Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2018/2370 E. 2021/530 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :26/06/2018
NUMARASI …

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/07/2017
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1985 yılında kurulan … İnş. San. ve Tic. A.Ş.’ne ait hisseleri reel değerleri kendilerine ödenmek suretiyle devir ve temlik aldığını, … tarafından ikame olunan Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesi …. Esas sayılı davada usul ve yasaya aykırı tedbir kararı ile müvekkilinin kardeşi ve eşinden devir alınan hisselerin müvekkili adına tescil ettirilemediğini, 22/05/2016 tarihli Genel Kurul toplantısı yapılarak davaya konu yasaya açıkça aykırı genel kurul kararları alındığını, çoğunluk kararı gereğince gündemdeki davaya konu kararlar alındığını, alınan kararların TTK’nın 447. maddesi uyarınca butlan ile batıl olduğunu, Y.K. Başkanının şirketin temel yapısını bozan işlemler yaptığını, sermayenin azalmasına sebebiyet verdiğini, alınan genel kurul kararlarının tamamı ile gerek butlan gerekse yasa esas sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırı kararlar olduğunu iptali gerektiğini, taşınmazların gerçek değerinden fazla bir bedel ile şirketi, ortakları zarara uğratmak şirketin içini boşaltmak kastıyla devrettiğini, satış bedeli olarak gösterilen fahiş bedeller kadar şirketten alacaklı olduklarını, genel kurul kararı olmaksızın şirket ile işlem yaptığını ve genel kurulun devredilemez yetkisini devir aldığını, kendisi ile ilgili olan müzakereye katıldığını, davaya konu genel kurul toplantısında kendi ibrası için TTK 436. maddesine aykırı olarak oy kullandığını, şirketin tasfiyesinden 10/08/2010 tarihli genel kurul kararı ile vazgeçilerek ticari faaliyetine devam ettiğini, Y.K.Başkanı …’nin TTK 396. maddesine muhalefet ederek rekabet yasağına aykırı davrandığını, ….faaliyet gösteren … İnş. Ltd. Şti.’ni kurduğunu, yönetici ve hakim ortağı olduğunu, … A.Ş.’den bu şirkete paralar aktardığını, muvazaalı iş ve işlemler bittikten sonra bu şirketten hisselerinin çoğunu müvekkilinin oğlu … ve …. devir ederek borçları diğer oğlu ve torununa bıraktığını, şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, YK başkanının TTK 396.maddesine aykırı davranışından sorumlu olduğunu, şirketin 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında müvekkilinin bu yasaya aykırılıkları dile getirdiğini, yönetim kurulu faaliyet raporuna finansal tablolara itirazlarını belirttiğini, olumsuz oy kullandığını, TTK.397/son hükmüne aykırı davrandığını, şirketin denetlenmediğini, denetim raporlarının alınmadığını, şirketin keyfi yönetildiğini, gerek davalı … A.Ş.’nin gerekse ortaklar il alacaklarının zarar görmemesi ve şirketin mal varlığının korunması ve sermayenin azalmasının önüne geçilmesi amacı ile geçici hukuki koruma tedbirleri olarak davaya konu 2016 yılı genel kurul kararlarının TTK 449.maddesi uyarınca yürütülmesinin durdurulmasını, şirket yönetim kurulunun tasarruf ve temsil yetkilerinin kaldırılarak yönetim kurulunun azli ve şirkete temsil kayyumu atanmasını, şirketin halen denetim organı olmaması sebebi ile TTK 530/2 nazara alınarak 439/2 uyarınca davalı şirkete özel denetçi atanmasını, davalı … İnş.San.ve Tic.A.Ş.’nin 22/05/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan tüm genel kurul kararlarının (iptali istenen genel kurul toplantısının mesnedi 22/04/2014 tarihli ertelemeye ilişkin genel kurul toplantısında alınan kararlarda dahil olmak üzere) TTK 447 mad. uyarınca batıl ve TTK 445 mad. uyarınca yasa, esas sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırı olması sebebi ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirkete karşı açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın süresinde açıldığı, davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunduğu, genel kurulun toplantıya çağrılmasında, toplanmasında, ertelenmesinde, müzakere edilmesinde hukuka aykırı bir durumun bulunmadığı, sadece toplantıda oylamaya sunulan 2016 yılı finansal tablolar