Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2018/790 E. 2021/487 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2017
NUMARASI : …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/06/2015
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce duruşma açılmak suretiyle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … tarafından imzalanan ve diğer davalılarca kefil olunan 05/06/2014 tarihli ve 10.000.000,00-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi gereğince adı geçen davalı …. A.Ş.’ye taksitli ticari kredi, ticari işlek kredi ve ticari artı para kredisi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek kat edilerek davalılara gönderilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında başlatılan icra takibine vaki kısmi itirazın iptali ile % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu borca itiraz etmiş olmalarına rağmen itirazın kabulü veya reddi yönünde karar verilmediğini, itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmeksizin itirazın iptali davasının açılmasının yasal olmadığını, davalı borçlulardan …’ye ödeme emrinin tebliğ edilmediğinden borçlu aleyhine itirazın iptali davası açılamayacağını, takipte işletilen faiz oranının fahiş olduğunu ve BSMV ve masraf adı altında talep edilen miktarların da hukuki sınırlarının çok üstünde olduğunu, takibin ihtiyati hacze dayalı olarak yapıldığını, davalıların menkul ve gayrimenkullerine haciz konulduğunu, henüz takibin durdurulmasına karar verilmediği de göz önüne alınarak alacağın tahsilinin geciktirilmesinin söz konusu olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi inkar tazminatı hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; temlik eden davacı banka ile davalı … A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine davalıların müşterek ve müteselsil kefil oldukları, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek icra takibi başlatıldığı, davalı borçluların asıl alacak dışındaki işlemiş faiz, BSMV, masraf ve işleyecek faiz oranına itiraz ettikleri, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davalıların genel kredi sözleşmesi kapsamında borçtan sorumlu oldukları, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu icra takibinde asıl alacak dışında talep edilen miktarların ve faiz oranının sözleşmeye uygun olduğu, davalılardan …, … ve …’in asıl borçlu … A.Ş.’… yönetim kurulu başkan ve yardımcıları olduğu, alacağın likit olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar istinaf dilekçesinde özetle; davacı yanca, mahkemece 25/11/2015 tarihli duruşmada verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmamış olup, süresiden sonra ücretin yatırılmasına ve rapor alınmasına muvafakatleri bulunmamasına rağmen mahkemece bu itirazlarının hiç dikkate alınmadığı ve bu hususta herhangi bir gerekçe yazılmadığını, icra müdürlüğünce takibin durdurulması hakkında herhangi bir karar verilmediğinden işbu davanın açılmasının yasal olmadığını, kefaletlere ilişkin yazıların gerçek kişi müvekkillerinin el ürünü olup olmadığı ve sözleşmeden önce yazılan tarihlerin geçerli olmaması hakkında mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, davalı… şirketi adına yazılan kefalet beyanında tarih bulunmadığından, davalı gerçek kişiler ise yönünden eş rızası alınmadığından kefaletin geçersiz olduğunu, davalı gerçek kişilerin takip tarihi itibarıyla borçlu şirketler ile hiçbir ilgilerinin bulunmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddi ile davalılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, davacı banka tarafından davalı borçlular aleyhine genel kredi sözleşmesi ve ihtarnameye dayalı 3 ayrı kredi alacağının tahsili için takip başlatıldığı, taksitli ticari kredi nedeniyle 315.991,8 TL asıl alacak, 3.978,82 TL işlemiş faiz, 198,94 TL % 5 BSMV, 487,43 TL ihtarname masrafı olmak üzere 320.657,07 TL, ticari işlek kredi nedeniyle 250.000,00 TL asıl alacak, 4.565,75 TL işlemiş faiz, 228,29 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 254.794,05 TL, ticari artı para kredi nedeniyle 10.000,00 TL asıl alacak, 289,48 TL işlemiş faiz, 14,47 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 10.303,95 TL olmak üzere 3 kredi alacağı için toplam 585.755,07 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, davalı borçluların süresinde asıl alacak dışındaki işlemiş faiz, BSMV, masraf ve işleyecek faiz oranına itiraz ettikleri, 28/05/2015 tarihinde icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
04/06/2014 tarihli genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde, asıl borçlunun davalı …… Olduğu, diğer davalıların müşterek müteselsil kefil oldukları, davalı kefil… kefalet beyanında tarihin bulunmadığı, sözleşme limitinin 10.000.000,00 TL olduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulan ticaret sicil gazetesi örneklerinden, davalılardan …, … ve …’in asıl borçlu … A.Ş. …. yönetim kurulu başkan ve yardımcıları olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 25. Noterliği’… 21/04/2015 tarihli kat ihtarnamesinin incelenmesinde, davacı banka tarafından davalılara hitaben düzenlenen ihtarnamede, toplam 583.002,28 TL alacağın 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiği, davalı borçlu … dışındaki diğer davalı borçlulara ihtarnamenin tebliğ edildiği görülmüştür.
