Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/947 E. 2023/657 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/947
KARAR NO : 2023/657
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2020
NUMARASI : 2020/229 E. – 2020/288 K.

DAVACI : … – (T.C. No: …)
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/12/2020 tarih ve 2020/229 E. – 2020/288 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar …. Şti. … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2016/27845 sayılı “…+Şekil” markasının 30, 35 ve 43. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde tescili amacıyla başvuruda bulunduğunu, başvurunun ilanı üzerine davalı …. Şti’nin 99/016265, 2008/07680, 2009/360009, 2011/04173, 2010/54686, 2014/90845 kod nolu markalarını mesnet göstererek, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b, 8/5 ve 35. maddeleri gereğince itiraz ettiğini, YİDK’nın 09/05/2017 tarih ve 2017-M-3330 sayılı kararı ile itirazı kısmen kabul ederek, başvuru kapsamından 30 ve 43. sınıfta yer alan bir kısım mal ve hizmetlerin çıkardığını, tarafların iştigal alanlarınının farklı olduğunu, taraf markalarının yazı karakterlerinin, esaslı unsurlarının da farklı bulunduğunu, karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, … tarafından verilen 09.05.2017 tarih ve 2017-M-3330 sayılı YİDK kararının iptaline, “…” ibaresinin müvekkilinin adına kısıtlama olmaksızın tüm hakları ile birlikte tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, başvuru konusu markanın siyah ve büyük harflerle yazılmış “…” ibaresi ile ibarenin sağ tarafında yer alan üzerinden duman tüten bir kahve fincanı şeklinden oluştuğunu, söz konusu markalarda öne çıkan asıl ve ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğunu, aynı şekilde redde mesnet markalar ile dava konusu marka arasında şekil, anlam, fonetik ve bıraktıkları genel izlenim itibariyle ortalama tüketici nezdinde benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, başvuru konusu markanın redde mesnet markaların serisi biçiminde algılanacağını, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkiline ait markaların ana unsuru konumundaki “…” ibaresinin 29, 30, 35, 43. sınıf mal/hizmetleri kapsamında 1999 tarihinden bu yana tescilli olduğunu, davalı şirket markasının bulunduğu sektör üreticileri, satıcıları tarafından bilindiğini, davacı başvurusunun müvekkili adına tescilli markaların kapsadığı mal ve hizmetler ile aynı sınıflara ilişkin olduğunu, her iki markanın asli unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğunu, “…+şekil” ibaresinin başvuruya bir ayırt edicilik kazandırmadığını, YİDK kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markalarının 30. sınıfta bulunan malları ve 43. sınıfta bulunan hizmetleri bire bir kapsaması bakımından benzer olduğu, ayrıca davacı tarafın markasının kapsamındaki 35. sınıfta bulunan tüm hizmetlerin, 35/06. alt grubunda 01-34. sınıfta bulunan tüm malların satış hizmetini kapsadığı, davalı tarafa ait markaların tescilli olduğu 29, 30 ve 31. sınıfta bulunan malların satış hizmetlerini, davacının marka başvurusunun kapsaması nedeniyle taraf markalarının 30, 35 ve 43. sınıflarda yer alan mal ve hizmetler bakımından aynı/benzer olduğu, davacı tarafa ait markanın kelime unsurunu oluşturan “…” ibaresinin kelime markalarında doğrudan algılanmasından dolayı taraf markaları arasında kelime unsurlu markalar yönünden baskın olmayan bir görsel benzerlik bulunduğu, davalının kelime markası dışındaki markaların görsel mizanpajındaki bariz farklar sebebiyle bu markalar yönünden taraf markaları arasında görsel benzerlik olmadığı, davacı markasında kulağa gelen son sesin “…” ibaresi iken, davalı markalarında ise “…” ibaresinin ilk algılanan, bire bir markalarda ise tek duyulan ses olduğu, taraf markaları arasında baskın olmayan bir sesçil benzerlik bulunduğu, taraf markaları arasında kavramsal benzerlik bulunmadığı, ortalama tüketicilerin dava konusu markayı bir bütün olarak algılayacağı, her iki marka ibaresinin anlamsal, görsel ve işitsel olarak benzer olmadığının ilgili tüketici grubu tarafından bilenebileceği, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve YİDK’nın 2017-M-3330 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markalarının asli ve baskın unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğunu, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markalarının aynı mal ve hizmetleri içerdiğini, taraf markalarının asli ve baskın unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğunu, davacı markasının davalı markasının serisi gibi algılanacağını, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve taraf markalarının kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler bakımından aynı/benzer olduğu, ancak davacı tarafa ait kelime unsuru içermeyen markalarla davalı başvurusunun ibareler yönünden tamamen farklı bulunduğu, davacının kelime markalarının asıl unsurunu oluşturan “…” ibaresinin de davalının “…” ibareli başvurusu ile farklı bulunduğu, zira davalı başvurusunun bir ad soyad markası olarak bir bütün halinde algılanacağı gibi “…” ibarenin Türkiye’de de gösterilen bir Amerikan televizyon serisinin karakterinin adı olduğu, bir bütün olarak bakıldığında taraf markaları arasında ibareler yönünden iltibas tehlikesinin bulunmadığı, tüm bu hususların mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi, aynı taraflar arasında görülüp kesinleşen ve davalının benzer marka kullanımlarının, davacının markalarına tecavüz oluşturmayacağının tespit edildiği Yargıtay 11. H.D.’nin 12.05.2022 tarih ve 2021/204 E.- 2022/3802 K. sayılı ilamında da aynı sonuca varıldığı, dolayısıyla mahkemece taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı Şirket vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı Şirket vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 220,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, davalı Şirket ile davalı … tarafından yanlışlıkla temyiz başvuru harcı olarak yatırılan 397,80’er TL’ndan mahsubu ile bakiye 177,10’ar TL’nin karar kesinleştiğinde talepleri halinde davalılara ayrı ayrı ödenmesine,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip