Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1237 E. 2021/523 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2019
NUMARASI : …
….
DAVA : Tazminat (Şirket Müdürünün Sorumluluğuna Dayalı)
DAVA TARİHİ : 27/10/2010
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2021

Taraflar arasındaki şirket müdürünün sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iki ortaklı … Ltd. Şti’nin % 60 paya sahip ortağı olduğunu, şirketin 2006 yılındaki ortaklarının davalı … ile müvekkilinin babası …., 31/01/2006 tarih 6482 sayılı T. Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan olunan ortaklar kurulu kararına göre 5 yıl süre ile şirket müdürü davalı … ile dava dışı …’ün münferiden şirketi her konuda ( gayrimenkul alım – satımı dahil ) temsil ve ilzama yetkili kılındığını, şirket merkezinin Ankara’ya taşınması sonrası davalının …’te kaldığını, iki ortaklı şirketle ilgili olarak alınması gereken ortaklar kurulu kararları için davalı ile telefonla yapılan görüşmeler sonucu karar defterine kararlar alındığını ve imza için karar defterinin her defasında …’e gönderildiğini, karar defteri imzalı olarak şirkete davalı yanca iade edildiğini, Anonim ortaklıklarda yasa yada ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen yönetim kurulu üyeleri, ortaklığa ortaklara ve alacaklılara karşı sorumlu tutulduklarını, davalı ortak ve müdürün temsil ve ilzama yetkisini kötüye kullandığını, şirketin sermayesinin çok üzerinde muvazaalı işlemlerle borçlandırıldığını, senetlerin protesto olması ve icraya konulması sonucu şirketin tüm kredileri kesildiğini, şirketin bu sebeple yürütmekte olduğu işlerde üçüncü kişilere borçlanmasına neden olduğunu, şirketin …’te satış vaadi içerikli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile gerçekleştirdiği binada şirkete özgülenmiş tüm bağımsız bölümlerini 1-2 gün içinde yok bahasına kendisinin tanıdığı kişilere fatura ettiğini, tapuda satış gösterdiğini, elde ettiğini belirttiği paraları da şirkete göndermediğini, bu bedelleri sanki şirkete kendisi koymuş gibi yedindeki bilgisayara gerçek dışı kayıtlar düzenleyerek bu konuda delil tespiti yaptırdığını, bilirkişiyi de yanıltarak gerçeğe aykırı tespit raporu düzenlettirdiğini, öncelikle davalının müdürlük yetkilerinin tedbiren durdurulması ile davalının müdürlük yetkilerinden azline, bu konuda gerek tüzel kişi şirketin gerekse ortakları ile alacaklıların hak ve menfaatlerini koruyup kollamak üzere şirkete tedbiren bir kayyım atanmasına, davalının şirket aleyhine gerçekleştirdiği belirtilen eylemleri sebebiyle sorumlu olduğunun tespiti ile … Ltd. Şti ne ait iken davalı ortak ve müdür … tarafından muvazaalı satışlarla … taşınmazların üçüncü kişilere vaki satışları sebebiyle öncelikle şirkete verilmeyen 2.077.970,00 TL nin satış tarihinden itibaren avans faizleriyle birlikte davalıdan tahsili ile … Ltd. Şti ye verilmesine, satışlar suretiyle gerçek değerlere göre şirketin uğradığı 1.792.030,00 TL zararın satış tarihlerinden itibaren avans faizleriyle birlikte davalıdan tahsili ile … Ltd. Şti ye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin … mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın şirket karar defterlerinde sahte imzalar atarak şirket merkezini …’ten Ankara’ya getirdiğini ve ticaret sicil gazetesinde tescil ettirdiğini, şikayetleri üzerine … Cumhuriyet Savacılığınca yapılan incelemede imzaların sahte olduğu özel evrakta sahtecilik suççundan … 11. Asliye Ceza Mahkemesinde… esas numarası ile kamu davası açıldığını, müvekkili ile davacı taraf arasında genel kurul kararlarının iptali davası nedeniyle ihtilaflı durumda olduğunu, müvekkilinin işbu dava açılmadan 7 ay kadar önce Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde …. esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve şirketin diğer ortağı olan …’ın yaptığı usulsüz işlemleri nedeniyle alınan kararların iptalini ve talepleri doğrultusunda şirketin başına tedbiren kayyım atanması istendiğini, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya konu … Limited Şirketi’ne 03/05/2010 tarihinde …’yü kayyım olarak atadığını, açılan davanın 02/06/2010 tarihinde müvekkili lehine bitmiş ve şirketin başında bulunan ve tedbiren atanan …’nün karar kesinleşinceye kadar kalmasına karar verildiğini, kayyım …’nün eliyle yaklaşık 30.