Mahkemece aldırılan 29/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle, ödeme emrine konu işlemiş faiz miktarları ile BSMV ve masraf miktarlarının doğru olarak hesaplandığı, takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek temerrüt faiz oranlarının sözleşme hükümlerine uygun olduğu yönünde görüş belirtilmiştir.
Bilirkişi raporuna davalıların itirazı üzerine alınan 02/03/2017 tarihli ek raporda, kök rapordaki görüşler tekrar edilmiştir.
Yargılama aşamasında davacı bankanın alacağını temlik ettiğine dair temlikname dosyaya sunularak temlik alan tarafından dava takip edilmiştir.
Dairemizce alınan 09/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda, asıl borçlu ve kefiller yönünden borç miktarları ayrı ayrı hesaplanmış davalı kefil … yönünden temerrüt icra takip tarihi itibariyle gerçekleştiğinden takip tarihine kadar asıl alacağa akdi faiz uygulanmak suretiyle takip tarihindeki işlemiş faiz ve BSMV miktarı belirlenmiştir. Buna göre takipte talep edilen 3 adet ayrı kredi alacağı nedeniyle takip tarihi itibariyle toplam 5.271,50 TL işlemiş akdi faiz, 269,07 TL BSMV ve 487,43 TL masraf alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalılar … ve… tarafından takip konusu genel kredi sözleşmesindeki kefalet beyanındaki yazılara itiraz edildiğinden Dairemizce grafolog bilirkişi aracılığıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 08/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda takip konusu genel kredi sözleşmesindeki kefalet beyanı altındaki yazıların davalılar … ve… eli ürünü olduğu tespit edilmiştir.
Davalılar vekilinin istinaf itirazları, mahkemece 25/11/2015 tarihli duruşmada verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından süresinden sonra yatırılan ücrete istinaden bilirkişi incelemesi yapılmasının hukuka aykırı olduğu, icra müdürlüğünce takibin durdurulması hakkında herhangi bir karar verilmediğinden, işbu davanın açılmasının yasal olmadığı, davalı kefil … adına yazılan kefalet beyanında tarih bulunmadığından davalı gerçek kişiler yönünden ise eş rızası alınmadığından kefaletlerin geçersiz olduğu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, sözleşmeden önce yazılan kefalet tarihlerinin geçerli olmadığı ve davalılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.
Öncelikle mahkemece 25/11/2015 tarihli celsede davacı vekiline bilirkişi ücreti yatırılması için verilen sürelerin kesin olarak belirtilmiş olmakla birlikte ücretin verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması halinde sonuçları hakkında ihtarat yapılmadığından usulüne uygun olmadığı ve davalıların itirazı üzerine icra takibinin yasal olarak durması ve bu yönde icra müdürlüğünce ayrıca bir karar verilmesi gerekmediği gibi icra müdürlüğünce 28/05/2015 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verilmiş olmakla davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü eklenmiştir.