ile aynı yıla ait faaliyet raporunun oylamasına 240 (%10) hisseye sahip yönetim kurulu başkanının oylamaya katılmasının hukuka uygun olmadığı, ancak yönetim kurulu başkanı iştirak etmemiş olsaydı bile oya sunulan finansal tablo ve faaliyet raporunun 480 oya karşılık 1440 olumlu oyla tasdik edilmiş olduğu, yönetim kurulu başkanının oylamaya katılmasının alınan kararın sonucuna etkili olmadığı, bu nedenle icra edilen genel kurulun öncesinde ve toplantısında yasal mevzuata uygun hareket edildiği, şeklen kararların iptalinin gerekmediği, bunun yanında davacının alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğu iddiasında bulunulmuşsa da; toplantıda alınan kararların 6102 Sayılı TTK’nın 447.maddesinde sayılan kararlardan olmadığı, her ne kadar davacı tarafça yönetim kurulu başkanının şirketi zarara uğrattığı, hisselerini usulsüz devrettiği, yönetim kurulunun basiretli bir yönetici gibi davranmadığı iddia edilmiş ise de soyut iddia dışında dosyaya kesin kabul edilebilir bir delil sunulmadığı, sadece Konya Asliye l.Ticaret Mahkemesinde yönetim kurulu başkanının şirketi zarara uğratacak şekilde gayrimenkul alımı yapıldığına dair karar verildiğinin gösterildiği, söz konusu kararın kesinleşmediği, davacı ile şirket yönetim kurulu başkanı arasında birinci derecede akrabalık (baba-oğul) bulunduğu, bu davaya dayanak olarak gösterilen olaylarla ilgili sadece Konya Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemelerinde 10-15 tane davanın bulunduğu ve halen davaların devam ettiği, bu nedenle iddiaların ispatlanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu eksik incelemeye dayalı ve hükme elverişli olmadığından mahkemenin 22/05/2018 tarih ve…. “yeniden bilirkişi incelemesinin reddine” dair ara kararının hukuka aykırı olduğunu, zira bilirkişideki tespitlerin hatalı olduğunu, sunulan hukuki mütalaada yönetim kurulu başkanı …’nin yasaya aykırı iş ve işlemler yaptığının tespit edilmesine rağmen taraflarınca sunulan hukuki mütalaanın bilirkişi raporunda incelenmediğini; yine 22/05/2018 tarih ve 3 no’lu “sözlü yargılamaya geçilmesine” dair ara kararında hatalı olduğunu, zira yönetim kurulu başkanının hukuki sorumluluğuna ilişkin Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin…. Esas sayılı davasının bekletici mesele yapılması gerekirken sözlü yargılama aşamasına geçilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ayrıca Konya Cumhuriyet Başsavcılığının …. Soruşturma no’lu dosyasının da bekletici mesele yapılması gerektiğini, 05/07/2017 tarihli delil listesi ile bildirilen tanıkların dinlenmediğini, diğer delillerinin celbedilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, davalı şirketin yönetim kurulu başkanının özenle bağlılık yükümlülüğüne riayet etmeyerek şirkete ait taşınır ve taşınmaz mallara ve kıymetlere değer biçilmesinde usulsüzlük ve yolsuzluk yaptığını, şirketçe devralınan ve yönetim kurulu başkanı ile eşi …’ye ait olan taşınmazların niteliğini farklı göstererek fahiş fiyatla şirkete sattığını, böylelikle şirketi zarara uğrattığını, yönetim kurulu başkanı …’nin ortaklık ile işlem yapma ve borçlanma yasağına ve müzakerelere katılma yasağına aykırı hareket ettiğini, bu hususun bile başlı başına dava konusu genel kurul kararlarının butlan ile malul olduğunun, TTK’nın 447.maddesine aykırılığın açık kanıtı olduğunu, 31/05/1999 tarihli genel kurul toplantısında şirketin tasfiyesine karar verilerek tasfiye payı olarak …’ye devredilen taşınmazın tasfiyeden vazgeçilmesi üzerine şirkete iadesi gerekirken iade edilmediğini, …’nin kendi adına şirket kurarak rekabet yasağına aykırı hareket ettiği gibi davalı şirketin içini boşaltarak kendi şirketine aktardığını, şirketten usulsüz olarak para alarak şahsi mal edindiğini, edindiği malları da muvazaalı olarak kızları, torunları ve damadının kardeşine devrettiğini, hileli ve yasa dışı muhasebe defter ve kayıtlarıyla şirketi üçüncü kişilere borçlandırdığını, şirket defter ve kayıtları ile bilanço ve finansal tabloların dürüst resim ilkesine aykırı olarak tanzim edildiğini, şirketin