Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/964 E. 2023/766 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/964
KARAR NO : 2023/766
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2019
NUMARASI : 2018/834 E. – 2019/475 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/05/2019 tarih ve 2018/834 E. – 2019/475 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 01.03.2018 tarihinde 2 yıllık hizmet alam sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkilinin personel taşıma işi üstlendiğini, müvekkili işe başladıktan bir kaç ay sonra haklı bir sebep gösterilmeksizin işe devam etmemesi konusunda uyarıldığını, sözlü olarak ve davalı şirkete gönderdiği ihtarname ile bu konuda yazılı bildirimde bulunulmasını talep etmiş ise de olumlu cevap alamadığını, bunun üzerine davalı şirkete noter kanalıyla 03.09.2018 tarihinde 01.08.2018 tarihli faturanın gönderildiğini, davalı şirketin faturaya haksız olarak itiraz ettiğini ve ödeme yapmaktan kaçındığını, müvekkilinin bu süreçte sözleşmenin gereklerini yerine getirdiğini, davalının 24.09.2018 tarihli ihtarname ile personel taşınması ihtiyacının geçici olarak kalktığını bildirdiğini, sunulan gerekçenin gerçeği yansıtmadığını, servis ihtiyacının devam ettiğini, davalı beyanının fesih iradesi niteliğinde olup haklı gerekçeye dayanmadığını, müvekkilinin tüm bu tutumlara rağmen 05.11.2018 tarihine kadar personel taşıma işine devam ettiğini, müvekkilinin davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle 05.11.2018 tarihinde sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini bildirdiğini, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmeye güvenerek birçok masraf yaptığını ve yeni bir araç tahsis ettiğini, Ağustos ayına ait 4.561,00-TL, Eylül ayına ait 4.414,00-TL ve Ekim ayına ait 4.561,00-TL tutarındaki hizmet bedellerini alamadığını, aynı zamanda menfi, müspet ve munzam zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.536,00-TL fatura alacağı ve sözleşmenin haksız feshi sebebiyle şimdilik 100,00-TL kâr kaybı bedeli olmak üzere toplam 13.636,00-TL maddi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıdan 31.07.2018 tarihine kadar sefer başına ücret karşılığında servis taşımacılığı hizmeti alındığını, alınan hizmete ilişkin tüm bedellerin ödendiğini, davacının talebinin hizmet vermediği döneme ilişkin olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede sefer sayısı taahhüdünün bulunmadığını, 31.07.2018 tarihinden sonra başka bir gerçek veya tüzel kişiden servis taşımacılığı hizmeti alınmadığını, müvekkilinin sözleşmeye uygun davrandığını, vardiya değişikliği nedeniyle servis ihtiyacının bir süre ortadan kalktığını, ihtiyaç duyulduğunda en az üç iş günü önce kendisine bildirim yapılacağının bildirildiğini, sefer yapılmayan günler için düzenlenen faturaları kabul etmediklerini, davacının feshinin haklı nedene dayanmadığını ve 05.11.2018 tarihine kadar hizmet verildiği ve yeni araç tahsis edildiği iddiasının doğru olmadığını, sözleşme müvekkilince feshedilmediğinden TBK’nın 438. maddesine dayanılarak kâr kaybı istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacının sözleşme kapsamında alacak hakkının yolcu taşımasına bağlı olarak sefer başına düzenlendiği, davacı tarafından düzenlenen faturalara ilişkin olarak belirtilen tarihlerde herhangi bir yolcunun taşınmadığı, davacı tarafından gönderilen 03.10.2018 ihtarname içeriği, davalı tarafından gönderilen 05.11.2018 tarihli ihtarname içeriği ve davacı vekilinin 15.05.2019 tarihli celsedeki beyanı dikkate alındığında davacı tarafından herhangi bir yolcunun taşınmadığının anlaşıldığı, sözleşme kapsamında buna dayalı olarak herhangi bir alacağının bulunmadığı, taraflarca yapılmış herhangi bir fesih ihbar bildiriminin bulunmadığının taraf beyanları ve davacı vekilinin duruşmadaki sözlü beyanı ile anlaşılmış olduğundan sözleşmenin feshi sebebiyle kar kaybı talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin sözleşmeye göre davalı şirketin çalışma