Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1131 E. 2021/467 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2018
NUMARASI : ….

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/04/2017
KARAR TARİHİ : 31 /03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar … ve … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın…… İle imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri, business card üyelik sözleşmesi ile bankacılık hizmet sözleşmelerine istinaden borçluya krediler kullandırıldığını, diğer davalıların genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesini ve business card üyelik sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi alacağının borçlulara keşide olunan Ankara 24. Noterliği’nin 03.01.2017 tarihli ihtarına rağmen ödenmemesi üzerine tahsili için başlatılan ilamsız icra takibinde davalı-borçlu ….’den 700.000,00 TL nin diğer borçlulardan ise borcun tamamının tahsilinin talep edildiğini, davalı-borçlu….. asıl borçlu şirketin ortağı olduğunu, adı geçen davalının Türkçe bilmediğini ileri sürerek kefil olduğundan haberdar olmadığını iddia etmiş ise de, adı geçen davalı ile müvekkili banka arasında imzalanan Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesine istinaden …. 06.10.2009 tarihinden beri vadesiz hesabını, 16.10.2014 tarihinden beri de kredi kartını kullandığını, bu durumların davalının Türkçe bildiğini gösterdiğini ileri sürerek davalı-borçluların ilamsız icra takibine vaki haksız itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazmimatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …. olup ana dilinin … olduğunu, müvekkiline kredi sözleşmelerinin imzası sırasında eşi davalı …’nın kefaletine eş onayı vereceğinin, bu sebeple kredi sözleşmesinin imzalanması gerektiğinin söylendiğini, 09.03.2013 ve 07.03.2014 tarihli limitli artışlarında eş onayı verdiğini ancak 04.04.2013 tarihli limit artışında hem eş onayı verdiğini hem de kefil edildiğini, sözleşmenin imzası konusunda bilgi verilmediği gibi sözleşmenin imzası sırasında tercüman da bulundurulmadığını, yabancı uyruklu kişinin kredi kartı kullanmasının Türkçe bildiğini göstermediğini, bu sebeple müvekkili tarafından imzalanan kefalet sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, müvekkili …. sadece ilk genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, müvekkilinin hangi GKS borcundan kefalet sorumluluğunun olduğunun ve limitin ne olduğunun açık olmadığını, müvekkilinin kefalet imzası bulunmayan ikinci genel kredi sözleşmesinden kefil olarak sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; dava, kredi sözleşmelerinden kaynaklı borcun tahsili için borçlu şirket ve kefiller hakkında başlatılan takibe itirazın haksızlığı iddiası ile açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, grafolog bilirkişiden alınan 01/10/2018 tarihli raporda 04/04/2013 tarihli kredi sözleşmesindeki eş rızası beyanındaki, aynı sözleşmedeki ikinci kefil olarak kefalet beyanındaki, aynı sözleşmenin 09/09/2013 tarihli kefaletin 500.000,00 TL artışına ilişkin kısımdaki yazı ve rakamların …. elinden çıktığının belirtildiği, davalı vekili her ne kadar yabancı uyruklu müvekkilinin Türkçe bilmediğini söz konusu yazıları başka yerden bakarak yazdığını savunmuş ise de bu savunmasına itibar edilmediği, davalı …-…. Lin’in söz konusu genel kredi sözleşmesinden dolayı 700.000,00 TL kefaletinin geçerli olduğunun kabul edildiği, davalı şirket ile davacı bankanın şubesi arasında imzalanan kredi sözleşmelerine istinaden şirkete kredi kullandırıldığı, davalı kefil…borçlu cari hesap ve kredili mevduat hesabından kaynaklanan borçların kefalet limiti 700.000,00 TL kabul edilip, bu sorumluluk miktarına göre takip başlatıldığı, grafolog bilirkişiden alınan rapor sonucunda kefil olan bu davalının 700.000,00 TL’lik kefalet ile ilgili yazı ve rakamların bu davalıya ait olması nedeni ile kefaletin bu miktar ile sınırlı olmak kaydı ile geçerli olduğu, bilirkişi raporuna