Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1108 E. 2021/664 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2019
NUMARASI : ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2021

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının özelleştirme yüksek kurulu kararı ile özelleştirme kapsamına alındığını, bu kapsamda düzenlenen 24/07/2016 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi ile davalı tarafından yürütülen elektrik dağıtım faaliyetlerinin davacıya devredildiğini, sözleşmenin 7.4 maddesi uyarınca dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen iş ve işlemlerin sorumluluğunun davalıya ait olduğunu, 7.6 maddesi uyarınca sözleşme imza tarihinden önceki her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun davalıya ait olduğunu, devir sözleşmesi öncesinde düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı sebebiyle açılan rücu davaları kapsamında mahkeme kararları uyarınca ödemeler yapıldığını, söz konusu ödemelere dayanak işlem tarihinin 2002 yılı olduğunu, yapılan bu ödemelerden davalının sorumlu olduğunu belirterek her bir ödeme yönünden ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, talebin zamanaşımına uğradığını, özelleştirme işleminden sonra davalı hisselerinin davacıya devredildiğini, özelleştirme ihale şartnamesi ve sözleşme hükümlerine göre davacının talep hakkının olmadığını, davacının şirket bilançosunu kabul etmek suretiyle hisseleri devraldığını, işletme hakkı devir sözleşmesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü bulunmasına rağmen açılan davalarda ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle faiz ve icra giderlerini de talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalının sorumluluğunun bulunduğu dönem içerisinde düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin olarak açılan davalar ile ilgili olarak mahkeme tarafından borçlu olunmadığının tespitine ve alınan bedellerin iadesine karar verildiği, davacı tarafından bu bedellerin menfi tespit, istirdat davasını açan dava dışı üçüncü kişilere ödendiği, taraflar arasında düzenlenen işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.1, 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca yapılan ödemelerden davalının sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davacı tarafından davalıya ait borcun ödenmesi nedeniyle davacının mal varlığındaki eksilmenin ödeme tarihinde gerçekleşmiş olması, tarafların tacir olması nedeniyle ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerekçesiyle davanın kabulüne, 13.668,37 TL’nin ödeme tarihi olan 01/08/2008 tarihinden, 24.157,60 TL’nin ödeme tarihi olan 07/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, özelleştirme modeli gereği hisse devir aşamasında bilanço çalışmaları yapılarak davacı tarafından devre esas nizam düzenlendiğini, bu şekilde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, rücuya esas karar gereğince davacıya ödeme yapılmasının davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, İHDS’nin 7. maddesi gereğince hisselerin el değiştirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, özelleştirmenin amacının hisse satışlarından kaynaklanan ihtilaflarda gözetilmesi gerektiğini, ayrıca avans faizi ve ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, ayrıca müvekkili kurumun icra takibine ilişkin giderlerden vekalet ücretinden karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusuna karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Reyhan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2007 tarih ve … Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı …. karar sayılı ilamı ile onandığı görülmüştür.
Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. 13.668,37 TL, Reyhan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11/01/2008 tarih ve … dosyasındaki ilam gereğince ise, alacaklı davacı vekili … 07/04/2009 tarihinde … 24.157,60 TL ödendiği,
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı üçüncü kişiler tarafından kaçak elektrik tespit tutarından ötürü borçlu bulunmadıklarının tespiti ve istirdat talebi ile ….
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun … ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin …. tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra takip dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Reyhanlı Asliye Mahkemelerindeki davaların davacıları da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih …. karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve… E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 2.583,89 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 645,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.937,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy çokluğu ile karar verildi. 26/05/2021

….
KARŞI OY

İlk derece mahkemesince dava konusu kaçak elektrik faturasının İHDS öncesi tanzim edildiği ve sorumluluğun İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davalı … olduğundan bahisle açılan rücuen alacak davası kısmen kabul edilmiş ise de, davalı vekilinin cevap dilekçesi ve istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere taraflar arasında imzalanan İHDS’den Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02/04/2004 tarihli kararı ile davalı … özelleştirme kapsamına alınmış olup bu çerçevede … ait dağıtım bölgelerinin birer dağıtım şirketlerine dönüştürülmüştür. Dönüştürülen dağıtım şirketlerinin birisi de davacı şirket olup, 29/05/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalanmıştır. Kaçak elektrik faturası tahakkukundan ötürü dava dışı 3. kişi tarafından söz konusu ödeme davalı şirkete yapılmıştır. Davacı şirketin yapılan sözleşmeler sonucu kendi bütçesine giren ve muhasebeleştirilen bu bedeli daha sonra Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemelerindeki ilamının sonucu ödemesi kendinde bulunan (haksız tahsil edilmiş) paranın hak sahibine iadesidir. Eş anlatımla davacı kasasında bulunan ve davalıya aktarıldığına ilişkin iddia ve belge bulunmayan haksız tahsil edilmiş parayı hak sahibine iade etmekle kendi kasasındaki haksız tahsil edilmiş paranın iadesini sağlamıştır. Üçüncü kişiden kaçak elektrik kullanımı iddiası ile haksız tahsil edildiği kesinleşen ilama bağlı tutarın davalıya önceden aktarıldığı ispatlanamadığına göre davacının ödediği paranın davalıdan tahsiline karar verilmesi davacı tarafı sebepsiz zenginleştirecektir. Diğer bir anlatımla kaçak elektrik iddiası ve yüksek bedelli elektrik tüketim faturası nedeniyle alınan paranın yerini bu kez davalıdan tahsil edilecek para alacaktır. Bu nedenle istirdadına karar verilen ana para ve faiz hakkındaki istemin reddi gerekirken tümünün davalıdan tahsiline karar verilmesi yasaya aykırı olduğu gibi taraflar arasındaki sözleşmeye de aykırılık oluşturmaktadır. Ancak davalı Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılan dava dosyalarındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinden ise, İHDS nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince sorumludur. Anılan gerekçelerle haksız tahsil edilen para ve faizinin davalıya rücu imkanı bulunmadığından sayın çoğunluğun ödenen tutarın tümünün davalıya rücu edilebileceğine yönelik görüşüne katılamıyorum.26/05/2021

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.