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacı tarafın yaptığı hileli işlemlerden dolayı …. kayyımlıktan çekilme isteğinde bulunduğunu, bu sebeple araları açıldığını, konunun mahkemede inceleme aşamasında olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’nin ortağı ve müdürü olan davalının temsil ve ilzam yetkisinin kötüye kullanılarak şirketi muvazaalı işlemlerle borçlandırdığı iddiasına dayalı alacak talebinde bulunulduğu, davalı … hakkında … 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında aynı iddiaya dayalı olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı sanık sıfatıyla yargılandığı, davalı sanığın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeter inandırıcı kanaat oluşturucu delil elde edilemediğinden atılı suçtan beraatine dair verilen kararın derecattan geçerek kesinleştiği, 6098 sayılı TBK nın 74. maddesi hükmü karşısında ceza mahkemesince verilen beraat kararı kusur derecesi, zarar tutarı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı gibi esaslar yönünden Hukuk Hakimini bağlamayacağı kabul edilse de gerek öğretide gerekse de Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında Ceza Hakiminin tespit ettiği maddi olayların Hukuk Hakimini bağlayacağının kabul edilmesi gözetildiğinde davalının şirketin gelir ve giderleri üzerinde herhangi bir usulsüzlük yaptığı kanıtlanamamakla kesinleşen ceza davası kararına göre davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … 14. Asliye Ceza Mahkemesinin …sayılı kararında sanığın beraati kararı delil yetersizliğine dayandığını, delil yetersizliğine dayanan aklama (beraat) kararı hukuk hakimini bağlamayacağını, ilk derece mahkemesi kararının eksik inceleme sonucu uzman bilirkişi inceleme yaptırılmadan karar verildiğini, davalı yanca yaptırılan … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. sayılı itirazlarına mucip…. sayılı tespit dosyası, … 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/522 Esas sayılı dosyasından mahkemece defterler üzerinde yaptırılan inceleme sunucu düzenlenen yetersiz bilirkişi raporu, şirketin kayyumu tarafından defterler üzerinde yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen rapor, davalı ortak ve müdür tarafından düzenlenerek imzalanmış satış ( temlik) sözleşmeleri ile şirket adına kesilen açık faturalardaki bedeller dikkate alındığında bağımsız bölümlerin 2.077.970,00TL bedel gösterilerek üçüncü kişilere satıldığını ve satış bedellerinin davalı ortak ve müdür tarafından şirket adına tahsil edildiğini ve fakat bu bedellerin şirkete verilmediği kesin olarak ortaya çıktığını, bu nedenle mahkemece 12 bağımsız bölüm ve 2 adet garaj satışından elde edildiğini gösterilen toplam 2.077.970,00 TL’ sının davalıdan tahsili ile … İnşaat San ve Tic Ltd.Şti.ne verilmesine karar verilmesi gerekirken delil yetersizliğine dayalı Beraat kararı verildiğinden bahisle taleplerinin bu bölümünün reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf incelemesi neticesinde bu kararın kaldırılarak 2.077.970,00TL’sının satış tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalı ortak ve müdür …’dan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, gerek … 14. Asliye Ceza Mahkemesinde yaptırılan ve delil yetersizliği nedeniyle sanık – davalının- beraatine dayanak alınan bilirkişi raporunda “… İnş.Ltd.Şti……… Şubedeki yap-sat için giderlere karşılık banka havalesiyle gönderilen 2.869.907,93 TL olduğunu, bunun dışındaki küçük tutarlı olan ödemeler karşılığı 147.092,07 TL ile birlikte yap- sat’a ödendiği iddia edilen gider toplamı 3.017.000-TL” olduğunu, gerekse kayyum tarafından mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda … ilindeki Yap- Sat İnşaatı ile ilgili tespitler- başlıklı raporunda, ….yapılan ödemelerin 1.341.424,95TL, … İnşaat ….şubesinden yapılan ödemelerin 314.466,14TL, … İnşaat Ankara…. yapılan ödemelerin 48.357,84TL, ……… Şubesinden yapılan ödemelerin 520.917,80 TL, … ve …. Ltd.Şti Ankara’dan yapılan ödemelerin 723.902,68 TL olmak üzere yapılan ödemeler toplamı 2.949.069,31 TL olduğunun belirlendiğini, buna göre … İnşaat San ve Tic Ltd.