taşınmazlarının da muvazaalı olarak üçüncü kişilere devrettiğini, şirkete ödenmesi gereken bedelleri kendisinin mal edindiğini, bu suretle şirketi zarara uğrattığını, şirket adına kayıtlı olan aracı kişisel amaçlarla kullandığını ve tüm masraflarını şirkete ödettiğini, şirkete ait taşınmazlardan elde edilen kira bedellerini şirket defter ve kayıtlarına hiç işlemediğini veya eksik işlediğini, ortaklara veya şirkete zarar kastı ile iki adet petrol istasyonun 2-3 yıl hiç kiraya vermediğini, öylelikle şirketi zarara uğrattığını, şirketteki … ve müvekkilinin eşi …. ait hisseleri devralmasına rağmen yönetim kurulu başkanı …’nin bu hisse devirlerini şirket kayıtlarına işlemediğini ayrıca kendi hisselerinden % 20’sini müvekkiline devretmeyi taahhüt etmesine ve bedelini de almasına rağmen bu taahhüdü yerine getirmediğini, …’nin şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözetmediğini, kendi şahsi çıkarları için hareket ettiğini, bu hususlarda açılmış davaların derdest olduğunu, müvekkilinin 2016 yılı genel kurul toplantılarında bu hususları dile getirerek olumsuz oy kullandığını, yönetim kurulu başkanının TTK’nın 375, 397, 396, 65, 66, 393, 551 maddelerine açıkça aykırı davrandığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Konya Başsavcılığının …. Soruşturma no’lu dosyası, Konya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin….sayılı dosyası, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının …. Soruşturma no’lu dosyası, 22/04/2017 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı, 25/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı, hukuki mütalalar, ticaret sicil kayıtları, hazirun cetvelleri vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı …’nin 03/02/2017 tarihi itibariyle davalı şirkette….adet hissesi bulunmakta iken 07/03/2017 tarihli yönetim kurulu kararıyla 528 adet hissesinin…., 792 adet hissesini…. 792 adet hissesinin bulunduğu anlaşılmıştır.
22/04/2017 tarihli genel kurul toplantısının 1 no’lu gündem maddesinin açılış konuşması, 2 no’lu gündem maddesinin finansal tabloların görüşülmesine ilişkin olduğu, davacı vekilince 2 ve 3 no’lu gündem maddesinin 1 ay sonra görüşülmesinin talep edilmesi üzerine genel kurul toplantısının 22/05/2017 tarihine ertelendiği, 4 no’lu gündem maddesinin dilek ve temennilere ilişkin olduğu görülmüştür.
22/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısının 1 no’lu gündem maddesinin açılış konuşması, 2 no’lu gündem maddesinin finansal tabloların görüşülmesi, 3 no’lu gündem maddesinin faaliyet raporlarının okunması ve 4 no’lu gündem maddesinin dilek ve temennilere ilişkin olduğu, davacı vekilince 2 e 3 no’lu gündem maddelerine iliştin olarak itirazlarda bulunulmasına karşın söz konusu maddelerin oylaması yapıldıktan ve her iki maddenin de oy çokluğu ile kabul edildikten sonra muhalefet şerhinin usulüne uygun olarak tutanağa yazdırmadığı, yönetim kurulu başkanı …’nin kendi ibrasını sonucunu doğuran 2 ve 3 no’lu gündem maddelerinde oylamaya katıldığı ve olumlu oy kullandığı görülmüştür.
Mahkemece aldırılan 27/04/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; şirketin genel kurulunun 22/04/2017 tarihinde yapılacak şekilde usulüne uygun olarak ilan edildiği, toplantı için tüm işlemlerin tamamlandığı, belirtilen tarihte yapılan toplantıda davacı vekilinin talebi üzerine T.T.K.’nun 420/1.maddesi gereğince 22/05/2017 tarihine ertelendiği, belirtilen tarihte 2400 hisse sahibi 7 ortaktan 216 (%9) hisseye sahip …. ve 24(%1) hisseye sahip …. dışındakilerin toplantıya iştirak ettiği, yapılan toplantıda şirketin 2016 yılı finansal tablolarının ve faaliyet raporunun müzakere edilerek yapılan oylama sonucunda finansal tabloların ve faaliyet raporunun 480 olumsuz oya karşılık 1680 olumlu oyla tasdik edildiği, toplantı öncesi tebligat ve ilanların usulüne uygun yapıldığı, toplantı ve karar nisabına riayet edildiği, toplantının yapılmasında ve oylamasında hukuka aykırı bir durumun tespit edilmediği belirtilmiştir.
“TTK MADDE 445- (1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.