Somut olayda, davalı kefiller takip konusu sözleşmenin akdedildiği tarih itibariyle …, … ve … davalı asıl borçlu …A.Ş.’… ortağı ve temsilcisi olduklarından TBK’nın 584/2.maddesi gereğince ayrıca eş rızasına gerek olmadığından davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarına da itibar edilmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 582/1.maddesinde kefalet sözleşmesinin, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabileceği gibi gelecekte doğacak bir borç içinde yapılabileceği düzenlenmiş olup buna göre dava ve takip konusu 05/06/2014 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalı kefiller …, … ve … Ltd.Şti.’… kefalet tarihinin 04/06/2014 olarak yazılmış olması kefalet sözleşmesini geçersiz hale getirmeyeceğinden bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
Davalılar vekilinin kefil… Şirketi yönünden istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; 6098 Sayılı TBK’nun “şekil” başlığını taşıyan 583. maddesinin 1. fıkrasıyla, kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini, müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu hususları hüküm altına alınmıştır. Takip ve dava konusu 05/06/2014 tarihli sözleşmede davalı… Şirketinin kefalet beyanı yer almakta ise de, kefalet tarihinin belirtilmediği anlaşılmakla mahkemece adı geçen davalı yönünden kefalet geçerli olmadığından takip konusu sözleşmeden kaynaklanan borçtan da sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, temlik eden davacı banka ile davalı … A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalıların müşterek ve müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek icra takibi başlatıldığı, davalı borçluların asıl alacak dışındaki işlemiş faiz, BSMV, masraf ve işleyecek faiz oranına itiraz ettikleri, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, … Şirketi yönünden kefalet beyanında tarih bulunmadığından kefaletin geçerli olmadığı, diğer davalıların kefaletlerinin geçerli olduğu, böylelikle … Şirketi dışındaki davalıların genel kredi sözleşmesi kapsamında borçtan sorumlu oldukları, takipte 3 adet kredi hesabından kaynaklanan borcun tahsili talep edilmiş olup, ticari artı para kredisi dışındaki kredi hesapları yönünden talep edilen temerrüt faizi oranlarını sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğu, ticari artı para kredisi yönünden ise 5464 sayılı yasaya istinaden çıkarılan 28/02/2015 tarih ve… sayılı TCMB Tebliği gereğince temerrüt tarihinden itibaren yıllık % 30,24 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği anlaşılmış, icra takip talebinde davacı bankaca tüm kredi kalemleri yönünden takip tarihine kadar akdi faiz oranlarına göre hesap edilen işlemiş faiz miktarları talep edilmiş olmakla taleple bağlı kalınarak hesap kat tarihinden takip tarihine kadar kredi kalemleri yönünden ayrı ayrı belirlenen akdi faiz oranları uygulanmak suretiyle yapılan hesaplama sonucu ve davalıların takipte talep ettikleri asıl alacak miktarına itiraz etmedikleri gözetilerek davacı bankanın takip tarihi itibariyle toplam 5.271,50 TL işlemiş faiz, 279,60 TL BSMV ve 487,43 TL masraf alacağının bulunduğu ve taksitli ticari kredi asıl alacaığına takip tarihinden itibaren % 21 oranında, ticari işlek kredi asıl alacağına takip tarihinden itibaren % 34 ve ticari artı para kredi alacağına takip tarihinden itibaren % 30,24 oranında temerrüt faizi işletilmesi gerektiği, alacağın likit olduğu anlaşılmış, davalıların bu yöndeki istinaf itirazları doğrultusunda yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KABULÜNE,
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’… 29/11/2017 tarih …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davalı …. Limited Şirketi hakkında açılan davanın reddine,
3-Diğer davalılar hakkında açılan davanın KISMEN KABULÜ ile davalıların Ankara 2. İcra Dairesinin …. esas sayılı icra takip dosyasındaki işlemiş faiz % 5 BSMV ve takipten sonra işleyecek faiz oranına yönelik kısmi itirazlarının iptaline, takibin itiraz edilmeyen asıl alacak ile toplam 5.271,50 TL işlemiş faiz, 269,07 TL BSMV, 487,43 TL masraf yönünden devamına,
Taksitli ticari kredi asıl alacağına takip tarihinden itibaren % 21 oranında, ticari işlek kredi asıl alacağına takip tarihinden itibaren % 34, ticari artı para kredi alacağına takip tarihinden itibaren % 30,24 oranında temerrüt faizi işletilmesine,
4-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan itiraz edilen toplam 6.028,00 TL’… % 20 oranında hesaplanan 1.205,60 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Alınması gerekli olan 411,77 TL harçtan peşin alınan 167,00 TL harcın mahsubu ile 244,77 TL harcın davalı … Şirketi dışındaki diğer davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 167,00 TL harcın davalı … Şirketi dışındaki diğer davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından sarf edilen tebligat-müzekkere gideri 207,00-TL ve 500,00-TL bilirkişi ücreti ile 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 734,70 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 453,62 TL’… davalı… Şirketi dışındaki diğer davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesinde yer olmadığına,
10-Davacı banka kendisini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı… Şirketi dışındaki diğer davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin (davalı … Şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden 3.735,28 TL vekalet ücretinin) davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
12-Davacı tarafından peşin yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
C)1-Davalıların peşin yatırdığı 167,00 TL istinaf nispi karar harcının talep halinde davalılara iadesine,
2-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ile 246,20 TL posta ve tebligat gideri ile 500,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 844,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında birden fazla duruşma açıldığından yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.