göre de borçlu ve kefillerin ayrı ayrı sorumluluklarının belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine alacak likit olduğundan %20 inkar tazminatının davalılardan alınmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; …. bulunan müvekkilinin davalı …..Ltd. Şti’deki %99 hissesini 20.07.2012 tarihinde diğer ortak …’ya devrettiğini, şirketin sembolik olarak %1 hissesi ile ortağı olmaya devam ettiğini, müvekkiline 19.08.2011-04.04.2013-09.09.2013-07.03.2014-22.10.2014 tarihlerinde olmak üzere 5 adet kredi artış kefaleti imzalatıldığını, müvekkiline kredi sözleşmelerinin imzası sırasında eşi davalı …’nın kefaletine eş onayı vereceğinin, bu sebeple kredi sözleşmesinin imzalanması gerektiğinin söylendiğini, 09.03.2013 ve 07.03.2014 tarihli limitli artışlarında eş onayı verdiğini ancak 04.04.2013 tarihli limit artışında hem eş onayı verdiğini hem de kefil edildiğini, müvekkili … uyruklu olup ana dilinin … olduğunu, Türkçe’yi çok az konuştuğunu eşi ile evde İngilizce konuştuğunu, sözleşmenin imzası konusunda bilgi verilmediği gibi Türkçe sözleşmelerin imzası sırasında tercüman da bulundurulmadığını, sözleşmenin hüküm ve sonuçlarının müvekkiline anlatılmadığını ve sadece imzasının alındığını, müvekkiline kefil olduğunun dahi söylenmediğini, müvekkilinin iradesinin sakatlandığını, müvekkilinin kefil olan eşinin kefaletine onay verdiğini sandığını, müvekkilinin eşi olan …’ya sözleşmenin hüküm ve sonuçlarının anlatıldığına ve davalının anladığına dair diğer davalıdan belge alındığı halde müvekkiline hiçbir bilgi verilmediğini, sadece sözleşmeye imza alındığını, müvekkilinden kefalet iradesinin bulunmadığını, müvekkili…… sadece ilk genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, müvekkilinin hangi GKS borcundan kefalet sorumluluğunun olduğunun ve limitin ne olduğunun açık olmadığını, müvekkilinin kefalet imzası bulunmayan ikinci genel kredi sözleşmesinden kefil olarak sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince müvekkilleri yönünden verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmelerini asıl borçlu sıfatıyla imzalayan davalı şirket ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalılardan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacının cari hesap borcu için asıl alacak, işlemiş temerrüt faizi, BSMV toplamı 1.059.686,62 TL , ticari kredili mevduat borcu için asıl alacak, işlemiş temerrüt faizi ve BSMV toplamı 10.905,75 TL, kredi kartı borcu için asıl alacak, işlemiş temerrüt faizi ve BSMV toplamı 21.434,73 TL olmak üzere toplam 1.092.027,15 TL alacağın tahsili için davalı-borçlu … için borçlu cari hesap ve kredili mevduat hesabı borcundan kefalet limiti olan 700.000,00 TL sinin ve bu tutara kat ihtarının tebliğ edildiği 05.01.2017 tarihinden itibaren talep edilen oranlarda talep olunan temerrüt faizi oranlarıyla birlikte tahsili için 17.03.2017 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, davalı borçlular vekilinin tüm borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın ise süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 13/09/2013 tarihli business kart üyelik sözleşmesini borçlu… şirketinin, borçlu … …. kefil olarak imzaladıkları, kefalet limitinin 22.000,00 TL olduğu, 13/08/2011 tarihli genel kredi sözleşmesini…. Şirketinin borçlu, …. ve …’nın kefil olarak imzaladığı, kefalet limitinin ise 100.000,00 TL olduğu, 04/04/2013 tarihli genel kredi sözleşmesini Delikara şirketinin borçlu, ..i … kefil olarak imzaladığı, kefalet limitinin 200.000,00 TL olduğu bu sözleşme ile ilgili ….. 09/09/2013 tarihinde 500.000,00 TL’lik, 07/03/2014 tarihinde 500.000,00 TL’lik, 22/10/2014 tarihinde 350.000,00 TL’lik, … 09/09/2013 tarihinde 500.000,00 TL’lik, 07/03/2014 tarihinde 500.000,00 TL’lik, 22/10/2014 tarihinde 350.000,00 TL’lik kefalet artışları yapıldığı, bu sözleşmeye göre kefil …’nın ve …. kefalet toplamının ayrı ayrı 1.550.