II – İptal davası açabilecek kişiler
MADDE 446- (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu,
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.
H) Butlan
MADDE 447- (1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,kararları batıldır. “
Gelen ticaret sicil kayıtlarına göre davacı, davalı şirketin ortaklarından biridir.Dava açma hak ve yetkisine sahiptir. Dava konusu genel kurul toplantı tarihi 22/05/2017 olup davanın açıldığı tarih ise 05/07/2017 olması nedeniyle dava yasal süresinde açılmıştır. Davalı şirketin merkezi ve ticaret sicilinde kayıtlı olduğu yerin Konya olması nedeniyle ilk derece mahkemesi işbu davaya bakmak yönünden görevli ve yetkilidir.
“II – Toplantı ve karar nisabı
MADDE 418- (1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz.
(2) Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.”
Dava konusu toplantı tutanağının içeriğine ve işbu genel kurul toplantısında alınan kararlar yönünden yapılan incelemeye göre, davalı şirketin toplam hisse miktarının 2.400 olması, toplantıya katılan pay miktarının 2.160 olması, TTK nın 418. maddesine göre genel kurulların, bu kanunda veya esas sözleşmede aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan haller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanmasının gerekmesi karşısında toplantı nisabının sağlanmış olduğu anlaşılmıştır.Bu yönden ana sözleşmeye ve yasaya bir aykırılık tespit edilememiştir.Yine TTK nun 418/2 maddesine göre toplantıda alınan her bir karar yönünden olması gereken karar nisabı ise toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu yani yarıdan fazlasıyla verilmesi gerektiğinden karar nisabının 2.160/2=1.080 olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yanca, işbu davada 22/04/2017 ve 22/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantılarında alınan tüm kararların iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.
Dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde her ne kadar mahkemece, davanın süresinde açıldığı, davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunduğu, genel kurulun toplantıya çağrılmasında, toplanmasında, ertelenmesinde, müzakere edilmesinde hukuka aykırı bir durumun bulunmadığı, sadece toplantıda oylamaya sunulan 2016 yılı finansal tablolar ile aynı yıla ait faaliyet raporunun oylamasına 240 (%10) hisseye sahip yönetim kurulu başkanının oylamaya katılmasının hukuka uygun olmadığı, ancak yönetim kurulu başkanı iştirak etmemiş olsaydı bile oya sunulan finansal tablo ve faaliyet raporunun 480 oya karşılık 1440 olumlu oyla tasdik edilmiş olduğu, yönetim kurulu başkanının oylamaya katılmasının alınan kararın sonucuna etkili olmadığı, bu nedenle icra edilen genel kurulun öncesinde ve toplantısında yasal mevzuata uygun hareket edildiği şeklen kararların iptalinin gerekmediği, bunun yanında davacının alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğu iddiasında bulunulmuşsa da; toplantıda alınan kararların 6102 Sayılı T.T.K.nun 447.maddesinde sayılan kararlardan olmadığı, her ne kadar davacı tarafça yönetim kurulu başkanının şirketi zarara uğrattığı, hisselerini usulsüz devrettiği, yönetim kurulunun basiretli bir yönetici gibi davranmadığı iddia edilmiş ise de soyut iddia dışında dosyaya kesin kabul edilebilir bir delil sunulmadığı, sadece Konya Asliye l.Ticaret Mahkemesinde yönetim kurulu başkanının şirketi zarara uğratacak şekilde gayrimenkul alımı yapıldığına dair karar verildiğinini gösterildiği, söz konusu kararın kesinleşmediği, davacı ile şirket yönetim kurulu başkanı arasında birinci derecede akrabalık (baba-oğul) bulunduğu, bu davaya dayanak olarak gösterilen olaylarla ilgili sadece Konya Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemelerinde birçok davanın bulunduğu ve halen davaların devam ettiği, bu nedenle iddiaların ispatlanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş ise de,
Dava konusu yapılan 22/04/2017 ve 22/05/2017 tarihli olağan genel kurul kararlarının 1 ve 4 no’lu gündem maddelerini açılış konuşması ile dilek ve temennilere ilişkin olması nedeniyle karar niteliğinde bulunmadığından iptalinde söz konusu olmaması karşısında mahkemece bu kararlar yönünden açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı tarafından, dava dışı yönetim kurulu başkanı …’nin muvazaalı hisse devirleri sonucu oy çokluğunu sağlayarak finansal tabloların ve faaliyet raporunun kabul edilmesini sağlaması nedeniyle de 2 ve 3 no’lu gündem maddelerinin batıl olduğu iddia edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın “Oydan Yoksunluk” başlıklı 436.maddesinde “Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” hükmü yer almaktadır. Görüşülüp karara bağlanan 2 ve 3 no’lu gündem maddelerinde …’den hisse devralan …. ile davalı şirket arasında kişisel nitelikte bir iş görüşülüp karara bağlanmış