Şti. merkezden banka kanalıyla …. inşaat harcamaları için gönderilen tutarın asgari 2.949.069,31 TL olduğunun açık ve sabit olduğunu, davalının başvurusu ile yaptırdığı … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….İş sayılı tespit dosyasında anılan inşaat için yapılan toplam harcamanın 2.383.090,04 TL olduğunun belirtildiğini, gerçek durumda ise Yap-sat ile ve diğer şantiyelerle ilgili muhasebe kayıtları merkez büroda olduğunu, … tarafından gerçek bir harcama yapılmadığını, ne var ki davalının itiraz etmediği delil tespit raporundaki bulgularla bağlı olması sebebiyle şirket tarafından merkezden gönderilen paralar ile yapıldığını davalının belgelerine göre belirlenen tutar arasındaki farkın da davalıdan tahsilinin gerekeceğini, buna göre 2.949.069,31TL – 2.383.090,04 TL = 565.979,27 TL ‘sı tutarındaki zararın da davalıdan tahsilini talep ettiklerini, Mahkemece talimat yoluyla bağımsız bölümlerin değerlerinin tespiti için aldırılan 2 ayrı bilirkişi kurulu raporu da yetersiz ve gerçeklere aykırı ve birbiri ile mübayin olduklarını, raporlar arasındaki çelişki giderilmediğini, öte yandan anılan binaların şantiye şefinin düzenlediği ve mahkemeye sunulan ilişikte bir kez daha sunulan elektronik mailde ve ikindeki listede bağımsız bölümlerin satış bedelleri gösterildiğini, mailde açıkça bedellerin davalı ortak ve müdür …’ın talimatıyla Yap-Sat daire bedelleri toplam 3.870.000,00TL olarak gösterildiğini, satış bedelleri davalı yanca 2.077.970,00TL olarak gösterildiği için şirketin uğradığı zarar 1.792.030,00TL olduğunu, Dairelerin daha aşağı fiyatla satılması söz konusu olmadığını ve bu satışa şirketin onamı bulunmadığını, bu durumda davalı şirkete bu şekilde verdiği zarardan da sorumlu olduğunu, 1.792.030,00 TL’nın da davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, şirkete ait bağımsız bölümlerin davalı müdür ve ortak tarafından 2.077.970,00TL bedel gösterilerek satılması ve satış bedelinin davalı ortak nezdinde ve zimmetinde olması şirkete verilmemiş bulunması sebebiyle 2.077.970,00TL’nın satış tarihlerinden ( 2.11.2009- 5.11.2009) itibaren değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile … İnşaat San ve Tic Ltd.Şti.ne verilmesine, davalının bağımsız bölümleri şirketin ve ortakların birlikte kararı ile satmayıp mal kaçırmak amacıyla düşük satış bedeli gösterilerek satması sonucu uğranılan 1.792.020,00TL’nın satış tarihlerinden itibaren değişen oranlı en yüksek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile … İnşaat San ve Tic Ltd.Şti.ne verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, limited şirketi müdürü olan davalının şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava konusu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler, düzenlenen faturalar, ödemelere ilişkin para yatırma dekontları ve çek suretleri, hesap özetleri, tapu kayıtları vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
… 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. İş sayılı dosyasında dava dışı … İnşaat Limited Şirketi’nin … şubesinde inceleme yapılarak düzenlenen 29/06/2010 tarihli tespit bilirkişi raporunda özetle; şubede bulunan gelir ve gider belgeleri ile bilgisayar kayıtları üzerinde yapılan incelemede dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde yap- sat inşaatı yaptırdığı, yap- sat inşaatı ile şirketin diğer şantiyelerine ait toplam 2.383.090,04 TL giderleri … şubesi tarafından yapıldığı, bu giderlerin Ankara’daki merkezin gönderdiği 224.700,00 TL ile daire satışından elde edilen 2.077.970,00 TL olmak üzere 2.302.670,00 TL gelirden karşılandığı, meydana gelen 80.420,04 TL gider fazlalılığın şirket ortağı ve … şubesi yetkilisi … tarafından karşılanmış olabileceği belirtilmiştir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde keşif yapılıp tasarruf tarihlerindeki gerçek değerlerinin tespiti yönünden talimat yoluyla alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; …. meskenin yapı bedelinin 108.813,00 TL arsa bedelinin 65.800,00 TL olmak üzere toplam bedelinin …..meskenlerin yapı ve arsa bedelleri toplamlarının 116.892,00’er TL olduğu tespit edilmiştir.