saatleri dahilinde sefer yapmak ve araçları hazır etmek zorunda olduğunu, müvekkilinin anılan sözleşmeye göre o gün hiç personel gelmese ya da çok sayıda personel de gelse ona göre sefer yapma mecburiyetinde olduğunu ve bu mecburiyete uyduğunu, sözleşmede sefer yapılması için talimat alınacağına dair bir hüküm bulunmadığını, müvekkilinin servisini sözleşmenin 10. maddesi gereği her zaman davalı şirketin önünde hazır ettiğini, kendisine TTK’nın 18. maddesi gereği yazılı bir beyanda bulunulmadığı için seferlerini servis boş da olsa yaptığını, müvekkili servis işletmecisinin beklentisi 2 yıl boyunca servisini her gün davalı şirketin önünde hazır ederek sözleşme süresi boyunca buradan kazanç elde etmek olduğunu, sözleşmenin diğer tarafı olan şirketin bir gün servis isteyip bir gün servis istememe gibi bir durumunun söz konusu olmadığını, sanki arada sırada taşıma işi varmış gibi 2 yılda davalı istediği zaman hizmet sunulsun gibi bir anlamın sözleşmeden çıkarılamayacağını, müvekkilinin alacaklarının haksız olarak ödenmediğini, yapılan iş muhtevası gereği süreklilik arzettiğinden davalının personel taşımasına ara verildiği yönündeki ihtarnamesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle feshederek alacağına hak kazandığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, hizmet alım sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 01.03.2018 tarihinde hizmet alım sözleşmesinin imzalandığı uyuşmazlık konusu olmayıp davacı vekili, davalının sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini, bu nedenle davalı tarafa 05.11.2018 tarihli ihtarnamenin gönderilerek sözleşmenin tek taraflı ve haklı olarak feshedildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin sözleşme bedelini alamadığını, ayrıca menfi, müspet ve munzam zarara uğradığını ileri sürmüş, davalı ise sözleşmeye aykırı davranmadığını, feshin haklı nedene dayanmadığını ve sözleşmenin müvekkili tarafından feshedilmemesi nedeniyle kâr kaybı talep edilemeyeceğini savunmuştur. Her ne kadar ilk derece mahkemesince sözleşmenin taraflarca feshedilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafça sözleşmenin feshedildiği hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. O halde işbu davada taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve davacının bu nedenle zarara uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Somut uluşmazlıkta, taraflar arasındaki sözleşme sürekli edimli bir sözleşme olup, TBK’nın 126. maddesi uyarınca ifasına başlanmış sürekli edimli sözleşmelerde, borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir. Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarına göre de, sürekli edimli sözleşmenin feshi halinde, diğer tarafın uğradığı zararın belirlenmesinde, sözleşme süresinin uzunluğu, sözleşme bitim tarihine ne kadar kaldığı, yapılan iş, feshe maruz kalanın yeni bir sözleşme imzalayıp imzalayamayacağı, yeni bir sözleşme imzalayabilecek konum ve durumda ise bu sözleşmeyi ne kadar sürede imzalayabileceği gibi hususların gözetilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu tür sözleşmelerde taraflar sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar edimlerini yerine getirmekle mükelleftirler. Zira, bu tip sözleşmelerde fesih ileriye etkili sonuç doğurmaktadır.
Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği sabit olduğuna ve davacı tarafça müspet zararın tahsili de talep edildiğine göre, davacının sözleşmeyi feshinde haklı olup olmadığı araştırılarak, davalının haksız olduğunun tespiti halinde ise davacının yeni bir sözleşmeyi ne kadar sürede imzalayabileceği gözetilerek davacının taleplerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla Dairemizce, davacı vekilinin yukarıdaki hususlara ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 22/05/2019 gün ve 2018/834 E. – 2019/475 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/06/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 02/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip