilerin davaya asli müdahale dilekçelerinin içeriği, özellikle davalı olarak gösterilen taraflar, bu bağlamda dilekçedeki talep sonuç kısmında yer verilen talepleri ile davacı şirketin dava dilekçesindeki talebi de gözetilerek HMK’nın 65. Maddesinde aranan asli müdahale koşullarının bulunup bulunmadığı, eş deyişle usulüne uygun olup olmadığı değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir.
Diğer taraftan ilk derece mahkemesince davacı vekilleri azledildiğinden 07.05.2019 tarihli celsede davacı şirketin açtığı davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Ne var ki davacı şirketin açmış olduğu davada işlemden kaldırma kararı verilmiş ise de HMK’nın 150/5. maddesi gereği işlemden kaldırma tarihinden itibaren davacı şirket yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için 3 aylık sürenin dolması beklenmeksizin, dolayısıyla davacı şirket tarafından açılan bu davada davacı şirket yönünden HMK’nın 297. Maddesi gereği hüküm kurulmaksızın yazılı şekilde sadece asli müdahillerin talebi yönünden karar verilmesi de yanlış olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle istinafa başvuran davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf başvuru sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kamu düzeni sebebiyle HMK’nın 355. Maddesi gereği kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi gereği kaldırılarak dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf başvuru sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun HMK’nın 355. Maddesi gereği KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2019 tarih ve …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinafa başvuran davalı vekili tarafından başlangıçta yatırılan 44,40 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/03/2021

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.