İtiraz üzerine alınan 05/11/2012 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda özetle; asıl raporun değerlendirilmesinde sehven göz önüne alınmayan 9 nolu parseldeki 3 ve 8 nolu meskenlerin bedellerinin yapı ve arsa bedeli toplamı 174.613,00’er TL olduğu bildirilmiştir.
Taşınmazların tasarruf tarihlerindeki değerleri konusunda talimaten alınan 28/06/2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; taşınmazların tamamının tasarruf tarihinin 2009 yılı 10.ay olduğu, A Bloktaki bağımsız bölümlerinin toplam değerinin 840.619,92 TL olduğu, D Bloktaki bağımsız bölümlerin toplam değerinin 800.439,96 TL olmak üzere genel toplamın 1.641.059,88 TL olduğu, ilk bilirkişi raporunda taşınmaz değerleri hesaplanırken arsa + yapı bedeli yoluyla hesaplama yapıldığı bu hesaplama yapılırken Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 19/03/2009 tarih ve 27174 sayılı resmi gazetede yayımlanan Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ uyarınca değerleme konusu taşınmazların bulunduğu binanın 3. sınıf B grubu yapı sınıfında değerlendirmiş olup, bu değerin 01/01/2009 tarihindeki değeri yansıttığını, bu nedenle eskalasyon yapılarak tasarruf tarihindeki bedellerin dikkate alınması gerektiği, değer tespitinde KDV’nin dikkate alınamayacağı bildirilmiştir.
Davalı …’ın … 14. Asliye Ceza Mahkemesinin …. sayılı dosyasında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu iddiası ile yapılan yargılamada atılı suçtan beraatine karar verildiği, hükmün Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin…. Karar sayılı ve 14/11/2018 günlü ilamı ile onandığı, dayanak bilirkişi raporunda şirketin gelir ve giderleri üzerinde yapılan ayrıntılı incelemede herhangi bir usulsüzlük yapıldığının tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin…. dosyasında alınan 12/06/2013 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dışı … İnşaat Limited Şirketinin Ankara’dan gelen ve şubede bulunan defter ve kayıtları ile vergi denetiminde olan defterlerin incelendiği, … şubesinin dava konusu dönemde daire satışları ve merkezden gönderilen havaleler ile toplam 2.302.670,00 TL gelirinin olduğu, bu gelirlerin sadece bahsi geçen inşaata değil şirketin diğer inşaatlarında da kullanıldığı, daire satışlarından gelen gelirlerin mevzuata uygun olarak kaydedildiği ve şirket menfaati olarak harcandığı, herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinden, dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’nin ortağı ve müdürü olan davalının temsil ve ilzam yetkisinin kötüye kullanılarak şirketi muvazaalı işlemlerle borçlandırdığı iddiasına dayalı alacak talebinde bulunulduğu, davalı … hakkında … 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında aynı iddiaya dayalı olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı sanık sıfatıyla yargılandığı, davalı sanığın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeter inandırıcı kanaat oluşturucu delil elde edilemediğinden atılı suçtan beraatine dair verilen kararın derecattan geçerek kesinleştiği, 6098 sayılı TBK nın 74. maddesi hükmü karşısında ceza mahkemesince verilen beraat kararı kusur derecesi, zarar tutarı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı gibi esaslar yönünden hukuk hakimini bağlamayacağı kabul edilse de gerek öğretide gerekse de Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında ceza hakiminin tespit ettiği maddi olayların hukuk hakimini bağlayacağının kabul edildiği, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığı tespit edildiği, mahkemece talimat yoluyla alınan bilirkişi raporlarında da dava konusu taşınmazların satış bedellerinin değerlerinin altında olmadığının açıklandığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.