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davalı …… eşinin kefaletine 04.04.2013 tarihinde yazılı olarak rıza gösterdiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince yargılama sırasında grafolog bilirkişiden alınan 01/10/2018 tarihli raporda 04/04/2013 tarihli kredi sözleşmesindeki eş rızası beyanındaki, aynı sözleşmedeki ikinci kefil olarak kefalet beyanındaki, aynı sözleşmenin 09/09/2013 tarihli kefaletin 500.000,00 TL artışına ilişkin kısımdaki yazı ve rakamların…… belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında takip tarihi itibariyle davalıların sorumlu olduğu kredi alacağı miktarının belirlenmesi için bankacı bilirkişiden alınan 05/12/2017 tarihli raporda davalı şirket ile kefil …’nın cari hesap kredisinden kaynaklanan asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV ve masraf olmak üzere toplam 1.049.310,70 TL, ticari kredili mevduat hesabı kredisinden kaynaklanan asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV olmak üzere 10.646,98 TL, ticari kredi kartından kaynaklanan asıl alacak, işlemiş faiz ve BSMV olmak üzere 21.031,91 TL’den kefil …. ise ticari kredili mevduat hesabından kaynaklanan asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV olmak üzere 10.646,98 TL’ye ticari kredi kartından kaynaklanan asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV olmak üzere toplam 21.031,91 TL, borçlu cari hesap kredisinden kaynaklanan asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV ve masraf olmak üzere toplam 744.632,45 TL ile işleyecek faizden sorumlu oldukları belirtilmiştir.
Somut olayda davalı … vekili cevap dilekçesinde, dava ve takip konusu kredi alacağının dayanağı olarak sunulan 13/08/2011 tarihli genel kredi sözleşmesine kefalet imzasının müvekkiline ait olduğunu ancak 04.04.2013 tarihli ikinci genel kredi sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin limit artırım sözleşmelerine kefalet imzalarının müvekkilinin eli ürünü olmadığını savunmuş olmakla adı geçen davalı dava ve takip konusu 04.04.2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki ve bu sözleşemeye ait limit artırım sözleşmelerindeki kefalet imzalarını inkar etmiştir. Şu halde imzası inkar edilen işbu 04.04.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 09/09/2013 tarihli 500.000,00 TL ve 07/03/2014 tarihli 500.000,00 TL limit artırım sözleşmelerindeki kefalet imzalarının adı geçen davalı kefilin eli ürünü olup olmadığı hususunun HMK’nın 211. maddesi uyarınca konusunda uzman bir grafolog bilirkişiden rapor alınarak belirlenmesi gerekmektedir. Şayet söz konusu genel kredi sözleşmesi ile limit artırım sözleşmelerindeki imzaların davalı kefile ait olduğunun belirlenmesi halinde, dava ve takip konusu her bir kredi alacağının davalının kefalet imzalarının bulunduğu genel kredi sözleşmelerinden hangisine istinaden kullandırıldığının takip konusu her bir kredi alacağı yönünden ayrıştırma yapılarak kredi kullandıran davacı …. kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle tespiti hususlarında bankacılık işlemleri konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığı esastan çözmeye elverişli delil toplanmaksızın ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereği kaldırılarak dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı … vekilinin öteki, davalı … vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2018 tarih ve….. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinafa başvuran davalı … vekili tarafından başlangıçta yatırılan 17.187,20 TL TL istinaf nispi karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı … yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6-İstinafa başvuran davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İstinafa başvuran davalı … vekilinin öteki ve davalı … vekilinin istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
8-İstinafa başvuran davalı … vekili tarafından yatırılan 1273,40 TL istinaf nispi karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/03/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.