değildir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere…. pay sahibini oy hakkının bulunması esastır. Oydan yoksunluk ise anonim şirketin pay sahiplerin oy hakkına ve bunun doğumuna ilişkin 434 ve 435.maddeleri gözetildiğinde istisnai niteliktedir. İstisna hükümlerinin yorum yoluyla kapsamını genişletilmesi kaçınılması gereken bir yöntemdir ve yorum yoluyla yeni bir oydan yoksunluk hali yaratılamaz. TTK’nın 436/2.maddesine göre oydan yoksunluk, yönetim kurulu üyelerini kendilerine ait paylardan doğan oy hakları ile sınırlı olup, yönetim kurulu üyelerince hisse devredilen kişilerin ibrada oydan yoksun olduğuna ilişkin bir sınırlama bulunmadığından davacının yönetim kurulu başkanının muvazaalı hisse devirleriyle oy çokluğunun sağladığı ve bu nedenle 2 ve 3 no’lu gündem maddelerinde alınan kararların batıl olduğuna ilişkin iddiaları yerinde görülmemiştir.
Genel kurulda gündem maddeleri arasında ibra yoksa finansal tabloların görüşülmesi ibra anlamına geleceğinden ve dava konusu genel kurulda da 2 ve 3 no’lu maddelerde faaliyet raporlarının okunduğu ve finansal tabloların görüşüldüğü oylamada her ne kadar yönetim kurulu üyesi oy kullanmış ise de kullanmış olduğu oyun sonuca etkili olmadığı, bu nedenle alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı bir durumunun bulunmadığı gibi yokluk ve butlan müeyyidesine tabi olmadığından söz konusu kararların iptalinin istenebilmesi için muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesi de zorunludur.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446.maddesinde iptal davası açabilecek kişiler belirtilmiş olup, bu kişiler; toplantı da hazır bulunup da, karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten veya toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceği, düzenlenmiştir.
Somut olayda dava konusu 22/04/2017 ve 22/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantılarında görüşülen hususlar ve alınan kararlar konusunda şirket ortağı olan davacının vekili oylamadan önce görüşünü belirtmiş, oy çokluğu ile şirketin finansal tabloların ve yönetim kurulunun faaliyet raporunun müzakere edilerek kabulüne karar verilmiş, davacı yanca oylamada red oyu kullanılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nun 446.maddesi gereğince toplantıya katılan ortağın karara red oyu kullanarak söz konusu karara muhalif kalması ve bu hususun ayrıca zapta geçirilmesi gerektiğinden, oylama öncesi yapılan görüşmeler esnasında sunulan öneriye karşı olunduğunun belirtilmiş olması ve söz konusu karara karşı red oyu kullanmasının alınan karara karşı muhalif olacağı anlamını taşımayacağından, başka bir ifadeyle oylama öncesi peşin muhalefetin olması söz konusu olamayacağından iptal davası açan ortağın oylama sonrası red oyu ve ayrıca toplantı tutanağına muhalefet şerhini de yazdırması gerektiğinden somut olayda 22/04/2017 ve 22/05/2017 tarihli olağan genel kurullarda alınan kararlara karşı red oyu vermesine rağmen toplantı tutanağında herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığından anılan kararın iptali isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir…..
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince genel kurul kararının iptali için açılan bu davada 22/04/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısının 2 no’lu gündem maddesi ve 22/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısının 2 ve 3 no’lu gündem maddelerinde alınan kararların 6102 Sayılı TTK’nun 446.maddesindeki ön şart (özel dava şartı) gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir. HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesinin kapsamı istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması gerekir ise de, dava şartları kamu düzeninden olduğundan re’sen bu durum gözetilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b maddesi gereğince peşin muhalefet geçerli olmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca KABULÜ ile,
2-Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2018 tarih ve …
… Karar sayılı kararın HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
3-Dava şartı yokluğu sebebiyle HMK’nın 115/2. maddesi gereği davanın USULDEN REDDİNE, ,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile artan 27,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgili taraflarına iadesine.
B)1-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf aşamasında yapılan 46,20 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 144,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan incelemede, HMK’nın 362/1-a. maddesine göre kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay’ın ilgili Dairesinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.08/04/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi- …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.